Havai fişekler arasında S&P

HABERİN başlıkları evvel Allah, yine uçuyor, “Piyasalar not sarhoşu”, “Ekonomi uçuşa hazır”, “Müjde notumuz arttı”, “İşte yeni zafer” naralarından geçilmiyor.

Haberin Devamı

Bununla birlikte, bazı gazeteler (Hürriyet dahil) haberin içeriğine sadık kalıyor.

Uluslararası değerlendirme kuruluşu Standard and Poors (S&P) Türkiye’nin kredi notunu BB’den BB+’ya yükseltiyor. “Kürt sorununda atılan adımların
yansıması” olarak. Bir kademe yükseltiyor ancak, “Gidin Türkiye’ye yatırım yapın” demiyor. Hâlâ yatırım düzeyinin altında tutuyor.

Açıklamanın devamını okumak, sarhoşluğa kapılanların işine gelmiyor.

UYARILAR VAR

Açıklamanın devamında S&P uyarılarını sıralıyor:

- Kamu harcamalarını arttırmayın.

- Cari açığa dikkat edin.

- Seçimler yaklaşırken, mali disiplini bozmayın.

S&P 2013 büyüme hızını yüzde 2-2.5 dolayında tahmin ediyor.

Yorumlara bakıyorum, tam uçma yarışı. Yandaş gazeteciler, bazı bakanlar dahil, iş dünyasının ağzından bal damlıyor. TV’lerde bazı ekonomi yorumcuları onlardan geri kalmıyor. Onların çok azı bu uyarılara dikkat çekiyor, öne çıkan zafer naraları. Asli görev hükümete yaranmak.

S&P’nin Türkiye’nin notunu arttırması elbette iyi bir şey, ama bunu gerçekleri zorlayarak, abartmanın âlemi ne? İktidara yaranma, kararı tozpembe gösterme yarışı.

Kaldı ki, perde arkasında bir gerçek var. Hükümet notumuzun “Yatırım yapılabilir” düzeyine çıkarılmasını bekliyor, ama o olmuyor, not bir altta kalıyor.

Haberin Devamı

FIRÇA FIRÇADIR

Zafer naraları arasında geçen yılı hatırlamak gerek. 2012 Mayıs ayında S&P notumuzu düşürdüğünde Tayyip Erdoğan küplere biniyor:

“Sen kalkıp Türkiye’nin notunu indirirsen, yemezler. Bunun bedelini, seni tanımıyorum demek suretiyle açıklarız”.

Erdoğan Türkiye’nin bu kuruluşlardan çıkabileceğini ve kendi değerlendirme kurumunu oluşturabileceğini söylüyor. Böyle bir girişimin hiçbir anlamı yok ama, fırça fırçadır, bize yan bakanın hali dumandır.

TRK NEREDE

Türkiye’nin kendi değerlendirme kuruluşu ne olabilir mesela? TRK, Türkiye Rating Kurumu. Son zamanlarda “milli” sözcüğü gıcık yaptığı içi, neme lazım, ben “Milli Rating Kurumu” demiyorum, ne olur, ne olmaz.

Not düştüğünde, bakanlar ve iş dünyası Erdoğan’a destek için sıraya giriyor, “Bu S&P’den zaten kimseye hayır gelmez”. Not artınca, aynı sıra yine oluşuyor, bu sefer havai fişek patlatan patlatana.

Haberin Devamı

Düğüm burada: Öcalan’a özgürlük

BİZİM jetler Kuzey Irak’ta köyün üstünde tur atarken, köyde Murat Karayılan basın toplantısı düzenliyor.

Söylediklerini dün medyada pek göremiyorum. Oysa, Reuters Haber Ajansı’na göre, iki noktanın altını çiziyor:

“1- Asıl amacımız Öcalan’ın özgürleşmesidir.

2- Orta kademeyi ve bazı birliklerimizi ikna etmeye çalışıyorum”.

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş Ankara’da bazı gazetecilerle sohbet ederken, “Öcalan’ın PKK’ya henüz sınır dışına çıkma çağrısı yapmadığını” söylüyor.
Demirtaş ile Karayılan’ı birlikte okursak, manzara şu:

“Silahlara veda” aşamasına gelinmiş değil. PKK’da bu yönde henüz fikir birliği oluşmuş değil.

Can alıcı düğüm ise, “Öcalan’ın özgürlüğü”. Gerisi laf. Karayılan öyle ifadeler kullanıyor ki, “silah bırakma şartı olarak Öcalan’ın özgürlüğünü” vurguluyor.
Hükümetin sıkıştığı yer burası, altından nasıl kalkacak, bu soru askıda.

 

Yazarın Tüm Yazıları