1 ışık yılı kaç kilometre sorusu, astronomi ile ilgili birçok kişinin araştırdığı konular arasında yer alıyor. Araştırmacılar, bu bilgiyle birlikte 1 ışık yılının kaç kilometreye tekabül ettiğini öğrenerek, dünyanın yakınında bulunan gezegenler ve yıldızlar arası mesafeyi gerçekçi gözlemleme şansını elde edebilecek. Peki ,1 ışık yılı kaç kilometredir? İşte, o konu hakkında detaylı bilgiler
#1 Işık YılıŞili’deki VLT (Çok Büyük Teleskop), Dünya’dan yaklaşık 5 bin ışık yılı uzaklıkta, olağanüstü güzelliği ile mavi ve pembe parlayan gezegenimsi bulutsu 'NGC 7009’u, diğer adıyla Satürn Bulutsusu’nu görüntüledi. (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyon kilometre) İşte detaylar...
#Uzay HaberleriŞili’deki ALMA Teleskobu’nu kullanan uluslararası gökbilimci ekibi, şimdiye kadar eşi benzerine rastlanılmayan bir hava olayına şahit oldu. Dünya’dan yaklaşık 1 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunan bir galaksinin merkezinde konumlanan süper kütleli karadeliğin üzerine donmuş gazlardan oluşan yağmurlar yağdığı tespit edildi.
#UzayAvrupa Güney Gözlemevi (ESO), dünyadan 7 bin ışık yılı uzaklıkta, adeta bir ‘yıldız fabrikası’ olan iki bulutsu ve bir gaz bulutunun birlikte görülebildiği olağanüstü fotoğraf yayınladı. (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyon kilometre) İşte detaylar…
#Avrupa Güney GözlemeviÖnümüzdeki Pazar günü 26. yılına girecek olan emektar Hubble Uzay Teleskobu, bir yıldızın etrafını çevreleyen ‘baloncuk’ görünümlü dev bulutsuyu görüntüledi.Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ile Avrupa Uzay Ajansı (ESA) kontrolündeki teleskop, yaş gününü büyüleyici bir gözlem ile kutlamaya hazırlanıyor. Etkileyici sahne, şimdiden Hubble’ın en seçkin koleksiyonları arasında yer aldı.Dünya’dan 7 bin 100 ışık yılı uzakta (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyon kilometre) bulunan ve ‘Bubble Nebula’ (Kabarcık Bulutsusu) ismiyle bilinen ‘NGC 7635’ ilk kez 1787 yılında İngiliz astronom William Herschel tarafından keşfedildi.Cassiopeia (Koltuk) Takımyıldızı içinde bir sabun baloncuğu gibi görünen nebula, aslında içerisindeki parlak yıldız ‘Sao 20575’ tarafından ışıklandırılan bir gaz ve toz bulutu. Yaklaşık 7 ışık yılı genişliğinde ve saatte 100 bin kilometre hızla yayılmayı sürdürüyor. İçindeki yıldız, Güneş’ten 45 kat daha fazla kütleye sahip ve 400 bin kat fazla enerji yayıyor. Baloncuk, yıldızın çok güçlü etkisiyle büyümesini devam ettiriyor. Zira yıldızdan açığa çıkan gaz, saatte 6,4 milyon kilometre hızla yayılan solar rüzgarlar oluşturuyor.Teleskop, objenin fotoğrafını yakalamak için bünyesindeki Wide Field Camera 3'ü (Geniş Alan Kamerası 3) kullandı. Görüntü, aslen 4 farklı görselin bir araya getirilmesiyle oluşturuldu. Uzaya fırlatıldığı 1990 yılından beri birçok çığır açıcı keşfin yapılmasını sağlayan Hubble Uzay Teleskobu, yerini 2018 yılının Ekim ayında faaliyete geçecek James Webb Uzay Teleskobu’na bırakacak.
#HubbleAmerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın Spitzer Teleskobu, ilk kez Güneş Sistemi dışındaki bir gezegenin sıcaklık haritasını çıkardı. Lav akıntılarıyla ve magma gölleriyle kaplı bu ‘süper-dünyanın’ şiddetli atmosfer koşulları dikkat çekiyor. İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nden Brice Olivier Demory önderliğindeki araştırma ekibi, Dünya’dan 40 ışık yılı uzaktaki (1 ışık yılı = Yaklaşık 10 trilyon kilometre) ’55 Cancri e’ adlı kayalık gezegenin atmosferiyle ilgili yeni bilgilere ulaştı. Dünya'dan 17 kat büyüklüğe kadar ulaşan gezegenler 'süper-dünya' olarak sınıflandırılıyor. YÜZEY SICAKLIĞI 2426 DERECE Dünya’dan yaklaşık 2 kat büyük olan ve kendi yıldızına çok yakın bir yörüngede seyreden gezegenin bir yılı sadece 18 saat. Gezegenin yıldıza bakan kısmı değişmiyor. Bu da ’55 Cancri e’nin bir yüzünün adeta pişmesine, diğer tarafının ise daha soğuk kalmasına yol açıyor. Spitzer Teleskobu ile elde edilen verilere göre, gezegenin değişmeyen gündüz tarafında yüzey sıcaklığı 2426 derece. Gece tarafının sıcaklığı ise 1126 derece olarak tespit edildi. Bütün gezegenin sıcaklık haritasını çıkaran Spitzer, ısının her yere eşit oranda dağılmadığını belirledi. ’55 Cancri e’nin kalın bir atmosferi olmadığı, karanlık yüzündeki lav akıntılarının kısmen katılaşmış olduğu, bunun da sıcaklığın eşit dağılmasını engellediği tespit edildi. LAV NEHİRLERİ VE MAGMA GÖLLERİYLE KAPLI ’55 Cancri e’ ile ilgili görüşlerinin geliştiğini belirten Brice Oliver Demory, “Gezegenin sıcak geceleri ve çok daha sıcak gündüzleri var. Aradaki yüksek fark, sıcaklık transferinin etkisiz olduğunu gösteriyor. Sadece yıldıza bakan yüzünde bir atmosfer olabilir. Ya da yüzeydeki lav akıntılarıyla bunu açıklayabiliriz” dedi. Belçika’daki Liege Üniversitesi’nden araştırmaya katılan Michael Gillon ise, “Gezegenin aydınlık yüzünde lav nehirlerinin ve aşırı derecede sıcak magma göllerinin olması muhtemel. Ancak karanlık yüzünde Hawaii’deki gibi katılaşmış lav akıntılarının olduğunu düşünüyoruz” diye k
#NasaGökbilimciler, Hubble uzay teleskobunun ultraviyole (morötesi) görüşkameraları ile her biri Güneş’ten en az 100 kat fazla kütleye sahip 9‘canavar’ yıldız tespit etti. Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ile Avrupa Uzay Ajansı(ESA) kontrolündeki Hubble’dan gelen verileri inceleyen uluslararasıaraştırma ekibi, Dünya’dan 170 bin ışık yılı uzaktaki (1 ışık yılı =yaklaşık 10 trilyon kilometre) ‘R136’ yıldız kümesinin morötesigörüntülerini elde etti.Büyük Magellan Bulutu içindeki Tarantula Nebulası’nda yer alan ve sadece birkaç ışık yılı genişliğinde olan genç R136yıldız kümesinde, Güneş’ten en az 100 kat büyük kütleli 9 devasa yıldızolduğu belirlendi. Bu kümede yer alan ‘R136a1’ kodlu yıldızın Güneş’ten250 kat fazla kütleye sahip olduğu ve bilinen evrendeki kütle rekorunuelinde bulundurduğu belirtildi. Bir aradaki bu 9 büyük yıldız, Güneş’ten30 milyon kat fazla ışık saçıyor. Ayrıca R136’da Güneş’ten en az 50 katfazla kütleye sahip onlarca yıldız da bulunuyor. Araştırmayıyürüten astronomlardan Saida Caballero-Nieves, “Böylesi büyükyıldızların daha önce ikili sistemlerdeki yıldızların birleşmesi sonucuoluştuğu düşünülüyordu. Ancak R136’daki yıldızların oluşum sürecindekibaşka bir etkiden dolayı büyüdüğünü sanıyoruz. Bu yıldızların kökenibilinmiyor ve büyümelerindeki gizemi araştırıyoruz” dedi.
#HUBBLE UZAY TELESKOBUBilim insanları, Hubble Uzay Teleskobu’nu kullanarak Güneş’ten 21 milyar kat büyük bir karadeliğin yerini tespit etti. Avrupa Uzay Ajansı (ESA)’nın elde ettiği verilere göre, gizemli dev karadelik, 300 milyon ışık yılı uzaktaki (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyon kilometre) Coma (Saç) Galaksi Kümesi’nde yer alan ‘NGC 4889’ kodlu galakside bulunuyor. NASA ve ESA'daki bilim insanları, karadeliklerin görünmez olması sebebiyle, söz konusu gök cisminin yerini, etrafındaki yıldızların hareket hızını hesaplayarak ve ışık temelli diğer faktörleri ölçerek belirledi.
#BilimAmerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın Hubble uzay teleskobu, eşine nadir rastlanan bir galaksi (yıldız kümesi) fotoğrafladı. Hiçbir süper küme ve grupta yer almayan bu gizemli yapı, çok geniş bir boşlukta tek başına hareket ediyor.
#NasaAmerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın Hubble Uzay Teleskobu, uzaydaki 25. yılına girdi. Hubble’dan yeni görüntüler yayınlandı. NASA’nın dün yayınladığı büyüleyici fotoğraf, Dünya’dan 20 bin ışık yılı uzaklıktaki (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyon kilometre) Carina Takımyıldızı’nda bulunan bir ‘yıldız üretim’ sahasına ait. 1960 yılında bulunan bu yıldız kümesine ‘Westerlund 2’ adı verilmişti. Fotoğrafa yansıyan alan 6 – 13 ışık yılı genişliğinde.Amerikalı astronom Edwin Hubble'ın adının verildiği teleskop, uzay mekiği Discovery tarafından Dünya etrafındaki yörüngesine 24 Nisan 1990'da taşınmıştı. Evrenle ilgili pek çok bilinmezi aydınlatan ve yeryüzünün 569 kilometre yukarısındaki yörüngesinde ilerleyen Hubble, 800 bin gök cisminde 1 milyon 200 binden fazla gözlemde bulundu. Gökbilimcilerin astrofizik alanındaki temel problemlerine çözüm bulmakta büyük yararlar sağlayan yaşlı teleskop, gözlemleri ile evrenin genişleme oranı başta olmak üzere birçok alanda bilim dünyasını aydınlattı.
#Hubble TeleskobuDünya’dan 117 ışık yılı ötede (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyonkilometre) içinde 'çok yaşlı' 5 kayalık gezegen bulunan 'antik' biryıldız sistemi keşfedildi. Kepler Uzay Teleskopu’nun verileriüzerinde çalışan uluslararası gökbilimci takımının 4 yıl süren ortakaraştırmasına göre, Kepler – 444 adı verilen bu yıldız ve çevresindekigezegenler yaklaşık 11,2 milyar yıl yaşında. Bilim insanları, evrenin13,8 milyar yıl, içinde bulunduğumuz Güneş sisteminin ise 4,5 milyar yılyaşında olduğunu belirterek Kepler – 444 yıldızını ve kayalıkgezegenlerini “çok yaşlı ve gizemli” olarak nitelendiriyor. BugünAstrophysical Journal dergisinde yayınlanan araştırma sonuçlarına göre,yıldızın etrafında dönen 5 gezegenin en küçüğü Merkür, en büyüğü iseVenüs boyutlarında. Kendi yıldızlarına çok yakın bir yörüngededöndükleri için ise aşırı sıcak yüzeyleri bilinen yaşama uygun değil.Cihan
#GökDünya’dan 117 ışık yılı ötede (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyonkilometre) içinde 'çok yaşlı' 5 kayalık gezegen bulunan 'antik' biryıldız sistemi keşfedildi. Kepler Uzay Teleskopu’nun verileri üzerinde çalışan uluslararasıgökbilimci takımının 4 yıl süren ortak araştırmasına göre, Kepler – 444adı verilen bu yıldız ve çevresindeki gezegenler yaklaşık 11,2 milyaryıl yaşında. Bilim insanları, evrenin 13,8 milyar yıl, içindebulunduğumuz Güneş sisteminin ise 4,5 milyar yıl yaşında olduğunubelirterek Kepler – 444 yıldızını ve kayalık gezegenlerini “çok yaşlı vegizemli” olarak nitelendiriyor. Bilim insanları, bölgenin adeta bir arkeolojik sit alanı gibi olduğunukaydediyor. Avustralya’daki Sydney Üniversitesi’nden Daniel Huber, “Dahaönce hiç böyle birşey görmedik. Bu kadar yaşlı bir güneş ve etrafındakiküçük gezegenlerin sayısı, gerçekten bu yıldız sistemini özel kılıyor.Evrenin ilk zamanlarından kalma karasal gezegenler barındıran böyleantik bir güneş sistemiyle karşılaşmak olağandışı” yorumunu yaptı.
#GökbilimbileriRusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos), 5 farklı büyüklükte ve yapıdaki yıldızın Güneş ile yer değiştirmeleri durumunda Dünya’dan nasıl görüneceklerine dair büyüleyici bir video hazırladı. Bilim insanlarının danışmanlığında hazırlanan şaşırtıcı görüntülerde Güneş’in yerine konulan yıldızlar ise sırasıyla şöyle: 1 - Alpha Centauri: Dünya’ya Güneş’ten sonraki en yakın ikili yıldız sistemi. 4,37 ışık yılı uzaklıkta. (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyon kilometre). 2 ? Sirius: Geceleri gökyüzünde görünen en parlak yıldız. Bize uzaklığı 8,7 ışık yılı. Büyüklüğü Güneş’in iki katı. 3 ? Arcturus: 36,7 ışık yılı uzaklıkta. Kızıl bir dev olan bu yıldız, Güneş’ten 25 kat daha büyük ve 110 kat daha parlak. 4 ? Vega: 25 ışık yılı uzaklıkta. Dünya’ya en yakın ve parlak yıldızlardan biri. Mavi ışık saçıyor. 5 ? Polaris (Kutup yıldızı): 434 ışık yılı uzaklıkta. Bilinen en parlak 45. yıldız. Güneş’ten 46 kat daha büyük.
#GüneşNASA’nın Hubble Uzay Teleskopu ile yaptığı son gözlem, akılları zorlayan mesafe ve sayı hesaplamalarına bir yenisini ekledi. Dünya’dan 2,5 milyon ışık yılı (1 ışık yılı = Yaklaşık 10 trilyon kilometre) uzaklıktaki Andromeda Galaksisi’nin milyonlarca yıldız içeren kolları net bir şekilde görüntülendi.
NASA’nın Hubble Uzay Teleskopu ile ilk kez 1995 yılında gözlemlediği meşhur ‘Yaratılış Sütunları’ daha önce görülmemiş detaylarıyla yeniden fotoğraflandı. Dünya’dan 6 bin 500 ışık yılı uzaklıktaki (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyon kilometre) Kartal Nebulası’nda yer alan 3 dev sütunun ilk fotoğrafı, Hubble’ın elde ettiği en büyüleyici görsellerden biri olarak kabul ediliyordu. Gökbilimciler, içerideki gazın kütleçekimsel olarak büzülüp yıldız oluşturacak kadar yoğun olmasından dolayı bölgenin adeta bir ‘yıldız fabrikası’ olduğunu keşfetmiş, yeni doğan yıldızlardan ötürü de bu eşsiz güzellikteki yapılara ‘Yaratılış Sütunları’ adını vermişti. Moleküler hidrojen gazı ile tozdan oluşan ve birkaç ışık yılı büyüklükte olan 3 sütun, Hubble Uzay Teleskopu’nun 25. yılı çalışmaları kapsamında daha net, keskin bir şekilde ve hiç görülmemiş detaylarıyla yeniden görüntülendi. Yeni fotoğraflar, ABD’nin Seattle kentindeki ‘Astronomical Society’ toplantısında yayınlandı. Cihan
#NasaŞili’deki gelişmiş yer teleskoplarını kullanan bilim insanları, Güneş’ten 1300 ışık yılı uzaklıktaki (1 ışık yılı = yaklaşık 10 trilyon km) yıldız kümesinin göz kamaştıran görüntülerini elde etti.Atacama Çölü’ndeki Avrupa Güney Gözlemevi (ESO) teleskopu tarafından görüntülenen ve Carina Takımyıldızı’nda yer alan ‘NGC 3532 yıldız kümesi’ büyüleyici görünüşü sebebiyle ‘Dilek Kuyusu Kümesi’ olarak da adlandırılıyor. İçindeki yıldızlar, bir dilek kuyusunun içinde parlayan madeni paralara benzetiliyor.‘Dilek Kuyusu’nda yer alan 300 kadar parlak yıldızın yaklaşık 300 milyon yıl önce oluştuğu düşünülüyor. Mavi renkli yıldızların orta büyüklükte oldukları, turuncu ve kırmızı renkli olanların kendi hidrojen yakıtlarını tükettikleri için bu renge büründükleri ve daha ağır oldukları belirtiliyor. NGC 3532 içinde bazı kırmızı devlerin de bulunduğu görülüyor.İlk kez Fransız gökbilimci Nicolas Louis de Lacaille tarafından 1752 yılında keşfedilen NGC 3532 yıldız kümesi, 1830’larda İngiliz bilim insanı John Herschel’in ‘ikiz yıldız zengini küme’ sınıflandırmasına dahil edilmişti. İkiz yıldızlar birbirlerine çok yakın olarak ortaya çıkıyor ve doğumlarından itibaren birbirlerinin yörüngesinde dönüyorlar.
#RenkDünya’dan 60 ışık yılı uzaklıktaki küçük bir yıldızın yüzeyinde, Güneş’in çekirdek sıcaklığından 12 kat daha güçlü olan 200 milyon derecelik patlamalar belirlendi. Bilim insanları, benzer bir infilakın Güneş’te olması durumunda Dünya’nın kısa sürede yok olacağını belirtiyor.