Yavuz Yılmaz'ın ani ölümünün ardından üniversite hastalığını açıkladı

Yavuz Yılmaz'ın ani ölümünün ardından kendisinin İcra Kurulu Üyesi, annesi Berna Yılmaz'ın Mütevelli Heyeti Başkanı olduğu İstanbul Kent Üniversitesi'nden açıklama geldi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi.

"İcra kurulu üyemiz Sayın Yavuz Yılmaz, bir süredir “Temporal Lob Epilepsi” hastalığından muzdarip olup, tedavi görmekteydi. Hastalığın doğal süreci çerçevesinde oluşan, son dönemde giderek ağırlaşan ve felce doğru ilerleyen komplikasyonları nedeniyle ağır stres altındaydı.

Bu manevi baskıya dayanamayarak, 16/Aralık/ 2017 günü hayata veda eden çok sevgili Yavuz Yılmaz’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz.
Hatırası ve üniversitemize yaptığı katkılar her zaman hatırlanacaktır.

Nur içinde yatsın."

BAŞBAKAN YILDIRIM'DAN TAZİYE ZİYARETİ

Öte yandan Başbakan Binali Yıldırım, bugün saat 10.30 sıralarında, Mesut Yılmaz'ın Beykoz'daki evine gelerek taziye ziyaretinde bulundu.

Başbakan Yıldırım, eşi Semiha Yıldırım ile Yılmaz'ın oğlu Yavuz Yılmaz'ın vefat ettiği Beykoz'daki eve geldi. Başbakan Yıldırım ile Semiha Yıldırım'ı eve girişleri sırasında eski Başbakan Yılmaz ile eşi Berna Yılmaz kapıda karşıladı. Yılmaz ailesine taziye dileklerini ileten Başbakan Yıldırım, burada yaklaşık 20 dakika kaldı. Kur'an-ı Kerim'in de okunduğu taziye ziyaretinin ardından Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım, Beykoz'dan ayrıldı. Başbakan Yıldırım ile Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ve İstanbul Valisi Vasip Şahin de buradan ayrıldı.

'ALLAH HİÇBİR ANNE BABAYA YAŞATMASIN'

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de Yavuz Yılmaz'ın vefat ettiği Beykoz'daki eve geldi. Burada bir süre kalarak, Yılmaz ailesine taziye dileklerini ileten Tekin, çıkışta basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Tekin, "Çok değerli eski Başbakanımızın oğlu ne yazık ki hayatını kaybetti. Allah hiçbir anaya, babaya evlat acısı yaşatmasın. Çok büyük bir acı. Bu acı tüm Türkiye'nin yüreğini yaktı. Başta ailesine, sevenlerine, dostlarına, herkese baş sağlığı diliyorum." ifadelerini kullandı.

GECE NELER YAŞANDI

ABD'den dönen Başbakanlardan Mesut Yılmaz ve eşi Berna Yılmaz, dün gece oğulları Yavuz Yılmaz’ın cenazesinin kaldırıldığı Şişli’deki özel hastaneye geldi.

Yılmaz çifti beraberindekilerle birlikte hastaneye girdi. Yaklaşık 50 dakika sonra ilk olarak Mesut Yılmaz, kardeşi Turgut Yılmaz, eski Trabzonspor Başkanı Sadri Şener ve Abdurrahim Albayrak araca binerek hastaneden ayrıldı. Berna Yılmaz ise hastanede kaldı. Ziyarete gelenler arasında ise Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, eski milletvekillerinden Cavit Kavak, Türkiye eski Futbol Direktörü Fatih Terim de yer aldı. Hastaneden ayrılan Mesut Yılmaz Beykoz Konakları’ndaki eve gitti.

CENAZE TÖRENİ PAZARTESİ

Yavuz Yılmaz’ın cenazesinin Pazartesi günü öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazı sonrasında Kanlıca Mezarlığı’na defnedileceği öğrenildi.

"MESUT BEY AYAKTA DURMAYA ÇALIŞIYOR, HİÇ KOLAY BİR ŞEY DEĞİL"

Beykoz Konakları’na gelerek Mesut Yılmaz’a taziye ziyaretinde bulunan Türkiye eski Futbol Direktörü Fatih Terim de çıkışta kısa bir açıklama yaptı.Terim, "Ben hastanedeydim beraber geldik eve kadar, Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Allah kimseyi evlatlarıyla sınamasın. 10-12 saat uçak yolculuğundan sonra hiç de kolay bir şey değil. Hepimizin çok üzüldüğü bir olay, Mesut Bey ve Berna Hanım da çok kötüler tabi ki. Ama yine de Mesut Bey ayakta durmaya çalışıyor, hiç kolay birşey değil. Allah yardım etsin" dedi.

"Gerekçesini biliyor musunuz" sorusuna ise Terim, "Bilmiyorum sormadım, gerekçesi ne olursa olsun hiç kolay birşey değil. Gencecik bir çocuk. Allah geride kalanlara yardım etsin. Mesut Yılmaz benim çok eski dostum, büyüğüm. Hem Başbakanlık döneminde hem de diğer dönemlerde çok önemli bir dostluğumuz var. Ağabey, kardeş ilişkimiz var. Yanında olmak en büyük görevimiz" diye konuştu.

DÜN NELER YAŞANDI?

"Gerekçesini biliyor musunuz" sorusuna ise Terim, "Bilmiyorum sormadım, gerekçesi ne olursa olsun hiç kolay birşey değil. Gencecik bir çocuk. Allah geride kalanlara yardım etsin. Mesut Yılmaz benim çok eski dostum, büyüğüm. Hem Başbakanlık döneminde hem de diğer dönemlerde çok önemli bir dostluğumuz var. Ağabey, kardeş ilişkimiz var. Yanında olmak en büyük görevimiz" diye konuştu.

İDDİAYA göre, Mehmet Yavuz Yılmaz önceki akşam Beykoz Konakları C-97 Blok’taki villasına geldi. Koruma polislerini de evlerine gönderdi. Korumalar dün sabah villaya geldiklerinde zile bastı ancak yanıt alamadı.

YATAK ODASINDA BAŞINDAN VURULMUŞ

Bunun üzerine villanın kapısını çilingire açtıran korumalar, içeri girdiklerinde Mehmet Yavuz Yılmaz’ı yatak odasında başından vurulmuş halde buldu. Hemen ambulans çağırıldı, gelen sağlık ekibi Mehmet Yavuz Yılmaz’ın öldüğünü belirledi. Yılmaz’ın yanında babasına ait Smith Wesson marka toplu tabanca vardı. Olay Yeri İnceleme ekibi, Yılmaz’ın bitişik atışla vurulduğunu tespit etti. İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan da olayın ardından eve gelerek çalışmaları denetledi ve bilgi aldı. Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı da olay yerine inceleme yaptı.

UÇAĞIN İNTERNETİ ERİŞİME KAPATILDI

ABD’de olan ve dün İstanbul’a dönecek olan Mesut Yılmaz ve eşi Berna Yılmaz’a acı haber verilmedi. Kıtalararası uçuş sırasında uçakta internet kullanımına izin verildiği için Yılmaz çiftinin oğullarının ölüm haberini alabileceği ihtimali üzerine yakınları, THY ile irtibata geçti. Mürettebata ulaşıldı ve uçaktaki internet erişime kapatıldı.

GÜVENLİK KAMERALARI İNCELEMEDE

Polis, Beykoz Konakları’nın giriş ve çıkışındaki güvenlik kamerası görüntüleriyle Yılmaz Ailesi’ne ait villayı gören güvenlik kameralarının kayıtlarına el koyarak incelemeye aldı. Mehmet Yavuz Yılmaz’ın cesedi ilk olarak Beykoz Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Cenaze kesin ölüm nedeni ve saatinin belirlenmesi için hastaneden alınarak Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Yılmaz’ın cesedi Adli tıptaki işlemlerin ardından önce Zincirlikuyu Mezarlığı’nın gasılhanesine daha sonra da Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi’nin morguna götürüldü.

Yılmaz’ın cenazesinin, yarın öğle vakti Marmara İlahiyat Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından Kanlıca’da toprağa verileceği belirtildi.

KAHROLDULAR

Saat 20.00 sıralarında eşi Berna Yılmaz ile birlikte ABD’nin Los Angeles kentinden İstanbul’a gelen Mesut Yılmaz, acı haberi alınca havalimanından oğlu Yavuz Yılmaz’ın götürüldüğü hastaneye gitti. Yılmaz daha sonra Beykoz’daki eve geçti. Berna Yılmaz’ın ise hastanede kontrol altında tutulduğu, doktorunun vereceği karara göre evine gidebileceği öğrenildi.

'HİÇBİR PARA SIKINTISI YOKTU'

ESKİ ANAP milletvekili ve Berna Yılmaz’ın kurduğu Kent Üniversitesi’nin Mütevelli Heyeti Üyesi Sühan Özkan şunları söyledi: “Biz de şok olduk. Ekonomik kriz diyenler var. Kesinlikle yalan. Hiçbir para sıkıntısı yoktu. Gayet iyi görünüyordu. Bel ağrısı dışında bir rahatsızlığı da yoktu. Bunalımda da görünmüyordu. Kurduğumuz Kent Üniversitesi’nde görev yapıyordu. Çok güzel işler yapacaktık. Burası engelliler ve kadınlar için özel eğitimin olduğu çok özel bir üniversite. Zabıt ‘intihar’ diye tutulmuş ama daha ne olduğu belli değil. İntihar edecek biri değildi. Çalışmalara devam edecektik.”

GEORGE WASHINGTON ÜNİVERSİTESİ MEZUNU

MEHMET Yavuz Yılmaz lise eğitimini Avusturya’nın Salzburg kentinde tamamladıktan sonra ABD’nin George Washington Üniversitesi’nde uluslararası ticaret ve pazarlama üzerine eğitim aldı. Bir dönem otel ve restoran işletmeciliği yaptı. Kardeşi Emir Hasan Yılmaz ile CFS İstanbul Yatırım A.Ş. isimli bir şirketleri vardı. İki kardeş bir ara İstanbul’daki üçüncü havalimanının hafriyat işini de yaptı. Mehmet Yavuz Yılmaz’ın ismi 7 Haziran 2015 seçimlerinde CHP’den milletvekili adaylığı için geçmiş ancak aday olmamıştı.

AK APARTMANI'NDA ÇİLLER'E KOMŞU

MEHMET Yavuz Yılmaz, 2011’de kardeşiyle birlikte Nişantaşı Atiye Sokak’ta Ak Apartmanı’nın giriş katında Elio adlı restoran açmıştı. Restoran eski başbakanlardan Tansu Çiller’in oğulları Mert ve Berk’in ortakları arasında olduğu Hardal adlı mekana komşu olmuştu. Mehmet Yavuz Yılmaz bu durumu 22 Haziran 2011’de Hürriyet’te yayımlanan haberde şöyle aktarmıştı: “Şaka gibi, üstelik iki mekan da Ak Apartmanı’nda.”

'BABAMIN SİYASETİ BIRAKMASINI KUTLUYORUZ'

MEHMET Yavuz Yılmaz, sanıldığı gibi bir siyasetçinin ve eski bir başbakanın oğlu olmanın avantaj sağlamadığını, hep dezavantaj yaşadığını savunarak şöyle konuşmuştu: “Babam siyaseti bıraktığı için her adımda yanımızda. Çok destek oluyor. Bir süredir kutlama aşamasındayız. Ailece onun siyaseti bırakmasını kutluyoruz; çok mutluyuz. İş yapabiliyoruz. Hep haksız eleştirilere maruz kaldık. Hakkımızdaki eleştiriler yüzde 10’lar seviyelerine indi. Devletle ilişkimiz yok çok şükür.”

'NASIL SÖYLEYECEĞİZ BİLMİYORUM'

YAVUZ Yılmaz’ın cenazesini Adli Tıp Kurumu’na getiren cenaze aracının içerisinde işadamı Abdurrahim Albayrak da vardı. Yaklaşık 1.5 saat süren işlemlerin ardından Yavuz Yılmaz, Zincirlikuyu Mezarlığı gasilhanesine götürüldü. İşlemleri takip eden Abdurrahim Albayrak, Adli Tıp Kurumu önünde yaptığı açıklamada şunları söyledi:

ABD’YE TEDAVİ İÇİN GİTTİLER

“Üzüntümüz ve acımız çok büyük. Maalesef Mesut Yılmaz Bey ve Berna Hanım’ın olaydan haberi yok. Çünkü Amerika’ya bir tedavi için gittiler. Uçaktalar ve olaydan haberleri yok. Nasıl söyleyeceğiz, ne yapacağız bilemiyorum. Acımız çok büyük.”

BIRAKTIĞI NOT YOK

İntihar iddiaları hakkında konuşan Abdurrahim Albayrak “Böyle bir ölüm, Allah kimsenin başına vermesin. Sabah savcı geldikten sonra Beykoz Devlet Hastanesi’ne indik. Oradaki incelemeden sonra Adli Tıp’a geldik. Buradan da Zincirlikuyu’ya gönderiyoruz. Bıraktığı bir not yok. Anlık bir şey, nasıl oldu bilemiyoruz” dedi.

HEMŞERİLERİ ÜZGÜN

ESKİ Başbakan Mesut Yılmaz’ın memleketi Rize’nin Çayeli ilçesinde, oğlu Mehmet Yavuz Yılmaz’ın ölümünün üzüntüsü yaşandı. Mehmet Yavuz Yılmaz’ın Rize’ye geldiğinde kendilerine uğradığını anlatan esnaf İsmail Reyhanoğlu, “Çok üzgünüz. Hemşerileri olarak ailesine başsağlığı diliyoruz. En son kendisini 4 yıl önce görmüştüm. Hepimizin, tüm Rize’nin başı sağ olsun. Babasının Rize’ye çok hizmetleri vardır” dedi.

‘MERT, DELİKANLI ÇOCUKTU’

Emekli gazeteci Necati Tuzcu, Mesut Yılmaz’ın bütün Rize gezilerini yakından takip ettiğini ve oğlunu yakından tanıdığını belirterek, “Başbakanlık döneminde tüm gezilerinde yakınen bulunmuşluğum vardı. Bu vesileyle oğlunu da tanıyorum. Ölümüne çok üzüldük. Bütün akrabalarına ve Rizelilere başsağlığı diliyorum. Yavuz çok mert, delikanlı bir çocuktu” diye konuştu. Çayeli ilçesinde işletme sahibi olan Muhammet Bayraktar da Yavuz Yılmaz’ın iyi bir insan olduğunu kaydederek, “Çok üzgünüz, Allah yardımcıları olsun. Büyük bir kaybımız. Babasını tanırdım kendisini tanımazdım. İyi bir insan olduğunu biliyorum” dedi. 

'PSİKOLOJİK OLARAK YIKIMA GÖTÜREBİLİYOR'

Epilepsi Hasta ve Yakınları Derneği kurucusu ve Başkanı Ebru Öztürk, epilepsi hastalarında toplumdan dışlanma ve soyutlanmanın yarattığı sorunlara dikkat çekti:

“Epilepsi, görünürlüğü olan diğer rahatsızlıklardan farklıdır. Kolunuz olmaz, gözünüz görmez; engellisinizdir. Bazı hastalıklar iç organlarla ilgilidir. Örneğin böbrek yetmezliğiniz olur. Hastanede tedavi olursunuz. İki durumda da görünürlük vardır. Epilepsi nöbetleri, röntgen çekildiği anda ortaya çıkmaz. EEG çekimleri beyinden geçen elektrik akımlarını gösterir. Normalde saniyeler içinde 10-15 saniye elektrik geçiyorsa, nöbet esnasında 100 elektrik akımı geçer. O geçişler esnasında da beynin bir bölümüne zarar verirler. Kimi zaman görme duyusu, kimi zaman duyma, kimi zaman hissetme zarar görür. Üç farklı çeşit nöbet oluyor. İnsanlar sizi hep sağlıklı görürken, ilk kez bir nöbet geçirirken gördüğünde, 'Ne oluyor, ne oldu' diye soru sormaya başlar. Epilepsi hastaları bu sorulara cevap veremiyor veya vermekten çekiniyor. Toplum, epilepsiyi özümseyebilmiş değil. Bu anlamda sosyal olarak gelişmemiş noktalarımız var. Kişilerin epilepsilerini gizlemeleri toplumdan soyutlanmaları ve kendilerini soyutlamaları psikolojik olarak yıkıma götürebiliyor. Hastalar, 'Toplum beni istemiyor, epilepsim olduğunu söylersem dışlanabilirim' diye endişeye kapılıyor. Bu saklama süreci sonunda da psikolojik huzursuzluk oluyor. Epilepsi hastaları arasında intihar vakaları görüyoruz. Bu anlamda toplumun da eğitilmesi gerekiyor. Epilepsi nöbeti geçirenlere uyandığında, “Ne oldu?” diye sormak değil, teskin edici 'Korkma, şu an buradasın' demek gerekiyor.”