İl il iftar saatleri ve 2018 Ramazan imsakiyesi... İftar saat kaçta açılacak?
Güncelleme Tarihi:
Rahmet ve bereket ayı Ramazan'ın üçüncü gününü oruçlu olarak geçiren Müslümanlar, öğle saatlerinin gelmesiyle birlikte bu akşam iftarın saat kaçta olduğunu sorgulamaya başladı. İftara yönelik hazırlıklara başlayan vatandaşlar bir yandan da Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıkladığı 2018 Ramazan imsakiyesine göre, şehirlerindeki iftar saatlerini öğrenmek istiyor. Peki, iftar saat kaçta? İftara ne kadar var? Oruç saat kaçta açılacak?
Türkiye'nin dört bir yanında iftar için hazırlıklarını yapan vatandaşlar, akşam ezanının saat kaçta okunacağını araştırmaya başladı. Saatlerin ilerlemesiyle birlikte 2018 imsakiyesine dair sorularını sıklaştıran vatandaşlar yaşadıkları kentlerde iftarın saat kaçta açılacağını merak ediyor. İşte, il il 2018 Ramazan imsakiyesi ve iftar saatleri...
18 MAYIS 2018 İFTAR SAATLERİ
İftar için hazırlıklarını sürdüren vatandaşlar, bulundukları bölgede iftarın saat kaçta açılacağını öğrenmek için en doğru bilgiyi edinmek istiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı 2018 imsakiyesine göre orucunu açacak olan vatandaşlar, iftar saatinin hızla yaklaşmasıyla birlikte 'İftar saat kaçta ve 'Oruç ne zaman açılacak?' gibi sorularına yanıt arıyor. İşte il il iftar saatleri...
Ramazan ayının ilk cumasının ve aynı zamanda üçüncü gününün idrak edildiği 18 Mayıs 2018 tarihinde İstanbul'da akşam ezanı 20:24'de okunacak ve İstanbullular orucunu açacak, ülkemizin başkenti Ankara'da iftar 20:06'da açılacak. Oruç ibadetini yerine getiren İzmirliler ise iftarını saat 20:25'de yapacak. Ülkemizin diğer şehirlerinde yaşayan vatandaşlar da Ramazan ayı için özel olarak hazırlanmış 2018 Ramazan İmsakiyesi sayfamızdan, bulundukları şehirlerde iftara ne kadar kaldığını geriye sayım sayacı ile takip edebilir.
İL İL İFTAR VAKİTLERİNİ ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYIN
ORUCA NASIL NİYET EDİLİR?
Niyet etmek orucun şartlarındandır. Niyetsiz oruç sahih değildir. Kalben niyet etmek yeterli ise de niyeti dil ile ifade etmek menduptur. Oruç için sahura kalkılması da niyet sayılır. Ramazan orucu, belli günlerde tutulmak üzere adanan oruçlar ile nafile oruçlar için niyet etme vakti, güneşin batması ile ertesi gün tepe noktasına gelmesi öncesine kadarki süredir Ancak imsaktan sonra yapılacak niyetin geçerli olması için bu vakitten itibaren bir şey yenilip içilmemiş, oruca aykırı bir iş yapılmamış olması gerekir. Aksi takdirde gündüz niyet caiz olmaz (Kâsânî, Bedâî’, II, 85). Bu oruçlar için, “yarınki orucu tutmaya” şeklinde mutlak niyet yeterlidir. Bununla birlikte geceden niyet edilmesi ve “yarınki Ramazan orucuna” şeklinde orucun belirlenmesi daha faziletlidir.
Ramazanın her günü için ayrı niyet edilmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 397, 400).
Kaza, keffaret ve bir zamana bağlı olmaksızın adanan oruçlar için gün batımından itibaren en geç imsak vaktine kadar niyet edilmiş olmalıdır. Bu tür oruçlara niyet edilirken, “falanca kaza, keffaret veya adak orucuna” şeklinde belirtilmesi gerekir.
Şafiî mezhebine göre ise nafile dışındaki tüm oruçlara geceden niyet edilmelidir. İmsak vaktine kadar niyet edilmemişse o günün orucu geçerli olmaz. Nafile oruçlara ise güneş tepe noktasına gelmeden öncesine kadar niyet edilebilir (Şirâzî, el-Mühezzeb, I, 331-332)
Hürriyet.com.trKİMLER ORUÇ TUTMAKLA YÜKÜMLÜDÜR?
İslam’a göre, bireyin sorumlu olmasının temel şartları müslüman, akıllı ve ergenlik çağına ulaşmış olmaktır. Dolayısıyla bu şartlar, oruç ibadeti ile sorumlu olmanın da şartlarıdır. Buna göre, bir kimsenin Ramazan ayında oruç tutmasının farz olması için öncelikle müslüman ve âkil-bâliğ olması gerekir (Kâsânî, Bedâî’, II, 87).
İbadetlerle yükümlü olma şartlarını taşıdığı hâlde bazı özel durumlardaki kimselere oruç tutmama ruhsatı verilmiştir. (Geniş bilgi için bkz. 481ve 484 nolu fetva) İbadetlerle yükümlü olmamakla birlikte ergenlik yaşına gelmeyen çocukların alıştırılmak ve ısındırılmak maksadıyla namaz kılmaları ve oruç tutmaları teşvik edilir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), yedi yaşından on yaşına kadarki sürede çocuğun namaza alıştırılmasını önermiştir (Ebû Dâvûd, Salât, 26).
