Anneliğe adaysanız, hamileliğinizi sağlıklı ve dengeli bir kiloda sürdürmek istiyorsanız, bebeğinizi de sağlıklı bir şekilde kucağınıza almak niyetiniz varsa ya doktorunuzla işbirliği yapın ya da kendi kendinizin diyetisyeni olun.
Hayatı boyunca 45-48 kiloda kalmış, 36 bedenden daha büyük giysi satın almamış birinin hamileliği gerçekten feci oluyor. Çoğunluğa göre hamileliğinde kilo problemi yaşamayacak şanslı kadınlardan biri olacaktım. İlk 6 ay, bu söylenenler doğru çıktı. Göbeğim belli belirsizdi. Hele arkadan bakıldığında hamile olduğum için yemin etmem bile gerekiyordu. Ama 6’ncı aydan itibaren elim, ayağım, yüzüm, hatta bütün vücudum şişti.
İnsanın vücudundaki değişimleri kabul etmesi pek kolay olmuyor. Bu değişim yavaş yavaş gerçekleşiyor ama bir gün aynaya baktığınızda "Allah’ım bu ben miyim?" diye sorup "Hayır, bu bir kabus olmalı ve bitmeli" yanıtını veriyorsunuz.
Hamileliğimin son iki ayında öyle bir şiştim ki, anlatmam imkansız. Aslında 14 kilo aldım. Ama kendimi 1 ton ağırlığında gibi hissediyordum. Sanıyorum ruhsal ağırlığım, fiziksel ağırlığımın üstüne geçmişti.
Bana göre hamilelik dönemimde dengeli beslenmiştim. Doktorum her gün bir el ayası kadar et, bir bardak süt, haftada iki gün balık şartı koşmuştu. Hangilerine uyduğumu söylemeyeyim, yanlış örnek oluruz. Çünkü süt midemi bulandırdı, o dönem balıktan tiksiniyordum. Eti de annem hazırlayıp önüme koyduğunda yiyordum. Sonuçta 2 kilo ağırlığında bir çocuk dünyaya getirdim.
Şimdiki hamilelere bakıp gıpta ediyorum. Hamileliklerini takip eden doktorların dışında beslenmeleri için ayrı diyetisyenlere gidiyorlar. Aslında çok doğru yapıyorlar. Çünkü bebeğin anne karnında beslenmesi çok önemli... Çoğu hamile bu dönemi öylesine geçiştiriyor.
Diyetisyene gitme imkanı olmayanlar için Dr. Zeynep Aydenk Köseoğlu ile Arzu Aygen "Anne Adayları Nasıl Beslenmeli?" adında bir kitap hazırladılar. Kitap, hamilelik öncesi ve sonrasını da kapsayan, sağlıklı anne ve bebekler için beslenme uzmanından hayati öneriler ile 60 özel yemek tarifinin yer aldığı beslenme rehberi niteliğinde...
Beslenme konusunda denklem basittir. Sağlıklı beslenerek uzmanların "yap, yapma" listesine uyulduğu sürece doğacak bebek de sağlıklı ve hastalıklara karşı dirençli olur. Hamilelik dönemi, günlük enerji, sıvı, protein, vitamin ve mineral ihtiyaçlarının arttığı bir dönemdir. Temel besin maddelerinden her birinin yeterince ve düzenli alınması gerekir. Hamilelik öncesinde annelerin ideal kilolarına yakın olmaları, anne ve bebek sağlığı açısından önemli. Çünkü zayıf annelerin bebeği zayıf ve hassas oluyor.
Sigara ve alkolü bırakın
İdeal kilosundan fazla olan annelerin ise hem kendileri hem bebekleri risk altında... Hamilelikte genel olarak sebze, meyve, ekmek, et ve süt ürünlerinden oluşan dengeli bir diyet öneriliyor. Yüksek miktarda yağ ve şeker içeren besinlerden uzak kalmakta yarar var.
Bebeklerinin yanında sigara içen anneleri gördüğümde içimden ellerindeki izmariti alıp, yere fırlatmak geliyor. Bu kadınların çoğu hamilelik döneminde de sigarayı bırakmıyor. Oysa hamile kalmayı planlayan veya hamile olduğunu öğrenen anne, sigara alışkanlığını kesinlikle bırakmalı. Çünkü sigara, erken ve düşük kilolu bebek doğumlarına, bebekte solunum yolu problemlerine ve hatta ani bebek ölümüne yol açabiliyor. Alkol alımı da erken doğumun yanı sıra zihinsel problemlere neden olabiliyor. Kahve alışkanlığınız varsa miktarını azaltın. Çünkü yüksek dozda kafein düşük ve erken doğum riskini artırıyor.
Kendisi de bir anne olan beslenme uzmanı Dr. Zeynep Aydenk Köseoğlu, hamileliğe hazırlıktan kilonun korunmasına, besin gruplarından ara öğünlere kadar ihtiyaç duyduğunuz her konuda ayrıntılı bilgiler veriyor. Ayrıca "Dengeli beslenme nedir; günde iki sütlaç yerine bir sütlaç mı yemektir, haftanın her akşamını köfteyle geçiştirmek midir, daha sağlıklı olmak için, ekmeği, pilavı hayattan çıkarıp salata kürüne girmek midir?" sorularının yanıtlarını da Dr. Köseoğlu’nun "Anne Adayları Nasıl Beslenmeli?" kitabında bulabilirsiniz.
Kitapta ayrıca Arzu Aygen’in "anne adaylarına özel" yemek tarifleri de bulunuyor. Yemek tarifleri doktor tavsiyelerini sofranıza taşıyor. Tarifler hamilelerin özel durumu gözetilerek ve lezzetten ödün verilmeden hazırlanmış. Unutmayın insan ne yerse odur. Karnınızda taşıdığınız bebek sizden beslendiği için siz ne yerseniz bebeğiniz o olur.
Hayatı boyunca 45-48 kiloda kalmış, 36 bedenden daha büyük giysi satın almamış birinin hamileliği gerçekten feci oluyor. Çoğunluğa göre hamileliğinde kilo problemi yaşamayacak şanslı kadınlardan biri olacaktım. İlk 6 ay, bu söylenenler doğru çıktı. Göbeğim belli belirsizdi. Hele arkadan bakıldığında hamile olduğum için yemin etmem bile gerekiyordu. Ama 6’ncı aydan itibaren elim, ayağım, yüzüm, hatta bütün vücudum şişti.
İnsanın vücudundaki değişimleri kabul etmesi pek kolay olmuyor. Bu değişim yavaş yavaş gerçekleşiyor ama bir gün aynaya baktığınızda "Allah’ım bu ben miyim?" diye sorup "Hayır, bu bir kabus olmalı ve bitmeli" yanıtını veriyorsunuz.
Hamileliğimin son iki ayında öyle bir şiştim ki, anlatmam imkansız. Aslında 14 kilo aldım. Ama kendimi 1 ton ağırlığında gibi hissediyordum. Sanıyorum ruhsal ağırlığım, fiziksel ağırlığımın üstüne geçmişti.
Bana göre hamilelik dönemimde dengeli beslenmiştim. Doktorum her gün bir el ayası kadar et, bir bardak süt, haftada iki gün balık şartı koşmuştu. Hangilerine uyduğumu söylemeyeyim, yanlış örnek oluruz. Çünkü süt midemi bulandırdı, o dönem balıktan tiksiniyordum. Eti de annem hazırlayıp önüme koyduğunda yiyordum. Sonuçta 2 kilo ağırlığında bir çocuk dünyaya getirdim.
Şimdiki hamilelere bakıp gıpta ediyorum. Hamileliklerini takip eden doktorların dışında beslenmeleri için ayrı diyetisyenlere gidiyorlar. Aslında çok doğru yapıyorlar. Çünkü bebeğin anne karnında beslenmesi çok önemli... Çoğu hamile bu dönemi öylesine geçiştiriyor.
Diyetisyene gitme imkanı olmayanlar için Dr. Zeynep Aydenk Köseoğlu ile Arzu Aygen "Anne Adayları Nasıl Beslenmeli?" adında bir kitap hazırladılar. Kitap, hamilelik öncesi ve sonrasını da kapsayan, sağlıklı anne ve bebekler için beslenme uzmanından hayati öneriler ile 60 özel yemek tarifinin yer aldığı beslenme rehberi niteliğinde...
Beslenme konusunda denklem basittir. Sağlıklı beslenerek uzmanların "yap, yapma" listesine uyulduğu sürece doğacak bebek de sağlıklı ve hastalıklara karşı dirençli olur. Hamilelik dönemi, günlük enerji, sıvı, protein, vitamin ve mineral ihtiyaçlarının arttığı bir dönemdir. Temel besin maddelerinden her birinin yeterince ve düzenli alınması gerekir. Hamilelik öncesinde annelerin ideal kilolarına yakın olmaları, anne ve bebek sağlığı açısından önemli. Çünkü zayıf annelerin bebeği zayıf ve hassas oluyor.
Sigara ve alkolü bırakın
İdeal kilosundan fazla olan annelerin ise hem kendileri hem bebekleri risk altında... Hamilelikte genel olarak sebze, meyve, ekmek, et ve süt ürünlerinden oluşan dengeli bir diyet öneriliyor. Yüksek miktarda yağ ve şeker içeren besinlerden uzak kalmakta yarar var.
Bebeklerinin yanında sigara içen anneleri gördüğümde içimden ellerindeki izmariti alıp, yere fırlatmak geliyor. Bu kadınların çoğu hamilelik döneminde de sigarayı bırakmıyor. Oysa hamile kalmayı planlayan veya hamile olduğunu öğrenen anne, sigara alışkanlığını kesinlikle bırakmalı. Çünkü sigara, erken ve düşük kilolu bebek doğumlarına, bebekte solunum yolu problemlerine ve hatta ani bebek ölümüne yol açabiliyor. Alkol alımı da erken doğumun yanı sıra zihinsel problemlere neden olabiliyor. Kahve alışkanlığınız varsa miktarını azaltın. Çünkü yüksek dozda kafein düşük ve erken doğum riskini artırıyor.
Kendisi de bir anne olan beslenme uzmanı Dr. Zeynep Aydenk Köseoğlu, hamileliğe hazırlıktan kilonun korunmasına, besin gruplarından ara öğünlere kadar ihtiyaç duyduğunuz her konuda ayrıntılı bilgiler veriyor. Ayrıca "Dengeli beslenme nedir; günde iki sütlaç yerine bir sütlaç mı yemektir, haftanın her akşamını köfteyle geçiştirmek midir, daha sağlıklı olmak için, ekmeği, pilavı hayattan çıkarıp salata kürüne girmek midir?" sorularının yanıtlarını da Dr. Köseoğlu’nun "Anne Adayları Nasıl Beslenmeli?" kitabında bulabilirsiniz.
Kitapta ayrıca Arzu Aygen’in "anne adaylarına özel" yemek tarifleri de bulunuyor. Yemek tarifleri doktor tavsiyelerini sofranıza taşıyor. Tarifler hamilelerin özel durumu gözetilerek ve lezzetten ödün verilmeden hazırlanmış. Unutmayın insan ne yerse odur. Karnınızda taşıdığınız bebek sizden beslendiği için siz ne yerseniz bebeğiniz o olur.
Tüp bebekte son gelişmeler
İleri yaşta anne olabilme şansından tek bir spermle babalık şansına, dondurulmuş embriyodan tüp bebekteki en son yöntemlere kadar merak ettiğiniz her sorunun yanıtını bu hafta sonu yapılacak ’Sağlık Sohbetleri’nde bulabilirsiniz.
Bahçeci Kliniği-Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi işbirliğinde halka açık, ücretsiz yapılan Sağlık Sohbetleri’nde kısırlık ve tüp bebek tedavilerinde gelinen nokta anlatılacak. Toplantı "Yumurta ile spermin buluşması" belgeseli ile başlayacak.
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci başkanlığında yapılacak toplantıda, "Çocuk sahibi olma şansınız ne kadar, kimler kısırlık tehdidi altında, kısırlık cinsel hayatı bitiriyor mu, genetik hastalığı olan çiftler de bebek sahibi olabilir mi" sorularının yanıtları verilecek.
Sohbet toplantısı 9 Aralık 2006 Cumartesi (yarın) saat 11.00-13.00 arasında Alman Hastanesi Konferans Salonu’nda yapılacak. Katılımcılar, önceden yapılan tetkikleriyle gelerek ücretsiz muayene ve danışmanlık hizmetinden de yararlanabilirler.
Hayykitap’tan çıktı
Hamilelere yönelik hazırlanan "Anne Adayları Nasıl Beslenmeli?" adlı kitap Hayykitap’tan çıktı. Kendi kendinizin diyetisyeni olmak istiyorsanız, kitaptaki önerileri dikkate alın