Güncelleme Tarihi:
Sonbahar serinliği artık kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Altın sarısı rengindeki yapraklar ağaçlardan birer birer yere doğru süzülürken doğa ise büyüleyici manzaralara bürünüyor.
Peki bu romantik mevsimde rengârenk bir doğada eğlenceli aktivitelere zaman ayırmaya ne dersiniz? Uzmanlarımıza ‘Doğanın göz kamaştıran güzelliğinde vakit geçirilecek ve seyahatinize hareket katacak rotalar nereler? diye sordum. Mantar avından zeytin hasadına, kamp atılacak yerlerden foto safari turlarına kadar birbirinden özel 15 adresi önerdiler.
SONBAHARLA GELEN ETKİNLİKLER
Sonbaharla birlikte gelen en özel etkinliklerin başında sakin bir gölde balık tutmak, zeytin ya da mantarın peşinde yolculuğa çıkmak geliyor. Bu doğrultuda Nurgül Büyükkalay birbirinden güzel beş öneride bulundu.
Longoz Ormanları’nda mantar avı
Tam bir mantar cenneti olan ülkemizde sepetleri kolunuza takıp mantar avına çıkmanın zamanı geldi. Ancak mantar avı, tek başınıza ormana gidip yapabileceğiniz bir şey değil. Ormanda hangi mantarların toplanabilir olduğunu bilmeniz gerekiyor. Çünkü yanlış toplanan mantarlar sağlık açısından tehlikeye yol açabilir.
“Bu nedenle mantar avı için en iyi yol rehberli bir tura katılmak” diyen Nurgül Büyükkalay, “Bunu yapacağınız en güzel yerlerden biri Kırklareli’ndeki İğneada Longoz Ormanları. Katılacağınız mantar turuyla Longoz Ormanlarını keşfe çıkıp, rehber eşliğinde toplayacağınız zararsız ve lezzetli mantarlı pişirebilirsiniz” ifadelerini kullandı.
İnternette küçük bir araştırmayla bölgede mantar turu düzenleyen pek çok butik turun olduğunu söyleyen Büyükkalay, Longoz Ormanları için de şu bilgileri paylaştı:
“Longoz Ormanları içerisinde göller, bitkiler ve 200’ün üzerinde kuş barındırıyor. Beyaz nilüfer çiçekleri, su menekşesi, ülkemizin ender bulunan su bitkilerinden göl soğanı ve bataklık eğreltisi longozda göreceğiniz zarif bitkilerden. Özetle mantar dışında pek çok şey sizi bekliyor.”
Urla’da zeytinin izinde yolculuk
Zeytin, İzmir’in en önemli yerel ürünü... Şehirde zeytinin yolculuğuna çıkacağınız yer ise Urla. Antik çağlara kadar uzanan tarihi, masmavi koyları ve enfes Ege lezzetleriyle Urla, İzmir’in huzurlu bölgelerinden biri…
“Zeytin yolculuğuna Anadolu'nun bilinen en eski zeytinyağı işliğinin olduğu Klozomenai Antik Kenti’nden başlayabilirsiniz” diyen Nurgül Büyükkalay, “Klozomenai ziyaretiniz sonrasında Ege ve Urla Yarımadası zeytinciliğinin ne kadar zengin olduğunu görmek için mutlaka Köstem Zeytinyağı Müzesi’ni ziyaret edin” diye ekledi. Büyükkalay şöyle devam etti:
"Bugüne kadar ülkemizdeki tüm zeytinyağı ezme sistemleri 1/1 ölçekte müzede sergileniyor. Kurucusu Levent Köstem yıllarca gezdiği Ege köylerinden zeytin ezme taşları gibi malzemeleri toplamış ve eski zeytinyağı fabrikasını satın almış. Ayrıca Urla’da zeytin hasadına katılacağınız çeşitli çiftlikler de var. Belinize bağladığınız bez çantalarla zeytin bahçelerine girip güzel bir deneyim yaşıyorsunuz. Zeytinlerin toplanması, yıkanması ve sonrasında yağa dönüşme süreci görecekleriniz arasında. Hasat sonrası yapacağınız piknik de günün hediyesi olacak."
Çeşme’de sakız hasadı
Yapılan yeni projeyle dünya sakız üretiminde artık Çeşme de yerini almak istiyor. Hatta birkaç yıla kadar Çeşme’nin en büyük gelir kaynağı damla sakızı olabilir. Bölgede yetişen binlerce sakız fidanı var. Proje ile sakız ağaçlarının korunması, çoğaltılması ve verimliliğinin artırılması hedefleniyor.
“Sakız hasadını ve sakız ağaçlarını görüp bilgi almak için yolunuzu Alaçatı’daki sakız çitliğine düşürün” diyen Nurgül Büyükkalay, “Burası sadece hasat zamanı değil, hasat bittikten sonra da ziyaret edebileceğiniz bir yer” bilgisini paylaştı.
Büyükkalay, hasat zamanında neler yapıldığıyla ilgili şu detayların altını çizdi.
"Hasat yolculuğunda ilk önce ağaçların altları süpürülüyor. Gövdelerine özel aparatla çizikler atılıyor. Damla sakızının akacağı alan kireç tozuyla kaplanıyor. İki ay boyunca çiziklerden damla sakızı akıyor. Hasat sonrası damla sakızları çevre köylerdeki kadınlar tarafından temizleniyor. İki hafta içinde kullanıcılar için hazır hale geliyor. Damla sakızı denince benim ilk aklıma gelen damla sakızlı kurabiyeler. Çayın yanında yemek çok lezzetli. Ancak damla sakızı kullanımı kurabiyelerden ve dondurmadan ibaret değil. Sakız, gastronominin yanı sıra farmakoloji ve kozmetikte de kullanılıyor."
Fotoğraf: Nurgül Büyükkalay
Balık tutma keyfi: Karacaören Baraj Gölü
Isparta'da yer alan göl, bir baraj gölü olsa da manzarasıyla doğal bir gölü aratmıyor. Gölün etrafı kızılçam ağaçlarıyla çevrili. Bu da manzarayı daha da güzelleştiriyor. Sportif balıkçılık ise gölde yapacağınız en güzel aktivitelerden biri…
“Gölde genellikle oltanıza takılacak balık türü sazan olacak. Kendinize ait bir botla çıkabileceğiniz gibi göl çevresinde motorsuz bot ya da kano kiralayıp, gölün bozulmamış doğasında harka manzaralar eşliğinde balık tutma keyfi yaşayabilirsiniz” diyen Nurgül Büyükkalay, ayrıca gölde kano gezisi, doğa yürüyüşü, tekne gezintisi ya da bisiklet turu yaparak doğayla baş başa sakin bir gün geçirmenin de mümkün olduğunu söyledi.
GÜZ MEVSİMİNDE KAMP BİR BAŞKA GÜZEL
Yılın bu zamanlarında; hamakta uzanıp ağaçlardan düşen rengârenk yaprakları izlemek, sonbahar çiğdemlerinin bürüdüğü güzelliklerin içinde dinlenmek ve sadece doğanın sesine kulak vermek oldukça huzur verici… İşte güz mevsiminin getirdiği tüm bu güzellikleri yaşamak için en doğru aktivite ise kamp… ‘Peki en güzel sonbahar kampı yapılacak yerler nereler?’ Bu soruyu Didem Mutçalıoğlu’na sordum ve beş yeri önerdi.
İstanbul’un yanı başında: Yalova Yaylaları
İstanbul ile Bursa arasında yer alan Yalova, tarihi ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkıyor. Armutlu Yarımadası'nın kuzey kıyısı ile Samanlı Dağları eteklerinde yer alan şehir, doğası nedeniyle hafta sonu tatili için İstanbulluların ilgisiyle karşılaşıyor. Didem Mutçalıoğlu, “Yalova, günübirlik geziler dışında sonbahar kampı için en çok tercih edilen yerlerden” dedi ve ekledi:
“İstanbul’a bir saat uzaklıkta doğanın içinde sonbahar yaprakları ve çiğdemlerin arasında kamp yapmak için Yalova yaylaları şahane bir kaçış noktası. Özellikle Delmece Yaylası, Erikli Yaylası ve Beşpınar Yaylası en güzel kamp yerlerinden. Hatta Erikli’de şelalenin yanı başında ya da Küçük Dipsiz Göl kıyısında göl manzarası eşliğinde de kamp yapmak mümkün.”
Seçenek çok fazla: Düzce Ormanları
Düzce; iklimi, arazi yapısı ve su kaynakları açısından ormanların gelişmesine en uygun şehirlerimizden… Miktar olarak orman zenginliği dışında ormanların kalitesi de oldukça yüksek. Şehirde toplam 122 bin hektar genişliğinde orman bulunuyor. Bu alanın yüzde 88’i koru ormanı, kalan yüzde 12’lik kısım ise baltalık orman.
Didem Mutçalıoğlu da şehrin bu özelliğinin kamp yapanların bölgeyi tercih etmesinde önemli bir etken olduğunu söylerken, bölgede kamp yapılacak yerlerle ilgili şu önerilerin altını çizdi:
“Düzce’de birçok yaylada kamp yapılıyor. Torkul Gölü çevresi, Pürenli Yaylası, Güzeldere Şelalesi Tabiat Parkı ve Balıklı Yaylası kamp için çok uygun. Üstelik hepsi de sonbaharda büyüleyici renklere bürünen kayın, köknar, ceviz, porsuk, gürgen, ıhlamur gibi çeşit çeşit yapraklı ağaçlardan oluşan ormanların yanı başında bulunuyor.”
Muhteşem bir manzara: Sülüklü Göl
İstanbul'a üç saat uzaklıkta Bolu’nun Mudurnu ilçesinde yer alan ve muhteşem manzaraya sahip bir göl burası… 300 yıl kadar önce heyelanla oluşmuş ve içinde hâlâ bu çökmeden kalan ağaç gövdeleri mevcut. Göle arabayla gidilebileceği gibi 9 kilometrelik doğa içinden bir yürüyüşle de ulaşılabiliyor.
Sülüklü Göl yoluna girdikten sonra alabalık tesislerinin yanından ilerleyen patika olduğunu söyleyen Didem Mutçalıoğlu, “Gölün muhteşem turkuaz ve yeşil rengi, gölü çevreleyen tepelerdeki ağaçların sonbahar renkleriyle birleşince harika bir manzara ortaya çıkıyor. Göl çevresinde kamp atmak ise harika… Ayrıca burada inanılmaz bir kurbağa bolluğu var. Gece kurbağa seslerini dinleyerek uykuya dalmak çok keyifli” dedi.
Göl çevresinde kamp keyfi: Çubuk Gölü
Göl, Bolu’nun sakin şehri Göynük’e 11 kilometre uzaklıkta yer alıyor. 15 hektar genişliğinde ve ortalama 13 metre derinliğinde olan göl, sonbaharda büründüğü manzarasıyla göz kamaştırıcı… Karavan ya da çadırlarla kamp yapma olanağının bulunduğu Çubuk Gölü, çam ağaçlarıyla kaplı bir bölge ve tam bir oksijen deposu…
Didem Mutçalıoğlu, “Tam da şu sıralar kuş sesleri içinde kamp yapmak isterseniz ilk tercihiniz burası olmalı. Ayrıca gölün etrafını dolanan yolda ailecek yürüyüş yapabilirsiniz” dedi.
Muğla’nın Ula ilçesine 20 dakika uzaklıkta bulunan Akyaka, sessiz ve huzurlu atmosferiyle Türkiye’nin cennet köşelerinden biri. Daha çok yaz mevsiminde ziyaretçilerini ağırlasa da sonbaharda kamp yapmak isteyenlerin akınına uğruyor. Didem Mutçalıoğlu, “Akyaka’nın hem içinde hem de çevresinde farklı zevklere göre birçok kamp alanı mevcut” dedi ve şu önerilerde bulundu:
“En güzel noktalardan biri sahilin yukarısındaki tepelik alanda çam ağaçları içindeki alan. Bu kamp alanında yürüyerek hem sahile hem de Akyaka’nın içine gidebiliyorsunuz. Aynı zamanda çevre koylarda Akyaka’dan Akbük’e kadar uzanan sahil şeridinde kamp alanlarında da denizin hemen yanı başında kalabilirsiniz.”
Sonbahar kampı yazın deniz kenarında çadır kurmaya pek benzemiyor. Dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta var. Öncelikle soğuğa dayanıklı pantolon, su geçirmez bir mont ve yine suya dayanıklı bir ayakkabı en temel ihtiyaçlarınız. Çadırınız ise yağmur yağmayacak olsa bile su geçirmez özellikte olmalı ki gece yağacak çiy sizi mümkün olduğunca az etkilesin. Ayrıca iyi bir uyku tulumu da olmazsa olmazlardan…
RENK CÜMBÜŞÜ İÇİNDE FOTO SAFARİ
Sonbaharda doğanın cömertliğini fotoğraflarla ölümsüzleştirmek çok keyifli. Eşsiz fauna ve flora çeşitliliğine bir de objektifin ardından bakmak en güzel güz aktivitelerinden… Peki rotayı nerelere çevirmeli? İşte Erdoğan Gümüş'ün beş önerisi...
Her adım başında harika kareler: Gölyazı
Gölyazı, Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı şirin bir balıkçı köyü... Aynı zamanda Uluabat Gölü’ne uzanan bir yarımada ve ona bağlı bir adadan oluşuyor. Ada, bir taş köprüyle ana karaya bağlanıyor. Bu durum, muhteşem bir panoramik görüntü oluşturuyor.
“Sonbahar mevsimiyle birlikte özellikle göl üzerine çöken sisle birlikte oluşan puslu hava bambaşka bir görselliğe büründürüyor Gölyazı’yı…” diyen Erdoğan gümüş, “İşte bu harika manzarayı keyifle izlerken aynı zamanda fotoğraflayacağınız Zambak Tepe en önemli uğrak merkezlerinden” dedi. Gümüş, şöyle devam etti:
“Nilüfer çiçeklerine ev sahipliği yapan gölü saran sis, ördekler, sazlık alanlar ve sandallarla balık avlayan yöre halkı, bu şirin köye bambaşka bir güzellik katarken fotoğraf tutkunları için harika kareler oluşturuyor. Ayrıca Gölyazı, Bursa’nın en zengin antik yerleşim yerlerinden biri. Kız Adası’ndaki Apollon Tapınağı, antik tiyatro kalıntıları, 19. yüzyılda buradaki yerleşik Rum azınlık tarafından yaptırılan Hagios Georgios Kilisesi ve Manastır Adası’nda kalıntıları bulunan Hagios Konstantinios Manastırı Kilisesi gezip görülecek ve fotoğraflanacak yerlerden bazıları…”
Efsaneler diyarında yürüyüş: Frig Vadisi
Frig Vadisi; Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya illeri arasında kalan bir bölge ve aynı zamanda tabiat parkı. Vadiye bu üç şehrin herhangi biri üzerinden ulaşabilirsiniz. Fakat burayı bildiğiniz klasik vadiler gibi düşünmeyin. Kilometrelerce devam eden vadi, Frigyalılara ait kalıntıların görülebileceği yürüyüş rotalarından oluşturulmuş bir yol. Rotaların toplam uzunluğu 506 kilometre.
Vadi için “Tam bir efsaneler diyarı” diyen Erdoğan Gümüş, “Tarih kokan topraklarda; tüflü kayalar üzerinde oyularak yapılan kral mezarları, açık hava tapınakları, sunak yerleri, kaya kabartmaları, basamaklı anıtlar, nişler, yer yer bozulmamış antik yollar, savunma ve barınma amaçlı mağaralar arasında dolaşırken tarihin ve bu topraklarda yaşanmış olduğuna inanılan efsanelerin sizi sarıp sarmaladığını hissedeceksiniz" ifadelerini kullandı.
Her yer yeşil, kahverengi, kızıl ve turuncu: Yenice Ormanları
Türkiye’nin en büyük blok ormanları olan Yenice Ormanları, Karabük sınırları içinde yer alıyor. Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik açısından en değerli ve acil korunması gereken 100 orman alanı içinde gösteriliyor.
Erdoğan Gümüş, “Kilometrelerce uzayan bir vadide yol alırken, sağınızda ve solunuzda yer alan bitki örtüsü alabildiğince renk cümbüşü içinde; sarı, yeşil, kahverengi, kızıl ve turuncu… Renklerin her tonuyla sunduğu bu armoni içinde harika fotoğraflar çekeceksiniz” dedi.
Gezilecek yerlerle ilgili de önerilerde bulunan Gümüş, “Subatan Seyir Terası, Kızılkaya Vadisi, Göktepe Yaylası ve Göleti’ne uğrarsanız gökkuşağını andıran pastoral renk geçişleriyle kendinizi adeta bir masal diyarında gibi hissedeceksiniz” ifadelerin kullandı.
Fotoğraflar: İStock