"FETÖ’nün tuzağına aslında devlet düştü"

Güncelleme Tarihi:

FETÖ’nün tuzağına aslında devlet düştü
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2017 21:36

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı açıkladı: ByLock’u kullanmadıkları halde bugüne dek kullanıcı gibi haklarında işlem yapılan 11 bin 480 GSM numarası, listelerden çıkarıldı. Açıklamaya göre, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeleri 2014-2016 yılları arasında iç haberleşme için geliştirip kullandıkları ByLock adlı platformu ilgisiz vatandaşlara da yaymıştı. Peki, tuzak nasıl kurulmuş?

Haberin Devamı

FETÖ’nün tuzağına aslında devlet düştü
TÜBİTAK’tan ayrılan FETÖ şüphelisi Kemalettin Cengiz Erbakırcı, içerisinde ‘Namaz Vakitleri TR’, ‘Kıble Pusulası’, ‘Araba Yarışları’, ‘Freezy’ ile ‘İngilizce ve Türkçe Sözlük’ gibi yazılımlar içeren ‘Morbeyin’ adlı sanal bir platform geliştirmişti. Bu yazılımlardan herhangi birini tıklayan vatandaş, örneğin kıblenin yönünü öğrenmek için siteye giren biri, farkına varmadan ByLock’un 9 server’ından (sunucu) birine yönlendirilmişti.
Şimdi anlaşılıyor ki, bu yolla en az 11 bin 480 masum bu kumpasa maruz kaldı.

1500’ü halen cezaevinde. Bir kısmı ceza aldı. Kamu görevlisi olanlar işlerinden ihraç edildi.

Haberin Devamı

Fişlenmek, dışlanmak, “Terörist” ve “Darbeci” muamelesi görmek de cabası...

Kuşkusuz, yığınla masumu tuzağa düşüren gerçek ByLock kullanıcısı oldukları ve yazışmaları önlerine konulduğu halde duruşmalarda “Kullanmadım” diye savunma yapan FETÖ’cüler, kumpasın ve günahın asli failidir.

Devlet ise ağır ihmal sahibidir.

15 Temmuz’dan sonra yargı üzerinde oluşan baskıyla telefonunda ByLock olduğu düşünülenler tutuklandı. O kadar ki “İçerikleri belli olmayan ByLock kaydına dayanılarak terör örgütü üyeliğinden ceza verilemez” diyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi üyeleri sürüldü. MİT kaydından başka delil olmadığı için hapis cezasını bozan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi Başkanı Şenol Demir memurluk derecesi düşürülerek Konya’ya gönderildi. Hal böyle olunca “ByLock kaydı var” yazısına istinaden işlem yapıldı. Tahliyeler imkânsız hale geldi.

Şimdi 17 ay geçtikten sonra devlet “Pardon!” diyor.

Oysa suçlu ile suçsuzu ayırmak, devletin asli görevi değil midir?

Adaletin geç de olsa gelmesi, kuşkusuz önemli...

Tutukluların salıverilmesi, mahkûmiyet kararlarının bozulması, davaların beraatla bitirilmesi, işinden edilenlerin geri alınması, mağduriyetlerin tazmin edilmesi ve iadei itibarın açıklanması gerekiyor.

Haberin Devamı

Devlet yurttaşından özür dilemek zorunda.

Hem de acilen...

BU ÜÇ İSME ÖDÜL VERİLSİN

Acıdır ki, yurttaşa kurulan ‘Morbeyin’ tuzağını devletin kolluk güçleri değil Antalyalı avukat Ali Aktaş ile adli bilirkişi Koray Peksayar ve Tuncay Beşikçi ortaya çıkardı. Aktaş ve Peksayar’ın aylar önce dile getirdiği bu iddia, ilkin kuşkuyla karşılandı. Bu iki isim “Kripto FETÖ’cü” olmakla ve “ByLock’u sulandırmak”la suçlandı. ByLock davalarına bakan hâkimler Koray Peksayar’ı karşılarında bulduklarında ya kürsüyü terk etti ya duruşmayı sonlandırdı. Oysa ki Peksayar, Balyoz Davası’na yazdığı bilirkişi raporuyla kumpası açığa çıkaran kişiydi.

Avukat Ali Aktaş, uzun bir dönem ana akım medyada görülmek istenmedi. Korku galebe çalmış ve FETÖ’cü diye itham edilmemek için herkes tuzağı gördükleri halde susmuştu.

Haberin Devamı

Seslerini Twitter’da duyurabilen mağdurlara yalnızca onlar kulak verdi.

17 ay boyunca devlet; ne sorumluluğunu yerine getirdi, ne de ihmalinin gereğini yaptı.

Yurttaşın haysiyetini ve devletin itibarını bu üç insan kurtardı.

Devlet onlara teşekkür etmek zorunda!

ADLİYE NE DÜŞÜNÜYOR?

BYLOCK davalarına bakan deneyimli bir mahkeme başkanı, hakkındaki tek kanıt olan tutuklu sanıkları tahliye etmeye başladıklarını belirtiyor. Ancak yüzlerce sayfa konuşma dökümüne rağmen “Ben kullanmadım” diye savunma yapan FETÖ sanıklarının bu kaosu çözülemez hale getirdiğini vurguluyor. Bir savcı da çoğu şüpheliye ait içeriklerin halen ellerine ulaşmadığını belirtiyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!