Güncelleme Tarihi:
Canlı yayında Uğur Önver'in sorularını yanıtlayan Dr. Onultan, şunları söyledi:
''Müsilaj dediğimiz deniz salyasının içinde tuttuğu ağır metaller bize zararlı. Bu ağır metallerin de aynı zamanda deniz canlıları tarafından tüketilmesi ve o deniz canlılarını bizim tüketmemiz de sakıncalı. Özellikle burada civa çok ön planda. Daha sonra arsenik ve kurşun var.
Ağır metaller müsilajda daha kolay tutunabiliyor çünkü müsilajın yağlı bir yapısı var. Bunun ortaya çıkma sebebi de fosfor ve azotu çok yoğun tutuyor ve bundan besleniyor. Deniz kirliliği de bolca azot ve fosfor sağlıyor bu müsilajın oluşması için.
Müsilajın olduğu yerde denize girmek ve müsilajın olduğu yerden herhangi bir şekilde deniz ürünü temin etmek sağlığa çok yüksek ağır metal içerme riski bulunduğu için zararlı.
DENİZE GİRERKEN MÜSİLAJIN VÜCUDA DEĞMESİNİN SAKINCASI VAR MI?
Müsilajın kendisinden ziyade içinde tuttuğu ağır metaller önemli. Bunun ciltte emilimi var ise normalden daha fazla yani çevre kirliliğine bağlı ağır metaller zaten çevremizde var ve özellikle denizde de var sanayi atıklarından dolayı. Bunun ciltte ne kadar emilebileceği ne kadar süre maruz kaldığınızla alakalı. Bir de şu var müsilajın deniz dibinde gözükmeyen kısmı da var. Deniz üzerinden baktığınız zaman yukarıya çıkmış müsilaj var ama bir de denizin dibinde var. Onun için yukardan temiz gördüğünüz yerin altının da müsilajlı olmadığını bilemezsiniz açıkçası...
DENİZ SUYUNU YANLIŞLIKLA YUTUNCA AĞIR METALLERE MARUZ KALIR MIYIZ?
Evet ben nöroloji uzmanı olarak şunu söyleyebilirim. Bizde hafıza merkezi denen bir yer var ve bu ağır metaller nöronları etkiliyor ve onların azalmasına sebep oluyor. Nöro psikolotik hastalığın temelinde ağır metal zehirlenmeleri ya da kirlilikler var. Bunun içinde alzheimer, parkinson, ALS var. Ağır metaller ne kadar sanayi ile iç içe olan bölgedeysek, bu sanayi atıkları ne kadar kontrolsüzse, biyolojik arıtma yapılmıyorsa o kadar maruz kalabiliriz bunlara.''