Paylaş
Muayenehanelerden hizmet almayı tercih eden hastalar nedense gözardı ediliyor. Kamu ya da özel hastanelerin sıkışık, görüşme ve muayenenin birkaç dakikayla sınırlı olduğu poliklinikleri yerine daha uzun zaman ayrılabilen muayenehane hekimlerine gitmeyi isteyebiliriz. Hele düzenli takip edilmesi gereken hastaların, polikliniklerde denk gelen doktora değil kendi seçeceği, sorununu iyi bilen, izleyen doktora gitmeye hakkı yok mudur?
Gündemin bu hararetli tartışmasına hastaları, Türk Kardiyoloji Derneği soktu. Altı farklı ilde, muayenehanelerden hizmet alan toplam 788 hastayla araştırma yaptı. Araştırmaya göre, muayenehanelere gidenlerin yüzde 97.5’i gönüllü olarak oradan hizmet almayı tercih ediyor. Hekimin çalıştığı hastaneden gelenlerin oranıysa sadece yüzde 2,5. Aynı hastaların yüzde 88’i muayenelerin kapatılmasının hastalar için iyi olmayacağını düşünüyor.
YÜZDE 77.6 TANIDIK TAVSİYESİYLE
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Gaziantep ve Konya’da iç hastalıkları uzmanları ve kardiyologların (yüzde 27’si devlet, yüzde 73’ü üniversite hastanesinde çalışıyor) muayenehanelerinde 788 hastayla görüşülerek gerçekleştirilen araştırmaya göre hastaların:
* Sadece yüzde 2,5’u muayenehaneye zorunlu geldiğini, yüzde 77,5’u bir tanıdık, yakın veya geldiği hekimin eski bir hastasının, yüzde 15,9’u başka bir doktor veya sağlık çalışanının tavsiyesiyle muayenehaneye geldikleri bildirdi.
* Hastaneye gitmeden, doğrudan muayenehaneye gelenlerin oranı 11. Yüzde 89’u muayenehaneye gelmeden önce bir hastanede muayene olduğunu, yeterli sonuç alamadıkları için muayenehaneye geldiklerini bildirdi. Önceden gidilen hastanelerin yüzde 60’ı devlet, yüzde 43’ü üniversite, yüzde 36’sı özel hastaneler.
HASTALAR DOKTORDAN DAHA UZUN ZAMAN İSTİYOR
Hastaların muayenehaneleri tercih nedenleriyse şöyle:
* Yüzde 86’sı tedavisinin en iyi gittiği doktorun yapacağına inandığı ve söylendiği için,
* Yüzde 82’si hastanelerde hastaya yeterli zaman ayrılamadığı, doktoruna derdini daha iyi anlatmak ve daha uzun konuşabilmek için,
* Yüzde 81’i, doktorunun kendisi hakkında her şeyi bildiği ve sürekli takip ettiği için,
* Yüzde 80’i telefonla aradığında kolayca ulaşabildiği için,
* Yüzde 72’si hastaneler kalabalık olduğu ve sıra beklemek istemediği için,
* Yüzde 66’sı hastane ortamından rahatsız olduğu için,
* Yüzde 56’sı daha önce gittiği yerlerde tedaviden tam sonuç alamadığı için,
* Yüzde 49’u hastalığını ve yapılanları tam olarak öğrenmek için,
* Yüzde 3’ü istemediği halde mecbur kaldığı için geliyor.
YÜZDE 92’Sİ ZATEN KAPANDI, KIYAMET YÜZDE 8 İÇİN KOPUYOR
Prof. Dr. Oktay Ergene (Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı): Sağlık Bakanlığı’nın politikaları sonucu muayenehanelerin yüzde 92’si zaten kapandı. Varlığını sürdürenlerse hastaların daha farklı ve kaliteli sağlık hizmeti talebinden dolayı devam ediyor. Artık hastalar muayenehaneye hastaneden yönlendirmeyle değil, tavsiyeyle, hekimine inanarak geliyor. Hasta-hekim ilişkisinin en iyi sağlandığı yer olan muayenehaneler gerçek hüviyetine kavuştu. Hastaların yüzde 88’i kapatılmasının hastalar için iyi olmayacağını, kapatılmaması gerektiğini söylüyor.
Kırışıklıkla savaşta bunları unutmayın
Yıllar, mimikler, yerçekimi ve daha birçok faktör ciltte izlerini bırakıyor. Yaş ilerledikçe izler derinleşiyor, kırışıklıklara yol açıyor. Neyse ki çaresiz değiliz, süreci bir nebze olsun yavaşlatmak mümkün...
Dermatoloji uzmanı Dr. Gökhan Okan, cilt tipine uygun nemlendirici ve temizleyicilerle cildin kurumasına izin verilmemesi gerektiğini hatırlatıyor. Ayrıca cildinizi yaşlanmayı hızlandıran güneşten yaz-kış korumak gerek. A, C ve E vitamini içeren ürünleri ve yiyecekleri yaşamınızdan eksik etmeyin. Östrojenli kremler kullanarak elastikiyeti koruyun. Botoks, peeling, dolgu ve lazer gibi neştersiz yöntemlerden de pekala destek alabilirsiniz. Dr. Okan cildin ilerleyen yaşlara yenik düşmemesi için bulundurmanız gereken ürünleri sıralıyor:
* Cildin yapısına uygun bir sabun veya temizleyici ürün (normal ve kuru ciltler için gliserinli, yağlı ciltler içinse kepekli sabun),
* Cildi temizledikten sonra uygulanmak üzere sıkılaştırıcı tonik (alkol, aseton, salisilik asit ve resorsinol gibi cildi kurutan katkı maddeleri içermemeli),
* Yağlı ciltlere uygun yağsız krem veya jeller,
* Cilt yapısına uygun nemlendirici kremler (kuru ciltler için yağlı, yağlı ciltler içinse az yağlı ve su bazlı)
* Yaz-kış dışarı çıkmadan sürülmek üzere yüksek faktörlü güneş koruyucular,
* Geceleri uyumadan uygulamak üzere yine cilt yapısına uygun bir gece kremi,
* Banyo suyuna katmak üzere parfümsüz banyo yağları,
* Cildin nem dengesini koruması için ph’ı 5.5 temizlik malzemeleri (şampuanlar ve vücut yıkama ürünleri)
Nöralterapiyle ağrı tedavisi
TAMAMLAYICI TIP
Avrupa’da birçok ağrı tedavi merkezinde uygulanan nöralterapi; migren, gerilim tipi baş ağrısı, boyun sırt ve bel ağrıları, boyun ve bel fıtıkları, kulak çınlaması ve baş dönmeleri, unutkanlık, nevralji, organik fonksiyon bozuklukları, her türlü eklem fonksiyon bozukluğu ve ağrıları, spor yaralanmaları, varis ve selülit tedavisinde, uyku bozukluğu ve düzensizliği gibi sorunların tedavisinde yardımcı bir yöntem. Nöralterapi Derneği Başkanı Dr. Hüseyin Nazlıkul, seanslar halinde uygulanan yöntemin basitçe sinir sistemine enjeksiyonlarla analjezik madde verilmesine dayandığını söylüyor. Amaç, vücudun doğal iyileşme sürecini enjeksiyonlarla harekete geçirmek.
Burcu Esmersoy (TV sunucusu)
SAĞLIĞIM İÇİN
Mutlaka yaparım: Kondisyon sporları yaparım. Organik beslenmeye çalışırım.
Asla yapmam: Sigara içmiyorum. Fast-food’dan uzak dururum.
Mutlaka yapacağım: Altı ayda bir detoks yaptırıyor ve çok yararlanıyorum. Zamanı yaklaştı, iple çekiyorum.
Doğuma hazırlık yapanlara
ŞİFA KÜTÜPHANESİ
Pam England ve Rob Horowitz, İçgüdüsel Doğum adlı kitaplarıyla doğal doğuma hazırlıyor. Kuraldışı Yayınevi’nden, 24 lira.
UZUN LAFIN KISASI
YANLIŞ: Tuza da ihtiyacımız var. Tabii ki yediğimiz her şeye tuz atmalıyız. Zaten tuzsuz yemek olmaz.
DOĞRU: Günlük tuz ihtiyaçımız sadece 4-6 gram. Yediğimiz birçok besinde zaten tuz var. Gizli tuz kaynakları (salça, ev yapımı erişte, zeytin, turşu, sucuk, salam, pastırma gibi) da cabası.
Paylaş