Güncelleme Tarihi:
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 1 Haziran tarihinde gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından milyonlarca kişinin aklındaki bir soruya yanıt verdi ve gidişat bu şekilde devam ederse maskelerin eylül ayının sonundan itibaren çıkarılabileceğini açıkladı.
Maskelerin tamamen çıkarılması için aşılama yaygınlığının önemli olduğunun altını çizen Koca, eylül ayından itibaren toplumsal bağışıklığın sağlanması ile maskelerin de çıkarılabileceğini söyledi.
Bununla birlikte Koca, "Birçok kimse yine maske takmak isteyecek. Özellikle birçok enfeksiyondan koruduğunu biliyoruz; ama bu tamamen kişisel bir tercihle söz konusu olacak. Şimdi de 2 metre mesafeyi koruyabiliyorsanız sahilde takmanız gerekmez. Ama evdesiniz, 2 metreyi koruyamıyorsunuz o zaman takmanız gerekecek" diye konuştu.
GÖRÜNMEZLİK PELERİNİ, GÜÇ KALKANI...
Maskelere veda edecek olan elbette sadece Türkiye değil... Örneğin ABD’de de aşılanan kişi sayısının artması ve vaka ve ölüm sayılarında gözle görülür düşüşler yaşanmasıyla maske kuralları birçok eyalette gevşetildi. Gevşetme kararıyla birlikte maskesini anında çıkarıp artanlar olduğu kadar, “Zorunlu olmasam da maske kullanmayı sürdüreceğim” diyenler de ortaya çıktı. Ciddi tartışmaları beraberinde getiren bu durum ABD ve İngiltere basınında son dönemde sık sık karşımıza çıkan haberlere de yansıyor.
Örneğin Guardian'a konuşan 46 yaşında Francesca isimli kadın, en azından şimdilik maskesini çıkarmayı düşünmediğini söylüyor. Bir üniversitede öğretim üyesi olan Francesca, maskesinin kendisi için bir "görünmezlik pelerini" olduğunu belirterek, "Belki New Yorklu olduğumdan, belki de her zaman dünyaya en iyi yüzümü göstermek zorundaymışım gibi hissettiğimdendir, bilemem. Ama tanınmıyor olmak için çok büyük bir rahatlık oldu. Etrafımda 'Beni görmeyin' diyen bir güç kalkanı var gibi" diye konuşuyor.
GÜLÜMSEMEK ZORUNDA DEĞİLİM!
Aynı gazeteye konuşan 25 yaşındaki Becca Marshalla da maskesini çıkarmayacağını söyleyenlerden. Chicago'da bir kitapçıda çalışan Marshalla, "İş arkadaşlarım ve ben müşterilerin yüzümüzü görmemesini tercih ettiğimiz noktasında hemfikiriz. Çoğu zaman bir müşteri kaba davrandığında ya da kötü şeyler söylediğinde, rahatsızlığımı mimiklerimle belli etmeme izin verilmiyor. Ama maskem varken gülümsemek ya da nötr bir yüzle dolaşmak zorunda değilim. Geçmişte kendilerine gülümsemedim diye çok tepki gösteren müşteriler oldu" diye konuşuyor.
Marshalla ayrıca, aylar boyunca maske karşıtlarının saldırılarına maruz kaldığını da belirterek, "Parkta maske takmak beni onlardan ayıracaksa, ben buna varım" diyor.
Gazeteye konuşan başka ABD’liler de "Gülümsemek zorunda değilim", "Bu sayede terapistleri çaresiz bırakan sosyal anksiyetemi yendim", "Sürekli 'Güzel miyim?' diye kafama takmaktan kurtuldum", "Önceden uzaktan görenler beni sert mizaçlı zannederdi, artık böyle sorunlar yaşamıyorum" hatta "Maske takmak beni ırkçı saldırılardan koruyor" gibi çok sayıda farklı gerekçeyle maskeyle yaşamaya devam edeceklerini belirtiyor.
"TEK KİŞİ KALSAM DA SORUN DEĞİL"
Joe Glickman isimli ABD'li de New York Times'a yaptığı açıklamada altta N95, üstte kumaş maske şeklindeki kullanımını en az 5 yıl daha sürdürmeyi düşündüğünü belirtiyor. 14 aydır bu şekilde yaşayan Glickman, virüsle enfekte olup iyileştikten sonra da geçen ay iki doz aşısını olduktan sonra da fikrini ve davranışını değiştirmemiş.
Glickman'ın gerekçesi yukarıda sayılanlardan daha farklı. New York'ta yaşayan ve profesyonel fotoğrafçı ve müzisyen olan Glickman, sağlıkla ilgili kaygılarından ötürü, yeni virüs varyantlarıyla ilgili bilgi yetersizliğinden dolayı ve toplumun önemli bir kısmının halen aşılanmamış olması nedeniyle "Maskemden vazgeçmeyeceğim" diyor. Glickman, "Tek kişi kalsam da sorun değil ama tek maske takanın ben olacağımı hiç zannetmiyorum" diye ekliyor.
82 yaşındaki emekli postacı George Jones da rahatsız edici ve kullanışsız olsa da maskesini en az bir yıl daha çıkarmayacağını belirterek, "Bir acelem yok, niye acele edeyim? Hayatta kalmak önemli; en önemli şey bu. Ben yaşlı bir adamım ve mümkün olduğunca hayatta kalmak istiyorum" ifadelerini kullanıyor.
"BAŞKALARINI DÜŞÜNEREK MASKE TAKACAĞIM" DİYEN DE VAR
51 yaşındaki emekli anaokulu öğretmeni Leni Cohen ise bağışıklık sistemi hasar görmüş olduğundan maske takmaya devam edeceğini belirtiyor. Çocuklarla çalıştığı dönemde zatürreden streptokoka çok sayıda hastalık kaptığını ifade eden Cohen, tüm bu hastalıklara karşı maskesini koruyacağını belirtiyor. Nitekim sağlık otoriteleri de maskelerin sadece Covid-19'dan değil grip gibi birçok başka hastalıktan koruduğunu ve mevsimsel alerjilerin semptomlarını hafiflettiğini bildiriyor.
41 yaşındaki Barry J. Neely ise Mart 2020'de koronavirüs kapıp aylarca hastalıkla mücadele ederken bir yandan da "Acaba başkalarına da bulaştırdım mı?" diye vicdan muhasebesi yaptığını anlatıyor. O dönemde resmi kurumların dahi "Maske takmayın" tavsiyelerinde bulunduğunu hatırlatan Neely, artık ne zaman hasta gibi hissetse maskesini yüzüne geçireceğini belirterek, "Maske takmak zor değil" diyor. Neely, Doğu Asya ülkelerinde hasta insanların maske takmasının bir sosyal nezaket kuralı olduğunu da sözlerine ekliyor.
TWITTER'DA TEPKİ VAR
Kısacası kimi sağlık gerekçeleriyle, kimi de sosyal gerekçelerle maske takmaya devam edeceklerin sayısı epey yüksek. Ancak bu durum kamuoyunda tartışmaları da beraberinde getiriyor. Hatta New York Times'a göre maske takmaya devam edecekler üzerindeki baskı günden güne artıyor.
Maske zorunluluğu kalkmasına rağmen maskesini çıkarmayanlara aileleri ve arkadaşları "Rahatla biraz" baskısı yapıyor. Hatta bu kişiler paranoyak olmakla suçlanıyor. Twitter'da da maskesini takmaya devam edeceklere yönelik ciddi bir tepki var.
'MASKE SAYESİNDE DİBİME GİRMEZLER'
Biz de ABD’deki bu tartışmadan yola çıkarak vatandaşlarımıza sorduk, "Maske kuralları gevşetilse de maske takmaya devam edecek misiniz?" diye. Kimileri maskeyi değil takmak görmek bile istemediğini, kimisi de artık rahat rahat nefes alabilmek için maskeden kurtulmayı iple çektiğini söyledi. Ama halen maskeyi çıkarma konusunda tereddütleri olanlar çoğunluktaydı. İşte "Maske takmaya devam edeceğim" diyenler ve gerekçeleri...
S.T. (37): İki doz aşımı da olduğum için virüsü kapsam bile hafif atlatacağımı biliyorum. O açıdan içim rahat ama yine de maskeyle dolaşmaya devam edeceğim zira maske sayesinde insanlarla olan mesafemi daha rahat koruyabildiğimi fark ettim. İstisnalar olmakla birlikte çok önlem alan bir kişiyi görenlerde "Fazla yaklaşmayayım" izlenimi oluşuyor, böylece insanın burnunun dibine gelip girmiyorlar. Ben pandemiden önce de kalabalık ortamları, tanımadığım insanlarla çok iç içe olmayı sevmezdim zaten, pandemi nedeniyle 1,5 yıldır evde olmak bu konudaki rahatsızlığımı daha da kuvvetlendirdi. Önümüzdeki dönemde özellikle kalabalığa girmek zorunda kaldığım zamanlarda maskem sayesinde daha rahat edeceğime inanıyorum.
M.Ö. (44): Açık havada maske takmaya devam etmem. Ama kapalı alanda çok uzun süre maskesiz rahat edebileceğimi sanmıyorum. Maske bizi sadece hastalıktan değil, kötü kokudan, kötü bakıştan da koruyor. Sadece maske takmayı değil; tokalaşarak, sarılarak selamlaşmayı da bir süre yapacağımı sanmıyorum.
S. A. (29): Toplam vaka sayısı 0 olana kadar ben maskemi takmaya devam ederim. Virüse yakalanmama sebep olacak yüzde 1 ihtimali bile tehdit olarak algılıyorum. Herhangi bir kalıcı hasarı ömür boyu taşıyacağıma maskemi 1 yıl daha takarım.
C. A. (22): Belli bir süre daha maske takmayı düşünüyorum. Çoğu insanda travma yaratsa da çok fazla grip olan benim için artıları da oldu. Maske takmaya başladığımdan beri grip de olmadım. O yüzden takmaya devam edeceğim.
S.K. (27): Maske takmak salgından korunmamızın kalkanı oldu. Bu konu şaşmaz bir gerçek. Ancak ben başka bir noktaya değinmek istiyorum. Maske takmaya başladığımdan beri dışarı çıkarken 'iyi görünmek' zorunda hissetmiyorum kendimi. Zaten çok makyaj yapan biri olmasam da zaman zaman kendimi mecbur hissettiğim oluyordu. Maske bu mecburiyet hissini ortadan kaldırdı diyebilirim. Dahası salgının tam anlamıyla ortadan kalktığını yetkililerden duyana kadar da en azından kalabalık ortamlarda maske takmaya devam edeceğim.
Z. G. (48): Henüz koronavirüs aşısı olmadım ama olduğumda da maskemi çıkarmayı düşünmüyorum. Ülkemizde ve dünyada vaka sayısı sıfıra düşene kadar da takmaya devam edeceğim. Virüsün tekrar yayılıp bu zamana kadar yaşadığımız olayların bir daha yaşanmasını istemem. Bir süre daha bekler tamamen bitince çıkarırım.
İ.S. (31): Hemen hemen bütün uzmanlar, toplumun yüzde 70'e yakınının bağışıklık kazanması halinde birçok alanda maske zorunluluğunun kalkabileceğini söylüyor. Bunun dünyada da birçok örneğini gördük. Uzman yorumları elbette değerli ama ben yine de yüzde 100 bağışıklık kazansak da, maske kısıtlaması tamamen kalksa da bir süre daha maske takmaya devam edeceğim. Yasak kalktı deyip, her şeyi bir kenara bırakmak istemiyorum. En azından bir süre daha maske takarak, durumu gözlemlemek istiyorum. Çünkü koronavirüs, her gün bir başka sürprizle karşımıza çıkıyor. Belki maske kısıtlaması kalktığında, o dönem virüsü yenmiş olacağız ama insan yine de kuşkuyla yaklaşıyor, korkuyor. Çünkü son iki yıldır yaşadıklarımız hiç normal şeyler değil...
G.H. (43): Maske kısıtlaması kalkınca maske takmayı düşünmüyorum. Açık havada maske zorunluluğu uygulamasının gerekli olmadığını düşünüyorum. Ancak kış aylarında talimat-genelge kapsamında olmasa da sadece toplu taşıma gibi yerlerde kendi inisiyatifimle maske kullanmayı düşünebilirim. (Uzak Doğu ülkelerinde yıllardır yapıldığı gibi...)
H. O. (65): Sürekli maske takmak psikolojimizi kötü etkiliyor. Ben ikinci doz aşımı da oldum ancak ülkemizde hala aşılanmayanlar var. Çeşitli varyantların olması ve aşı olanların da koronavirüse yakalanması sebebiyle ancak ülkedeki herkes aşılandıktan sonra maskeyi çıkarmaya hazır olabilirim.
'PANDEMİ DEVAM EDİYOR'
Vatandaşlar kurallar gevşetilse bile maske takıp takmamak konusunda emin olamıyorken, biz de konuyu KTÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın'a sorduk.
Prof. Dr. Faruk Aydın, açık alan bile olsa kalabalığın olduğu yerlerde maske takılması gerektiğini vurgulayarak, “Özellikle aşı olmayanların titizlikle kurallara uyması gerekir. Aşılarımız tamamlanmadan açık havada da olsak güvende değiliz. Pandemi halen devam ediyor ve virüs dolaşımda. Tabii ki bulaş azaldı ancak bu virüs kayboldu anlamına gelmez. Maske, mesafe ve hijyen kurallarına devam etmeliyiz. Herkesin aşılı olduğu ortamlarda biraz daha rahat olabiliriz” dedi.