ÖĞRENCİ sayısının çokluğu nedeniyle, aynı anda birkaç amfide sınav yapılan, hukuk fakültelerinden birinde, yakın tarihte ilginç bir olay yaşandı.
Sorular sorulduktan sonra, 15 dakika sınavdan çıkmak yasak olduğu için, bu süreyi bekleyen bir öğrenci, adı, soyadı ve numarasını yazdığı sınav kağıdını, boş olarak verip, dışarı çıkar. İki gün sonraki bir başka sınavda da yine aynı öğrenci, adını-soyadını yazdığı sınav kağıdını boş verip çıkar. Daha sonraki sınavda da yine aynı olay...
ÖZEL KULAKLIK
Sınava girip, sorular sorulduktan bir süre sonra çıkan bu öğrenci, aslında hukuk fakültesi öğrencisi değil. Mevcut öğrencilerden biri adına düzenlenmiş, sahte bir kimlikle, sınava giriyor ve soruları aldıktan sonra, kağıdı boş verip, sınavdan çıkıyor. Ardından, yurtdışından getirtilmiş çok özel ve minik cihazı, kulağına yerleştirip, saçlarıyla kulağını kapatmış, sınavdaki 8 öğrenciye soruların yanıtları yazdırılıyor.
Tahmin ettiğiniz gibi, bu öğrenciler sınavdan yüksek not alıyorlar.
Olayın nasıl fark edildiğine gelince; aynı ismi taşıyan bir öğrencinin, her sınavda biri sadece adı-soyadı ve numarası yazılı, diğeri de sınav sorularının yanıtlandığı iki kağıdı çıkıyor. Dikkatle incelendiğinde, yazı karakterlerinin farklı olduğu görülüyor.
Biraz daha araştırılınca, şeytanın bile aklına gelmeyecek, olay fark ediliyor.
YENİ BİR SORUN
Öğrencilerin kopya çekme konusunda, o kadar çok yöntemleri var ki. Yazılsa herhalde kalın bir kitap olur!..
Teknoloji çok gelişti. Cep telefonlarının bile bluetooth kulaklıkları var.
Önümüzdeki dönemde ya da dönemlerde, kulaklığı takan ve üzerini de başörtü ile kapatıp sınava girecek olanlarla birlikte, fakültelerde kopya çekme olayları yaygınlaşabilir.
Sınavlarda gözetmenlik yapan erkek araştırma görevlilerinin, başörtüyü açtırıp arama yapması da zor. Her sınav salonunda, gözetmen olarak bayan araştırma görevlisi bulundurmak da zor.
Hadi bakalım, ne olacak şimdi? Burada, "başörtüsü takanlar kopyacı, diğerleri değil" şeklinde bir mesaj vermek istemiyoruz. Normalde başörtüsüz olanlar bile, sınava girerken başörtülü girip, kendilerine kopya çekme avantajı yaratabilirler.
Yakında, sınav salonlarında iletişimi engelleyen, teknik bir düzenleme başlatılırsa, sürpriz olmasın.
Hekimlik ve fahişelik
Her ikisi de dünyanın en eski meslekleridir.
Her ikisi için de "Allah muhtaç etmesin ama yokluklarını da göstermesin" denir.
İkisinin de aldığı ücrete "vizite ücreti" denir.
Sosyetik olanları daima el üstünde tutulur; sık sık televizyonlarda, basında boy gösterirler.
Her ikisi de müşterilerini seçme şansına sahip değildir. Ancak müşterileri onları seçebilir.
Mesleklerini sevmeseler de bir kere başladılar mı artık geriye dönüş yoktur.
"Ne olacaksan ol ama en iyisi ol" düsturu her iki meslek için de geçerlidir.
(Teşekkürler Dr. Murat GÖKÇE)
İkinci veya üçüncü kocanın aylığı
SOSYAL güvenlik reformu ile ilgili son tasarının 56. maddesine göre, dul kadının ikinci ya da üçüncü kocasının ölmesi halinde, iki ya da üç kocadan da aylık bağlanamayacak.
Dul kalan eş, son kocasından kalan aylığı almak zorunda kalacak. Örneğin, ölen ilk kocasından dolayı TC Emekli Sandığı’ndan 1.500 YTL aylık alan dul kadın, evlenir ve daha sonra Bağ-Kur’lu olan ikinci kocası da ölürse sadece ikinci kocasından aylık bağlanabilecek. Buna göre, ikinci kocasından dolayı hesaplanacak "dul aylığı" 800 YTL ise, dul kadın sadece 800 YTL aylık alabilecek. Dul kadın "Ben ikinci değil birinci kocamdan aylık bağlanmasını istiyorum" diyemeyecek.
Bu durumda, çözüm olarak üç yol gözüküyor: Birinci Yol: Dul kadınlar evlenirken, yeni eşinin aylık durumunu da göz önüne alacak. İkinci Yol: Dul kadınlara, ölen kocalarından aylık bağlanabilmesi yönünden, tercih hakkı tanınacak. Üçüncü yol ise, dul kadınlar, birinciden sonra hiç evlenmeyecek...
Masal
KÜÇÜK kız, gece annesinin yatak odasına gidip, masal anlatmasını istemiş. Annesi, karanlıkta kızını başucunda görünce şaşırıp;
"- Bir tanem neden hálá uyumadın? Saat iki buçuk, neredeyse sabah oluyor!" demiş.
"- Biliyorum anne." demiş minik kız, "- Ama mutlaka bir masal dinlemek istiyorum."
"- O zaman gel yanıma yat meleğim. Babanın gelmesini beraber bekleyelim. O nasıl olsa gelince masal anlatacak, beraber dinleriz!.."
(Teşekkürler Cem Barlas ARSLAN)
Ayıp olur
UÇAKTA hostes bir papaza sorar:
- İçki olarak ne emredersiniz? Viski, cin, şarap?
Papaz sorar:
- Kaç metre yükseklikte uçuyoruz kızım?
- On bin metredeyiz peder.
- O halde sen bana su getir kızım, patrona yakın sayılırız, ayıp olur.
İlginç bilgiler Dünyada insan başına düşen karınca sayısı 1 milyondur.