Güncelleme Tarihi:
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafında Sincan Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi’ndeki mahkeme salonunda görülen duruşmada, darbe gecesi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı odasında derdest eden ekibin içinde yer aldığı iddia edilen ve Akar’la birlikte aynı helikopterle Çankaya Köşkü’ne giden eski Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Dairesi Bakanı Tümgeneral Mehmet Dişli, savunmasında FETÖ üyeliğini reddederek, "Benim üye oludum tek örgüt TSK’dır. Aksine çok uzun süredir bu örgütün hedefindeydim. Darbenin fiilen başlamasından 5 dakika sonrada karargahtan ayrılıp lojmanıma gitmiştim.
SİLAHLA REHİN ALINDIĞINI SAVUNDU
Hulusi Akar’ın müsait olduğu ve beni beklediği saat 20.35’de evden ayrılarak 20.45’de karargaha geri geldim. Ardından Hulusi Akar’ın bulunduğu kata çıktım. TSK’nın yeniden yapılandırılması ile ilgili çalışmamı Cumhurbaşkanına arz etmeden önce Genelkurmay Başkanı’na bilgi sunmam ve görüşlerini almam gerekiyordu. Karargaha bu amaçla gitmiştim. Komutanın odasına gitmek isterken silahla rehin alınarak bir odaya alındım. Önüme bir boş kağıt ve kalem bıraktılar.
'İKİNİZİ DE PAKETLEYİP GÖTÜRECEĞİZ'
TSK’nın yönetime el koyduğu, Yurtta Sulh Konseyinin kurulduğu, bildirinin yakında okunacağı, karşı çıkanların etkisiz hale getireceklerini, Komutanın onlarla birlikte olmasını istedikleri ve ’sizi tanır, size güvenir yoksa ikinizi de paketleyerek götüreceğiz’ dediler. Bu talepleri kartlara not ettikten sonra beni Komutanın odasına soktular. Kartlara yazılan notları Komutana okudum ama önce ciddiye almadı" diye konuştu.
Dişli, bu esnada karargahta yoğun olarak silah sesleri gelmeye başladığı kaydederek, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in emir subayının vurulduğunu öğrendiklerini söyledi. Gelişmelerin vahim bir hal aldığını ifade eden Dişli, "Bir süre sonra aniden içeriye giren bir ekip onu etkisiz hale getirmeye ve kelepçelemeye çalıştı. Silah ve uçak sesleri yoğunlaşınca Komutanın emin bir yere alınmasını önerdim. Bir süre sonrada bir helikopter ile Komutan, ben ve birkaç asker bindik" diye konuştu.
'KOMUTAN ONLARI VAZGEÇİRMEYE ÇALIŞTI'
Helikopterle indikleri yerin Akıncı Üssü olduğu sonradan öğrendiklerini söyleyen Dişli, Akıncı Üssü’nde bulunan darbeci askerlerin Akar’dan kendileriyle birlikte hareket etmesini istediklerini belirterek, “Komutan razı olmadı. Komutan onları bu maceradan vazgeçirmek için Akın Öztürk Paşadan talepte bulundu, o da başaramadı. Ben ise orada sekreterya görevi yapıyordum. Ona eşlik ediyordum zaman zaman da Karargahtan bilgi alıp Komutanı bilgilendiriyor, ayrıca Komutanın taleplerini orada bulunanlara ilettim. Polis, asker çatışmasına engel olunmasını, harekatın durdurulması gerektiğini, Komutana Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız ile görüşerek onları ikna etme imkanının sağlanmasını, aksi halde inisiyatif kullanmaya imkan kalmayacağını anlattım. Değerlendirelim dediler ve bunun üzerine Komutanla bir planlama yaptık. Bu planlamaya göre Karargaha gidecektik, TSK’ya bir duyuru yaparak emir komutanın devralındığını, birliklerin kışlalarına dönmelerini, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın da polise emir vererek geri çekilmelerini sağlamalarını, ideal, yargı ve askeri işlemlerin devreye sokulmasının uygun olacağına karar verdik” şeklinde konuştu.
Dişli, teklifin darbeci askerler tarafından bir süre sonra kabul edildiğini belirterek, durum hakkında hükumet yetkilileri ile irtibata geçtiğini söyledi. Bir süre sonra Başbakanlıktan telefon geldiğini, hava güvenliğinin temin edildiğinin söylenildiğini ifade eden Dişli, helikopterin Genelkurmay Karargahı yerine Çankaya Köşkü’ne gelmesinin istenildiğini dile getirdi. Daha sonra helikoptere bindiklerini sözlerine ekleyen Dişli, “Akar, yorgun bir vaziyette arkasına yaslanmış oturuyordu. Bana döndü ‘sağ ol evlat’ dedi. Ardından da ‘Hazırlık yaptın mı? Oraya gidince ne diyeceğiz?’ diye sordu. Ben de ‘Komutanım olanları anlatacağız’ dedim. Helikopter çalıştıktan sonra ses nedeniyle konuşamadık” dedi.
'YANLIŞ ANLAMIŞ OLABİLİR' DEDİ
Sanık Dişli, Hulusi Akar’ın tanık olarak verdiği ifadede kendisini suçlamasını da, "Hulusi Akar yıllarca birlikte çalıştığım bir komutandır. O anki durumu en iyi kendisi bilmektedir. Yaşadığı travmatik ortam nedeniyle beni yanlış anlamış olabilir" diye değerlendirdi.
Dişli, Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in sorularını yanıtladı. Dişli, bir soru üzerine, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a çalışmasıyla ilgili arz yapmak için gittiği Karargah'ta herhangi bir anormallikle karşılaşmadığını belirtti. Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı personelin ne zaman Karargah'a geldiğini bilmediğini ileri süren Dişli, daha sonra ensesine bir silah dayandığını ve bir odaya götürüldüğünü iddia etti.
ŞOK HALİ YAŞADIM
Dişli, "Silahlı Kuvvetler yönetime el koydu, bunu komutana bildir" denilerek Orgeneral Akar'la görüşmesinin istendiğini öne sürdü. Mahkeme Başkanı Dik, "İki kişinin darbe yapma şansı var mı? İki kişinin niye sözlerine itibar ettiniz?" sorusu üzerine Dişli, "O kadar güvenlikli yerde ensenize silah dayanmış, bir şok hali yaşıyorsunuz" cevabını verdi.
LEVENT TÜRKKAN DARBECİLERLE HAREKET ETTİ
Orgeneral Akar'ın eski emir subayı Levent Türkkan'ın darbecilerle birlikte hareket ettiğini söyleyen Dişli, kendisine söylenenleri bir karta yazarak Orgeneral Akar'ın makam odasına girdiğini ifade etti. Karttaki "Silahlı Kuvvetler yönetime el koymuş. Uçaklar havadaymış. Beş tugay yola çıkmış" şeklindeki notları okuduğunu bildiren Dişli, bunun üzerine bir süre duraksayan Orgeneral Akar'ın kendisine, "Sen dalga mı geçiyorsun?" dediğini aktardı.
Orgeneral Akar'ın odasına Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı askerlerin girdiğini belirten Dişli, bu sırada Türkkan'ın da elinde silah olduğunu anlattı.
ASKERİN ELİNDE HAVLU VE SPREY ŞİŞESİ VARDI
Odaya girildikten sonra, "Komutanım sakin olun, zorluk çıkartmayın" denildiğini bildiren Dişli, bir askerin elinde havlu ile sprey şişesi olduğunu belirtti.
HAKİM: SİZ DUR DEYİNCE DURDULAR
"Durun arz bitmedi" diye bağırmasının ardından askerlerin duraksadığını kaydeden Dişli'nin bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Dik, "Sözünüzü dinlediler, siz durun deyince durdular." dedi. Dişli, darbeyle ilgili kendilerinin verdiği notları komutana iletmeye devam ettiğini belirtmek için "Durun arz bitmedi" cümlesini kurduğunu iddia etti.
GÜVENLİK BİR YER İÇİN ISRAR ETTİM
Mahkeme Başkanı’nın "Akıncı Üssü’ne götürme fikri kimden çıktı" sorusunu Dişli, "Yoğun silah sesleri geldiğinde Genelkurmay İkinci Başkanının derdest edildiğini öğrendik. Sonra yine kapıda yoğun çatışma sesleri gelince iyice işkillenmeye başladım ve komutana, ’emniyetli bir yere gidelim’ dedim. Dışarı çıkıp güvenli yere götürülme olayını onlara söyledim. Uçak sesleri gelince komutan ’uçuşlar durdurulmuştu bunlar ne’ diye sordu. Bunun üzerine ben ’sağdan soldan silah sesleri geliyor şimdide uçaklar bizi emniyetli bir yere alın’ diye ısrar ettim. ’Alacağız’ dediler. Komutan o sırada namaz kıldı" diye cevapladı.
KOMUTAN BENDEN EVİNİ ARAMAMI İSTEDİ
Mahkeme Başkanı, sanığa "Akıncıya götürme fikri kimindi? Seni neden götürdüler?" diye soru yöneltti. Soru üzerine, "Akıncı fikri kimindi bilmiyorum. Beni de onunla birlikte rehin aldılar" diye yanıtlayan Dişli, helikopterle akıncıya götürüldükten sonra yaşadıklarını şöyle anlattı: "İndiğimizde komutan ’burası nere’ diye sordu. Akıncı olduğunu o an öğrendik. Bizi üst komutanı Hakan Evrim’in odasına götürdüler. Odada Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk vardı. (Dişli, daha sonra eski Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık'la birkaç kişinin odaya geldiğini söyledi) Komutan daha önce Selçuk’la tanışıyordu. Neler olup bittiğini sordu. Kubilay Selçuk, ’bilmiyorum komutanım, silahlı kuvvetlerin tamamında bu varmış’ dedi. Komutan benden evini aramamı istedi. Evi aradım durumu hanımefendiye bildirdim"
KOMUTAN ’NEREDE BU ADAMLAR GELSİNLER’ DEDİ
Komutanın odada Kubilay Selçuk ile sohbet ettiğini anlatan Dişli, "Komutan, ’Bana konsey gelecek demişlerdi. Konsey mi, komite mi, nerede bu adamlar gelsinler’ dedi. Bir süre sonra tamam dediler. Bununla ilgili telefon konuşmalarım oldu. Sonra komutan Akın Paşa’nın (Akın Öztürk) nerede olduğunu sordu. Kubilay Selçuk ’bilmiyorum ama çağıralım’ dedi. Bir süre sonra Akın Paşa geldi. Akın Paşa sivil kıyafetliydi. Odada komutanla birlikte 4 kişiydik. Televizyonda bir alt yazı geçti. ’Bombalanma yapıldı’ diye. Komutan işaret etti. Dışarı çıktım. Bu sırada 3 kişi geldi. Bunların içinde Tuğamiral Ömer Faruk Harmancı ve bir tane karacı Albay vardı. Komutan, Ömer Faruk Harmancık’a neler olduğunu sorduğunda, Harmancık, ’Bizimle birlikte hareket edin, bu işi durduralım komutanım’ dedi. Komutan, ’Bu devirde olur mu böyle şeyler, nerede yaşıyorsunuz, görmüyor musunuz halkı’ diye karşılık verdi. Harmancık, ’beraber yaparsak bunu durdurabiliriz’ dedi. Kısa süreli bir diyalog oldu. Elinde bir kağıt vardı. O kağıtta bakıp bir şeyler söyledi. Daha sonra çıkıp gittiler" şeklinde anlattı.
KOMUTAN TEKRAR ÇAĞIRDI
Hulusi Akar’ın bombalama olaylarını görünce, "Şunları çağır bir daha konuşalım" dediğini belirten Dişli, "Beni 143. filoya götürdüler. Orada bir odaya aldılar beni. 15-20 kişi personel vardı. Komutanın çağırdığı söyledim. Gece boyunca 4-5 kere gidip geldim. Akın paşa ve Kubilay Selçuk paşayla gidip geliyordum. Her gelişimde durumu komutana rapor ediyordum" diye konuştu.
'BU HARMANCIK'IN TEK BAŞINA YAPABİLECEĞİ İŞ DEĞİL'
Dişli, "Ömer paşa, 'komutanım bizimle beraber hareket edin. Beraber hareket ederek Silahlı Kuvvetleri kışlalara çekebiliriz' şeklinde bir şeyler söyledi. Komutan da 'Olur mu, hangi devirde yaşıyoruz' dedi." ifadesini kullandı. Mahkeme Başkanı Dik'in "Bu, Ömer Faruk Harmancık'ın tek başına yapacağı iş değil." sözlerinin ardından Dişli, birkaç kez Harmancık'ın bulunduğu 143. filoya götürüldüğünü ve burada 15-20 personelin daha bulunduğunu gördüğünü savundu.
HAKİM: ÇELİŞKİLER VAR
Bir soru üzerine Dişli, sanık Hakan Evrim'in Orgeneral Akar'la konuştuğunu hatırlamadığını iddia etti. Mahkeme Başkanı Dik'in daha önce verdiği ifadeleri okuyarak çelişkiler olduğunu belirtmesinin ardından Dişli, ilk verdiği ifadeyi kabul etmediğini kaydetti.
NE DESEM MANŞET OLUR
Dişli, Mahkeme Başkanı Dik'in darbecilerin kimin adına hareket ettiğini sorması üzerine ise "Bu yorumlu konularda cevap vermek istemiyorum, bilmiyorum. Ne desem yarın manşet olur." cevabını verdi.
AĞABEYİNİZİ ARADINIZ MI?
Mehmet Dişli, ağabeyi eski AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'yi arayıp aramadığının sorulması üzerine, "Ağabeyimin telefonu benim yanımda yoktur. Kayıtlarımda da yoktur. Benim yanımda Silahlı Kuvvetlerin baş komutanı var, siyasi başka kimseyi arama ihtiyacı duymadım." dedi.
O GECE BAZI GENERALLER SİYASETÇİ BULMANIN PEŞİNDEN KOŞMUŞLAR
Başbakanlık avukatı Süleyman Ayhan’ın "Ağabeyinizi neden aramadınız" sorusuna Dişli, "Benim askerlik anlayışımda orada askerliğin gereğini yapmak varken bir siyasiye ulaşmak, siyasetçinin peşine düşmek, ağabeyim de olsa uygun değildir. 10 ay sonra ben bunu anlıyorum. Ne yazık ki o gece bazı generaller kendi işini yapmaktansa bir siyasetçi bulmanın peşinden koşmuşlar. Birliğinin başına geçip olaylarla uğraşmaktansa bunun peşine düşmüşler. Çok üzüntü verici bir şey. Benim ağabeyim siyasete girdikten sonra ne evime gelmiştir ne de ben onun evine gitmişimdir. Annemin, babamın cenazesinde bile ben ağabeyimle yan yana gelmedim. Böyle bir askerim ben" diye cevapladı.
BENİM NELER YAPTIĞIMI TARİH ORTAYA KOYACAK
Bunun üzerine Ayhan sanığa, "Siz gözaltına alındıktan sonra ağabeyinizi aramak aklınıza geliyor. Vardı kayıtlarda. Ama vatanınız için gece ağabeyinizi ya da başka bir gücü aramak aklınıza nedense gelmiyor" diye çıkıştı. Dişli de bu çıkışı, "Benim o gece vatan için neler yaptığımı herkes biliyor. Hayatımı ortaya koyarak neler yaptığımı da inşallah bir gün tarih ortaya koyacak" dedi.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR