Güncelleme Tarihi:
1500’ü halen cezaevinde. Bir kısmı ceza aldı. Kamu görevlisi olanlar işlerinden ihraç edildi.
Fişlenmek, dışlanmak, “Terörist” ve “Darbeci” muamelesi görmek de cabası...
Kuşkusuz, yığınla masumu tuzağa düşüren gerçek ByLock kullanıcısı oldukları ve yazışmaları önlerine konulduğu halde duruşmalarda “Kullanmadım” diye savunma yapan FETÖ’cüler, kumpasın ve günahın asli failidir.
Devlet ise ağır ihmal sahibidir.
15 Temmuz’dan sonra yargı üzerinde oluşan baskıyla telefonunda ByLock olduğu düşünülenler tutuklandı. O kadar ki “İçerikleri belli olmayan ByLock kaydına dayanılarak terör örgütü üyeliğinden ceza verilemez” diyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi üyeleri sürüldü. MİT kaydından başka delil olmadığı için hapis cezasını bozan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi Başkanı Şenol Demir memurluk derecesi düşürülerek Konya’ya gönderildi. Hal böyle olunca “ByLock kaydı var” yazısına istinaden işlem yapıldı. Tahliyeler imkânsız hale geldi.
Şimdi 17 ay geçtikten sonra devlet “Pardon!” diyor.
Oysa suçlu ile suçsuzu ayırmak, devletin asli görevi değil midir?
Adaletin geç de olsa gelmesi, kuşkusuz önemli...
Tutukluların salıverilmesi, mahkûmiyet kararlarının bozulması, davaların beraatla bitirilmesi, işinden edilenlerin geri alınması, mağduriyetlerin tazmin edilmesi ve iadei itibarın açıklanması gerekiyor.
Devlet yurttaşından özür dilemek zorunda.
Hem de acilen...
BU ÜÇ İSME ÖDÜL VERİLSİN
Acıdır ki, yurttaşa kurulan ‘Morbeyin’ tuzağını devletin kolluk güçleri değil Antalyalı avukat Ali Aktaş ile adli bilirkişi Koray Peksayar ve Tuncay Beşikçi ortaya çıkardı. Aktaş ve Peksayar’ın aylar önce dile getirdiği bu iddia, ilkin kuşkuyla karşılandı. Bu iki isim “Kripto FETÖ’cü” olmakla ve “ByLock’u sulandırmak”la suçlandı. ByLock davalarına bakan hâkimler Koray Peksayar’ı karşılarında bulduklarında ya kürsüyü terk etti ya duruşmayı sonlandırdı. Oysa ki Peksayar, Balyoz Davası’na yazdığı bilirkişi raporuyla kumpası açığa çıkaran kişiydi.
Avukat Ali Aktaş, uzun bir dönem ana akım medyada görülmek istenmedi. Korku galebe çalmış ve FETÖ’cü diye itham edilmemek için herkes tuzağı gördükleri halde susmuştu.
Seslerini Twitter’da duyurabilen mağdurlara yalnızca onlar kulak verdi.
17 ay boyunca devlet; ne sorumluluğunu yerine getirdi, ne de ihmalinin gereğini yaptı.
Yurttaşın haysiyetini ve devletin itibarını bu üç insan kurtardı.
Devlet onlara teşekkür etmek zorunda!
ADLİYE NE DÜŞÜNÜYOR?
BYLOCK davalarına bakan deneyimli bir mahkeme başkanı, hakkındaki tek kanıt olan tutuklu sanıkları tahliye etmeye başladıklarını belirtiyor. Ancak yüzlerce sayfa konuşma dökümüne rağmen “Ben kullanmadım” diye savunma yapan FETÖ sanıklarının bu kaosu çözülemez hale getirdiğini vurguluyor. Bir savcı da çoğu şüpheliye ait içeriklerin halen ellerine ulaşmadığını belirtiyor.