Hopdediks’in mucizevi iksiri

Kendi çapımdaki gazetecilik hayatımda iki konuda aldığım mail’lerin haddi hesabı yok. Birincisi aldatma ve ihanet konusunda.

Üçlü ilişkiler, üçgen ilişkiler, ‘İkinizi de seviyorum’ durumları. Diğerini de şu anda elinizde tutuyorsunuz: Anne sütü. İnanılır gibi değil. Dünyanın bütün anneleri harekete geçti. Ben de bu meselenin basındaki aracılarından biri olmaktan gurur duyuyorum, haberiniz olsun...

SÜT BASKISI

Çocuk doğuran her Türk kadınının başına geliyordur. Hastanede yatıyorsun, ziyarete gelen herkes -ama istisnasız herkes- şu üç soruyu soruyor: ‘Bebek nasıl?’ ‘Sen nasılsın?’ Ve ve ve o en korkutucu soru: ‘Sütün var mı?’ Bu ne baskıdır Allah’ım! Düşün, ben yatakta kendime gelmeye çalışıyorum, kayınvalidemin ilk yaptığı hareket göğüslerimi elleyip sütümü kontrol etmek oluyor. Göğüslerimin normal olduğunu görünce de, ablama dönüp ‘Sütü sonradan gelecek herhalde’ diyor. Ve benim süt paranoyam başlıyor: ‘Ya gelmezse?’ Annem ise sürekli olarak göğüslerimden sütün taşması gerektiğini söylüyor, bunun için ağzıma yiyecekler tıkıyor. Bu durum da paranoyamı destekliyor. Kızım her ağladığında, ‘Sütü yetmiyor galiba’, ‘Bu çocuk aç!’ yorumları da işin cabası oluyor! Çevremdeki bu baskıya yenilip, bebeğime mama verebilirdim, aslında ramak kalmıştı. Allah’tan şahane bir kocam var, destek çıktı ve bebeğime sadece anne sütü verdim. Doğum yapan her kadın, bu tür baskılar göreceğini bilmeli ve sabırlı olmalı. Bunlar da benim tecrübelerim efendim. Bol sütlü günler dileklerimle. (A. Ö)

- Tecrübelerinizi aktardığınız için teşekkür ederim. İnanıyorum ki, milyonlarca evde sizinkinin benzeri sorunlar yaşanmış, yaşanıyor ya da yaşanacaktır. O yüzden sağ olun var olun. Öpüyorum.



LAKABIM İNEK

8,5 yaşındaki kızım Dilara, bana hamileliğim sırasında şöyle demişti: ‘Anne, sen bir canlı yaratabildiğine göre Tanrı olmalısın!’ Hiç yoktan bir varlık ortaya çıkarıyorsun. İçinden çıkarıyorsun. Ve onu bedeninle besliyorsun. Bundan daha olağanüstü ne olabilir? Gel gör ki, modern ve şehirli kadın için hamilelik ve emzirmek, toplum dışı kalmak demek. İş hayatıyla birlikte emzirmeyi devam ettirebilmek çok güç. Ama ben tüm zorlukları aşarak (lakabım inek!) bütün zorluklarla savaşarak emzirdim. Burnumdan geldiği çok oldu. Ama yılmadım, vazgeçmedim. Dilerim, bizden sonraki anneler, doğalarına daha çok sahip çıkarlar. Emzirmenin ne kadar olağanüstü bir şey olduğunun farkına varırlar. Ve çevrelerini eğitmeyi başarırlar. Özellikle de eğitimli olduğu iddia edilen şehirli ve modern kadınlar. Fırsatın olursa lütfen ara, garip isimli kızlarımızı bir görüştürelim. 10,5 aylık kızımın adı Suyla! (Deniz P.)

- Sadun Boro’nun kızı Deniz, benim eski kapı komşum, şahane insan... 10 yıl sonra senden haber almak çok güzel. Üstelik, bu haberin süt konusunda olması daha da güzel. Evet, çocuklarımızı mutlaka tanıştıralım. Emzirme konusunda tamamen senin gibi düşünüyorum. Yaşasın inekler!

MANİ OLMAYAYIM

Benim çocuğum altı aylık. Hem karnı acıktığında hem de uyurken emiyor. Böyle olunca daha ne kadar süre dayanabileceğimi bilmiyorum. Bu durumda fizyolojik ihtiyaçlarımı bile karşılayamıyorum. Kendime bir dakika vakit ayıramıyorum. İki yıl emzirmek güzel tabii ama ben düşünemiyorum. Emzirene mani olmayayım ama ben almayayım (Özlem O.)

- Size haklısınız ya da değilsiniz diyemeyeceğim. Karar verecek kişi sizsiniz. Siz nasıl istiyorsanız öyle olacak. Evet kabul ediyorum, bu işin söylediğiniz gibi zorlukları da var...

PLAJDA, ARABADA

2,5 yaşında bir kız çocuğu olan ve ABD’de yaşayan bir anneyim. Kızım büyük bir mutlulukla anne sütü almaya devam ediyor. Bu konuda oldukça çaplı bir araştırma ve soruşturma yaptığımı söylemeliyim. Kitaplar, internet sağlık siteleri, doktorum, televizyon yayınları ve elime geçen her türlü bilimsel çalışma. Öğrendiğim şu ki emzirmenin, hele hele iki yaşına kadar (ve hatta ötesinde) bebeğinize getirdiği fayda inanılmaz boyutta. Konuyu artık bana teatral gelmeye başlayan ve samimiyetini yitirmiş abartılı bir duygusallıkla açıklamayacağım. Hayır, benim yaklaşımım daha çok sorumluluk noktasında: Çocuklarımızı bu dünyaya getirirken onlara sormadık, danışmadık, yani varlıklarından tamamen biz ebeveynler sorumluyuz. Yetiştirme yöntemlerimizi onlar değil biz seçiyoruz. Onlar için ne kadar adaletsiz ve bizler için ne kadar rahat bir durum değil mi? Hepimiz anne babamızın bizi yetiştirme yöntemleri, bizlere davranış şekilleri konusunda az ya da çok şikáyetçi değil miyiz? Haydi o nesiller çok bilgi sahibi değillerdi, ya bizler? Her istediğimiz konuda bize bilgi ulaştıran inanılmaz bir bilgi ağı var elimizin altında, yani artık özrümüz de yok. Biraz iddialı ve katı görünse de, bu dediklerime tümüyle inanıyorum. Kendim çok hatalar yapan bir anneyim, aksini savunmak abes. Ama elimden gelenin yine de en iyisini yapmaya çalışıyorum tüm iyi niyetli anneler gibi. Yaşam koşullarım da elverdiği için kızımı istediği zaman ve yerde emzirmeye devam ediyorum. Plajda, arabada, arkadaşlarımlayken, yani her ortamda abes kaçmayacak biçimde kızıma süt veriyorum. (S.A)

- Tebrik ediyorum. Yaptığınızı yapmaya devam ediniz. Bana da güç verdiğinizi biliniz. Öpüldüğünüzü de.

ANNE HİSSEDER

Birinci kızımı 16 ay emzirdim. İkinci kızım şimdi 17 aylık ve ben hálá emziriyorum. Çevremdekiler ‘Kes artık. Boşuna emziriyorsun’ diyorlar. Kesmeye çalıştım ama başarılı olamadım, kendimi hazır hissetmiyorum, hálá emzirmem gerekiyormuş gibi geliyor. Sütüm de var, neden boşa gitsin ki diyorum. Kızlarımın ikisi de zayıf, ‘Sütün yaramadığı için zayıf bunlar’ deyip moralimi bozuyorlar. Emzirme konusunda kendimi bir savaşçı gibi hissediyorum. Herkese rağmen ben ısrarla emziriyorum. Bence siz de böyle yapın. Çevremizde herkes bebek bakımı ve büyütülmesi konusunda profesör sanki. Onlar en doğruyu biliyor, biz bilmiyoruz. Oysa kanımca bir bebek için doğru zamanı en iyi anne hisseder. Annelik bu değil midir zaten? (Ebru G.)

- Aynen sizin gibi düşünüyorum. Savaşmaya devam edin, ben de edeceğim.

YANİ NEYMİŞ

Ben İtalya’da oturuyorum. 4 yaşında bir oğlum var. Ve sadece bir ay anne sütü aldı. Oğlumun sağlık yönünden hiçbir problemi yok. Bağışıklık sistemi güçlü. Kısaca sadece Türkiye’de anne sütü 2 yaşına kadar verilmeli deniyor. Bunu İtalya’da söyleseniz size şöyle kuşkuyla bir bakarlar! İtalya’da doktorların tavsiyesi 2 ya da 3 ay anne sütü. Hatta şimdilerde Fransa ve İtalya anne sütü vermeyi tamamen reddediyor ve bebek hazır mamalarla besleniyor. Bazı doktorlar bu mamaların anne sütünden bile iyi olduğunu savunuyorlar. İnanın bana Avrupa’daki çocuklar bizim çocuklardan çok daha sağlıklı ve dirençli. Yani neymiş? Anne sütü olmadan da olurmuş. (Rengin G.)

- Bu konuda benim söyleyebileceğim bir tek şey var. Her çocuk kendi gerçeğiyle büyür. Ben de bebekken hiç süt almadım. Alamadım. Ama çocuğuma verebileceğim kadar vermek istiyorum.

BEN BIRAKAMADIM

Sütü oğlum 2 yaşındayken kestim. Oğlum oldum olası gururlu bir çocuktu, ‘Yoksa yoktur’ dedi ve bitirdi işi. Ama ben resmen bunalıma girdim. Sanki oğlum için son derece yararlı ve onun zevk aldığı bir şey bende var ama ben o şeyi oğlumdan sakınıyorum. Mahvoldum. Sütü boşaltamadığından iltihap olmuş memelerimle, doktorun verdiği antibiyotiklerle tedavi olmaya çalışırken, eğer eşim ‘Başlanmış iş bitirilmiş iştir. Madem başladın bitir’ yollu telkinlerde bulunmasaydı ben tekrar başlardım emzirmeye. Yani oğlumdan daha zor ben bıraktım memeyi. Bizde herkes başkalarının kararlarına ve yaptıklarına karışmaya, onu etkilemeye, yönlendirmeye pek meraklıdır. O nedenle derim ki, bu konuda kim ne derse desin, siz annelik içgüdünüzün dediğini yapın. (Şerife)

- Siz de haklı olabilirsiniz. Belki de çocuk değil, anne vazgeçemiyordur. İçgüdüleri engelliyordur. Bu işin insan kendini hazır hissettiğinde yapılması gerekiyor. Ben henüz hazır değilim.

HER YERDE EMZİRİN

Size Kanada Toronto’dan yazıyorum. 5 yaşında bir kızım ve 1 yaşında bir oğlum var. Pompayla her ikisine de ikişer ay anne sütü verebildim, o kadar. Hastanede ve evde bebeklerim göğsümü alsınlar diye bütün pozisyonları denedim. Hemşire, ‘Sağa yat, sola yat, amuda kalk’ dedi. Yine de almadılar. Burada anne sütüyle ilgili Sağlık Bakanlığı’nın öyle büyük bir kampanyası var ki, aklınız durur. Öyle 1 yıl da değil, çocuk aldığı kadar emzirin diyorlar. Valla, millet 3-4 yıl emziriyor. Belediye otobüsünde şöyle bir reklam gördüm: ‘Her yerde emzirin. Otobüste, metroda, alışverişte.. Kendinizi rahat hissedin ve emzirin... (Yıldız U.)

- Teşekkür ederim. İki mail yukarıdaki arkadaşa da cevap vermiş oldunuz. Avrupa’da yok böyle şeyler diyen arkadaşa. Bu da Kanada farkı olsa gerek.

OĞLUM VE BEN

Benim oğlum Mali, yaşıtlarından biraz şanssız. Çünkü doğduktan 42 gün sonra benimle beraber işe -yani işyerimin kreşine- başlamak zorunda kaldı. Ben ona kader arkadaşım diyorum. Sabahın köründe yola koyulurduk, dönüş saatimiz de pek belli olmazdı. Ama sıkı durun, benim oğlum kreşe, yağan yağmura, kara, kavuran sıcağa, toplu taşıma araçlarındaki haşin bakışlara aldırmadan tam 25 ay meme emdi! Akşam olup da ben Mali’mi almaya kreşe gidince, ‘Memeciiiiiiiiiiiiiiiii’ diye bağırması yeri göre inletirdi. Ben sadece onun annesi değil, aynı zamanda memecisi’ydim. Dünyanın en şahane şeyi emzirmek. Ne mutlu ki siz de Alya’nın memecisi’siniz. (İdil Y.)

- Bu sıcak yaklaşımınız için teşekkür ederim. Sizin destekleriniz insana gerçekten cesaret veriyor.



AYIPTIR SÖYLEMESİ

Ben de 2 yaşına kadar emenlerdenim ayıptır söylemesi! Kız kardeşim ise 6 ayda bıraktı bu Hopdediks’in mucizevi iksirini. Şimdi dondurma yese öksürmeye başlar, rüzgar esse nezle olur. Bense yılda bir sefer hafif bir nezle geçiririm sadece. Diyorum ki, piyasaya çıkarsalar da alıp içsek, o kadar yani. (İbrahim)

- Mail’inizden başlık yaptım haberiniz olsun!



SANA TAVSİYEM

Kadınım. Hollandalıyım. Anneyim. 25 senedir eşi benzeri olmayan bir Türk’ün karısıyım. 21 senedir Türkiye’de yaşıyoruz. ‘Çocuk da yaparım, kariyer de’ diyenlerdenim ama ben bunu 20 yıl önce söyledim ve hayata geçirdim. 19 yaşında oğlumuz var, üst düzey yöneticiyim. Bence hayatında çocuğuna verebileceğin en iyi şeyler parayla ölçülmez. En iyilerin top 3’ünü vereyim: Anne sütü (rakipsiz ve binlerce yıl 1 numara), sıcak bir yuva, iyi bir rol-model. Oğlum 8 haftayken işime dönmeme rağmen onu tam 13 ay boyunca emzirdim. Bu konuda sana tavsiyem, kimseye kulak asma, içinden geldiği kadar emzir kızını. (Cindy)

- Şahanesiniz! Sözünüzü dinleyeceğim. Kimseye kulak asmayacağım.
Yazarın Tüm Yazıları