Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, A Haber canlı yayınında soruları yanıtladı. İşte Kalın'ın açıklamalarından öne çıkanlar...
Bu açıklamalardan öfke görüyorum. Ekranlarda bağırıp çağırmak yerine gücünüz varsa seçmeni ikna etmeye çalışırsınız. Millet İttifakı'nın sözcüsü konumunda olan siyasiler, gazeteciler o gece öyle bir tavır ve tutum içerisinde olanlar sosyal medyada kendilerini gülünç durumuna düşürdüler.
Bunlar üzücü. Her seçim ortamında ben anlayabiliyorum ama makul olan ortadan kaldırmamak gerekiyor.
İkinci tur bizim için daha kolay olacak. Oy farkının kapanacağını düşünmüyorum.
Elbette Millet ve Cumhur İttifakı'nın itiraz ettiği yerler ortada. Ama fark o kadar büyük ki meşruiyeti sorgulanamaz. Yaklaşık 5 puanlık fark var.
Keşke böyle tutumlar içerisine girmeselerdi. Bunun yerine daha gerçekçi tutum içerisinde olmalıydılar.
SİNAN OĞAN'LA GÖRÜŞME OLACAK MI?
Sinan Bey'in aldığı oy kıymetli. Seçmenimizin %5.2 si Sinan Oğan'a verdi. Ortada yeni bir dinamik var. Sinan Bey'in geldiği siyasi geleneğe baktığınızda pozisyon Cumhur İttifakı'na daha yakın olduğunu biliyorum. Kendisiyle şahsi tanışıklığım da vardır. Güzel de bir kampanya yaptı. Kendi tezlerini dile getirdi. Terörle mücadele ve sığınmacılar gibi. Devletin beraberliği açısından terör gruplarına karşı tavrını açık bir şekilde gördük.
İkinci tur adına tercihleri ne olur onu bilemeyiz. Türkiye'nin milli menfaatleri söz konusu olduğunda kimlerin karşısında olmamız gerektiği açık bir şekilde gösterdiğini düşünüyorum.
"OĞAN'LA GÖRÜŞME OLMADI"
Şu ana kadar böyle bir görüşme olmadı. Bugün yarın olabilir gibi bir şey diyemem. Biz kendi kampanyamız sürecine odaklanıyoruz. Sürece bakı onu değerlendireceğiz.
Pazarlık kelimesi de bazen çok yersiz ve uygun olmayan bir şekilde kullanılıyor. Milletin temel meseleleri söz konusu olduğunda pazarlık söz olmaz. Biz gayet kendimizden eminiz, kampanyayı bugüne kadar nasıl getirdiysek kalan 12-13 günü de bu şekilde geçireceğiz.
Türkiye'nin kendi milli menfaatleri, bir uyum sağlanır, bir yaklaşım olursa Oğan'la görüşme değerlendirilmesi yapılır.
Cumhurbaşkanımızın sosyal medyadan paylaştığı 6 Mayıs'lı paylaşımı var. Tüm Türkiye kazanacak diye bir mesaj vermişti. Bu mesaj çok vurgulu bir şekilde Cumhurbaşkanımızın pazar gecesi balkon konuşmasında da dile getirildi. Önümüzdeki süreçte de genel tavrımız yine böyle olacak.
MİLLETE BAKIŞ AÇILARI YILLARDIR DEĞİŞMEDİ
Bu tablo neticesinde milleti aşağılayan, cahil, gerici aydınlanmamış halkın tercihi budur, ne haliniz varsa görün" tavrının son günlerde nasıl gerçekleştiğini gördük. Türkiye'de kendini elit diye tanımlayan kesimin bu millete bakış açısın yıllardır değişmedi. Böyle elit olunmuyor. Elit olmak demek insana saygıyla başlar.
DEPREMZEDELERE 'YAZIKLAR OLSUN' DİYENLERİ GÖRDÜK
Büyük bir hüzün ve üzüntüyle bunları takip ettim. Deprem bölgesiyle de ilgili yazıklar olsun tavrını gördük. Depremzedelere yardım götürmüşler, Cumhurbaşkanımız 1. çıktığı için hayal kırıklığını yaşadıklarını gördük. Yazıklar olsun, gözünüze dizinize dursun diyenleri gördük. Hatta Haluk Levent'e saldırdıklarını bile gördük. Biz kimseye saldırmadan, masaya elimizi vurmadan bu süreci yöneteceğiz. Depremzedelere hakaret kabul edilemez.
Biz depremi unutmadık. Dikkatler tabii son 1 ayda seçime odaklandı ama adil bir gözle deprem bölgesine bakın, inanın hiçbir şekilde fire vermeden 7-24 çalışmalar devam etti. 120-130 binin üzerinde evin temeli atıldı. Milletimizde bu tabloyu gördüğümüz için oyunu Cumhurbaşkanımıza verdi.
Deprem bölgesiyle ilgili çalışmalarımız devam edecek. Rehavete katılmadan bu çalışmayı sıkı bir şekilde yürüteceğiz.
SEÇİM ÖNCESİ ANKET SONUÇLARI
Bundan sonra anket şirketlerinin kendisini sineye çekmesi gerekiyor. Ciddi kurumsal olarak yıllardır anket yapan şirketlerin bu kadar uzak tahminlerde bulunması masaya yatırılması gereken bir şey. Burada milletimizin tercihlerini doğru okuma yönetiminin sadece telefondan arayarak, anket doldurarak yapılamayacağı görülmüş oldu.
Milletin bu dilini doğru okuyanlar gerçek anketi yapıyor. Gerçek anket sandıkta ortaya çıkan sonuçtur. Anketlerde en çok yanlış tahmin edilen MHP oldu. %10'un üzerinde oyu muhafaza etti. MHP, İttifakın en önemli parçası. Bu kıymetli bir şey. Anket şirketleri MHP konusunda çok yanıldı.
OLMADIKLARI MECLİS'TEKİ GRUBU NASIL YÖNETECEKLER?
Seçim barajının %7'ye düşmesi orada bir rol oynamış gibi görünüyor. HDP de 8.8 gibi bir oy alarak düşüş yaşadı. Totale baktığınızda Meclis ayağında Cumhur İttifakı'nın çoğunluğu ele geçirmiş olması çok kıymetli. Bu sistemin sağlıklı işlemesi açısından da önemli.
Siyasi olarak 7 partinin, ya da 6 partinin genel başkanı, 2 belediye başkanı vs. 6 partinin başkanı Meclis'e girmedi. Olmadıkları Meclis'teki grubu nasıl yönetecekler? O da enteresan bir tablo.
YENİ DÖNEMDE 50+1 GÖZDEN GEÇİRİLECEK Mİ?
Bunu şu anda konuşmak için erken. Tabi Meclis'te oluşacak kanaat, partilerin, halkın değerlendirmesi önemli. Ama şu an değil. Bu sistemin aslında ilklerini yaşıyoruz. İkinci tura kalma ilk kez oluyor. Bunlar da değerlendirilir. Oluşan Meclis tablosu da ilk. Ona göre bir değerlendirme yapılır o zaman.
Millet İttifakı'nın kuruluş çerçevesi sorunlu bir zemindi. Ne olursa olsun Erdoğan'ı gönderelim düşüncesiyle kurulmuş. Bunu diyenler bütün pozisyonlarını buna göre şekillendirdiği için millete söyleyecekleri bir şey kalmadı. Erdoğan önde olunca birbirlerini suçlamaya başladılar. Özellikle bundan sonraki süreçte de HDP'nin tavrı millet ittifakını zorlamaya devam edecek. Meral Hanım'ın bir gidiş, gelişi vardı. Orada Kemal Bey'in adaylığına karşıydı. Meral Hanım nasıl bir analiz yapar onu da göreceğiz. Maalesef Tayyip Erdoğan'a oy veren kitleyi suçlayan bir tavır görüyoruz.
Dış basın bu süreçte gazetecilik yapmadı, açıkça taraf tuttular. Seçim sonucu etkileyemeye çalıştılar ve bu ters tepti. Bir öngörüde bulunmadılar açıkça taraf oldular. Bu sefer başka bir tavır içinde bir tarafı destekleyip güçlendirmeye çalıştılar, millet onlara bay bay dedi, senin attığın manşetlerle ben karar verecek değilim, dedi.
"Yeni hükümet batı ile ilişkileri tamir edecek" ifadelerinin ne anlama geldiğini iyi biliyorum. Dertleri Türkiye demokrasisinin güçlenmesi değil. Batı ile ilişkilerde batının tanımı onların taleplerinin yerine getirilmesi olmuştur. Davos'taki tavırdan bugüne kadar gelen tavırdan rahatsız oldukları için otoriter diyorlar. Biz batının bu çerçeveyi kabul etmediğimizi söyledik. Türkiye Rusya ile, Çin ile yakınlaştı gibi 10 yıldır devam eden propaganda var. Hiçbir insan buna itibar etmez. Türkiye kendi istikametini çizmeye devam ettiği sürece üstümüze gelmeye de devam edecekler. Bizim lehimize ya da aleyhimize hangi manşeti atarsa atsınlar 'e ne olmuş' tavrı olmuştur tavrımız. Sağcısı solcusu tüm vatandaşlarımız buna yek vücut karşı durmalarıdır.