Güncelleme Tarihi:
Afyonkarahisar’da düzenlenen AK Parti kampının kapanışında konuşan Başbakan Yıldırım, "FETÖ de, PKK da, DEAŞ da yaptıklarının hesabını tek tek verecektir. Bu ülkeye yapılan fenalıkları bu millet asla unutmaz. Tarih nasıl kahramanları yazıyorsa hainleri korkakları da aynı şekilde yazacaktır.Milletimizin 15 Temmuz zaferini gölgeleyeme çalışanlar çok sinsi taktikler peşindedir" diye konuştu.
İKİ BAŞBAKAN KARŞI ÇIKMIŞTIR
Terör örgütünü sanki AK Parti döneminde kurulmuş, AK Parti döneminde güçlenmiş gibi gösterme gayreti içinde olanlar bulunduğunu kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bunlar kendi kusurlarını, kendi yanlışlarını örtmenin telaşı içerisindeler. Bu kanlı örgütün geçmişi ta 1960'lı yılların sonlarına kadar gider. Bu kanlı örgüt 12 Eylül darbesinden sonra palazlanmaya başlamıştır. 80'lerde, 90'larda büyümüştür, devletin bürokrasisine, ordusuna, yargısına, kurumlarına nüfuz etmeye başlamıştır. 1980'den 2013'e kadar bu kanlı örgüte sadece Türkiye'de iki başbakan karşı çıkmış, açıkça mücadele etmiştir. Biri merhum Necmettin Erbakan, biri de kurucu liderimiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Şimdi ortaya çıkıp bizi bu örgütlerle itham etmek isteyenlere sorarım, 60'larda, 70'lerde, 80'lerde, 90'larda AK Parti yoktu ama sizlerin devamı olduğunuz partiler vardı. Ne yaptınız, hangi mücadeleyi verdiniz? Bu örgüt devlete sızarken, ne önlem aldınız? Bu örgüt daha 80'li yıllarda sınav sorularını çalarken hangi tedbiri aldınız, hangi başbakan, hangi cumhurbaşkanı bu örgütle AK Parti iktidarı kadar mücadele etti? Şimdi çıkıp konuşması kolay."
CHP ÖNCE KENDİSİNİ SORGULASIN
Görev yaptıkları dönemde üç maymunu oynayanların şimdilerde FETÖ konusunda ahkam kestiğine işaret eden Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu örgüt Türk Silahlı Kuvvetlerine zehirli bir yılan gibi sızarken susanların, bakıyorum dilleri çözülmüş, bülbül gibi konuşuyorlar. Bu örgüt emniyet teşkilatına, yargıya sızarken, susanların akılları belli ki şimdi başlarına gelmiş. 17 Aralık 2013 sabahı ülkede FETÖ'ye teslim olanları bu millet gördü, yargı ve kolluğa, siyasete darbe yaparken medya teslim oldu, bürokrasi teslim oldu, siyasi partilerin bir kısmı teslim oldu. O gün 17 Aralık günü tek bir cesur ses Recep Tayyip Erdoğan'dan geldi. Konya'da kürsüye çıkıp, 'Boyun eğmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz' dedi. CHP eğer sorgulayacaksa, önce kendisinin bu örgütle ilişkisini sorgulasın. Millet anamuhalefette genel başkanlık değişiminin nasıl kumpaslarla gerçekleştiğini henüz unutmadı. HDP ile örgüt arasında dönen pazarlıkların ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Biz öz eleştirimizi yaptık, yapıyoruz ama siz Allah aşkına ne zaman aynaya bakacaksınız? Asıl onun cevabını millete verin."
AK PARTİ İÇİNDE FETÖ'CÜ İDDİASI
AK Parti içerinde ne FETÖ'cü ne bölücü hiçbir terör unsurunun barınamayacağını vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi: "Partimize sızanları tek tek tespit ettik, gereğini yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Sürekli tezvirat. Efendim ByLock'ta bakanlar varmış, milletvekilleri varmış. Kocaman bir yalan. Hiçbir milletvekilimiz, hiçbir bakanımız ne ByLock'ta var ne terörün içinde var ne FETÖ'nün içinde var. Bu tezviratlarınızla AK Parti'yi içerden karıştırmaya, bizi birbirimize düşürme gayretleriniz olduğunu biliyorum ama bunu asla başaramayacaksınız. Çünkü bu örgütlerle amansız mücadeleyi ve bu tehlikeyi en önce gören parti AK Parti'dir, gereğini de yapmıştır.
HİLMİ ÖZKÖK'E YANIT
Eski bir Genelkurmay başkanı çıkıp diyor ki 'Biz 2004'te uyardık.' Ne uyardınız kardeşim, karara bakıyoruz, 'Nur cemaati ve hizmet hareketi izlenmelidir.' Ne zamandan beri cemaatler terör örgütü oldu? Bizim için kırmızı çizgi, terör faaliyetinin başladığı gündür, o da 17 Aralık'tır. Durup dururken cemaatlerin üzerine gidip, 'Siz bir şeyler yapıyorsunuz biz anlamıyoruz ama ne olur ne olmaz sizlerin defterini dürelim'... Bunu mu söyleyeceğiz? Demokrasilerde böyle şey olmaz. Hiç kimse eline silah almadıkça, teröre bulaşmadıkça, insanları öldürmedikçe terör örgütü muamelesi göremez. Onun için bu örgüt ilk defa devletle bilek güreşine 17 Aralık'ta başlamıştır. Devletin elini tutan o bilek kökünden kırılmıştır."
TEK BİR MAĞDUR BİLE KALMAYACAK
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişiminde şehit düşenlerin aileleri ile gazilerin yüzüne gururla bakmak istediklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Onların aziz hatırası karşısında başımız hep dik olacak. Onların huzurunda başımızı öne eğmeyeceğiz. Gazilerimize, şehit ailelerine şunu açık kalplilikle söyleyeceğiz, 'Siz canınızdan can verdiniz ama biz de hesabını sorduk'. Şunu da bilmenizi istiyorum, süreç devam ediyor. Soruşturmalar devam ediyor. Tespit ettiklerimizin gözlerinin yaşına bakmıyor, adalete teslim ediyoruz. Hukukun en hızlı, en adil, en hassas şekilde işlemesi sonuç alınması için gereken neyse o yapılıyor. Savcılarımız, hakimlerimiz konunun ciddiyetinin farkındalar, ellerinden gelen bütün gayreti gösteriyorlar. Gece gündüz demeden çalışıyorlar. Milletin bu konudaki beklentilerinin ne kadar önemli olduğunu, ne kadar acil olduğunu da çok iyi biliyorlar. Bütün imkanları zorlayarak biran önce bu alçak örgütün elebaşlarını, darbeye katılanlarını cezalandırmak gazilerimizin, şehitlerimizin haklarını sonuna kadar aramak için her türlü gayreti gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz. Şundan emin olun kardeşlerim, sürecin sonunda tek bir mağdur bile kalmayacak, sürecin sonunda ininde saklanan bir tane bile FETÖ mensubu olmayacak."
"TEKLİF MİLLETİN ÖNÜNE GİDECEK"
Önümüzdeki günlerde Türkiye'nin geleceği adına pek çok kritik adım atılması gerektiğini vurgulayan Binali Yıldırım, "Bu değerli kadronun, bu tarihi görevleri bihakkın yerine getireceğinden asla endişe ve şüphem yoktur. İnşallah sistemdeki tıkanıklıkları tek tek açarak demokrasimizi her türlü kötü emellere kaşı gözümüz gibi korumaya devam edeceğiz." dedi.
Yıldırım, hem yeni anayasa hem de başkanlık sistemiyle ilgili çalışmaları tamamladıklarını belirterek, "Bizler konuyu hem Meclis'te hem de kamuoyu nezdinde yeterince tartıştık, konuştuk, görüştük. Gerekli istişareleri yaptık. Bundan sonra yapacağımız iş, teklifimizi en kısa zamanda Meclis'e getirmek, yüce Meclis'in iradesine teslim etmektir. Yüce Meclis anayasa değişikliğini görüşecek ve öyle ümit ediyorum ki bu teklif milletin önüne gidecektir. Bizim istediğimiz budur" diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Meclis'imiz ister 367, ister 330 ile Anayasa değişikliğini onasın, her halükarda son kararı millete götüreceğiz. Bunu buradan milletimizle paylaşıyor ve inanıyorum ki Gazi Meclis bu tarihi sorumluluğu en güzel şekilde yerine getirecek, bu tıkanıklığı da halkın, vatandaşın bizatihi çözmesinin önündeki engeli kaldıracaktır. Milletten korkmayalım. Millet her şeyin en iyisini yapar. Bugüne kadar yaşadığımız krizleri nasıl en güzel şekilde millet çözdüyse bu sorunu da yine millet çözecektir."
AK PARTİ TEŞKİLATI ÜÇ BEŞ TERÖRİSTE PABUÇ BIRAKMAZ"
Yıldırım, terörün mutlaka bitirileceğini, bu konudaki kararlılığın bugün düne göre daha fazla olduğuna işaret ederek, güvenlik odaklı terör mücadelesinde iyi bir noktada bulunulduğu bildirdi.
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'nin mensuplarına yönelenen suikast faaliyetlerinin de sürdürülen kararlı yürüyüşü asla durduramayacağını, zerre kadar sekteye uğratamayacağını belirterek, "Üç beş teröriste pabuç bırakacak teşkilat değildir, AK Parti teşkilatı. Gerekli koruma önlemini de alacağız ama teşkilat mensuplarımıza yapılan alçak ve hain saldırıların hesabını da burunlarından fitil fitil getireceğiz. Her bir vatandaşımızın, her bir şehidimizin hesabını da tek tek soracağız" ifadesini kullandı.
AB İLE İLİŞKİLER
Yıldırım, "İsrail ve Rusya ile ilişkilerimizi normalleştirdiğimiz gibi gelecek süre içinde gerek Suriye'de gerek Irak'ta ve hatta Mısır'da da ilişkilerimizin çok daha iyi şekilde gelişmesi için gayretimizi her gün arttırmaya devam ediyoruz" dedi.
"Avrupa Birliği meselesinde bizim kafamızda zerre kadar bir karışıklık yok. İlk gün ne dediysek bugün de aynı noktadayız. Kafa karışıklığı bizde değil, Avrupa Birliğinin kendisindedir" diyen Yıldırım, AB'nin, İngiltere'nin ayrılık kararından sonra gelecek vizyonunu gözden geçirmesi ve bu çıkışın sebepleri üzerinde kafa yorması gerektiğini söyledi.
Yıldırım, "Türkiye'ye verilen sözler ipe un sermeden, 'ama, fakat' demeden, Türkiye'ye şartlar ileri sürmeden mutlaka yerine getirilmelidir" değerlendirmesinde bulundu.
Milletin, mart ayında imzalanan geri kabul ve vize serbestisi anlaşmasının bekletilmeden hayata geçirilmesini beklediğini ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği şunu unutmasın. Biz, ahdimize vefa göstermeye devam edeceğiz. Nereye kadar? Karşılığını görmediğimiz zaman biz de ne lazımsa o adımı da hiç tereddüt etmeden atarız. Türkiye, bir yandan Avrupa ve Balkanlar, bir yandan Kafkaslar bir yandan da Ortadoğu'da istikrarın devam etmesi, ekonomik iş birliklerinin gelişmesi için var gücüyle çalışmaya devam edecektir. AK Parti olarak biz bu konuda netiz, herhangi bir kafa karışıklığımız söz konusu değildir. Türkiye'nin geleceğini inşa etmekte, dev yatırımlar yapmakta, Türkiye'yi adım adım büyütmekte ve kalkındırmakta kararlılığımız tamdır. 14 yıllık başarılarının altında yatan da daima AK Parti'nin sözünün eri olmasıdır. Hiçbir zaman milletimize yapamayacağımız bir şeyin sözünü vermedik. Söz verdiğimiz her şeyi de elhamdülillah yaptık. Yüzümüz ak, alnımız pak."