Güncelleme Tarihi:
SAĞLIK, EĞİTİM SAĞLIYOR
Aydın Doğan Vakfı Genel Müdürü Candan Fetvacı, ödülün 20’nci yılı olduğundan daha da heyecanlı olduklarını belirterek AFAD’ın seçilme sürecini şöyle anlatıyor: “Aydın Doğan Ödülü, vakfın kuruluşuyla birlikte verilmeye başlandı. Her yıl değişik kategorilerde verilen ödüllere kimin sahip olacağını Yönetim Kurulu seçiyor. Seçilen kişi veya kurumun tek bir eserinden ziyade ödül bir birikime veriliyor; ödül sahibinin hem yurt içinde hem yurtdışında kazandığı saygınlık Türkiye’ye getirdiği saygınlık taçlandırılıyor. AFAD da dünya çapında saygınlık ve takdir kazanmış, yaptığı işin zirvesinde bir kurum.
Aydın Doğan Vakfı Genel Müdürü Candan Fetvacı
Türkiye son zamanlarda çok zor bir dönemden geçiyor; Güneydoğu’da sınırımızdaki savaşla birlikte 3 milyon mülteci var. Dünya da sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Bu zor dönemde ‘Kim çok başarılı iş yapmış’ diye etrafa bakınca göstergeler AFAD’ı işaret etti. AFAD hem mülteciler konusunda hem de onlara ev sahipliği yapmanın ötesinde okulları ve sağlık hizmetleriyle çok kapsamlı bir iş yapıyor. Mültecilerle birlikte depremler gibi her tür afete karşı Türkiye’yi hazır olacak şekilde çalışıyor ve kendini geliştiriyor. Merkezi ve organize bir kurum olması da çok önemli. AFAD farklı bir kurum olduğundan bu seneki maddi ödül 50 bin liradan büyük olacak.”
KRİZDE YOL GÖSTERİYOR
Ödül ilk defa bir devlet kurumuna veriliyor. Fetvacı, bunun özel bir durum olduğunu söylüyor: “Daha önce üniversitelere verildi ama Başbakanlığa bağlı bir kuruma ilk defa veriliyor. Her zaman olacak bir şey değil. Bir seferberlik hali söz konusu. Her sabah Akdeniz’de boğulanlarla kaçıp gelenlerle, patlayan bombalarla, bizim memleketimizde ölen insanlarla uyanıyoruz. Gerçekten zor bir sene geçiriyoruz. Bu zorluklar içinde çalışan bir kuruma vermek istedik. Sınırdan yüzlerce insan gelirken bunun altından tek bir STK kalamaz. Onlara yol gösterecek AFAD gibi bir organizasyon gerekiyor. Kriz anında her kafadan bir ses çıkmasındansa merkez otoritenin olaya hakim olması ve tüm seferberliği koordine etmesi önemli. Kurumlar ne kadar köklü olursa Türkiye o kadar güçlü olur.”