Aylarca bir eve kapatıp çocuÄŸunu elinden aldılar

Güncelleme Tarihi:

Aylarca bir eve kapatıp çocuğunu elinden aldılar
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 27, 2004 00:00

Korkunç bir patlamayla uyandı. Her yer kan içindeydi. Etrafından ‘İmdat’ çığlıkları geliyordu. AyaÄŸa kalkmak istedi. Nafile! Kalkamadı, bacağı parçalanmış kanıyordu. Yüzü gözü cam kırıklarıyla kaplıydı. Bayıldı.(...)Konya’da bir evde kaldılar iki gece. Sonra bir arabaya bindirerek, sonunu bilmediÄŸi bir yolculuÄŸa çıkardılar Ãœmmühan’ı. Bir saat sonra arabayı durdurup, oÄŸlunu kucağından kopardılar. AÄŸlamasına, kendini parçalamasına raÄŸmen, onları engelleyemedi.Otobüs kalkmak üzereydi. Tüm yolcuları otobüse bindirmiÅŸ, sıra ona gelmiÅŸti. Åžoföre fark ettirmeden kenarda bekleyen erkek arkadaşıyla kaçamak vedalaÅŸtı. Ãœmmühan, otobüsün hostesiydi. Kolonya ve ardından su dağıtırken hálá kulaklarında yankılanıyordu; Erhan’ın ‘Döndükten sonra seninle konuÅŸacağım’ sözleri. Acaba ne konuÅŸacaktı?DiÅŸ doktorundan dönerken tanışmışlardı Erhan ile. Hukuk Fakültesi öğrencisi, kibar bir gençti. O günden beri de her sefere çıkışında aksatmadan gelip uÄŸurluyordu Ãœmmühan’ı. İçinde kıvılcımlar çakıyordu onu her gördüğünde. Yolcuların isteklerini yerine getirdikten sonra ÅŸoförden izin alıp arkadaki boÅŸ koltukların birine uzandı. Yine diÅŸi aÄŸrıyordu. Erhan’ın ne söyleyeceÄŸini tahmin etmeye çalışırken uyuyakaldı.Korkunç bir patlamayla uyandı. Her yer kan içindeydi. Etrafından ‘İmdat’ çığlıkları geliyordu. AyaÄŸa kalkmak istedi. Nafile! Kalkamadı, bacağı parçalanmış kanıyordu. Yüzü gözü cam kırıklarıyla kaplıydı. Bayıldı. Gözlerini açtığında Gölcük Amerikan Hastanesi’ndeydi. Amerikalı doktorlar, saÄŸ bacağının üzerine eÄŸilmiÅŸlerdi. Yaralarını temizledikten sonra alçıya aldılar. Yüzündeki yaraları dikerken Ãœmmühan, yalnızlık duygusuna gömülmüştü iyice. 18 yaşındaki bir genç kız olarak kendisini çölde yalnız bir kum tanesi gibi hissediyordu.9 AYLIK ÇOCUÄžUKARNINDA ÖLDÃœ13 yaşındayken tanımadığı bir adama baÅŸlık parası karşılığında satıldığında yemiÅŸti yaÅŸamın ilk darbesini. O günden beri de yalnızdı. Kocası bir akıl hastasıydı. Daha gelinliÄŸi üzerindeyken dayak yemeye baÅŸladı Ãœmmühan. 15 yaşındayken ilk çocuÄŸuna hamile kaldığında da bitmedi dayaklar. Bir oÄŸlu olduÄŸunda sevindi ‘Artık kurtulurum’ diye ama, çocuk sahibi olmaları kocasını hiç etkilemedi.DoÄŸum kontrol yöntemlerinden bihaberdi. Kısa süre sonra yeniden hamile kaldı. 9 aylık hamileyken yediÄŸi dayaklardan öldü karnındaki çocuk. Evde kendi başına ölü doÄŸum yaptı. Ardı arkası gelmeyen dayaklardan bıkmıştı. OÄŸlunu alıp, anne babasının evine sığındı. Fakat beklediÄŸi ÅŸefkati göremedi onlardan. Ä°stemediklerini açık açık söylediler yüzüne. OÄŸlunu orada bırakıp, kaçtı evden. Ä°lk iÅŸi parmağındaki yüzüğü satarak bir avukat tutmak oldu. BoÅŸanma davası açılabilmesi için vekalet verdikten sonra AlaÅŸehir’i geride bırakıp Ä°stanbul’un yolunu tuttu. Orada bir tanıdığa sığınıp iÅŸ aradı. Altınyıldız fabrikasında iÅŸ bulduÄŸunda yaÅŸamında yeni bir sayfa açıldığına inanmıştı. Ä°lk kez para kazanıyordu. Para biriktirince anne babasının evine gidip oÄŸlunu gördü. Onu sevip okÅŸadı ama doyamadı. Babasının kalbi yumuÅŸamamıştı. Ä°stanbul’a döndü.Bir göz odada kuru ekmekle geçirdi günlerini. Bir süre sonra iÅŸsiz kalınca yalnızlığını daha derinden hissetti. Ekmek bulamadığı günleri de yapayalnız geçirdi.Gazete ilanlarından bulmuÅŸtu Kamil Koç ÅŸirketinde hostesliÄŸi. Onun için ekmek parası anlamına gelen bu iÅŸ, baÅŸkaları için ‘kötü kadın’ olduÄŸu anlamına geliyordu. Aldırmadı, aldıracak durumda da deÄŸildi zaten.KAZA SONRASI Ä°KÄ°NCÄ° KAZA AMBULANSTA Yalnızlıktan otobüs kazası sonrasında, hiç beklemediÄŸi bir anda kurtuldu. Gölcük’ten Ä°zmit Devlet Hastanesi’ne ambulansla nakledilirken bir kaza daha geçirdi. Ambulans devrildi, bir işçinin kucağında götürüldü hastaneye.Bu kez gözlerini açtığında yabancılar deÄŸil, tanıdığı bir insan vardı baÅŸucunda. Onu yolcu eden Erhan gelmiÅŸ, yüzündeki kanları temizliyordu. Sevgiyle uzanan bu eli tuttu Ãœmmühan. Mavi gözlerine aşık olduÄŸu adam, hastane çıkışında ‘Seninle evlenmek istiyorum’ dediÄŸinde hiç düşünmedi.Ä°mam nikahıyla evlenerek Ä°stanbul’da birlikte yaÅŸamaya baÅŸladılar. Ãœmmühan, sanki yeryüzüne inmiÅŸ bir cennette yaşıyordu!Hamile kaldığını öğrendiÄŸinde ayakları yerden kesildi mutluluktan. Erhan da sevinçle karşıladı haberi. Fakat hamileliÄŸi kanamalı geçiyordu. Ãœstelik albümin olmuÅŸtu. Anne babasının yanına AlaÅŸehir’e gitti. OÄŸlu da oradaydı.7 Mart 1969’da doÄŸum yaptı. Bir oÄŸlu daha olmuÅŸtu. Erhan, hemen Ãœmmühan’ın yanına koÅŸup, oÄŸlunu sevgiyle kucakladı. Babasının adını verdi oÄŸluna; Sadi. Ancak resmen evli olmadıkları için Erhan oÄŸlunu kendi nüfusuna geçiremedi. Sadi, annesinin AlaÅŸehir’deki nüfusuna kaydedildi. Ãœmmühan’ın üzüldüğünü gören Erhan, ona söz verdi:- Merak etme resmi nikah yapıp oÄŸlumu nüfusuma geçireceÄŸim.Sözünü beÅŸ ay sonra yerine getirebildi ve resmen evlendiler Ä°stanbul’da. OÄŸlunu kendi nüfusuna aldı Erhan. Nedense nüfusta, Sadi’yi kendi memleketi olan Konya’da doÄŸmuÅŸ göstermeyi tercih etti. Adını da Sadi Erkan olarak deÄŸiÅŸtirdi.Kabus, evlendikleri noktada baÅŸladı. Erhan’ın zengin bir ailesi vardı. Babası hakim, amcası milletvekiliydi. Ä°stemiyorlardı Ãœmmühan’ı.ONU YAYLADA BÄ°R EVE KAÇIRDILAR Önce telefon tehditleri baÅŸladı. Tehditleri polis baskınları izledi. ‘İhbar var’ diyerek Erhan’ı alıp götürüyor, sabaha kadar karakolda tutuyorlardı. Huzurları kaçmıştı. Zamanla sevdiÄŸi adam gitti, yerine bambaÅŸka bir Erhan geldi. Eve içkili gelip Ãœmmühan’ı dövüyor, ayıkken de uzak davranıyordu. Bir gece misafir getirdi eve. Erhan’ın Konya’dan tanıdığı bir karı kocaydı konukları. Dört gün kaldılar. Sonra Erhan’ın gözleri önünde silah zoruyla Ãœmmühan’ı arabaya bindirip kaçırdılar. Konya’da bir evde kaldılar iki gece. Sonra beÅŸ zorba adam gelip yine bir arabaya bindirerek, sonunu bilmediÄŸi bir yolculuÄŸa çıkardılar Ãœmmühan’ı. Bir saat kadar sonra arabayı durdurup, oÄŸlunu kucağından kopardılar. AÄŸlamasına, kendini parçalamasına raÄŸmen onları engelleyemedi. 1.5 yaşındaki Sadi, zorba ellerde karanlığa karıştı.Opruk yaylasında bir eve girdiklerinde hala aÄŸlıyordu. Bu kızdırdı onları. Falakaya yatırdılar. Sesi çıkmaz olana kadar dövdükten sonra bir odaya atıp ayağını da zincirlediler.Üç ay sürecek mahpus hayatı baÅŸlamıştı. Annesine, kocasına zorla mektuplar yazdırdılar. Bazı erkeklerle samimi fotoÄŸraflar çektiler. BaÅŸka bir erkeÄŸe kaçmış görüntüsü vermek istiyorlardı. BaÅŸardılar da, kocasından boÅŸadılar habersizce.Erhan, ailenin planladığı kaçırma olayının bir parçası haline gelmiÅŸti. Karısının başına gelenler onu ilgilendirmiyordu. Oysa arayıp sormadığı karısı, o sırada onun çocuÄŸuna hamileydi. Zorbalar, kürtajla aldırmışlardı çocuÄŸu.22 yaşındaki genç kadının mahpus hayatı üç ay kadar sürdü. Onu kurtaran kapatıldığı evin 10 yaşındaki oÄŸlu oldu. Bir gün odasına gelip ‘Sana acıyorum Ãœmmühan abla’ dedi. Onunla dost oldu Ãœmmühan. Görüşmelerinin birinde ‘Sana mektup yazıp versem postalar mısın?’ diye sordu. Çocuk, ‘Olur’ dedi. Bir mektup ailesine, bir de polise yazdı.Çocuk gerçekten postalamıştı mektupları. Birkaç gün sonra polis, evi basıp kurtardı onu. Ancak bu kurtuluÅŸ sadece birkaç gün sürdü. Kayınpederinin adamları, yeniden kaçırdılar Ãœmmühan’ı. Yine aynı yere kapattılar. Bu kez bir yıl sürdü tutsaklığı.BeklemediÄŸi bir gün aniden serbest kaldı. Nasıl olmuÅŸsa gardiyanlarından ikisi öldürülmüştü o gece.25 YIL GÖREMEDİĞİ OÄžLUNU HİÇ UNUTMADI Serbest kaldıktan sonra oÄŸluna sarılabilmek için Konya’ya koÅŸtu. Ancak kayınpederi ve kayınvalidesi, Sadi’yi sahte bir doÄŸum belgesiyle kendi nüfuslarına geçirmiÅŸlerdi. Ninesi ve dedesi, resmi kayıtlarda annesi ve babası haline gelmiÅŸti Sadi’nin.Ãœmmühan, çılgına döndü. Kendisini bir eve hapseden güçlerin ÅŸerrinden korkuyordu. Yine de polise baÅŸvurmayı düşündü. Ama bir tehdit gelince vazgeçip, AlaÅŸehir’e ailesinin yanına gitti.Orada zaman içinde kendine yeni bir yaÅŸam kurdu. Yeniden evlendi ve iki çocuÄŸu daha oldu. Fakat Sadi’yi, göremediÄŸi, sesini duyamadığı oÄŸlunu bir türlü unutamadı. Konya’ya yeniden gidebilme gücü bulduÄŸunda aradan tam 25 yıl geçmiÅŸti. OÄŸlu Sadi büyümüş, avukat olmuÅŸtu. 1995 yılında kapısını çaldı oÄŸlunun Ãœmmühan. İçeri girer girmez gidip sarıldı, ‘OÄŸlum’ diye.Sadi, itti onu. ‘Sen de kimsin? Seni tanımıyorum.’ Ãœmmühan, belgeleri gösterip, olanları anlatmaya çalışsa da ikna edemedi Sadi’yi. AÄŸlayarak çıktı bürodan. AlaÅŸehir’e döndüğünde hala akıyordu gözyaÅŸları.Günler sonra bir telefon geldi. OÄŸlu Sadi’ydi arayan. ‘Bıraktığınız belgeleri araÅŸtırdım. DoÄŸruymuÅŸ. Siz benim annemmiÅŸsiniz’ diyordu. Ãœmmühan, nice zaman sonra kendine gelebildi:- Tamam. Artık huzur içinde ölebilirim. OÄŸluyla aralarında sıcak rüzgarların estiÄŸi bir dönem yaÅŸadılar. ‘Sevgili anneciÄŸim’ diye baÅŸlayan mektuplar gönderiyor, sürekli telefon edip halini hatırını soruyordu Sadi.Fakat bir yıl sonra durum deÄŸiÅŸti. Sadi, aramaz sormaz oldu. Onu büyütüp okutan, üstelik hayli zengin olan ninesi ve dedesinden yana kaymıştı gönlü. Buna kızan Ãœmmühan, 1997’de ‘nesep düzeltme davası’ açtı.Üç yıl kadar süren davanın en kritik noktası, DNA testiydi. Havada uçuÅŸan iddiaların içinden çıkmak isteyen mahkeme, DNA testi yapılmasına karar verdi. Sadi’nin anne babası kimdi? Nine ve dede, mahkeme kararına raÄŸmen kan örneÄŸi vermediler. Ãœmmühan ve Erhan ise birlikte gittiler Adli Tıbba. Sonuç, malumun ilanıydı. Ãœmmühan, Sadi’nin kendi oÄŸlu olduÄŸunu kanıtlamıştı. Mahkeme kararını verdi vermesine ama deÄŸiÅŸen sadece Sadi’nin nüfus cüzdanı oldu. Ãœmmühan, davayı kazansa da oÄŸlunu kaybetti. O baÅŸtan beri hayatın ödüllendirdiÄŸi insanlardan olamamıştı. ‘YaÅŸam heykeline biçim veren keski’ yine acı yontmuÅŸtu Ãœmmühan için.OKURA PUSULAÃœmmühan Hanım’ın belgeleri her ÅŸeyi doÄŸruladıÜmmühan hanımın yazdığı mektubu okuyunca, inanamadım bu kadar acılarla dolu bir yaÅŸam sürmüş olduÄŸuna. GönderdiÄŸi mektupta telefon numarası yoktu. Ä°zmir’de bulduk telefonunu. Arayıp konuÅŸtuÄŸumda da aynen kendisine aktardım düşüncemi. Mahkeme kararları ve belgeler olduÄŸunu söyledi. Hürriyet Ege Temsilcisi Hakan Tartan’ın katkılarıyla bürodan arkadaÅŸlar, Ãœmmühan hanımın evine gidip, belgeleri alarak bize ulaÅŸtırdılar. AlaÅŸehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ve diÄŸer belgeler, mektubunda yazdıklarını çok net biçimde doÄŸruluyordu. Bir de hatıra defterini göndermiÅŸti Ãœmmühan hanım. Her satırı gözyaÅŸlarıyla yazılmıştı. Bu öykü, o satırları okuduktan sonra kaleme alındı. YaÅŸam öykünüzü bekliyoruzFax: 0 (212) 677 0 888 e-mail: fbildirici@hurriyet.com.tr Mektup adresi: Anlatsam Roman Olur Hürriyet Medya Towers GüneÅŸli/Ä°st. Web sayfası: www.hurriyet.com.tr/anlatsamÇARÅžAMBA: YANGIN ÇIKMASA O GECE KAÇACAKTIMÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!