Güncelleme Tarihi:
Genç Memur-Sen tarafından afet durumlarında gönüllü hizmet vermek amacıyla kurulan arama kurtarma ekiplerinin akreditasyon töreni Memur-Sen Genel Merkezi'nde gerçekleştirildi. Programa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da katıldı.
10 ayrı ilde Genç Memur-Sen’in oluşturduğu 270 kişilik bir gönüllü kadronun oluşturulduğunu belirten Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, “Ekibimiz bugün Allah’ın izniyle akreditasyon töreninde artık akredite olarak sahada milletimizin hizmetinde olmaya devam edecek. İsteriz ki hiçbir zaman görev yapabilecekleri bir zemin oluşmasın. Afet, felaket oluşmasın ama hayatın gerçeği. İklim değişiyor, şehirler büyüyor, nüfus artıyor, seller, yangınlar meydana geliyor. Dolayısıyla bizim önleyici tedbir olarak hazırlığımızı tamamlamamız, hazır ekipler halinde milletimize hizmet etmemiz önemli” ifadelerini kullandı.
Deprem Haftası’nda 270 kişilik arama kurtarma ekibini devletin hizmetine verdiklerini söyleyen Yalçın, “Genç Memur-Sen’i tebrik ediyorum. Son derece önemli çalışmalara imza attı ve bizim de yükümüzü hafiflettiği gibi milletimize de hizmet etmeye devam ediyor. 7 Bölgede 7 Güzel Adam Kütüphanesi Projesi ile başladıkları yolculuklarına birkaç il kaldı diyebileceğimiz kapasiteye ulaştık. Türkiye’nin her yerine adım adım kütüphane açıyoruz” diye konuştu.
"YARIN TÜM OKULLARDA TATBİKATIMIZ OLACAK"
Bakan Soylu, "Cuma günü, yarın tüm Türkiye'de tüm okullarda bir tatbikatımız var. Afet anlarında okullardan tahliye tatbikatımız var. Yarın tüm Türkiye'de tüm çocuklarımızı bir tatbikatla buluşturmuş olacağız. Önümüzdeki aylar içerisinde de bir Türkiye tatbikatı yapacağız. Biz bir afet bölgesiyiz, bunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Sizlerin de bildiği gibi 2021 yılını afet yönetimi eğitimi yılı ilan etmiştik. Eğitimler verdik. Hepimiz biliyoruz ki teorik eğitimi, pratikle birleştirmek önemli. Bu nedenle 2022 yılında tatbikat yılı ilan ettik." dedi.
“SON 4 YILDA DÜNYANIN EN ZENGİN ÜLKESİ DEĞİLİZ AMA DÜNYANIN EN ÇOK YARDIM YAPAN ÜLKESİYİZ”
Türkiye'nin dünyanın en zengin ülkesi olmamasına rağmen son 4 yılda en çok yardım yapan ülkesi olduğunu ifade eden Soylu, “Amerika, Avrupa bizden daha zengin. Konuştukları zaman mangalda kül bırakmıyorlar ama son 4 yılda dünyanın en çok yardım yapan ülkesiyiz. Bizim için madalyaların en şereflisidir. Bizim için muhafazaların en güzelidir. Onun için Allah’a şükürler olsun bu istikamette aynı ölçüde devam etmeliyiz” dedi.
Selde ve yangında jeneratör taşıma, köylerde insanların günlük ilaç ihtiyaçları ve gıda ihtiyaçlarını giderebilmek adına her şeyin gerçekleştirildiğinin altını çizen Bakan Soylu, “Eskiden şöyle bir tablo vardı. Özellikle siyah-beyaz televizyon nesli daha çok yaşamıştır. Memleketimizde afet olurdu, tepkiden çekindiği için devletin yöneticileri biraz geç giderdi. Usul böyleydi. Aman bir şeyle karşı karşıya kalmayayım diye. Biz bizden önce sivil toplum örgütlerinin orada olduğunu görüyoruz. Bundan daha büyük gurur duyacak bir şey yok” ifadelerini kullandı.
“İNSANLARIN ÖLÜMÜNÜ HOLLYWOOD SENARYOSU SEYREDER GİBİ SEYREDERSENİZ KARAR ALMAKTA ZORLANIRSINIZ VE HAREKET ETMEKTE ZORLANIRSINIZ”
Rusya ile Ukrayna arasındaki durumu savaş olarak nitelendirmenin doğru olacağını belirten Soylu, “Bunu gördüğümüzde ‘Dünya beşten büyüktür’ sözünün ne kadar büyük bir anlam taşıdığını, tam da bir gerçeklik üzerine oturduğunu, Cumhurbaşkanımızın sadece söylediği sözle değil, ortaya koyduğu cümlelerle değil, tavır ve hal hareketleri ile değil, aslında bir itirazını haykırarak dile getirdiğini, dünyayı uyandırmaya çalıştığını, gittikleri istikametin doğru bir istikamet olmadığını, dünyada mazlumları ellerinin tersiyle kenara itmenin ve onlara söz hakkı vermemenin biz adaletsizlik bedeli olarak o ülkelerde yansıyacağını ifade etmek istemiştir. Bugün bunu görüyoruz. Çocukların, yaşlıların ve o ülkede bulunanların bir savaş karşısında nasıl zor bir duruma düştüklerini bütün dünya takip etmektedir. Ama ‘Dünya beşten büyüktür’ derken Birleşmiş Milletler’in bu konuda yetersizliğini ve yetkisizliğini ortaya koyarken, NATO’nun bu konuda irade yoksunluğu yaşadığını değerlendirirken ve belirtirken illa böyle acı sonuçlarla karşılaşmamız gerekmezdi. Siz Suriye’de, Filistin’de, Yemen’de, Afganistan’da bunlarla karşı karşıya kalacaksınız, tiyatro seyreder gibi, Hollywood senaryosu seyreder gibi insanların ölümünü seyredeceksiniz, kılınızı kıpırdatmayacaksınız, ‘-mış gibi’ yapacaksınız, ‘-mış gibi’ yaparsanız, şimdi de hareket etmekte zorlanırsınız, karar almakta zorlanırsınız, vicdanınızı harekete geçirmekte böyle zorlanırsınız. ‘Acaba bana bir şey mi olacak?’ diye endişe edersiniz ama benim ülkemde benim milletim, Libya’da bir haksızlıkla karşı karşıya kalındığında sonunu hesap etmeden insanlığa sahip çıkar, İdlib’te insanlığa sahip çıkar, Kapalı Maraş’ı açık Maraş haline getirir, yıllarca böğrümüze saplanmış Azerbaycan Karabağ meselesini de o böğrümüze saplanmış hançeri çıkarır ve dünyaya nasıl mesaj verebileceğini ortaya koyar. Bizimle onların arasındaki fark da tam anlamıyla budur” diye konuştu.
Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz bunu sadece bir şey olarak söylüyoruz. Türkiye’nin 21. yüzyılın başından itibaren 20. yüzyılda gördüğü tecrübelerle, çektiği acılarla, karşı karşıya kaldığı sıkıntılarla çizdiği rota, dünyaya başka bir halin tasviridir. Bu kadar açık ve nettir. Hatta tavsiyesidir, hatta tercümesidir. 21. yüzyılda nasıl hareket etmemiz lazım geldiğinin en önemli yolu ve yöntemidir. Bize şunu söylediler: ‘Küresel zengin ülkelere tabi olun.’ Olsaydık Amerika’ya tabi, olsaydık Avrupa’ya tabi, aşağıda bir terör koridoruna teslim olmuş olurduk. Olsaydık Amerika’ya tabi, olsaydık Avrupa’ya tabi, onların aşağıda Suriye’de, Irak’ta birbirlerinin tepişmelerinin altında ezilmeye çalışan insanlara sırtımızı döner seyirci kalırdık. Oysa biz buna seyirci kalmadık. Milyonlarca yerinden yurdundan edilen insanlara sahip çıktık. Üç beş kuruş zengin olduk diye, bugün 10 bin dolar kişi başına gelir seviyemiz var diye, 500 dolarlık gelir seviyesi olan insanlara sırtımızı dönmedik, şımarmadık, dinimize, inancımıza, geleneğimiz, kültürümüze, anamızın babamızın, örfümüzün, adetimizin, töremizin, komşumuzun bize öğrettiğine, komşumuz aç yatarken tok yatan, kendisine ait değerlendirmeyi ortaya koyan, inancımızın bütün değerlerine sahip çıktık. Biz sadece dostlar alışverişte görsünler, Allah korusun desinler diye, İdlib’te Memur-Sen 400 tane ev yaptırmadı. Dünyaya bir şey söylemeye çalışıyor. Biz aslımızı unutmadık. Biz inancımızı unutmadık. Biz neslimizi unutmadık. Biz komşumuzu unutmadık. Biz bize verilen ‘Bir insan bir alemdir’ anlayışının tam da kendisini unutmadık ve oradayız diye altına imza atıyorum.”
GECE 12'DEN SONRA MÜZİK YASAĞI
Bakan Soylu, programın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarının ardından İçişleri Bakanlığınca genelge yayınlanmasının sebebinin sorulması üzerine Soylu, “Usul şudur; Sağlık Bakanlığımız, Bilim Kurulunun bu kararlarını bize bir yazı çerçevesinde iletecek. İlettiği andan itibaren arkadaşlarımız da karşılıklı değerlendirmeler yapıyorlar. Onun akabinde hemen yayınlanacak” dedi.
Gece saat 24.00'ten sonra uygulanan müzik yasağının kaldırılmasına ilişkin de Soylu, “Bütün bunları Sağlık Bakanımız ve Kültür ve Turizm Bakanımız ile değerlendireceğiz” diye konuştu.