Güncelleme Tarihi:
Son bir yıldır İstanbul’un en önemli gündem maddelerinden biri barajlardaki su miktarı. Geçen yıldan bu yana kuraklığın çok ciddi şekilde hissedilmesi ve susuzluk tehlikesinin konuşulması şehrin önemli sorunlarından biri haline geldi.
Özellikle sonbahar sonrası İstanbul'a su sağlayan barajların bazılarında doluluk oranı yüzde 20’lerin altına kadar düştü. Ardından yağışlı günler başladı ve gelen karla birlikte barajların doluluğu yüzde 48 seviyesine çıktı. Son üç gündür de İstanbul’da yoğun kar yağışı devam ediyor.
Ancak yağışlar soru işaretlerini azaltmadı:
Su miktarı Istrancalar'da yüzde 52,04, Terkos'ta yüzde 46,05, Sazlıdere'de yüzde 23,80, Alibey'de yüzde 53,86, Büyükçekmece'de yüzde 50,37, Ömerli'de yüzde 55,02, Darlık'ta yüzde 54,11, Elmalı'da yüzde 53,70, Kazandere'de yüzde 65,63 ve Pabuçdere'de yüzde 31,96 olarak kaydedildi.
Kente su sağlayan baraj ve göletler, 868 milyon 683 bin metreküp su biriktirme hacmine sahipken, su miktarı bugün itibarıyla 415 milyon metreküp seviyesine yükseldi. İstanbul'a dün itibarıyla verilen su miktarı ise 2 milyon 670 bin metreküp oldu.
Peki tüm bunların doğrultusunda şimdilik ortaya çıkan bu iyi tablo, önümüzdeki 4-5 ay için yeterli mi? Önümüzdeki süreçte barajlardaki doluluğa etki edecek kadar yağışlar bekleniyor mu, yazın kuraklık tehlikesi yaşar mıyız?
İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros Hürriyet.com.tr’ye anlattı.
2005 yılından beri 17 Şubat tarihlerindeki barajlardaki doluluk oranlarına bakarsak, 2008 yılında yüzde 29,23 iken 2014 yılında yüzde 30,87 doluluk var. 16 yıllık verilere göre 17 Şubat 2021 tarihindeki barajların doluluk oranı ne yazık ki son 16 yıldaki en düşük üçüncü seviyesinde. 2021 yılı başında 20,13 olan barajlardaki doluluk oranının yüzde 20 artarak yüzde 48,67 seviyesine kadar çıkması olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
Barajlarda doluluk yüzde 50 olduğunda 415 milyon metreküp su yapıyor. Günlük su tüketimi 3 milyon metreküp kabul edebiliriz. Bunun 1,3’ü Melen ve Yeşilçay’dan geliyor. Geriye kalan 1,7 milyon metreküp su ise İSKİ barajlarından geliyor. Bu durumda barajlardaki su 256 gün yeterlidir. Bu durumda su, İstanbul için sadece 8-9 ay yeterli olur.
Baraj doluluk oranların yüzde kaç seviyesine indiğinde tehlike sinyali anlamına gelir?
Mayıs ayında yüzde 20’lerde kalırsak bu büyük bir alarm diyebilirim. Umarım olmaz, ama o seviyede kalırsa yazın suyumuz bitebilir diyebiliriz.
Günlük su tüketimimizi bu denklem içinde nereye koymalıyız?
İstanbul’daki su tüketimini kişi başına böldüğümüzde yaklaşık 200 litre/gündür. Tabii ki burada işyerlerindeki tüketimler de dâhil. Benim yaptığım hesaplara göre kişi başı 50 litre/gün yeterli olmakta. İşyerlerinde farklı amaçla kullanımlar hariç eğer biz kişi başı su tüketimimizi 50 litre/gün seviyesine düşürebilirsek İstanbul’da günlük su tüketimi 1 milyon metreküpün altına düşecektir. Bu durumda Melen ve Yeşilçay’dan gelen sular bile yeterli olabilir.
(Not: 1 metreküp su 1000 litre ediyor. Örneğin bulaşık makinesi bir seferde ortalama 15 litre su harcarken, elde yıkamada bu miktar 125 litreye kadar çıkıyor. Çamaşır makinesi modeline programına bağlı olarak her kullanımda 35-70 litre su tüketiyor. Bir sifon her çekildiğinde 6 ila 10 litre su akıyor.)
Önümüzdeki bir-iki yıl içinde ‘su kıtlığı’ gibi bir durum yaşar mıyız?
Son yıllardaki İstanbul yağış kayıtlarını incelendiğimizde bu şekilde bir durum gerçekleşmemiş. Ayrıca 1911 yılından beri ölçüm yapılan Kandilli Rasathanesi verilerine göre İstanbul’da yıllar içerisinde yağış artmakta. Son yıllarda yeterli olmuyor ama su kıtlığı yaşar mıyız? Şimdilik 'hayır' diyebilirim.
İstanbul'da barajların doluluk oranları, yüzde 21 seviyesine düştüğünde ‘yağmur bombası’ müdahalesi gündeme gelmişti. Bu uygulama nedir, nasıl gerçekleşiyor?
Yağmur bombası, genellikle uçak kanatları altına yerleştirilen bir sistem ile gümüş iyodürün (AgI) bulutlara püskürtülmesi teknolojisidir. Yoğun sis oluşan bazı yollarda sisin veya doluyu önlemek için aşırı tohumlama ile bulutların dağıtılmasında araştırma amaçlı da kullanılıyor. Yağmur bombası ya da başka bir değişle ‘yağış artırımı’ kuraklığa çözüm olabilir veya olamaz şeklinde görüşler hâkim.
Bununla birlikte yağmur bombası atılabilmesi için yeterli su buharı ve havanın belli sıcaklık aralıklarında olması gerekiyor. En önemlisi ise yoğuşma çekirdeklerinin yetersiz olmasıdır. Yağış artırımı teknolojisi birçok özel durum içermesinden daha çok birçok ülke tarafından araştırma amaçlı kullanılmakta. Yağmur bombasının İstanbul’da olası bir kuraklığa çözüm olması şu anki teknolojiler ile mümkün görünmemekte. Bununla birlikte bu teknoloji araştırma amaçlı yapılabilir.