Güncelleme Tarihi:
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Edirne’ye gitti.
“Biz görüşmelerle, barışçıl yol ve yöntemlerle bu konunun çözülmesini beklerken Yunan komşularımız aidiyet çabalarına giriyorlar. Bir takım oldubittilerle bu olayları kendi yönlerine doğru çevirme gayreti içine giriyorlar.
Lozan ve Paris anlaşmaları var. Bunlar çerçevesinde yapmamız gerekenler var. Bazı adaların silahlandırılmaması, askersizleştirilmesi lazım. Bunlar çok açık şekilde anlaşmalarda mevcut olmasına rağmen Yunan komşularımız anlaşılmaz bir şekilde sürekli olarak anlaşmaları ihlal etmek için ellerinden gayreti gösteriyor, huzuru, istikrarı bozuyorlar. Anlaşmalarda 23 ada açıkça söylenmesine rağmen bunların 16’sını silahlandırıyor ve bunu hukuka uygun olarak görüyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değil.”
“Bu adalar niçin ve kime karşı silahlandırılıyor!” diye soran Bakan Akar, “Bunun cevabının hiçbir şekilde mantıklı olmadığını görmeleri lazım.” ifadesini kullandı.
TARİH GÖSTERMİŞTİR
Türkiye’yi bir tehdit olarak göstermenin hayatın doğal akışına ve gerçeklere son derece aykırı olduğunu belirten Bakan Akar, şunları söyledi:
“Bunun kabul edilmesi mümkün değil.
Bu ayrıca Yunan yöneticilerin samimiyet testinden geçemediklerinin de birer göstergesidir. ‘Ege’de uluslararası suların yüzde 48’den yüzde 20’ye düşürülmek, Ege’nin yüzde 70’inden fazlasına sahip olmak’ isteyen bu duruş gerçekten son derece muhteris, tehlikeli bir yaklaşım. Bunun Yunan yöneticiler tarafından bir an önce görülmesini bekliyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde ne bugün ne tarihte herhangi bir adanın karasuları 6, hava sahası 10 mil olması vaki değil. Böyle bir şey yok. Ama Yunan komşularımız bunu iddia ediyorlar. Eşi benzeri olmayan iddialarla hem deniz hem hava sahalarının tamamına sahip çıkma iddiasıyla Türkiye’yi sınırlamak, tüm hareketlerini tahdit etmek için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Fakat bu şekilde bir yere varılamayacağını da tarih göstermiştir, onu da gayet açık şekilde görmeleri lazımdır. Hiçbir şekilde hakkımızı, hukukumuzu çiğnetmeyeceğimizi, gasp ettirmeyeceğimizi bilmelerini istiyoruz.”
Barışçı olduklarını iddia eden Yunanistan’ın Ege Denizi’nin uluslararası sularında teknik, bilimsel araştırma yapan gemileri, sadece eğitim görevini icra eden uçakları dahi taciz ettiğine dikkati çeken Bakan Akar, şöyle devam etti:
“Bu yaptıklarını saldırgan bir eylem olarak görmeden Türkiye’yi suçlamakta ısrar ediyorlar. KKTC’de tamamen barışçıl ve insani amaçlarla kullandığımız İHA’yı dahi tehdit olarak göstermekten kaçınmıyorlar. Ayrıca Yunan komşularımızın yaptığı ahlaki olmayan, iyi komşuluk ilişkilerine yakışmayan olaylardan biri de iki ülke arasındaki sorunları Türkiye-ABD, Türkiye-AB sorunu gibi göstermeye çalışmaktır. Bu şekilde şımarık davranarak ABD’yi, AB’yi arkalarına alacaklarını ve böylece Türkiye’ye karşı galebe çalabileceklerini düşünüyorlar. Çok yanlış. Bu yanlıştan dönmelerini bekliyoruz. Yunanistan’ın yayılmacı tutum ve yaklaşımlar ve provokatif davranışlarla bir yere varamayacağını, bu politikaların matematikten, akıldan, izandan uzak olduğunu, boş hayal peşinde koşmaktan başka bir anlama gelmediğini görmesi lazım. Bir tarafta silahlanma yarışına giriyor, büyük paralar ayırmaya çalışıyorlar diğer taraftan da ciddi borç içinde olduklarını ifade ediyorlar. Yapılan yanlışların bedelini Yunan halkı ödüyor, onların refahı, geleceği ipotek altına alınıyor.
HUDUT NAMUSTUR
Bölgede barış ve istikrarın sağlanmasını, Türk ve Yunan halkının rahat ve huzur içinde yaşamasını, mevcut imkânlardan faydalanarak refahının artırılmasını amaçladıklarını belirten Bakan Akar, şunları söyledi:
"Bunu istiyoruz, bunu söylüyoruz. Hiçbir zaman şunu unutmasınlar, Türkiye hiç kimseye tehdit değildir; güçlü, güvenilir, etkin bir müttefiktir. Bunu herkesin kafasına sokması lazım. Bütün bu iyi niyetimize rağmen, herhangi bir şekilde bir oldubittiye izin vermeyeceğimizi, herhangi bir şeklide ne kendimizin ne de Kıbrıslı kardeşlerimizin haklarını çiğnetmeyeceğimizi de herkesin bilmesi lazım. Türkiye Cumhuriyeti olarak, TSK olarak ülkemizin ve milletimizin hak, alaka ve menfaatlerini korumakta, kollamakta, azimli ve kararlıyız, çok şükür buna da muktediriz."
Hudut güvenliğini de değinen Bakan Akar, TSK’nın “Hudut namustur!” anlayışı içinde kahramanca ve fedakârca görevini yaptığını vurgulayarak “Mehmetçik, sizler bunları bugüne kadar büyük bir kahramanlıkla, fedakârlıkla yerine getirdiniz. Gerçekten bu millete layık olduğunuzu açık bir şekilde gösterdiniz. Hudutlardaki Mehmetçiğin yapılan çalışmaları bir taraftan ter döküyor, gerektiğinde de ‘ölürsek şehit, kalırsak gazi anlayışıyla’ kan dökmeye dahi hazır olduğunu gösteriyor.” dedi.
HEM HUKUKA HEM İNSANLIĞA AYKIRI
Mülteci sorunun sadece Türkiye’ye ait bir sorun olmaması gerektiğini dile getiren Bakan Akar, şunları kaydetti:
“Bu konuda AB başta olmak üzere herkesin elini taşın altına sokmasını bekliyoruz. Biz elimizden gelen gayreti gösterdik, göstermeye devam ediyoruz. Maddi ve manevi ne varsa her türlü fedakârlığı yaptık, yapıyoruz. Benzer şekilde komşularımızın da AB'nin de bu konuda gerekli hassasiyeti göstermesi lazım. Ellerini taşın altına sokması lazım.
Yunanistan'ın, mültecileri geri itmesi ve bu konudaki insanlık dışı uygulamaları, hatta mültecileri ölüme terk etmeleri gerçekten kabul edilemez.
Biz Suriye'nin kuzeyinde 5, ülkemizde 4 milyon mültecinin güvenliğini sağlamak, onların insani ihtiyaçlarını sağlamak bakımından büyük bir fedakârlık gösterirken, 3-5 kişinin gelmesine karşı Yunanistan'ın aldığı insanlık dışı tedbirleri gerçekten kabul etmek mümkün değil. Bu hem hukuka hem insanlığa aykırı. Bu konular da zaten AİHM’e taşındı. Yunanistan'ın da tedbirlerini gözden geçirmesi lazım.”
Yunanistan’ın yıllardır aralarında FETÖ mensuplarının da bulunduğu birçok teröriste sahip çıktığına da dikkati çeken Bakan Akar, “Hâl böyleyken, bunları yapan Yunanistan'ın yöneticilerinin terörizmin, dinî fanatikliğin ve kökten dinciliğin yayılmasından şikayet eder görünmeleri hiç inandırıcı ve ahlaki değildir. Bu, gerçekleri yansıtmayan oldukça ikiyüzlü bir tutumdur” dedi.
Kıbrıs’a barışın gelmesi için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini de vurgulayan Bakan Akar, “Bizim çözümümüz egemen, eşit, bağımsız iki devlet. Bu konuda artık geriye dönüş yok. Bununla alakalı yapılması gereken çalışmalar neyse bunların yapılıp tarafların rahata, huzura ermesini sağlamamız lazım.” diye konuştu.