Güncelleme Tarihi:
Düşme kararının ardından sanıklar hakkındaki yakalama emri kaldırıldı ve kırmızı bülten de geri çekildi. Mağdurlar, müştekiler ve avukatları, talepleri reddedilince salonu terk etti. Bu sırada çevik kuvvet polisleri salona girerek güvenlik önlemi aldı. 45 dakika sonra yeniden başlayan duruşmada bazı sanıkların avukatları yer aldı. Mahkeme heyeti, mağdur ve müşteki taleplerinin tamamını ‘davayı uzatmaya yönelik olduğu’ gerekçesiyle reddetti. Savcı Hüseyin Aslan, önceki görüşünü tekrar ederek davanın düşürülmesini istedi.
Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, 28 Haziran 2016 tarihli Türkiye ile İsrail arasında tazminata ilişkin usul anlaşmasının 4’üncü maddesinin 2’nci cümlesi ile “Her halükarda bu anlaşma İsrail’in, İsrail adına hareket edenlerin ve İsrail vatandaşlarının, Türkiye Cumhuriyeti veya Türk gerçek veya tüzel kişiler tarafından konvoy hadisesi ile ilgili olarak kendilerine yönelik doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye’de yapılmış ve yapılacak her türlü hukuk ya da cezai talebe ilişkin her türlü sorumluluktan tamamen muaf tutulmalarını sağlayacaktır” hükmü dikkate alındığında kovuşturmaya engel şart getirildiği ve bu şartın gerçekleşemeyeceği anlaşıldığından, kamu davasının düşürülmesine, sanıklar hakkında verilen düşme kararının gereği olarak yakalama kararlarının kaldırılmasına, çıkartılan kırmızı bültenlerin geri alınmasına karar verildi. Yargılama masraflarının ise kamu üzerinde bırakılmasına hükmeden mahkeme tarafların 7 gün içerisinde karara itiraz yolunun da açık olduğu belirtildi.