Güncelleme Tarihi:
FETÖ ve 15 Temmuz Darbe Girişiminin araştırmak için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ü dinledi. Özkök, sözlerine askeri eğitim sürecinde Nurcularla tanışmasını anlatarak başladı: “Işıklar Askeri Lisesi’nde okurken, Kuleli Askeri Lisesi’nden gelen bir grup vardı. Farklı bir gruptu. Biz de namaz kılıyorduk ama onlar farklıydı. Orada bir öğretmenden etkilenmiş bir gruptu. Şartlandırılmış gibi bir halleri vardı. Nurcuları böyle tanıdım."
Bu grubun 1980’li yıllarda yaygınlaştığını anlatan Özkök, zaman içinde TSK’nın hedefe alındığını gördüklerini söyledi. İstihbaratın yeterli olmadığını anlatan Özkök, ‘Tabii bunun kaynağına inmek gerekti. Bizim kendi istihbaratımız olmadığı için dışarıdan bekledik’ dedi.
'KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI DÖNEMİNDE EMİN OLDUM'
Orgeneral olduktan sonra bu konuları YAŞ’lara (Yüksek Askeri Şura) götürdüklerini, hükümete anlattıklarını ifade eden Özkök, örgütten Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) döneminde emin olduğunu söyledi:“2000 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı oldum. Komutanlığım zamanında ilk defa Fethullah örgütünün ne amaçladığını, ne şekilde bu işlere hız verdiğini görmeye başladık. O meşhur konuşması vardı. ‘Günü gelince çıkacağız’ diye. Emin olduk bu örgüt örgütleniyor ve iyi işler peşinde değil. Genelkurmay Başkanı olduktan sonra daha ciddiyetle eğildim.”
'HÜKÜMETİ UYARDIK: BİR ŞEY YAPILMADIĞINI GÖRDÜK'
Hilmi Özkök, dönemin Genelkurmay Başkanı iken 2004 yılında toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında kuvvet komutanlarıyla birlikte FETÖ'ye karşı hükümeti kesin bir dille uyardıklarını kaydederek “2004 Milli Güvenlik Kurulu'nda silahlı kuvvetler olarak dedik ki 'Bu örgüt çok büyük bir imkan kabiliyetine kavuştu. İmkan kabiliyeti yıllar içinde oluşur ama niyet bir gecede değişir. Aynen böyle söyledik. Dedik ki icra planı yapılsın bu iş takip edilsin o zaman kadar tehlikeli bir örgüt olarak görülmüyor tabi iyi niyetli görülüyor. Ama biz MGK'da bunu açıkça söyledik. Hükümeti kesin olarak bilgilendirdik ve durum iyi değil dedik. Orada bir karar alındı. Ona icra planı denildi. Hükümete tavsiye ediyor MGK bunu. Hükümetin unsurları da orada olmakla beraber. Ne yapılıyor diye izledik, açıkça söyleyim pek fazla bir şey yapıldığını görmedik. Biz gene her toplantıda irticadan ve bu örgütlerin tehlikesine dikkat çeken konuşmaları MGK'da kuvvet komutanları da var biliyorsunuz her zaman dile getirdik. Duyduklarımızı her zaman elimizden geldiği kadar yaptık. Ama kaynağı nüfuz etmemiz mümkün olmadı. Hep bildiğimiz şeyi böylece hepimiz birlkte teklif ettik. Bir fikir birliği yapılmış olarak gidiliyor MGK'ya. Sonrasında bizim elimizde olan bir şey değil. Sonra 2006 yılında emekli oldum" diye konuştu.
"O DÖNEM 'FETULLAÇILIK SUÇTUR' DİYE BİR KANUN YOKTU"
Özkök’ün sunumunun ardından komisyon üyelerinin sorularına geçildi. Özkök bir soru üzerine, siyasetçilerin kendilerini saygıyla dinlediğini ama bir şey yapmadığını söyledi. Özkök, 'Fetullahçılık suçtur' diye bir kanun olmadığını bu nedenle yakalananların disiplinsizlik suçuyla silahlı kuvvetlerden attıklarını söyledi. Eski Genelkurmay Başkanı, ‘Bizim yapacağımız şey sınırlıydı. Yakaladığımızı atıyoruz. Fetullahçı diye de atamıyorsunuz, öyle bir örgüt yok. Disiplinsizlik diye atıyoruz. Yapabildiğimiz yakaladığımız atmaktı. Şura’da kararlar yargıya gitmediği için şerh konuluyordu. Ama biz yine de yapıyorduk’ dedi.
‘BİR KEZ MAKAMIMDA NAMAZ KILMADIM’
Özkök, örgütün TSK yapılanmasıyla ilgili sorular üzerine TSK-din ilişkisi üzerine değerlendirmeler yaparak şunları söyledi: “TSK özellikle bazı dönemlerde dine karşı soğuk davranmıştır. Bazı tehlikeler hissetmiştir. Bu kullanıldı tabii. TSK dini işlerin tamamen ayrılmasını ister. Ben inançlı biriyim ama bir kez makamımda namaz kılmadım. O ayrı o ayrı.”
28 Şubat’ın bazı düşüncelerin sivrileşmesine yol açtığını anlatan Özkök, sonrasında, “Biz dine karşı değil dinin kötü kullanılmasına karşıyız” mesajları verdiklerini söyledi. Özkök’e askeri hedef alan davalar da soruldu, ‘Kasaptaki ete soğan doğramam’ sözleri hatırlatıldı. Özkök, “Babaannemden duyduğum bir söz. Gelen soru doğmamış çocuğa don biçmek gibiydi. Olmamış bir şey sorulduğunda öyle dedim” dedi.
‘SİYASETE DÜŞMAN DEĞİLİZ’
Özkök, cemaat örgütlenmesiyle ilgili ne kadar ve nasıl mücadele edildiği sorularına da siyasetçileri işaret ederek yanıt verdi. MGK’da cemaatle ilgili tavsiye kararını hatırlatan Özkök, “MGK’da söylenenden başka ne söylenebilir. Bundan daha fazla ne olabilir. Ben Başbakan’a bağlıyım. Siyasete, siyasetçiye düşman değilim. Her zaman siyasetin dışındayız yaklaşımı içinde olduk” dedi. Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili neden konuşmadığı sorularına ise Özkök, “Dink’in öldürülmesi sonrası neden konuşmamışım. Sonra vesayet diyorlar, neden konuşayım” yanıtı verdi.
‘BEN DEMOKRASİYE BAĞLIYIM’
Özkök, Ergenekon savcısı firari Zekeriya Öz hakkında sarf edilen ‘demokrasi kahramanı’ sözlerinin hatırlatılması üzerine “Onu bağlar ama ben demokrasiye bağlıyım. Niye onlarla kavga etmiyorum diye benimle kavga edenler var. Ben yapmam” dedi. Özkök, görev yaptığı dönemde Ergenekon'la ilgili gelen istihbarat raporuyla ilgili, “Olabilecek bir şey gibi hiç gelmedi bana. Olmadı da. İstihbarata göndermekle yetindim ben de” dedi.