Halısı, gülü ve son yıllarda turizmin lokomotifi haline gelen lavanta tarlalarıyla öne çıkan Isparta, sonbaharda da doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülemeyi başarıyor. Şehrin saklı hazinesi Yazılı Kanyon’a adını veren yazıttaki çağrıya kayıtsız kalamayacaksınız: “Ey yolcu, yol hazırlığını yap ve koyul yola, şunu bilerek: Hür kişi sadece karakterinde hür olan kişidir.”
#IspartaIsparta’yı bir cümlede anlatmak gerekse, Türkiye’nin çiçek bahçesi derim. Gülün ve lavantanın başkenti olan şehre yaz gelince, renkler ve kokular saklandıkları yerden çıkıp dört bir yana saçılıyor. Pembesinden sarısına güller, morla yeşili birbirine karıştıran lavanta tarlaları, insana doğanın pozitif enerjisini yüklüyor. Yaz başında yapılan gül hasadı ile sonuna doğru yapılan lavanta hasadı, hem bir festival havası hem de turizm hareketliliği kazandırıyor. Gül ve lavantadan yapılan ürünler, el emeği göz nuru geleneksel üretimin inci taneleri olarak öne çıkıyor. Peki şehre sadece çiçek dermeye mi gidilir? Tabii ki hayır! Buyurun Isparta’yı birlikte gezelim.
#IspartaKuzey Yarımküre’de geçen hafta başlayan baharın ilk müjdesi kirazların çiçeklenmesiyle geldi. Süs kirazı olarak da bilinen pembe Japon sakuralarının güzelliği Kanada’dan Almanya’ya pek çok ülkede binlerce kişiyi kentlerin büyük parklarına çekiyor. En büyük festivallerin düzenlendiği Japonya’da sezon 31 Mart’ta Tokyo’da başlayacak. ABD’nin en büyük festivali ise Washington’da geçen salı başladı. Bu vesileyle sormak istiyorum: Bizim de kiraz ağaçlarımızı sevmemizin zamanı gelmedi mi?