Güncelleme Tarihi:
HEM yaşamı hem de ölümü tartışmalarla dolu olan Topal Osman Ağa yeniden gündemde… Öldürüldüğü günden beri ismi etrafındaki bitmeyen tartışmalara, bazen tarihçiler bazen de siyasetçiler dahil oldu. Milliyetçi Hareket Partisi, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin de imzasıyla, bir dönem Giresun’a dikilen heykeliyle gündem olan Topal Osman Ağa’ya “iade-i itibar” verilmesi için TBMM Başkanlığı’na kanun teklifi sundu.
Balkan Savaşları’ndan Milli Mücadele’ye ve ilk Meclis’in kurulmasına kadar geçen süreçte gündemde olan Topal Osman Ağa, adı hep savaşlar ve silahlarla anılan biri…
DİZİNDEN VURULDU
Fındık tüccarlığı yapan varlıklı bir ailenin çocuğu olarak 1884’te doğmuştu. Hareketli bir çocuktu. Ele avuca sığmaz bir karakteri vardı. Silaha ve askerliğe meraklıydı. Balkan Savaşları’na gönüllü olarak katıldığında 28 yaşındaydı. Bu savaşta dizinden yaralandı. Gazi olmuştu ama artık “Topal Osman Ağa” olarak anılacaktı. Yanındaki gönüllülerle bağı ise hiç kopmadan ölümüne kadar devam edecekti.
RUM ÇETELERİN PEŞİNDE
Cihan Harbi’nde Ruslar Karadeniz’e girdiğinde, Topal Osman ve çetesi de karşılarındaydı. Rum ve Ermeni çetelerle de mücadele etti. Mondros Mütarekesi’nden sonra “Giresun Belediye Reisi” oldu. Ama hakkında birçok şikâyet de vardı. Bazı maddi konularda da suiistimallerle suçlanıyordu. İşgal güçlerinin tesiri altındaki İstanbul Hükümeti tarafından hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Ancak yakalanamadı.
Bu arada bölgedeki şöhreti giderek yayılıyordu. 8 Mayıs 1919’da Giresun’a, Yunan Kızılhaç heyetinin olduğu gemi yanaştığında şehirdeki Rumlar limana Yunan ve Pontus bayrakları asınca, Topal Osman Ağa ve çetesi devreye girdi. Bayraklar indirilip Türk bayrağı çekildi. Bu olay Osman Ağa’nın itibarını arttırdı.
HAVZA’DA İLK GÖRÜŞME
Milli mücadele döneminde Osman Ağa, Mustafa Kemal’in bölgede en güvendiği isimlerden biri olacaktı. Resmi kayıtlara göre ilk kez 29 Mayıs’ta Havza’da görüştüler. Mustafa Kemal Paşa’dan aldığı talimatlar doğrultusunda faaliyetlerine devam etti. Gönüllülerden oluşan taburunu büyüttü. Gönüllü taburlarıyla hem Rum-Ermeni çetelerine hem de iç isyanlara karşı mücadele etti. Sakarya Savaşı’na ardından da Büyük Taarruz ’a katıldı. İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Savaştan sonra Mustafa Kemal Paşa’nın muhafız birliğinin komutanı olarak görevine devam etti. Ta ki Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey’in katledilmesine kadar…
CİNAYET ZANLISI OLDU ÖLDÜRÜLDÜ
 Ali Şükrü Bey, Meclis’teki muhalif mebuslardandı. 27 Mart 1923’te ortadan kayboldu. En son Topal Osman Ağa’nın Papaz Bağı’ndaki evine gittiği belirlendi. Osman Ağa’nın adamlarından biri Ali Şükrü Bey’i boğup gömdüklerini itiraf etti. Mebusun cesedi itirafçının tarif ettiği yerde bulundu. Topal Osman Ağa cinayetin zanlısıydı. Teslim olmadı. Adamlarıyla birlikte çatışmayı tercih etti. Hatta Rauf Orbay’ın hatıralarına göre Çankaya Köşkü’ne bile saldırmıştı. Kimi iddialara göre hedefinde kendisini korumadığını düşündüğü Mustafa Kemal Paşa vardı. 1 Nisan 1923’te yaşanan çatışma sonrası öldürüldü. Cesedi bir süre Meclis önünde teşhir edildi. Ardından Giresun’a gönderildi. Bir zaman sonra da kentteki kaleye bir anıtmezar yapıldı. Öldüğü günden beri ismi etrafındaki tartışmalar devam ediyor…