Güncelleme Tarihi:
Prof. İlker Cırık (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi):
1- BÜTÜNCÜL ANLAYIŞ NE DEMEK
Müfredat yazımında temele aldığımız nokta, öğrencilerimizin gelişimlerinin bütüncül eğitim anlayışıyla desteklenmesiydi. Bütüncül gelişimden kastımız öğrencilerimizin bilişsel, sosyal, duygusal, fiziksel, ahlaki gelişimlerinin bütün olarak desteklenmesi. Öğretim programları bu şekilde yapılandırıldı.
2- BECERİ ALANLARIYLA HEDEF NE
Müfredatı hazırlarken ‘bilgi’ ve beraberinde ‘sorgulama’, ‘analiz’, ‘değerlendirme’, ‘yorumlama’, ‘özetleme’ gibi 20 civarında ‘beceri’nin bir arada olmasına özen gösterdik. Buradan ‘üst düzey düşünme becerilerine’ ulaşmayı hedefliyoruz. Bu konu kamuoyu tarafından ‘bilgi temelinden uzaklaşıldı, tamamen beceri odaklı yaklaşım sergileniyor’ şeklinde yanlış yorumlandı. Evet becerilerimiz merkezde fakat becerilerin hayata geçebilmesi ancak bir alan bilgisiyle mümkün olabilmekte. Yani bilgisiz beceri olmaz. Örneğin siz coğrafya dersinde sorgulama becerisini kazandırmak istiyorsanız bunu coğrafya disiplininin içindeki bir bilgiye dayandırmak durumundasınız. Bu beceriler elbette önceki programlarımızda da vardı. Farklı olarak öğretmenlerimiz artık örneğin yorumlama becerisi ya da özetleme becerisi dediğimizde neyi kastettiğimizi, öğrencinin bu beceriyi nasıl kazanacağını net olarak görmüş olacak.
3- ÇIKARILAN DERSLER VAR MI
MEB, içerik ve bilgi konusunda, kamuoyuna ‘sadeleştirme’ olarak yansıyan rafine bir içerik sunmak istedi. Öğrencinin her şeyi bilmesinden öte derinlemesine öğrenmesinin ve analiz etmesinin önemli olduğu vurgulanıyor. Bazı derslerden bazı konuların çıkarıldığı düşünülebilir. Fakat aslında çıkarılma değil. Örneğin ortaokulda işlemsel zorlukları olan bazı konular liseye alındı ya da mevcut programlarda çok az bir yer ayrılan konular diğer konuların içerisine aktarıldı ya da üst kademeye bırakıldı.
4- BİR HAFTALIK ASKI SÜRESİ YETERLİ Mİ
Program geliştirme dinamik bir süreç. Öğretmen yansıtmaları bölümüyle programların değerlendirilmesi de beraber yürütülecek. Öğretmenlerimiz kendilerinde ya da programlardaki eksik ve olumlu yanları ilgili birimlere iletmiş olacak. Ve gerekiyorsa iyileştirmelerle daha güzel bir noktaya ulaşılacak. Bakan Bey, görüş ve değerlendirme aşamasında bir hafta yetmezse, görüşler gelmeye devam ederse süreyi uzatabileceğini belirtmişti. Bu karar MEB’in tasarrufunda.
5- LGS VE YKS TARİHE KARIŞIR MI
Bu programlar önümüzdeki yıl okulöncesi, 1, 5, ve 9’larda uygulanacak. 9’dan 12’ye kadar 4 yıllık bir süre söz konusu. Müfredatın tüm kademelerde uygulanmaya başlamasının ardından becerilerin LGS ve YKS gibi merkezi sınavlarla ölçülmesi konusunda eksikler yaşanabilir. Bu durumda sınav sistemlerinde de yeni müfredata uygun olarak değişikliklerin yapılması durumu olabilir.
6- DEĞERLER KONUSU NASIL ELE ALINDI
Yeni müfredattaki temel farklılıklardan birisi de sosyal, duygusal öğrenme becerileri, millli ve manevi değerlerimiz ve okuryazarlık becerileri. Yeni müfredat, öğretmene sadece ‘değerler bunlardır, bunları kazandırın’ demiyor, bunu nasıl yapacağına yönelik de açıklamalar sunuyor. Bir önceki programımıza baktığımızda; ‘merhamet, erdem, ahlak’ gibi kavramlar ‘10 kök eğer’ olarak bulunuyordu. 2005 yılından itibaren hazırlanan programlarda bunlar var. Ancak çok görünür ve somut değildi. Değerler konusunda ayrıca bir komisyonumuz çalıştı, benim uzmanlık alanım değil.
Fakat biz değerlere nicel olarak bakmadık. Yani kaç değerimiz vardı ya da şu konu veya kelime kaç sefer tekrar ettinin ötesinde düşünmek gerekir.
7- İNTEGRAL NEDEN ÇIKARILDI
Dr. Pelin Üredi (Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğretim Programları Geliştirme Uzmanı):
Lise müfredatı çağın bilimsel gelişmeleri ve beceri temelli program yaklaşımı doğrultusunda yeniden şekillendirildi. Fonksiyon, limit, türev ve integral kavramları matematikte “analiz” konularının temel kavramlarıdır. İntegral kavramının programlardaki yeri önceki yıllarda yapılan revizyonlarla önemli oranda zaten daraltılmıştı. Yeni programda ‘fonksiyon, limit ve türev’ kavramları ön plana çıkarıldı. Bu kavramlar ise lise kademesinde dört yıllık sürece yayılarak kapsamlı şekilde ve yenilikçi öğrenme yaklaşımlarıyla ele alındı. Bu yaklaşım üniversite eğitimi için sağlam bir temel oluşturacak.
SORUN YAZMAK DEĞİL UYGULAMAK
Salim Ünsal (Eğitim Uzmanı):
“Bence ülkemizin müfredattan önce eğitim alanında çok daha acil ve önemli ihtiyaçları vardı. Ortada LGS ve YKS gibi iki sınav varken hangi müfredat çıkarsa çıksın sürdürülebilir olmaz. Bence müfredatımız temel olarak çok sorunlu değildi. Bizim sorunumuz zaten müfredat yazmaktan çok bunu uygulamakta. Bilimin ve eğitimin temel alındığı felsefe üzerinde çok yoğunlaşılmış olduğunu düşünmüyorum. Milli manevi değerler üzerinden bir çerçeve çizilmiş. İçeriğin seyrekleştirilmesini olumlu buluyorum. Özellikle lise müfredatımız akademik düzeyde içerikleri kapsıyordu. Paylaşımcılık, kendini ifade edebilme, eleştirel düşünme becerilerini, 21. yüzyıl becerilerini olumlu karşılıyorum ama işin yapılış yöntemi, felsefesi ve kullanılan dili eleştiriyorum. Sanki şu ana kadar okullar erdemli, ahlaklı çocuklar yetiştirmiyormuş gibi temel eğitim felsefesinin bu doğrultuda insan yetiştirmek olduğuna dair beklenti yaratmayı doğru bulmuyorum. Derslerde Atatürk vurgusuna yer verilmemesiyle ilgili eleştirileri de abartılı buluyorum.”