Diyarbakır'da Çayönü Tepesi'nde, bu yıl yapılan kazılarda ilk Tunç Çağı'na ait 5 mezar daha bulundu. Son kazılar ile bölgedeki mezar sayısının 10'a yükseldi. Prof. Dr. Aslı Erim Özdoğan, "İlk Tunç Çağı dediğimiz, M.Ö. 3000- M.Ö. 2950'lerde başlayan bir süreç. Bu mezarlık alanın ne kadar geniş alana yayılıp, yayılmadığını görmek istedik." şeklinde konuştu.
#DiyarbakırDiyarbakır'da Çayönü Tepesi'nde, bu yıl yapılan kazılarda ilk Tunç Çağı'na ait 5 mezar daha bulundu. Son kazılar ile bölgedeki mezar sayısının 10'a yükseldi. Prof. Dr. Aslı Erim Özdoğan, "İlk Tunç Çağı dediğimiz, M.Ö. 3000- M.Ö. 2950'lerde başlayan bir süreç. Bu mezarlık alanın ne kadar geniş alana yayılıp, yayılmadığını görmek istedik." şeklinde konuştu.
#DİYARBAKIRDiyarbakır'ın Ergani ilçesinde 12 bin yıllık olduğu tahmin edilen ve neolitik çağın izlerini taşıyan Çayönü Höyüğü'nde, 5 bin yıllık sandık mezar bulundu. Arkeolojik alanda incelemelerde bulunan Vali Münir Karaloğlu, mezar içinde pişmiş ve farklı formlarda kapların bulunduğunu belirterek, "Kazı başkanı hocam bir müjde verdi, 'Sandık tipi bir mezar açtık ve Çayönü'nü 3 bin yıl daha yaklaştırdık' dedi. Biz de heyecanlandık, geldik, gördük. İçinde pişmiş ve farklı formlarda kapların bulunduğu, çok ince, zarif, estetik kapların olduğu bir mezar" dedi.
#DiyarbakırDiyarbakır'ın Ergani ilçesinde 12 bin yıllık olduğu tahmin edilen ve neolitik çağın izlerini taşıyan Çayönü Höyüğü'nde, 5 bin yıllık sandık mezar bulundu. Arkeolojik alanda incelemelerde bulunan Vali Münir Karaloğlu, mezar içinde pişmiş ve farklı formlarda kapların bulunduğunu belirterek, "Kazı başkanı hocam bir müjde verdi, 'Sandık tipi bir mezar açtık ve Çayönü'nü 3 bin yıl daha yaklaştırdık' dedi. Biz de heyecanlandık, geldik, gördük. İçinde pişmiş ve farklı formlarda kapların bulunduğu, çok ince, zarif, estetik kapların olduğu bir mezar" dedi.
#DiyarbakırKültür ve Turizm Bakanlığı’nın 19 Şubat tarihli yönetmeliği arkeoloji dünyasını karıştırdı. Arkeolojik kazılarda ‘etütlük eser’ tanımı yapılan eserlerin özel müze ve koleksiyonerlere satışının önünü açan maddeye isyan eden arkeolog çok, ama sıkı bir denetim ve takiple kısmen satışını onaylayan da var. Bir müzeci, “Bunun adı hastayı kasaba emanet etmek” derken, bir arkeolog “Tarihi işportaya düşürür” diyor. Yasaya destek veren bir arkeolog ise Roma dönemi fabrikasyon seramiklerin satılabileceği düşüncesinde. Arkeologlar, müzeciler ve koleksiyonerler derneği başkanıyla ‘satılık tarih’ tartışmasını konuştuk.