Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 43. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, toplantıya başlamadan önce "Seçim ittifakını milli mutabakat olarak görüyoruz. Bahçeli yerli bir duruş sergiledi. Milli bir mutabakat olacak" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhtarlara yönelik konuşmasından satır başları ise şöyle:
'MUHTARLIKLARIMIZ KURUMSAL KİMLİĞİ OLACAK'
"Bugün sizlere yeni bir müjdem var. Kimi yerlerde belediyeler muhtarlık binası yaptırıyordu. Ama çoğu mahallemizde muhtarlık binamız yok. Ülkemizin her yerinde, ihtiyaç duyulan yerlerde muhtarlık binası yapılması kararı aldık. Dün içişleri bakanımla birlikte, kaymakamlar toplantısından sonra bunu karara bağladık. Hazine envanterindeki bu iş için uygun olan araziler, ki bunu maliye bakanımızla paylaştık, valiliklere ve kaymakamlıklara tahsil edecek. Onlar da imkanlar ölçüsünde muhtarlık hizmet binaları inşa edecek. En azından bir odası, mutfağı ve tuvaleti olmak suretiyle bu muhtarlık hizmet binalarıyla, artık böyle merdiven altı diye ifade ederiz ya, bunlardan muhtarlarımızı kurtarmış olacağız. Muhtarlıklarımızın da kurumsal olarak bir kimliği, şahsiyeti olmuş olacak.
'MUHTARLARIMIZIN SÜRECE KATKISI BİZE GÜÇ VERECEK'
Muhtarlıkların nüfus ve alan konusunda da düzenlenmesi gerekiyor. 20 bin 30 bin nüfusta muhtarlıkların her meseleyle ilgilenmesi mümkün olmaz. Türkiye elindeki tüm imkanları, kaynakları en üst düzeyde değerlendirmek zorunda olan bir ülkedir. Türkiye sıradan bir ülke değil, hele hele çadır devleti hiç değil. Biz güçlü bir ülkeyiz. Zira bizim çok büyük hedeflerimiz var. Attığımız her adımda çok büyük mücadeleler veriyoruz. Muhtarlarımızın bu sürece katkı sağlamaları bize güç verecektir.
1980 darbesinde ne diyorlardı? Bir sağdan bir soldan diyerek asılan gençlerin, ülkemizin tüketilen imkanlarını sormak hamd olsun bize nasip oldu. Benzer bir kaos dönemini 1990’lı yıllarda da yaşadık. 28 Şubat cuntacılarının kurdukları tuzakları milletimizle birlikte birer birer bozduk. Ama yaşanan siyasi, ekonomik anaforların ülkemize maliyeti de çok oldu.
Türkiye’yi bugünlere getirdik. Geçtiğimiz 15 yıla baktığımız zaman bu dönem aslında kolay geçmedi. İktidarımızın ilk yıllarında vesayet güçlerinin akıl ve izan dışı o kadar çok saldırısına kumpasına maruz kaldık ki inanın tahammülü bile çok zordu. Ama sabrettik, dayandık ve rabbim de bizlere yardımını gönderdi. İşte şimdi sizlerle bir aradayız. Siz kimsiniz? Siz milletin tek tek, cumhurun evindeki temsilcilerisiniz.
MİT MÜSTEŞARINA VERDİĞİ TALİMATI AÇIKLADI
Hep bana şunu söylediler: 'Biz buralara selam veremezdik.' Türkiye tarihinin en büyük yatırım hamlesine girmişken, bir anda kendimizi yoğun bir saldırı dalgasının içinde bulunduk. MİT müsteşarının ifadeye çağırılması, eğer ifadeyi verseydi, tutuklansaydı, arkasından hedefin kim olduğunu gayet iyi biliyorum. Ama kendisine söylediğim, 'Kesinlikle gitmeyeceksin' dedim. 'Yardımcılarını da göndermeyeceksin' dedim. 'Polis gelir de seni almak isterse, güvenlikçilere talimat ver, içeri almayacaklar' dedim. Kiminle verdik bu mücadeleyi? İşte o günün FETÖ yargısıyla verdik. Zira bakıyorsunuz emniyetin içinde FETÖ’nün de kendi temsilcileri vardı. Onlarla teslim almaya gitmek istiyordu. Müsteşarı teslim alacak, arkasından sıra hedefleri büyük ya… Oraya gelecekti.
İspanya’nın El Hamra Sarayı’na gitme durumunuz olursa, İçişleri Bakanımız da burada bir seferberlik yapsa da grup grup buralara muhtarlarımızı götürmekte fayda var. Orada şöyle yazar: 'Allah’tan başka galip yoktur.' Baki ne eseler yapılmış. Muhtarlarımızı bence buralara götürmekte fayda var.
Gezi olaylarını yaşadık. 17-25 Aralık yargı polis darbe girişimi. Adana’daki MİT TIR’ları kumpası. Seçimlerde oynanan oyunlar. Ülkemizin tarihinin en büyük tehditleri altında olduğunu gördüğümüz için bu saldırıların hiç birine eyvallah etmedik, aslanlar gibi mücadele verdik. Milletimiz de hamdolsun bütün bu olanları gördü ve oyunu bozdu. Cumhurbaşkanlığı seçimi, milletimizin tüm saldırılara ve arkasındaki güçlere karşı meydan okumasıydı.
MUHTARLARDAN BİRİ: KUDÜS’E DE GİDELİM CUMHURBAŞKANIM
Siz Kudüs’e giderseniz birileri ürker ya. Bütün planları, görevi İçişleri Bakanımıza verdik, kültür bakanımızla birlikte Kudüs de bunun içinde olabilir. Böyle bir paket tur içinde inşallah gerçekleştirebilir.
Şu anda bizim askerlerimiz, korucularımız her yerde var mı? Tendürek’te var mı? Var. Kato’da var mı? Var. Kandil’de var mı? Var. Ve oralarda da olacak, olacağız. Nereden en ufak bir yanlışlık oluyor da bir tehdit geliyorsa, F-16 oluruz, tanklarımızla, toplarımızla inlerine kadar gireriz ve giriyoruz. O geçti artık yaptıkları şeyler filan. Bakın son 1-2 yılı takip ediyorsunuz değil mi? Haftada 50-100 gidiyorlar. Artık bunlar gidici, başka çıkışı yok. Ya bu ülkeyi terk edip gidecekler, ya bu işi bitireceğiz. Tek terörist kalmayacak inşallah bu ülkede.
Çünkü bizim milletimizin huzurunu kaçırmaya kimsenin hakkı yok. Aynı şey FETÖ’cüler için geçerli.
Bazen anneler geliyor. “Benim evladım suçsuz, günahsız” Kusura bakma, suçsuz günahsızsa bırakıyoruz. Bunlarda takiye var, her numara var. İşte bakın dün evvelsi akşam, tuvaletin arkasından bölme yapmışlar, orada özel görüşmelerini yapıyorlar.
'ABD TERÖRİSTLERİ ALAMAZ'
Amerika teröristi vermiyor, bahaneler uyduruyor. O zaman sen de bizden hiçbir teröristi alamazsın. Bu fakir bu görevde olduğu sürece teröristi alamazsın. Çünkü Müslüman bir delikten, yılan deliğinden bir defa sokulur. İkinci defa hayır. Böyle stratejik ortaklık olmaz. 4 bin TIR ile silahlandırma yapacaksınız. PKK’nın yan kuruluşları. Biz sana bunları anlatıyoruz dinlemiyorsun, seninle biz nasıl stratejik ortağız ya? Biz yeni istiklal harbimizi savunmadan taarruza dönüştürdük.
15 Temmuz’da bir grup darbe girişimi başlattı. Mahkemeler yavaş yavaş sonuçlanıyor. FETÖ’cü alçaklar, masum ile suçluyu birbirine karıştırarak, yürütülen operasyonun itibarını sarsmak için akla hayale gelmeyecek yollara başvurdular. İşte benim kurmay subayım da o da ayrı bir cambaz. Şu anda psikiyatrik vaka olduğuna dair raporlar uydurmuş. Cezaevinden çıkabilmek için bu yollara da başvuruyorlar. Tabi tekrar bu noktada avukatlarımız sürece müdahil oldular. Böyle bir şey söz konusu değil. Ama biz kuyumcu hassasiyetiyle bunları da ayrıştırarak, masumların haklarını iade etmek, suçluları cezaya çarptırmak suretiyle bu mücadeleyi başarıyla sonuçlandıracağız.
'GERİYE TEK BİR ÇARENİN KALDIĞINI GÖRÜYORUZ'
Bizim bu hassasiyetlerimiz ortadayken, birilerinin burnumuzun dibinde terör koridoru oluşturma çabasına karşı sabrımız tükenmek üzere. Bunca zaman beklemiş olmamızın nedeni, bu meseleyi karşılıklı anlayışla çözme noktasında ümidimizi koruyor olmamızdı. Ama bu yolların giderek daha çok kapandığını, geriye tek bir çarenin kaldığını görüyoruz. Bize verilen sözlerin tutulmamasına, gözümüzün içine bakıla bakıla yalan söylenmesine tahammül etmek zorunda değiliz. Fırat Kalkanı ile attığımız adımı tüm sınırlarımız boyunca genişletme imkanına sahibiz, hiç endişe etmeyin.
'TÜRKİYE, MEZE OLACAK DEVLET DEĞİLDİR'
Türkiye’nin hiç kimsenin kendi ülkesindeki iktidar oyununa meze olacak bir devlet değildir. Türkiye, Amerika’nın tutarsız politikalarının makasına getirilecek bir ülke hiç değildir. Türkiye, AB’nin sergilediği kifayetsizliğin bedelini ödemek zorunda olan bir ülke de değildir. Karşınızda ne Osmanlı’nın hasta adamı, ne cumhuriyetin çömez devleti, ne 70’lerin 90’ların güçsüz devleti var. Artık 2071 vizyonuna inanmış bir millet var. Büyük ve güçlü Türkiye var. Artık karşınızda yüzlerce milyon kardeşinin kalbini ve duasını arkasına almış bir Türkiye var.
'BEDEL ÖDETMEKTEN SÖZ EDENLERE HODRİ MEYDAN'
Artık karşınızda ‘ya olacağız, ya öleceğiz’ diyen bir millet var. Sadece şu külliyenin etrafında 29 evladımız şehit oldu, 36 gazimiz var. Bir davet ve o davete icabet ettiler. Çıktılar o F-16’lara helikopterlere tanklara toplara karşı fedai can ettiler. Bize bedel ödetmekten söz edenlere diyoruz ki hodri meydan. Bu coğrafya nice büyük medeniyetlerin, nice büyük milletlerin doğuşuna şahitlik ettiği gibi kimi kibir abidesinin çöküşünü de görmüştür.
Neler çektik be. Daha bakın Sarıkamış’ın 103’ncü yıl dönümünü kutladık. Benim dedem de orada şehit oldu ve onlar o bedeli ödediler ama Ruslar orada daha farklı bir bedel ödedi. En büyük bedel can değil midir? Milletimiz istiklali için girdiği her imtihandan kanını akıtma pahasına çıkmıştır. Bize bedel ödetmekten söz edenlere tavsiyemiz; açın İstiklal Marşı’nı okuyun.
Gazi ne diyordu? Misakı Milli hudutları. Neresi misakı milli? Şu anda terör koridoru oluşturmak isteyenler var ya işte oralar hep içinde olan yerlerdi. Bu hassasiyetlerimizi unutmayın. Onun için oralarda devlet kurmaya tevessül edenler avucunu yalarlar avucunu. Gereğini görecekler, kimse orada yeni bir devlet kurma gayreti içine girmesin, kararlılığımız tamdır.
Kendini fiziki sınırlara hapsedenler, gönül pınarlarını kuruturlarsa ondan da mahrum kalırlar."