Güncelleme Tarihi:
İkilim değişikliği nedeniyle artan sıcaklıklar ve insan faktörü dolayısıyla tüm dünyada orman yangınlarıyla daha sık karşı karşıya kalıyoruz. Dünyamız art arda çıkan, normalden erken başlayan ve daha uzun süren yangınlarla, ciğerlerini kaybediyor! Orman yangınları bir yönüyle her ne kadar ekosistemin doğal bir döngüsü olsa da görülme sıklıkları ve büyüklüklerinin her geçen gün artması insanlık için bir tür kırmızı alarm anlamına geliyor.
İklim krizi ile ortaya çıkan bu yeni durumda büyük orman yangın çağına girmiş bulunuyoruz. Peki ama beklenen büyük orman yangınlarına karşı yeterince hazırlıklı mıyız?
‘İNSAN İLE ORMAN ETKİLEŞİMİ ARTINCA YANGIN RİSKLERİ DE BİR O KADAR ARTIYOR’
Yaşanan orman yangınlarıyla ilgili sorularımızı yanıtlayan İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Orman Fakültesi, Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı Doğanay Tolunay, 90’lı yıllardan 2020’li yıllara gelindiğinde, orman yangınlarının iki katına çıktığını ve bunun nedenlerini sorgulamakla işe başlamamız gerektiğini söyledi.
“Türkiye’den neden böyle yangın sayıları arttı? Çünkü, insan ve orman etkileşimi arttı” diyen Tolunay şunları söyledi:
“Biz insanı orman içine ne kadar girmesine izin verirsek, yangın riski bu kadar artıyor. Yani, orman içinden yol geçiriyorsunuz; birisinin yere izmaritini atması veya bakımsız bir aracın fren balatalarından çıkan kıvılcımlarla bile büyük yangınlar çıkabilir.”
‘AFET ORTAYA ÇIKMADAN ÖNCEDEN HAZIRLIK YAPMAMIZ LAZIM’
Öncelikli olarak yangın çıkış nedenleri incelememiz gerektiğini belirten Tolunay, yangınların sayısının azaltılması yönünde bir müdahale programı oluşturmamız gerektiğini ifade etti.
“Orman yangınları ve diğer afet boyutuna oluşan aşırı hava olaylarına karşı, afet ortaya çıkmadan önceden hazırlık yapmamız lazım” diyen Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı, önleyici tedbirlerin alınması gerektiğinin altını çizdi.
Toluna, “Buna ‘Afet risk azaltımı’ adı veriliyor; önleyici tedbirler de diyebiliriz. Bunun için orman yangınları özelinde şunları yapmamız lazım. Yangınlara ne sebep oluyor? Yani bu orman yangınları neden çıkıyor? Bunu çok iyi tespit etmemiz gerekiyor” dedi ve şunları ekledi:
“Ormanla yerleşim alanlarında ‘tampon zone’ bırakılması lazım. Yani, bir yangın başladığında, alev ağaçların tepesine çıktığında yangın rüzgarla birlikte bir ağaç boyu, iki ağaç boyu bir mesafeyi o alev boyu uzayabilir. 50 ya da 100 metre, yerleşim alanıyla orman alanı arasında bir boş alan bırakırsak, orman yangınını ya da yerleşim alanından, mahalleden, köyden ormana sıçrayacak yangını önleyebiliriz.”
‘YANGIN ARTIK BİZİM GERÇEĞİMİZ’
Her geçen gün artan sıcaklık, kuraklık ve ani hava değişimleri, orman yangınlarına elverişli bir ortamın oluşmasına neden oluyor. Meydana gelen bu tablo, önümüzdeki yıllarda büyük yangınlarla daha sık karşılaşacağımızın bir göstergesi.
“Yangın ihtimali bizim coğrafyamız için hiçbir zaman sıfır olmayacak” diyen Doğanay Tolunay, çarpıcı tabloyu şu şekilde özetledi:
“Yangın artık bizim gerçeğimiz. Hiçbir zaman sıfır yangın olmayacak Yani Türkiye’de ortalama her yıl 2 bin 500 - 3 bin yangın çıkacak; çıkmaya devam edecek. Bütün amacımız bu sayıyı azaltmak olmalı; ama bundan kaçışımız yok! Bu yıl olmasa da ertesi yıl veya 3-5 yıl içinde yenine çok büyük yangınlarla karşılaşacağız. Bunun için de hazırlıklı olmamız gerekiyor.”
Belgesel serimizin ilk bölümü "Köprüden Önce Son Çıkış" ve ikinci bölüm "Havamız Bozuldu" aşağıdaki linklerden izlenebilir.