Bir belgeselde görmemle başladı Bernina rüyası. "Gitmeliyim, muhakkak bu trene binmeliyim" dedim. Kısa bir araştırmadan sonra hemen çıkardım rotayı ve birkaç arkadaşıma söyledim. En sonunda bir de baktım ki Paris ve Düsseldorf’tan arkadaşlarımın katılımıyla yedi kişi olmuşuz Bernina Treni'nde... Heidi’nin yeşil yamaçlarından, Alp Dağları’nın arasındaki İsviçre’nin ufak şehri Chur’dan başlayıp İtalya’nın Tirano şehrinde sonlanan kıpkırmızı bir trenle huzur dolu macera başladı.
#Zürihİstasyon lokantalarına düşkünlüğüm, Haydarpaşa Garı’ndaki lokanta ile başladı. Gazeteden çıkar, vapurdan Haydarpaşa’da iner, lokantada iki duble rakı içip, banliyö treni ile evimin yolunu tutardım. Lokantanın müşterileri birbirlerini tanırlardı. Masalar ayrı olsa da uzaktan kadehler “sağlığa” kaldırılır, laflar atılır, günün yorgunluğu keyifle noktalanırdı.Bir diğer istasyon lokantası ise Sirkeci Garı’ndaki Orient Express’ti. Gazetecilikte çırak olduğum dönemlerdi. Ustalarımızla oraya gider, onların atışmalarını hayran hayran dinlerdik.Sonra gittiğim ülkelerdeki tren istasyonlarında da lokantalar keşfetmeye başladım. Bu hafta keşiflerimi sizinle paylaşacağım.
#Lezzetli Tren İstasyonlarıBir manzara insana en çok şarkılarla konuşur. Köşeyi dönünce sapılan sokak bazen bir şarkıyı hatırlatır. Bazı şehirlerin de seyahat arkadaşı, yolda dinlenen şarkılardır: Londra gibi… Sokaklarında müziksiz dolaşmanın imkânsız olduğu Londra için alternatif bir gezi yazısı bu. Şehrin şarkılarla bütünleşen ve güzelleşen yanına kendinizi bırakın ve bu yazıyı dinleyerek okuyun.
#İngiltere