Güvenlik sıkıntıları

GÜNDEMDE Kıbrıs seçimleri, Avrupa Zirvesi var. Ama bu kader günlerinin yoğun gündemi arasında kaybolmasına göz yummak istemediğim çok önemli bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum bugün.

Bugün başlayan AB Zirvesi'nde kabul edilmesi beklenen Avrupa Anayasası'nın güvenlik ile ilgili paragraflarının önemini, iki gün süren önemli bir toplantıya katılmasaydım gözden kaçırabilirdim.

Türk Atlantik Konseyi'nin, Antalya'da düzenlediği 13. Uluslararası Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'nda, Genelkurmay Plan ve Prensipler Dairesi Başkanı Korgeneral Aydoğan Babaoğlu, dikkat çekici bir konuşma yaptı.

NATO'nun geleceğinin en geniş biçimde tartışıldığı bugünlerde, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın, geçen hafta Brüksel'de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları toplantısında yaptığı bir uyarıyı da anımsayınca sözünü ettiğim konuşma daha da önem kazanıyor. Yeni bir gelişmeye dikkat çekiyor.

Powell, Avrupa Birliği'ni NATO'ya eşdeğer bir ikinci güvenlik örgütlenmesine gitmeme konusunda uyarmıştı. Çünkü Avrupa Birliği'nin bazı üyeleri Avrupa'da yeni bir şemsiye savunma örgütü önerisini ciddi biçimde inceliyorlar.

* * *

KORGENERAL Babaoğlu, konuşmasında Türkiye'nin, NATO-Avrupa ilişkilerinin bazı evrelerinde AB üyesi olmadığı için ‘‘dışlandığı’’ na dikkat çekti.‘‘Türkiye, bir NATO üyesi olarak Avrupa Birliği mekanizmalarında katılabilmeli...'öteki' şeklinde sınıflandırılmamalıdır’’ dedi.

Avrupa Birliği üyesi olmayan NATO üyelerinin, güvenlik düzenlemelerinin dışında bırakılmaması gerektiğinin altı çizilen konuşmadan da anlaşıldığı gibi NATO ile Avrupa Birliği arasındaki anlaşmalar öngörüldüğü gibi yürümüyor.

Türkiye, bazen diyalogun dışında bırakılıyor.

* * *

TÜRKİYE, Avrupa Birliği ile NATO arasında Nice Zirvesi'nde varılan ve geçen yıl Kopenhag'da yürürlüğe giren anlaşmaların, şeffaf bir biçimde tam olarak uygulanmadığı görüşünde.

Oysa, Avrupa Birliği, güvenlik politikasını oluştururken Avrupa Ordusu'nun NATO olanaklarından yararlanmasını istemiş, Türkiye ve ABD'nin itirazları nedeniyle uzun süren pazarlıklardan sonra anlaşma sağlanabilmişti.

Daha önceki Avrupa güvenlik politikalarında yani Batı Avrupa Birliği mekanizmasında gözlemci statüsünde var olan Türkiye'ye, bu mekanizma ortadan kalktıktan sonra, ‘‘dışlanmayı’’ önleyen güvenceler getirmişti Berlin artı Nice belgeleri ve Kopenhag kararları.

Ama özellikle Irak Savaşı'ndan sonra Avrupa'da yaşanan yeni süreçte, Fransa ve Almanya daha bağımsız bir güvenlik şemsiyesi arayışına girdiler. İngiltere, bu arayışı sulandırmak istese de, Avrupa Birliği Anayasası'nda bazı düzenlemeler yapılması söz konusu.

Bugün son halini alması beklenen AB Anayasa'sının, güvenlikle ilgili paragrafları o yüzden savunma çevrelerinde ilgili ile izleniyor.

Avrupa Anayasası, NATO'yu dışlayacak ikinci bir savunma şemsiyesinin oluşumuna zemin hazırlayacak mı?

Avrupa Anayasası'nda yanıtı beklenen soru bu. Sadece soru değil, Türkiye açısından yeni bir sorun da.
Yazarın Tüm Yazıları