Güncelleme Tarihi:
Kurulduğundan beri ‘afet’ deyince akla gelen kurum olan AFAD, bir süredir göç nedeniyle Suriye ile anılıyor. Bir taraftan 3 milyona yakın Suriyeli göçmene insani yardım ile uğraşan AFAD, diğer yandan da deprem, su taşkınları, heyelan, çığ gibi doğal afetlere, büyük salgınlara ve nükleer, kimyasal, biyolojik tehditler gibi teknolojik afetlere hazırlık yapıyor. Eskiden sivil savunma diye bildiğimiz savaş veya büyük terör olayları konusunda da koruma görevi olan AFAD olağanüstü çalışmalarıyla Aydın Doğan Vakfı’nın 20 yıldır verdiği Aydın Doğan Ödülü’ne de layık görüldü. İstanbul’da bugün düzenlenecek törende ödülü alacak olan AFAD’ın Başkanı Fuat Oktay, yurtiçi ve yurtdışında yönettikleri devasa operasyonları Hürriyet’e anlattı.
İşte detaylar:
CİBUTİ’DEN NEPAL’E TAM 40 ÜLKEDEYİZ
“Doğal afetler ve göç hareketleri boyutunda sınır ötesinde çok ciddi sorumluluklar almış durumdayız. Artık Afganistan’da Pakistan’da sel olduğunda Pakistanlı kardeşimiz AFAD’ın da kendi kurumlarının hızıyla müdahil olmasını bekliyor. Bosna aynı şekilde. Soma’da bir taraftan maden kazasında faaliyet gösterirken, son 40-50 yılın en büyük sel felaketini yaşayan Bosna ve Sırbistan’daydık. Myanmar’da ya da Somali’de göç olduğunda oradayız. Libya’da, Cibuti’de, Yemen’deyiz. Bugün de Ekvador’dayız. Dün yine Şili’de ve Filipinler’deydik. Nepal’de de biz vardık. Şu an itibariyle 40’ın üzerinde ülkede yoğun faaliyetlerimiz var. Biz yoğunlukla kamp içi odaklıydık. Sayın Akdoğan’ın görevlendirilmesiyle kamp dışı sorumluluklarımız da arttı. Şu anda kamp içinde ve dışında her türlü sağlık hizmetlerinin verildiği bir döneme girdik. Kayıtlı olması şartıyla muayene ve ilaç konusunda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ne hizmet veriliyorsa onlara da veriliyor. Kamplardaki hizmetler Türkiye’deki herhangi bir ilçemizde ne tür hizmetler varsa bizim kamplarda da o hizmetlerin tamamını bulabilirsiniz. Bu insanlar güvenli bir liman arayışıyla Türkiye’ye geldiler. Sağlık ihtiyaçları karşılanıyor. Yani ısrarla ümidini kaybeden bu insanlara yeniden umut aşılıyoruz. Diğer taraftan kamplarda demokrasi var, seçimler var. Her mahalle kendi muhtarını, sorunlarıyla direkt ilgilenen temsilcilerini seçebiliyor. Temsilciler kamp yönetimine katılıyor. Mesela Nizip’te kadın platformumuz var. Kadınlara dönük problemleri tartışır, sorunlar belirler, çözüm önerileri getirir. Kadına şiddetin, erken yaşta evliliğin önlenmesine ilişkin eğitimler veririz..”
TÜRKİYE BÜYÜK ÜLKE HİÇBİR AYRIM YAPMIYOR
“Kahramanmaraş’ta yaşanan kamp yeri sorunu konusunda belki biz kendimizi doğru anlatamadık. AFAD olarak hassas olduğumuz bir nokta var: Din, dil, mezhep, cinsiyet ve buna benzer konularda hiçbir ayrım yapmadan hareket etmeye özen gösterdik. Suriye ve Irak boyutunda Araplar, Kürtler, Türkmenler, Ezidiler, Hıristiyanlar, Ermeniler ve hatta çatışmalarda sıkışıp Türkiye’ye sığınan Esad’ın askerleri. Hepsinin yanında olduk. Türkiye büyük bir ülke ve ayrım yapmıyor. Bu kadar hassas hareket eden bir kurumun kendi coğrafyasında farklı hareket ediyor olması düşünülemez. Maraş’ta kampımız geçiciydi ve acil boşaltmamız gerekiyordu. Orayı boşaltınca yeni bir yer bulmamız gerekti. Vatandaşlarımızın rahat olması gerekir. İlk etapta haklı olarak tedirgin olan vatandaşlarımız, kamplar kurulduktan sonra mutlu oluyorlar. Çünkü biz AFAD olarak 5 yıldır zorunlu kalmadıkça hiçbir alımı merkezden yapmıyoruz. Kamp fiilen işletmeye alındığında en çok memnun olacak kişiler, oradaki köylülerimiz olacak.”
TÜRKİYE BÜYÜK YÜREĞİNİ TÜM DÜNYAYA GÖSTERDİ
“Donald Tusk, Kilis’te ‘Hiç kimse Türkiye’ye ders verecek konumda değil’ dedi. Bunu duymak güzel. BM dahil uluslararası standartların ötesinde, milletimizin gurur duyacağı bir hizmet veriyoruz. Böyle bir dönemde Türkiye en çok mülteciyi barındırıyor. Milli gelirine oranla en çok yardım yapan ülke konumunda. Bu işlerin sağlıklı ve doğru yapılıyor olması biraz yürekle de ilgili. Türkiye ne kadar yürekli olduğunu bütün dünyaya gösterdi. Gelecek nesillerin de bugün yaptıklarımızla gurur duyacağını düşünüyorum. Cansiperane çalışıyoruz. Bölgedeki vatandaşlarımıza, yöneticilerimize, AFAD çalışanlarına ne kadar teşekkür etsek azdır. Böyle bir ülkenin evladı olmaktan her zaman gurur duydum. Bunu yapmak ekonomik ve siyasi istikrar olmadan mümkün mü? Arkanızda siyasi destek olmasa, yeteri kadar bütçe alamasak bunu yapabilir miyiz? Hayır. Bu anlamda net duruşundan dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza da Başbakanımıza da hükümetimize de teşekkür ediyoruz.”
HER TÜRLÜ SIFIRINCI DAKİKAYA HAZIRIZ
AFAD Başkanı Fuat Oktay, Türkiye’deki afetlere karşı hazırlıklarını da şöyle anlattı:“Deprem olduğu anda ne yapacağımızı konuşmaktan ziyade olmadan önce her türlü planlarımızı, programlarımızı, eğitimleri, tatbikatları yapacağız. Deprem olduğu anda da tüm kurumlarımız merkezde ve yerelde ne yapıyor olacaklarını bilecekler. Biz Türkiye Afet Müdahale Planı ile bunu yaptık. Bütün kurum ve kuruluşların, bakanlıkların, sivil toplum kuruluşlarının ve merkezi/yerel yönetimlerin tamamını kapasite ve kabiliyetlerini afetin yönetimine entegre etmek istedik ve başardık. Arama kurtarmasından, beslenmesinden, barınmasından hatta trafiğin düzenlenmesine kadar, bilişimi, haberleşmesi, sağlığı, alt yapısı, nakliyesi, bilgi toplama, analizi, raporlaması, satın alması, finansmanı dediğimizde 28 tane hizmet grubu oluştu. Bir yönetişim sistemi belirledik, bunun bilişim, lojistik ve haberleşme alt yapısını oluşturduk. Buna da ‘Türkiye’yi sıfırıncı dakikaya hazırlamak’ dedik. Şimdi, her türlü afet konusunda sıfırıncı dakikaya, en kötü senaryoya bile hazırız.Türkiye Afet Müdahale Planı artık bir sisteme dönüşmüş durumda. Bir de Aralık 2015’te TARAP (Türkiye Afet Risk Azaltma Planı) diye ikinci bir sistem çalışması başlattık. Şunu da gördük ki hangi teknolojiyi kullanırsanız kullanın, hangi sistemi kurarsanız kurun mücadelenin sürdürülebilirliği aslında kamuoyunun buna sahip çıkmasıyla alakalıdır. Yani zihniyet dönüşümüne ihtiyacımız var. Orada da Afete Hazır Türkiye diye bir proje başlattık. Afete hazır okul, aile, iş yeri ve gençler diye alt başlıklar belirledik. Üniversiteler bu işin içinde olmalı, üniversitelerde kulüpler oluşturulmalı. Üniversitelerin kendi bölgesinde halkımızı bilinçlendirmesi bizim için çok çok önemli. Afetler olmadan afete hazır hale gelmek için zihniyet değişimine, medyanın desteğine ihtiyacımız var.”
KİMDİR?
DR. Fuat OKTAY, 1964 Yozgat-Çekerek doğumlu. Çukurova Üniversitesi, İşletme Bölümü mezunu. ABD Wayne State Üniversitesi’nde imalat mühendisliği alanında yüksek lisans ve işletmede MBA yaptı, endüstri mühendisliği alanında doktora aldı. Kamu ve özel sektörde genel müdür, başkan yardımcılığı ve yönetim kurulu üyeliği, Beykent Üniversitesi’nde Dekan Yardımcılığı ve İşletme Bölüm Başkanlığı, THY’de Genel Müdür Yardımcılığı yaptı. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda; Türk-İngiliz, Türk-Alman ve Türk-İspanyol İş Konseyleri Yürütme Kurulu üyeliklerinde bulundu. 2 Ocak 2012 tarihinden itibaren AFAD Başkanı.
RAKAMLARLA SURİYE GÖÇÜ VE AFAD
Surİye’de insani yardıma muhtaç insan sayısı: 13.5 milyon
Suriye’de evini terk eden insan sayısı: 12 milyon
Suriye’den ayrılan insan sayısı: 4.8 milyon
Türkiye’ye gelen kayıtlı Suriyeli sayısı: 2.8 milyon
AFAD’ın kampı olan il sayısı: 10
10 ildeki AFAD kampı sayısı: 26
Kampların kapasitesi: 330 bin
Kamplardaki Suriyeli sayısı: 280 bin
Türkiye dışında olup, AFAD’ın desteklediği kamp sayısı: 10 (11 olacak)
Sınır dışındaki kamplarda bulunan Suriyeli sayısı: 110 bin
Türkiye’nin harcadığı para miktarı: 10 milyar dolar
Türkiye’nin aldığı toplam dış destek: 470 milyon dolar
AB’den gelecek para: 3 milyar Euro.
AB’nin sağladığı 3 milyar Euro’dan şu ana dek alınan miktar: 77 milyon Euro
Ağustos’a kadar AB’den gelecek miktar: 1 milyar Euro
Türkiye’de doğan Suriyeli bebek sayısı: (kayıtlı) 161 bin
Kamplarda okula giden Suriyeli çocuk sayısı: 80 bin
Türkiye genelinde okula giden Suriyeli çocuk sayısı: 330 bin
Türkiye’deki okul çağındaki çocuk sayısı: 900 bin
Suriyelilere eğitim veren öğretmen sayısı: 3 bin 200 (300’ü Türk vatandaşı)
Türkiye’de üniversiteye giden Suriyeli sayısı: 5 bin
Burs alan Suriyeli üniversiteli sayısı: 2 bin
Kamplarda Suriyeliler için kurulan eğitim merkezi sayısı: 400
Bilgisayar, halıcılık, kuaförlük gibi kurslardan mezun olan Suriyeli sayısı: 132 bin
Çalışma izni alan Suriyeli sayısı: 4 bin
Türkiye’de dilencilik yaptığı tespit edilen Suriyeli sayısı: 1500-1800 civarında
Parklarda yaşayan, dilenen Suriyeliler için kamplarda boş tutulan rezerv: 40 bin kişi
Suriyelilerin suç oranı: TC vatandaşlarının suç oranlarından çok daha düşük. (Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre)