Göl manzaralı hafta sonu tatili… 6 şehirden keşfedilmeyi bekleyen 15 göl
Güncelleme Tarihi:
Şehrin keşmekeşliğinden, trafiğinden, stresinden ve bütün bir hafta yorucu geçen iş koşuşturmasından sıkılanlar, hafta sonlarını iple çekiyor. Biz de uzmanlarımıza sonbaharla birlikte güzel manzaralara bürünen, İstanbul ve Ankara’ya yakın doğanın içinde vakit geçirilecek gölleri sorduk. 6 şehirden keşfedilmeyi bekleyen 15 gölü önerdiler.
Türkiye’de insanlar için yaşam kaynağı olan ve aynı zamanda huzur deposu olarak da bilinen onlarca göl bulunuyor. Fakat bazıları her geçen gün kuraklıkla olan savaşı kaybediyor. Su Politikaları Derneği'nin hazırladığı rapora göre de göllerimizin yüzde 60'ı kurumuş durumda… Ama çoğu uzman gerekli önlemler alındığında önümüzdeki 8-10 yıl içinde bu durumun toparlanacağını sıklıkla söylüyor. Zaten kuraklığa karşı yenik düşmemeye inatçı pek çok gölümüz de bulunuyor.
Ben de uzmanlarımıza hazır sonbaharla birlikte doğa renkli elbisesini giymişken, bir hafta sonu hangi göllerin kıyısında ailecek güzel vakit geçirebiliriz diye sordum. Gezgin ve seyahat yazarı olan Bahar Gündoğdu, Erdoğan Gümüş, Burcu Gürtürk Kadak ve Nurgül Büyükkalay altı şehirden 15 gölü önerdi. İster günübirlik gidin ister iki gün boyunca kamp atarak doğanın keyfini çıkarın.
ŞEHRİN İÇİNDE AMA BİR O KADAR DA UZAK: İSTANBUL’UN GÖLLERİ
Kalabalıktan uzak: Aydos Orman Gölü / İstanbul
İstanbul’da şehirden uzaklaşmadan doğada sakin bir gün geçirmek, yürüyüş ve piknik yapmak için en güzel yerlerden Aydos Orman Gölü. Ayrıca burası İstanbul’un biyolojik zenginliğini de keşfedebileceğiniz bir yer.
Gezgin ve seyahat yazarı Nurgül Büyükkalay, "Aydos Orman Gölü Kartal, Pendik ve Sultanbeyli ilçelerinin ortasında yer alıyor. Geniş bir alana sahip olduğu için hafta sonu kalabalığını çok hissetmiyorsunuz” diyor ve gölle ilgili şu önerilerde bulunuyor:
“Göl kenarında piknik yapılacak çok fazla alan mevcut. Göl çevresinde doğa yürüyüşü yapabilir ya da deniz bisikleti kiralayarak gezintiye çıkabilirsiniz.”
Yürüyüş severlere: Elmalı Baraj Gölü / İstanbul
Şehirde doğayla baş başa kalacağınız arka bahçelerden biri de Beykoz sınırları içerisindeki Elmalı Baraj Gölü. Gezgin ve seyahat yazarı Nurgül Büyükkalay, göl çevresinde ıhlamur, kestane, çınar, meşe gibi çok sayıda ağaç türlerinin olduğunu söylüyor. Ayrıca Büyükkalay, tavşan, sincap, keklik ve yaban ördekleri de karşınıza çıkabilecek sevimli hayvanlardan bazıları diye de ekliyor.
Kano gezintisi ile ön plana çıkıyor: Terkos Gölü / İstanbul
İstanbul'un Arnavutköy ile Çatalca ilçelerinin ortasında bulunan Terkos Gölü, ‘Durusu Gölü’ olarak da biliniyor. Göl; Kanlı Dere, Belgrad Deresi, Başköy Deresi ve Çiftlikköy Deresi tarafından besleniyor ve oldukça büyük alana sahip. Ayrıca göl, İstanbul'un içme suyu ihtiyacını da karşılıyor.
Gezgin Bahar Gündoğdu, hafta sonları gölün oldukça kalabalık olduğunu söylüyor ve şu bilgileri paylaşıyor:
“Terkos Gölü, İstanbul şehir merkezine sadece 50 kilometre uzaklıkta ve Avrupa Yakası’nda oturanların sıklıkla tercih ettiği bir alan. Burada piknik yapmanın dışında olta balıkçılığı ile kano gezintisi de yapabilirsiniz. Sonbaharla birlikte oluşan rengârenk doğası ve gürültüden uzak ortamıyla mutlaka uğramalısınız.”
Göl kıyısında kamp keyfi: Ömerli Baraj Gölü / İstanbul
Burası İstanbul Anadolu Yakası'nda Çekmeköy sınırların içinde yer alan, 621 kilometrekarelik havza alanına sahip bir baraj gölü… Ayrıca şehrin en büyük su tedarik merkezlerinden de biri.
İstanbul'un en güzel köylerinden birinin de baraj kıyısında olduğunu söyleyen gezgin Bahar Gündoğdu, “Mis gibi köy havasında çadır kurmak ve huzurun tadını çıkarmak gibisi yok” diyor ve ekliyor:
“Ömerli Barajı kıyısındaki Esenceli Köyü henüz keşfedilmemiş bir cennet. Tertemiz havası ve el değmemiş doğasıyla harika bir kamp olanağı sunuyor. Güzel bir ağaç altında çadırınızı atıp, iki gün boyunca iş ve şehir stresinden uzaklaşmak size iyi gelecek. Ama çevrede yiyecek ihtiyaçlarınızı karşılayacağınız market ya da bakkal bulunmuyor. Şehir merkezinde her şeyinizi eksiksiz almanızı öneririm.”
ŞEHRİ GERİDE BIRAK: İSTANBUL VE ANKARA’YA YAKIN GÖLLER
Normalleşme döneminin yıldızı: Sapanca Gölü / Sakarya – Kocaeli
İstanbul, Ankara ve Bursa gibi büyükşehirlere yakınlığıyla bilinen ve sonbaharda büyüleyici bir güzelliğe bürünen Sapanca Gölü, koronavirüs sürecinin ardından normalleşmeyle birlikte iç turizmin tercih edilen gözdelerinden olmayı sürdürüyor. İçme ve kullanma su kaynağı olarak da kullanılan gölün 39 kilometre kıyı şeridinin 26 kilometresi Sakarya, 13 kilometresi ise Kocaeli sınırları içerisinde yer alıyor.
Gezgin ve seyahat yazarı Erdoğan Gümüş, göl ve çevresinde güzel vakit geçirmek için çok fazla alternatif olduğunu söylüyor ve şu önerilerde bulunuyor:
Sapanca Gölü
“Göl kıyısında ailecek mutlaka yürüyüş yapmalısınız. Burada temiz havayı solumak, bisiklete binmek, hele bir de fotoğraf tutkunuysanız gün doğuşu ya da batışını yakalamak, göl ve çevresindeki turistik tesislerde bir şeyler tatmak mutlaka yapılacaklar listenizde olmalı. Ayrıca göle yakın bir konumda olan ‘Ormanya’ya giderek harika fotoğraflar da çekebilirsiniz.”
Günübirlik bir gezi dışında hafta sonunu Sapana Gölü’nde konaklamalı geçirmek isteyenler için de Maşukiye’yi öneren Erdoğan Gümüş, “Maşukiye'de harika butik oteller bulunuyor. Fiyatları da pek fazla cep yakmıyor. Şehrin stresli ortamından kaçmak isteyenler için oldukça ideal” diyor.
Tabiat harikası: İznik Gölü / Bursa
Türkiye’nin beşinci büyük gölü olan İznik Gölü, muhteşem panoramik görüntüsü ve gün batımının en güzel görsel şöleninin yaşandığı manzarasıyla ‘tabiat harikası’ tanımlamasını hak eden bir göl… İstanbul’dan yaklaşık iki saatlik yolculukla ulaşacağınız göl, aynı zamanda tarihi eserleri, antik kent ve kültürel kalıntıları, çini sanatı merkezi olması gibi turistik özellikleriyle de görülmesi gereken yerlerden biri…
Sonbahar güzelliği: Milli parklarGezgin ve seyahat yazarı Erdoğan Gümüş, “Hafta sonu günübirlik vakit geçireceğiniz bir mesafede olmasının yanı sıra tatilinizi konaklamalı olarak planlıyorsanız her bütçeye uygun konaklama seçenekleri de bir hayli fazla” diyor ve gölde yapılan aktivitelerle ilgili şu bilgileri paylaşıyor:
“Göl kenarında piknik yapılan alanlar bulunuyor. Çadır ya da karavanla kamp kuracağınız alanlar da var. Gölde kano ve tekne turu gezintisi de yapabilirsiniz. Ayrıca göl kıyısında hem kahvaltı yapılacak hem de balık ve diğer deniz ürünlerinden hazırlanmış enfes lezzetleri tadacağınız restoran ve lokantalar da oldukça fazla…”
Manzarası harika: Uluabat Gölü / Bursa
Tarihi adıyla ‘Apolyont Gölü’ olarak da bilinen Uluabat, hem İstanbul hem de Bursa’ya yakınlığıyla öne çıkıyor. Tektonik kökenli oluşan bir göl olan Uluabat, Yenişehir, Bursa ve Gönen yerleşim yerlerindeki çöküntüler sonucunda oluşmuş. Çok fazla balık çeşidinin de yaşadığı göl, kuşların da yuvası niteliğinde…
Uluabat Gölü
Gezgin ve seyahat blog yazarı Bahar Gündoğdu, “Uluabat Gölü kıyısında yapacağınız piknik ailecek geçirilecek çok güzel anlara ev sahipliği yapabilir” diyor ve gölde yapılacak listenize eklemeniz gerekenleri şu şekilde detaylandırıyor:
“Uluabat Gölü’ndeki en popüler yer Gölyazı. Gölyazı’dan kalkan küçük kayıklarla gölde gezinti yapabilir, köyün içini turlayabilir, ünlü Ağlayan Çınarı’nda fotoğraf çekebilirsiniz. Gölden çıkan nefis balıklardan yemeden, köylü kadınların yaptığı organik ürünlerden almadan da sakın dönmeyin.”
Çocuklar çok sevecek: Manyas Kuş Gölü / Balıkesir
Manyas, Marmara Denizi’nin güneyinde yer alan bir tatlı su gölü. Üç metre derinliğinde geniş ve sığ bir göl. Ayrıca Türkiye’nin kuş cenneti olarak adını duyuran ilk sulak alanı. Bu nedenle de kuş göllerinin tanınmasına öncülük etmiş.
Gezgin ve seyahat yazarı Nurgül Büyükkalay “Manyas’a geldiğinizde milli park bölgesinde korumaya alınan doğada zaman geçirip, kuşları izleyebilirsiniz" diyor ve göldeki en keyifli aktivitenin gözetleme kulesi olduğunun da altını çiziyor.
“Doğayı bir de gözetleme kulesinin açısından izlemek sizin için muhteşem bir deneyim olacak. Özellikle çocuklu aileler mutlaka buraya uğramalı. Bu arada sadece milli park içerisinde değil, gölün çevresinde de kuşları seyredebilirsiniz. Ayrıca bölgede bir de müze var. Kuş türlerini yakından inceleyerek bilgi alabilirsiniz.”
Yel değirmenleriyle ünlenen bir güzel: Çubuk Gölü / Bolu
İstanbul ve Ankara’ya üç saat mesafede bulunan Çubuk Gölü, Bolu’nun kentsel sit alanı ilan edilen Göynük ilçesinde yer alıyor. Muhteşem sadeliğinin yanı sıra gölün en dikkat çeken özelliklerinden biri de etrafındaki eskimeye yüz tutmuş yel değirmenleri…
Seyahat yazarı Burcu Gürtük Kadak, “2005 yılında 'Aynalar' isimli dizi çekimlerinde kullanılmak üzere gölün etrafına inşa edilen yedi adet yel değirmeni bugün atıl durumda olsa da, hem bölge turizmine katkı sağlıyor hem de görsel açıdan keyifli bir görüntü sunuyor” diyor ve göl çevresindeki aktivelerle ilgili şu önerilerde bulunuyor:
“Gölde olta ile balık avlayabilir, göl kıyısından Çubuk Yaylası’na doğru yürüyüş yapabilir, kafe ya da restoranda lezzetli bir mola verebilirsiniz. Masalsı bir ortamda doğayla baş başa keyifli birkaç saat geçirmek size iyi gelecek."
Çubuk Gölü / Fotoğraf: Burcu Gürtürk Kadak
Haftanın yedi günü açık: Gölcük Gölü / Bolu
İstanbul’dan üç, Ankara’dan iki saatlik araba yolculuğuyla ulaşılan Gölcük Gölü, huzur veren atmosferi, kayın, gürgen, çam gibi pek çok ağaç türünü bir arada barındıran yeşil alanları ve yapay göleti ile huzurlu bir hafta sonu için oldukça ideal ve popüler bir adres.
Gölcük Gölü / Fotoğraf: Burcu Gürtürk Kadak
Gölün bulunduğu alan içinde yiyecek ihtiyacınızı karşılayacağınız restoran ve kır evi gibi tesislerin yanı sıra, konaklama imkanı sunan bungalov evlerin de olduğunu söyleyen seyahat yazarı Burcu Gürtürk Kadak, göl alanına girişin ücretli olduğunu ve haftanın yedi günü 24 saat gezilebildiğinin altını çiziyor.
Sonbaharda bir başka güzel: Abant Gölü / Bolu
Yaklaşık bin 350 metre yükseklikte bulunan Abant Gölü, özellikle sessiz yer arayışında olan metropol sakinlerinin en popüler kaçış noktalarından biri. Milli parkın içindeki yürüyüş alanları, kondisyon ve ekipmana ihtiyaç duymayacağınız, zorluk derecesi açısından kolay bir yürüyüş imkanı sunuyor.
“Abant Gölü’ne ulaştığınızda aracınızı milli parkın girişine park edebilirsiniz” diyen seyahat yazarı Burcu Gürtürk Kadak, “Abant Gölü’nün kenarından yürüyerek yaklaşık bir saat boyunca gölün çevresinde bir tam tur atılabilir” diyor ve ekliyor:
Abant Gölü / Fotoğraf: Burcu Gürtürk Kadak
“Trekking severler için düşünülmüş yürüyüş alanlarının yanı sıra, piknik ve oturma alanları, göl manzaralı butik oteller de gölün çevresinde bulabileceğiniz olanaklar arasında yer alıyor. Sonbaharda bir başka güzelliğe bürünen Abant’tan muhteşem anılar ve fotoğraflarla ayrılacağınız kesin.”
Kamp ve piknik için ideal: Sülüklü Göl / Bolu
Bolu’nun Mudurnu ilçesine bağlı Tavşansuyu Köyü sınırları içerisinde yer alan Sülüklü Göl, doğaseverlerin son yıllardaki kaçış noktalarından biri… Sarıçam, karaçam, göknar, kavak, çınar ıhlamur gibi pek çok ağaç türüne ve bitki topluluğuna ev sahipliği yapıyor.
Sonbaharda kamp bir başka güzel“Adından da anlaşılacağı üzere burası bir zamanlar sülüklerin yaşam alanıydı” diyen Burcu Gürtürk Kadak, göle sonradan bırakılan balıklar nedeniyle gölde yaşayan sülüklerin neslinin tükendiğini söylüyor. Peki göl çevresinde neler yapılabilir? Kadak, şu şekilde detaylandırıyor:
“Heyelan gölü olması sebebiyle gölün bazı bölgelerinde ağaçların gövdelerinin göl sularının altında kaldığı Sülüklü Göl, bu özelliği ile fotoğraf tutkunlarına da muhteşem bir görsellik sunuyor. İçerisinde herhangi bir tesis ya da işletmenin bulunmadığı Sülüklü Göl, uzun yürüyüşler, kamp, çadır ve piknik için oldukça ideal.”
ANKARA’NIN ÜÇ GÜZEL GÖLÜ
Başkent’in arboretum sahası: Eymir Gölü / Ankara
Şehrin en uzak semtine bile en fazla yarım saatlik mesafede olan Eymir’de hafta sonunuzu geçirmeye ne dersiniz? Eymir Gölü, Ankara için adeta saklı bir cennet! Tertemiz havası, görsel güzelliği, sessiz ve sakin ortamıyla Ankara ve çevresinde yaşayanları misafir etmek için bekliyor. Yaklaşık 12 kilometrelik gölün çevresindeki yol, özellikle yürüyüş yapanlar ve bisiklet kullananlar için en gözde mekânlardan…
Gezgin ve seyahat yazarı Erdoğan Gümüş göl için, “Onlarca kuşa ev sahipliği yapıyor ve çevresinde barındırdığı ağaç çeşitleriyle de adeta bir arboretum sahası” diyor ve ekliyor:
Eymir Gölü / Fotoğraf: Erdoğan Gümüş
“Gölün çevresi başta sarıçam, karaçam kavak, dişbudak akçaağaç gibi orman vasıflı ağaçların yanı sıra elma, erik, badem, kuşburnu, mahlep, alıç gibi ağaççık türleriyle çevrili. Yürüyüş yapmak ve bisiklet kullanmak için Eymir Gölü etrafını dolanan yol ideal bir rota oluşturuyor. Eğer bisikletiniz yoksa, kiralayabileceğiniz mekânlar bulunuyor. Göl alanında çay ya da kahve içeceğiniz, deniz kenarındaki keyfi aratmayacak ekmek arası balık ya da köfte yiyeceğiniz büfeler de yer alıyor.”
Eymir Gölü / Fotoğraf: Erdoğan Gümüş
Harika bir mesire alanı: Karagöl / Ankara
Çubuk ilçesi sınırları içinde krater bir göl olan Karagöl, aynı zamanda bir tabiat parkı. Başkentlilerin en sevdiği piknik ve mesire alanlarından biri. İşletme ve bakımı Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmakta olan sahanın içerisinde otopark ve kır gazinosu da bulunuyor.
Gezgin ve seyahat yazarı Erdoğan Gümüş, “Gölü çepeçevre saran doğal orman dokusu içinde olmak, ağaçlar arasına serpiştirilmiş piknik masalarında oturmak, gölün etrafındaki parkurda ya da orman içlerine doğru patika yollarda doğa yürüyüşleri yapmak size oldukça iyi gelecek” diyor.
Karagöl / Fotoğraf: Erdoğan Gümüş
Ailecek eğlenceli vakit geçirmek için ideal: Mogan Gölü /Ankara
Mogan, Gölbaşı’nın sınırları içinde kalan bir set gölü. Mogan Gölü ve Mogan Park olarak adlandırılan alan, Başkentliler için tam bir eğlence alanı olarak dizayn edilmiş…
Birkaç saatte sonbahara kaçışGölün etrafını dolaşan ahşap kıyı yolu, koşu ve yürüyüş yolları, piknik alanları, çocuklar için oyun park alanları, engelliler için özel tasarlanmış oyun bölümleri, tenis kortları, mini futbol ve basketbol sahalarıyla Ankaralıların çalışma hayatının getirdiği yorgunluklarını çocuklarıyla birlikte atabilecekleri, sportif her türlü aktiviteyi yapabilecekleri bir mekân özelliği taşıyor.
Ayrıca Mogan Gölü’nün Haymana yolu üzerinde kalan kıyı şeridinde de yaklaşık 4 kilometrelik ahşap sahil yürüyüş bandı, yürümeyi sevenler için ideal bir rota oluşturuyor. Erdoğan Gümüş, “Burada 25 metre yüksekliğindeki deniz fenerinin balkonuna çıkıp, panoramik manzarayı mutlaka fotoğraflayın” diyor ve şu bilgileri paylaşıyor:
“Yürüyüş yollarında uzun uzun yürümeyi, seyir teraslarında ve oturma banklarda oturmayı, temiz havanın ve gölün manzarasının ruhunuzda yaratacağı enfes duyguyu yaşamayı ihmal etmeyin. Bu arada göle nazır, harika manzara eşliğinde kahvaltı yapabileceğiniz ya da yemek yiyebileceğiniz kafe ve restoran da alanda bulunuyor.”