Havai fişek görgüsüzlüğü yeni felaketler çağırıyor

Olur olmaz her vesileyle havai fişek patlatmak genelde yaz aylarında tanık olduğumuz bir görgüsüzlüktü. Ne yazık ki kış akşamlarına da bulaşmaya, şehirlilerin huzurunu kış aylarında da bozmaya başladı.

Şubat ayının göbeğindeyiz ve geçen haftasonu, İstanbul’da her gece havai fişekler patlatıldı; üç, beş görgüsüz eğlenecek diye İstanbullular’ın huzuruna saldırıldı.

İstanbul Valiliği ve İstanbul Belediyesi’ni iki yıl önce uyarmıştım. Her önüne gelene, her gece havai fişek gösterisi yapma izni vermekle büyük bir faciaya davetiye çıkarttıklarını yazmıştım. Felaket geçenlerde geldi. Kaçak havai fişek imalathanelerinden biri havaya uçtu ve onlarca kişi öldü.

Bu felaketin ardından havai fişek gösterilerinin tamamen yasaklanmasını talep eden bir yazı yazdım.

Havai fişekçiler, ya gerçekten İstanbul Valiliği dünyanın tüm medeni şehirlerinde olduğu gibi İstanbul’da da havai fişek gösterilerine kısıtlayıcı yasaklar getirirse diye telaşlanmışlar, mahkemeye vermekle tehdit eden bir mektup göndermişler.

Tehditleri densiz, endişeleri yersiz. Hiç merak etmesinler İstanbul halkının huzuru İstanbul Valiliği’nin umurunda olmayacaktır. İstanbul’da yaşayanların huzurunu bozan havai fişek gösterileriyle ilgili onca yazı yazdım, İstanbul Valisi tekine cevap vermedi, İstanbul’un huzurunu sağlamaya yönelik tek bir adım bile atmadı. Tersine her sene daha fazla havai fişek gösterisine izin vererek, İstanbulluların huzurunun umurunda bile olmadığını kanıtladı.

Sonunda geliyorum diyen felaket de geldi. İstanbul Valiliği’nin sorumsuzca verdiği izinlerle her akşam birkaç kez tekrarlanan havai fişek gösterileri, İstanbul’da havai fişeğe dünyanın hiçbir yerinde olmayacak kadar şişkin bir talep yarattı. Bu kontrolsüz talep, valiliğin yetersiz denetimiyle birleşince kaçak imalathaneler peydah oldu. Sonuç felaket.

Ve maalesef yaşayacağımız son felaket de değil bu. İstanbul Valiliği havai fişek görgüsüzlüğünü kısıtlayacak önlemler almamakta inat ederse, başka felaketler de sırada. Yıl boyunca faaliyet gösteren, koskoca kaçak imalathaneleri denetlemekten aciz İstanbul Valiliği, her gece üç, beş kez tekrarlanan havai fişek gösterilerini mi yeterince denetleyebilecek?

Hem denetlese ne olacak. Ne kadar iyi denetleniyor olursa olsun asıl sorun başka. Asıl önemli olan üç, beş kişi eğlenecek diye yapılan bu gösterilerin milyonlarca şehirlinin huzurunu bozması.

Cumhuriyet Bayramı’nda tamam... Şampiyonluk gibi kitleleri ilgilendiren çok önemli günlerde, uluslarası büyük zaferler gibi tüm ulusu sevince boğan günlerde de tamam. Ama adam gece gerdeğe girecek diye, bunu havai fişek gösterisiyle tüm İstanbul’a ilan etmesine izin vermenin ne alemi var?

İstanbul’da sanat modern trafik denetimi çağdışı

Geçtiğimiz pazar günü İstanbul Modern’deki çocuklara özel sanat etkinliğine yetişebilmek için trafikle boğuşurken Ortaköy’den geçiyoruz.

Saat 13:30 ve trafik her zamanki gibi rezalet. Trafiğin kilitlenmesinin nedeni Ortaköy otobüs durağının hemen öncesindeki trafik ışıklarında, trafik kapalı olmasına rağmen kavşağa giren sorumsuz sürücüler.

İşin enteresan yanı tam da trafik ışıklarının dibinde, motosikletli trafik ekiplerinden bir polis memuru, sanki oraya süs için dikilmiş gibi öyle duruyor. Geçemeyeceği yola girip trafiği tıkayan otomobil gözünün önünde suç işliyor, memurun umurunda değil.

Sağ şerit boşaldı da, geçebildik. Yoksa orada, bize yeşil yanmış, önümüzde gideceğimiz yol bomboş, yolun tıkalı olduğunu göre göre kavşağa giren otomobilin önünün boşalmasını bekleyip duracağız. Geçerken polis memuruna, "Görmüyor musun, neden ceza yazmıyorsun" diye işaret ettim.

Dikiz aynasından baktım önündeki deftere bir şeyler yazıyor, trafiği kilitleyen araca cezasını yazıyor diye sevindim. Kafalarını çevirip bakan arkadaşlarım, "Boşuna sevinme", dediler, "Memur bizim arkamızdan bakıyor. Galiba cezayı trafiği kilitleyen araca değil sana yazdılar".

Bekleyip görelim bakalım.

İstanbul Modern’deki etkinlik mi? Cihat Burak Retrospektif sergisi etkinlikleri kapsamında "Seyahatname" isimli bir eğitim programı. 6-13 yaş grubu çocuklar için...

Çocuklara özel aktiviteler açısından dünya fakiri İstanbul için kaçırılmaması gereken bir sanat atölyesi çalışması. Üstelik ücretsiz. Tek yapmanız gereken İstanbul Modern’i arayıp, kontenjanlar dolmadan rezervasyon yaptırmak. Kaçırmayın...

Kahveyle zeytinyağlı uyumu

Zeytinyağlı yemekler içecek seçimi açısından şansızdır. Geçen gün Starbucks’ın bir grup yemek kültürü yazarıyla gerçekleştirdiği kahve-yemek eşleştirmesi deneyiminde zeytinyağlı yemeklerle mükemmel uyum sağlayan bir kahve türü keşfettim.

Bizim gurmelerimizin önemli bir bölümü çok tutucu nedense. Starbucks’ın sınırları zorlayıcı ama bir o kadar da başarılı eşlemelerine burun kıvıranlar çoğunluktaydı.

Biz birkaçımız ise Kolombiya kahvesi-İzmir tulum peyniri, Sulawesi kahvesi-tahin pekmez gibi eşlemeleri çok başarılı bulduk. Özellikle Kolombiya kahvesinin, İzmin tulum peyniriyle içildiğinde damakta bıraktığı kalıcı krema tadı, ertesi gün özlem duyulacak kadar enfesti.

Günün yıldızı ise bence Kenya kahvesi-zeytinyağlı yaprak sarması eşlemesiydi. Portakal, ananas ve limonun baskın olduğu kompleks ama narin aromalı Kenya kahvesi, yüksek asidiyle zeytinyağlı yaprak sarmasının damakta bıraktığı tadı mükemmel tamamladı. Biz zaten çoğu zeytinyağlıyı limon sıkarak yeriz. Limon aromalı ve asitli Kenya kahvesini de limonun yakıştığı her zeytinyağlının yanında keyifle yudumlayabilirsiniz.

Küçük bir not, kahveyi zeytinyağlıların yanında sıcak değil, ılık için.
Yazarın Tüm Yazıları