Korkunç bir patlamayla uyandı. Her yer kan içindeydi. Etrafından ‘İmdat’ çığlıkları geliyordu. Ayağa kalkmak istedi. Nafile! Kalkamadı, bacağı parçalanmış kanıyordu. Yüzü gözü cam kırıklarıyla kaplıydı. Bayıldı.<br>(...)<br>Konya’da bir evde kaldılar iki gece. Sonra bir arabaya bindirerek, sonunu bilmediği bir yolculuğa çıkardılar Ümmühan’ı. Bir saat sonra arabayı durdurup, oğlunu kucağından kopardılar. Ağlamasına, kendini parçalamasına rağmen, onları engelleyemedi.