Güncelleme Tarihi:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) grup toplantısında konuştu. Bahçeli, 29 Ekim’de Cumhuriyet’in 100’üncü yılının kutlanacağına işaret ederek "Bilinmesini özellikle arzu ederim ki, Türkiye Cumhuriyeti ağaç kovuğundan çıkmamış, tesadüfen bulunmamış, telkin ve tembihle kurulmamıştır. Aziz Atatürk'e göre, 'Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir.' Cumhuriyet’in en müessir ve müyesser niteliği doğrudan doğruya millet egemenliğine dayanması, demokrasiyi sistem olarak benimsemesidir. Elbette her demokratik rejim Cumhuriyet değildir. Ancak demokrasinin münhasıran gelişmiş şekli, mütemadi hüviyeti Cumhuriyetle sağlanmaktadır. 14 Ekim 1925’te İzmir’de yaptığı konuşmasında da, Cumhuriyet'in milletin kendi istek ve arzusu ile oluştuğunu belirtmiş ve Cumhuriyetin ilanı sayesinde hükümet ile millet arasında ayrılık kalmadığını dile getirmiş ve şunları söylemiştir; 'Artık hükümet ile millet arasında ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir, millet hükümettir.' Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle aziz Atatürk’ün bu tarihi değerlendirmesi pekişmekle kalmamış, asıl mana ve muhtevasını bulmuştur. 29 Ekim 1923 tarihinde rejimin adı konulmuş ve mevzu bir daha açılmamak üzere kapatılmıştır. 100 yıl önce atılan kutlu adımın dayanağı cumhurdur. Nasıl ki, Cumhuriyet’ten dönüş yoksa, hatırlatırım ki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden de dönüş veya sapış olmayacaktır. Millet kararını kesinkes vermiştir. Eğer Atatürk bugün yaşamış olsaydı, devletimizin geçirdiği badireleri dikkate alarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yılmaz ve yıkılmaz bir müdafacısı olurdu" diye konuştu.
'CUMHURBAŞKANIMIZ KESİNLİKLE YALNIZ DEĞİLDİR'
Bahçeli, İsrail’in Gazze’yi bombalamasının bir insanlık ve savaş suçu olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi:
"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu şuur ve siyasetle ülkemize yönelmiş tehditleri kaynağında bertaraf etmek için muazzam bir mücadelenin içindedir ve kesinlikle yalnız değildir. Kudüs güvende değilse, Gazze güvende değilse, Halep güvende değilse, Kerkük güvende değilse, soydaşlarımız ve din kardeşlerimiz güvende değilse, altını çizerek belirtiyorum ki, Ankara’nın güvenliğinden hiçbir akıl ve vicdan sahibi bahsedemeyecektir. Bugün Gazze’de yaşanan felaketler bir insanlık suçudur. Kadim devlet aklımız ve irademizle devrede olmazsak, siyasi ve diplomatik temaslarımızı askeri caydırıcılıkla desteklemezsek, günü geldiğinde Gazze’deki dramların bir benzerine, Allah muhafaza ama, Anadolu’da da mahkum olmamız kaçınılmazdır. Bu düşüncemin muhatapları zeka özürlüsü işbirlikçiler değildir. Bu düşüncemin muhatapları iç ihanet ve işgal cephesinde birleşen ciğeri beş para etmez soysuzlar hiç değildir. 21 Ekim 2023 akşamı sosyal medyadan yaptığım açıklamalar milletine, devletine, insanlık onuruna ve gelecek nesillere duymuş olduğum tartışılmaz sorumluluğun tanımı ve tavzihidir. O günden bugüne destek mesajları kadar haksız eleştiriler de tarafımca takip edilmiştir."
'YOLA REVAN OLMAZSAM NAMERDİM'
Bahçeli, "Eğer bugünden itibaren 24 saat içinde ateşkes sağlanamazsa, saldırılar durmazsa, mazlumların üzerine bombalar bırakılmaya ısrarla devam ederse, milletimle açık açık paylaşıyorum ki, Türkiye süratle devreye girmeli, tarihi, insani ve inanç sorumluluğunun gereği her neyse yapmalıdır. Gazze’yi koruma ve kollama misyonunu üstlenmek bize ecdadımızın mirasıdır" şeklindeki 21 Ekim akşamı sosyal medyada yaptığı açıklamasını hatırlatan Bahçeli, "Bazıları şahsıma yönelik 'önden siz buyurun' diye alaycı bir üslupla karalama kampanyasına alet oldular. Hiç merak buyurmasınlar, bizim anlayış ve anılarımızda kimin arkadan geleceğine bakmadan önden gider şehit Önkuzular. Devletim istesin, milletim destek versin, şartlar da öyle gerektirsin, şayet Gazze’deki çocuklara kol kanat germek, füzeye karşı sapan taşıyla insanlık mevzisine girmek için yola revan olmazsam namerdim. Bu vatanın çocuklarını ateşe atmak istiyormuşuz. Gazze’yi ecdat mirası olarak göremezmişiz. Ne işimiz varmış Gazze’de. İsrail-Filistin çatışması bizim meselemiz de değilmiş. Bu ifade sahiplerinin hepsi birden vicdanen ve kalben yanmış ve küle dönmüş bir avuç çapulcudur" ifadelerini kullandı.
'BUGÜN FİLİSTİN YARIN TÜM BÖLGE'
Bahçeli, İsrail'in Gazze’deki saldırılarına değinerek, "Gazze’deki toplu katliamı ve soykırıma varan İsrail şiddetini idrak etmek için Filistinli olmaya gerek yoktur, birilerinin iddia ettiği gibi Arap olmaya gerek yoktur, hatta Müslüman olmaya da gerek yoktur, sadece insan olmak, insani değerleri savunmak kafidir. Hastaneler bombalanıyor. Okullar, camiler, kiliseler vuruluyor. Ey vicdansız dünya, çocuklar Kelime-i Şehadet getirerek can veriyor. Ey suskun insanlık, hayatta kalan Filistinli çocuklar sırayla kefenlenmiş cansız bedenler arasında anne ve babalarını ağlayarak arıyor ve araştırıyor. Mazlumların ahı yüreklerimizi yakıyor. ABD-İsrail iş birliğiyle hazırlanmış planlar Gazze’nin yutulmasına hizmet ediyor. Gazzelilerin Sina Yarımadası’na, Batı Şeria’da yaşayanların da Ürdün’e sürülmesi için hazırlık yapılıyor. Bugün Filistin, yarın tüm bölge ve nihayet Türkiye’nin kuşatılması amaçlanıyor. Zulüm karşısında tarafsızlık namussuzluktur. Biz çok şükür namussuz değiliz, tarafız, haklının, masumun, insan onurunun, tarih ve inanç bağlarımız olan kardeşlerimizin tarafıyız. 24 saat dolmuştur. Türkiye Cumhuriyeti insanlık nam ve hesabına, barış ve çözüm iklimini yeşertmek, garantörlük mekanizmasını kurmak adına her türlü müdahale ve mücadeleye hazır ve kararlı olmalıdır. Bizde geri adım yoktur" dedi.
'GAZZE'Yİ KORUMA MİSYONU TÜRK MİLLETİNİN ÜZERİNDEDİR'
Bahçeli, çatışmalarda Birleşmiş Milletlerin de etkisiz kaldığını ifade ederek, "Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Refah Sınır Kapısı’nda boy göstermekten başka bir şey yapamamıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan umut yoktur. 'Gazze için Kahire Barış Zirvesi'nden bir sonuç çıkmamıştır. İslam ülkeleri atıl ve aciz şekilde Gazze’nin bombalanmasını izlemektedir. O halde Gazze’yi koruma ve kollama misyonu Türk milletinin üzerindedir. Ya kalıcı barış ortamı sağlanarak iki devletli çözüm için taraflar masaya oturur ya da Gazze’nin imhasına Türkiye Cumhuriyeti her ihtimali dikkate alarak tepkisini üst düzeyde, en seri ve sert şekilde gösterir. Bizim tavrımız, tutumumuz ve duruşumuz budur. Gazze’ye gitmek gerekirse de, hiç kimse meraklanmasın, Mescid-i Aksa’nın manevi ihtişamıyla, Allah’ın inayetiyle aranılan ve beklenilen her yerde şafak sökmeden olmasını da gayet iyi biliriz. Çocuklar ölmesin, bebekler ölmesin, kadınlar ölmesin, zalimler mahvolsun, caniler kahrolsun; huzur, barış ve istikrar derhal ve ön şartsız çatışma bölgesine hakim olsun" değerlendirmesinde bulundu.