Güncelleme Tarihi:
Trajikomik olay geçtiğimiz ay Küçükçekmece’de 11 bloğun bulunduğu bir sitede meydana geldi.
Gece yarısı siteye giren polis araçlarının seslerine uyananlar, bloklardan birinin zemin katında bulunan ve yıllardır boş olan bina görevlisi dairesindeki 3 gencin gözaltına alındığını gördü.
GERÇEK SONRADAN ANLAŞILDI
Gençlerden birinin uyuşturucu kullanan arkadaşıyla kavga ettiği ve diğer 2 arkadaşını polise ihbar ettiği anlaşıldı. Site sakinlerinin ‘boş olduğunu’ sandıkları dairedeki olayın gizemi ise ilerleyen saatlerde ortaya çıktı.
Site yöneticisinin o ve diğer iki blokta daha bulunan boş görevli dairelerini, ‘gelir olsun’ diye bölgede servis elemanı ve kurye olarak çalışanlara kiraya verdiği öğrenildi.
SİTE SAKİNLERİ VE YÖNETİCİLER KARAKOLLUK OLDU
Duruma tepki gösteren apartman sakinleri ertesi gün ise imza toplayarak site yöneticisinden şikayetçi oldu. Site yöneticisinin ise kendini “Ben gelir olsun diye bu daireleri kiraya verdim. Site yönetim kurulunun da haberi vardı. Gençlere de hiç kimseyi rahatsız etmemelerini söylemiştim” diye savunduğu öğrenildi. Site yönetimi ve site sakinleri arasındaki tartışma adliye koridorlarına taşınırken hukukçular, söz konusu olay ve benzerleri için dikkat çeken uyarılarda bulundu.
Yönetimin sitede boş bulunan kapıcı dairelerini kiralamasını yorumlayan Avukat Serkan Günel, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 4. Maddesi’ne işaret etti ve bina görevlilerinin kullanımına tahsis edilen dairelerinin ‘ortak’ yerler olduğunu hatırlattı.
“KİRAYA VERİLEMEZ”
Günel "Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 45'inci maddesi gereği ortak yerler tüm kat maliklerinin oy birliği ile kiraya verilebilir. Ancak yine aynı maddede ‘kapıcı dairesi’ ibaresinin geçmediğini görüyoruz ve Yargıtay’ın da bu konu özelinde ‘kapıcı dairelerinin oy birliğiyle dahi kiraya verilemeyeceğine’ yönelik bir kararı bulunuyor" dedi.
Günel, bu dairelerin kiraya verilebilmesi için önce taşınmaza ait yönetim planında değişikliğe gidilmesi gerektiğini de belirtti.
Yönetiminin bunu site sakinlerine duyurmamasını da değerlendiren Günel, yargılanmaları durumunda karşılaşabilecekleri yasal durumu şöyle anlattı:
"Öncelikle Anayasamızda yer alan ‘suçların şahsiliği’ ilkesine dikkat çekmek isterim. Yani kimse işlemediği bir suçtan dolayı cezalandırılamaz. Kiraya verilen bir yerde işlenen suç nedeniyle malikin suçlanması kabul edilemez. Ancak yönetici bakımından yetkisi olmadığı halde kapıcı dairesini kiraya vermek ‘güveni kötüye kullanma’ suçunu oluşturuyor."
‘7 YIL HAPİSLE YARGILANABİLİR’
Site yönetiminin bu kiralamayı yetkisi dışında yapması ve kat maliklerine haber vermemesinin, Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesinde yer alan ve ikinci fıkrasındaki nitelikli hali oluşturan bir suça işaret ettiğini söyleyen Günel, bu durumlarda ceza üst sınırının 7 yıla kadar çıkabileceğini açıkladı ve "Ayrıca kat malikleri yaşanan uyuşturucu suçu operasyonu nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararlar için de yönetim hakkında tazminat davası açabilirler" dedi.
ORTAK KARAR ALINABİLİR Mİ?
Avukat Göknur Mercan da kapıcı dairelerinin ‘ortak alan’ olduğunu ve bu yerlerle ilgili kararının oy birliği ile alınması gerektiğini söyledi.
Söz konusu kararların, Kat Malikleri Kurulu Toplantısı’nda oylanması gerektiğini belirten Mercan, toplantıya katılmayan ya da katılıp da olumsuz oy kullanan her kat malikinin kararı öğrenmesinden itibaren 1 ay içinde ve karar tarihinden başlayarak 6 ay içinde kararın iptali için dava açma hakkına sahip olduğunu söyledi.
"Usulüne uygun yapılmış bir Kat Malikleri Kurulu Toplantısı ve kesinleşmiş bir karar ya da tüm kat maliklerinin oy birliği ile alınmış bir karar yoksa alınan kararlar ve yapılan işlemler geçersizdir" diyen Avukat Mercan şunları söyledi:
"Ceza hukukunun en önemli ilkelerinden biri suç ve cezanın şahsiliği ilkesidir. Bu kural gereğince kişi ancak kendisinin işlediği fiiller nedeniyle sorumlu tutulabilir, başkasının işlediği fillere iştirak etmedikçe sorumlu tutulamaz. Eğer apartman/site yönetiminin kapıcı dairesinde meydana gelen suça iştirak hali söz konusu değilse, cezai anlamda herhangi bir yaptırımla karşılaşılması da mümkün değildir. Ancak yine de her somut olay kendi içerisinde değerlendirilmelidir."