Teslim olmayız

ARTVİN’in Yanıklı Köyü bölgesinde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun içinde bulunduğu konvoya yönelik silahlı saldırı, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yapılan suikast ihbarlarını yeniden gündeme taşıdı. Kılıçdaroğlu’nun Artvin’e gitmeden bir gün önce Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında bu suikast ihbarları gündeme geldi. MYK’da, Kılıçdaroğlu’nun önce Artvin ardından da ilçe yapılması muhalefet tarafından engellenen Hakkâri ve Şırnak’a yapmayı planladığı seyahatler gündeme geldi. Bazı kurmayları Kılıçdaroğlu’na, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından emniyet ve istihbarat birimlerinden gelen suikast ihbarlarını anımsatarak, “Bu ara çok fazla ihbar geliyor. Tehlikeli zamanlardan geçiyoruz. Artvin’e Kars üzerinden geçeceksiniz. İzleyeceğiniz yol tehlikeli. O nedenle açılışa ve diğer programlara siz gitmeyin, Genel başkan yardımcıları gitsin” önerisinde bulundular. Bu uyarılar üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

EVDE IŞIK YAKMAMAM İSTENDİ
“Terörün amacı hayatın olağan akışını engelleyerek vatandaşı evine, bizleri de parti binalarına hapsetmek ve hepimizi teslim almak. Biz CHP olarak teslim olursak vatandaş da teslim olur, biz korkarsak vatandaş da korkar. O nedenle CHP teröre teslim olamaz. Daha önce de tehditler geldi, ihbarlar geldi. Evde dikkatli olmam, ışıkları yakmamam istendi. Ama bunların hiçbirini yapmadım, normal programıma devam ettim. Güvenlik güçlerimiz korkusuzca hayatlarını ortaya koyuyor. Ömer astsubay ölümü göze alarak darbeye karşı çıktı. Hayatımın her diliminde teröre karşı çıktım, barışı savundum. Biz de bir mücadele veriyoruz, nasıl korkarız... Teröre karşı diz çökemeyiz, şimdi de dimdik durmalıyız.”

SALONDAN GÜLÜMSEYEREK ÇIKTI
Toplantının sonunda Kılıçdaroğlu salonu terk ederken, kurmaylarının “İsterseniz bir kez daha düşünün” uyarısı üzerine de kapıdan dönüp gülümseyerek “Allahtan başka kimseden korkum yok” diyerek salondan ayrıldı. Kılıçdaroğlu, saldırının ardından gece yarısı Ankara’ya dönüşünden sonra Genel Merkez binasına giderek kurmaylarıyla bir araya geldi. Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarına yaşananları anlattıktan sonra “Çalışmalarımı planladığı gibi sürdüreceğim. Moral bozmak yok. Yarın (bugün) sabahtan itibaren hepimiz çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun, ilçe yapılmak istenen ancak muhalefetin etkisiyle engellenen Hakkâri ve Şırnak’tan gelen davetler üzerine bu illere de gideceği kaydedildi. Kılıçdaroğlu’nun makam aracına Hakkâri’de ‘30 CHP 01’, Şırnak’ta ise ‘73 CHP 01’ plakası takılacağı belirtildi.

ACIYI PAYLAŞTI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün Artvin’e giden konvoyuna PKK'lı teröristlerin saldırısında şehit olan Jandarma Er Fatih Çaybaşı’nın (24) cenaze törenine katılmak için Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’yle birlikte Erzincan’a gitti. Kılıçdaroğlu ile Canikli, şehit er Fatih Çaybaşı'nın ailesine baş sağlığı ziyareti yaptı. Şehidin babası Şevket Çaybaşı ile görüşen Kılıçdaroğlu ve Canikli, evin önünde kurulan taziye çadırında bir süre aileyle görüştü. Bayraklarla donatılan Terzibaba Camisi'ndeki törene ilk olarak şehit Fatih Çaybaşı'nın ailesi ve yakınları geldi. Cenaze namazına Kılıçdaroğlu, Canikli, Vali Ali Arslantaş, Üçüncü Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Serdar Savaş, Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy, şehidin yakınları ve yaklaşık 10 bin kişi katıldı. Şehit Fatih Çaybaşı'nın tabutu araca konulurken Kılıçdaroğlu ve Canikli de omuz verdi. Şehit Çaybaşı'nın cenazesi, Garnizon Şehitliği’nde toprağa verildi.

TERÖR YORUMU: BİR PARTİNİN TEK BAŞINA ÇÖZEMEYECEĞİ HALE DÖNÜŞTÜ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, PKK’nın Cizre saldırısına ilişkin şunları söyledi: “Son derece acı ve vahim. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Yaralılar var. Bir an önce inşallah taburcu olurlar. Ailelerine sabırlar diliyoruz. Türk milletinin başı sağ olsun. Türkiye bu tür acıları hak etmiyor. Bütün insanlarımızın yüreği ağzında. Ne söyleyeceğini bilmiyor. Sözün bittiği yerdeyiz aslında. Bunların önlemlerinin alınması lazım. Terör öyle bir noktaya geldi ki bir siyasal partinin tek başına çözemeyeceği olay haline dönüştü. Bu konuda bütün siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının, bütün vatandaşların ortak hareket etmesi gerekiyor. Elbette ortak hareket ederken, kınıyoruz, lanetliyoruz ama siyaset kurumunun biraz daha kendisini öne çıkarması ve bu sorunların çözümü konusunda biraz daha aktif rol üstlenmesi gerekir diye düşünüyorum.”