Muğla'nın Fethiye ilçesinde, 9 Mart 2016'da çobanlık yapan Cahit Paslı (44) ve eşi Hatice Paslı'nn (38) motosikletle keçilerinin yanına giderken uğradıkları tüfekli saldırıda öldürülmesiyle ilgili olarak Fethiye 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan 14 aydır tutuklu sanık Muhammet Ali Varçın'ın (48) oy çokluğuyla beraatine karar verildi. Mahkeme başkanı karara muhalefet şerhi koydu.
#Muğla6 yıl önce Muğla'nın Fethiye ilçesinde işlenen Paslı çiftinin cinayeti Müge Anlı ile Tatlı Sert'te ele alınmasının ardından gündeme oturdu. Olayla ilgili kan donduran iddialar ise Hatice Paslı'nın ablası Suna Uylu'dan geldi. Uylu, köydeki yasak aşk söylentilerini gün yüzüne çıkardı. Peki, Paslı çiftini (Cahit-Hatice) kim öldürdü? Paslı cinayetiyle ilgili son gelişmeler
#PaslıCahit - Hatice Paslı çifti hayvanlarını otlatmaya gittikleri gün korkunç bir cinayetin kurbanı olmuşlardı. Aradan 6 yıl geçti. Failler hala bulunmayan çiftin ailesi Müge Anlı'ya başvurdu. Çifte cinayete ilişkin çok çarpıcı iddialar gündemdeydi. Peki, Paslı çiftini (Cahit-Hatice) kim öldürdü? Paslı cinayetiyle ilgili son gelişmeler
#Paslı ÇiftiTürkiye Enduro Şampiyonu Serkan Özdemir, yıllar önce tanık olduğu olayla ilgili Müge Anlı ve ekibine konuştu. Fethiue Alışlıbaşı mevkiinde kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından av tüfeğiyle ateş açılmış, Cahit Paslı göğsünden, eşi Hatice Paslı ise sırtından vurularak olay yerinde hayatını kaybetmişti. Mendos Dağı orman yolunda motosikletiyle antrenman yapan Türkiye Enduro Şampiyonu Serkan Özdemir ve Amerika'dan gelen sporcu arkadaşı Justin Leonard, çiftin cesedini fark etmişti. Milli motosikletçi o gün yaşadıklarını anlattı.
#Serkan ÖzdemirMuğla’nın Fethiye İlçesi’nde hayvancılıkla uğraşan 44 yaşındaki Cahit Paslı ile eşi 38 yaşındaki Hatice Paslı’nın ormanlık alanda cesetleri bulundu. Antrenman yapan iki enduro motosiklet sporcusunun tesadüfen cesetlerini bulduğu karı- kocanın tüfekle vurulduğu belirlendi. Peki, Paslı çifti nasıl öldü, katilleri kim? Cahit Paslı ve Hatice Paslı cinayetinin detayları
#Paslı Çifti Nasıl ÖldüMuğla’nın Seydikemer İlçesi’nde kaybolan çoban 75 yaşındaki Osman Demirci, su kuyusunda ölü bulundu. Demirci, bölgede son 1 ayda ölü bulunan 4’üncü çoban olurken, halk arasında seri katil söylentileri çıktı. Araştırmasını sürdüren jandarma ölenlerin çoban olması dışında olaylar arasında bir bağ kuramadı.
#Seri KatilFethiye ve Seydikemer’de yaklaşık 20 gün içinde karı koca çoban ile birlikte bir üçüncü çobanın daha cinayete kurban gitmesi nedeniyle Mendos ve Babadağ eteklerindeki çobanlar tedirginlik yaşıyor. Seri katil korkusu nedeniyle cinayetleri araştırmak üzere özel bir ekip kuruldu.
#ÇobanMuğla ve Bursa'dan art arda vahşet haberleri geldi. Bursa’nın merkez Osmangazi İlçesi Gökçeören Köyü’nde ormanlık alanda, 32 yaşındak Sinan Yalçınkaya ile 27 yaşındaki Erhan Özalp, tabancayla öldürülmüş olarak bulundu. Muğla’nın Fethiye İlçesi’nde ise hayvancılıkla uğraşan 44 yaşındaki Cahit Paslı ile eşi 38 yaşındaki Hatice Paslı’nın ormanlık alanda cesetleri bulundu. Antrenman yapan iki enduro motosiklet sporcusunun tesadüfen cesetlerini bulduğu karı- kocanın tüfekle vurulduğu belirlendi.
#Bursa- Muğla'nın Fethiye ilçesinde çobanlıkla geçimlerini sağlayan karı-koca, Mendos Dağı Alışlıbaşı mevkisinde silahla öldürülmüş halde bulundu- Cahit ve Hatice Paslı çiftinin cesetleri, Mendos Dağı eteklerinde antrenman yapan Türkiye Enduro Şampiyonu Serkan Özdemir ve ABD'li bir arkadaşı tarafından fark edildi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Troya Müzesi’nde gerçekleştirilen “Ezineli Yahya Çavuş” belgeselinin galasında gençlerle buluşup sorularını yanıtladı. Erdoğan açıklamalarında, Çanakkale Köprüsü inşaatının iki ay önce biteceği müjdesini duyurarak, "Biz de dedik ki; gökten ne yağar ki yer kabul etmez, yeter ki öne çekin. Onlar bu işi öne çektikleri takdirde diyelim ki 2 ay daha öne çekmeleri tüm vatandaşımızın, halkımızın 2 ay önceden bu köprüden istifade etmesini sağlayacaktır. Biz de gelir o zaman toplu açılışını yaparız" dedi.
#ErdoğanEdirne’ye yolum ilk kez 1961 yılında düşmüştür. İstanbul’da bile henüz garaj mefhumu yokken, Sirkeci sokaklarından bindiğim otobüs, hayli sıkıntılı bir yolculuktan sonra beni oraya götürmüştür. Selimiye’nin minarelerini karşıdan önce iki, sonra üç, şehre girince de dört görünce; ağzım bir karış açık kalmıştır ki, tevatür bir şaşkınlıktır.