Güncelleme Tarihi:
Akrep sokması sonucu yaşamını yitiren kişilerin haberlerini okudukça, ya bizi de sokarsa diye endişelenmeden edemiyor insan.
Uzmanlar özellikle 6 yaş altı çocuklar ve 65 yaş üzeri kronik hastalığı olan kişilerin risk grubunda olduğunu, akrep sokması ölümlerinin maalesef 6 yaş altı çocuklarda daha çok meydana geldiğini belirtiyor.
• Peki, neden yaz aylarında vakalar artıyor?
• Neden insanları sokuyorlar?
• Her akrep sokması tehlikeli mi?
• Düz duvara tırmanıp üst katlara girer mi?
• Maviye boyanmış kapı ve pencerelerden içeri girebilir mi?
Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Alaşehir Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersen Aydın Yağmur ve Acil Servis Hekimi Dr. Emir Hüseyin Ağar, tüm merak ettiğimiz soruların yanıtlarını veriyor
YAZ AYLARINDA DAHA HAREKETLİLER
Prof. Dr. Ersen Aydın Yağmur, öncelikle akreplerin vücut sıcaklıklarının değişken olduğunu, yani soğuk kanlı olduklarını, bu özelliklerinin sıcak zamanlarda daha aktif olmalarına sebep olduğunu belirtiyor. Yağmur, İnsanların ev ya da bahçelerini sulamaları bazı akreplerin insanların yaşadıkları yerlere gelmelerine sebep olabileceğini belirtiyor.
Bazı böcekler ışığa geldiği için akreplerin bunları avlamaya gelebileceğini sözlerine ekleyen Yağmur, bu sebeple akrepler ile insanların yaz aylarında daha sık karşılaştığını belirtiyor ve sıcakta, aç olduklarında, tehdit edildiklerinde daha fazla zehir verdiklerini dile getiriyor.
Yağmur, akreplerin insanları kendilerinin avcısı sandıkları için savunma amaçlı olarak ya da insanlar yanlışlıkla üzerlerine bastığı ya da benzeri durumlarda sokacağını ama her akrep sokmasının tehlikeli olmadığını şu sözlerle dile getiriyor: “Bazılarının zehirleri zayıftır ve sadece alerjik bünyeli insanlar için tehlikelidir. Bazı türlerin de zehirleri orta derecede etkilidir ve çocuklar için ölümcül olabilir.”
6 yaş altı çocuklar ve 65 yaş üzeri kronik hastalığı olan kişilerin risk grubunda olduğunu vurgulayan Dr. Emir Hüseyin Ağar, akrebin zehrinin vücudun hem hızlı çalışmasını sağlayan sempatik sinir sistemini hem de yavaşlamasını sağlayan parasempatik sinir sistemini uyardığını o yüzden de hastaların hastaneye geldiklerinde çok farklı klinik tablolar gösterebildiğini belirtiyor.
PENCEREDEN GİREBİLİR, SİNEKLİK DE İŞE YARAMAYABİLİR
Dr. Ersen Aydın Yağmur, büyük şehirlerde evlere kapıdan ya da pencereden akrep girebilir mi diye sorduğumuzda ‘evet’ yanıtını alıyoruz. “Akrebe karşı korunmak için evler sıvanabilir, ev etrafındaki taşlar toplanabilir, evlere sineklik takılabilir, düzenli ilaçlama ve ultra viole ışık ile kontrol yapılabilir” diyen Yağmur, sinekliklerin koruyucu etki gösterebileceğini ancak bazı türlerin evlerin bodrum ya da çatılarında çoğalıp yayıldıkları için sinekliklerin de işe yaramadığını sözlerine ekliyor.
DÜZ DUVARA TIRMANIYORLAR
Kısacası, yüksek katlarda da akrep sokma tehlikesi var.
Yağmur, akreplerin cama tırmanamadıklarını ama düz duvarlara tırmanabileceğini bu sebeple evlerin üst katlarında da bulunabileceğini söylüyor ama ipte yürüme özellikleri zayıf olduğu için aslı eşyalarda bulunması ihtimalinin zor olduğunu ekliyor.
Türkiye’de 45 akrep türü vardır ve bölge olarak da en fazla tür Güneydoğu bölgesinde bulunmaktadır. Türkiye’de yayılmakta olan ölümcül 3 akrep türü de Güneydoğu bölgesindedir.
Prof. Dr. Ersen Aydın YağmurGrafik: Harun Elibol
MAVİYE BOYANMIŞ KAPI VE PENCERELER AKREBİ ENGELLER Mİ?
Akdeniz, Ege, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu’da özellikle kırsaldaki yerleşim alanlarında maviye boyanmış kapı ve pencerelerin çok yaygın bir şekilde kullanıldığını biliyoruz. Akreplerin mavi rengi kırmızı olarak görüp düşman olarak algıladıkları ve bu nedenle mavi renge boyanmış kapı ve pencerelerden evlerin içlerine giremediklerine dair bir inanış var. Peki, bunun bilimsel bir dayanağı var mı?
Yağmur, akreplerin gece karanlığında gezdiklerini, bu sebeple renk algılamalarının zor olduğunu, bunun yanında renk körü olduklarını belirtiyor. İşte bu nedenle mavinin akrepleri uzak tuttukları inancının doğru olmadığını söylüyor. "Çerçeveleri mavi renge boyalı evler beyaz kireçle badana yapılığı için pürüzlü bir yüzey oluşturur, muhtemelen bu nedenle akreplerin tarak organını rahatsız ettiği için akrepler badanalı duvarlarda yürüyemez" diyen yağmur akreplerin benzer sebepten dolayı keçi kılı halılar üzerinden de geçmediklerini, bu sebeple Türkiye’de kırsalda yaşayan bazı insanların kapı eşiklerine keçi kılı halı serdiklerini belirtiyor.
ATIN KANINDAN AKREP SERUMU ELDE EDİLİYOR
Akrep serumu her sağlık kuruluşunda var mı? Bu serumun vaktinde verilmesi olası bir ölümü engeller mi?
Akrep serumunun sınırlı miktarda üretildiği ve çabuk bozulduğu için her sağlık kuruluşunda olmadığını, ayrıca akrep sokma vakalarının çok az olduğu, ya da tehlikeli akrep türlerinin bulunmadığı bölgelerdeki sağlık kuruluşlarında bulunmasının da gerekli olmadığını belirten Ağar, akrep serumunun ‘Androctonus turkiyensis’ türünden üretildiğini, dolayısı ile diğer bir türün sokmasında yüksek etki göstermeyeceğini ya da alerjik reaksiyona neden olarak serumun kendisinin risk oluşturabileceğini belirtiyor.
Akrep serumu, akrep zehri atlara enjekte edilip antikor ürettirilmesi ve atın kanının alınıp hücreler çökertilerek serumun elde edilmesi yöntemi ile üretilmektedir.
Prof. Dr. Ersen Aydın YağmurAğar, akrep serumunun acil serviste doktorların elini güçlendiren bir tedavi aracı olduğunu ama uygun evredeki hastaya uygun zamanda yapılmasının gerekli olduğunu belirtiyor. Ayrıca akrep serumunun tedavide kullanılan tek ilaç olmadığını belirten Ağar, akrep sokmalarının tetanos riskini de birlikte getirdiği için tetanos aşısının da mutlaka yapılması gerektiğinin altını çiziyor.
Ulusal Zehir Danışma Merkezi, Türkiye'de tedavi maksatlı kullanılan ilaçlar, böcek ilaçları, tarım ilaçları, mantarlar ve çeşitli bitkilerle olan zehirlenmelerden, zehirli hayvan ısırmalarına ve sokmalarına kadar geniş bir yelpazedeki zehirlenmelerde hem halka hem de sağlık çalışanlarına yönelik olarak 24 saat hizmet veren merkezdir.Zehirlenmelerde gerekli antidot/antitoksin ihtiyacını da karşılayan Merkeze, ihtiyaç duyulduğunda danışma hizmeti almak amacıyla Türkiye'nin her yerinden 114 numaralı telefondan ulaşılabilir.
ÜST ÜSTE SOKABİLİR
Akrebin türüne göre zehrinin etkisinin değişeceğini belirten Yağmur, daha büyük bazı akreplerin daha fazla zehir verebildiğini, bu durumun zehri daha az etkili olsa da ölümcüllük düzeyinin yükselmesine sebep olduğunu sözlerine ekliyor. Yağmur, “Akrepler ısırmazlar zehir zerk ederler. Yani halk arasındaki tabir ile sokarlar. Bazı durumlarda akrepler birden fazla sefer sokarak zehir verebilir, ya da zehri azar azar verebilir” sözleri ile akreplerin bazı durumlarda daha fazla zehir verebildiğini, bunun vakanın durumunu değiştirebildiğini vurguluyor.
Yağmur, ayrıca akreplerin solunum açıklıklarını kapatarak kısa bir süre havasızlığa dayanabildiğini, bu nedenle ilaçlardan kendilerini koruyabildiğini, dış iskeletleri de kalın olduğu için çok etkili ilaçlara bile dayanıklı olduklarını belirtiyor.
Grafik: Harun Elibol
Akrep sokmasında yapılan yanlış uygulamalar nelerdir?
Acil Servis Hekimi Dr. Emir Hüseyin Ağar, yapılan en büyük yanlışlardan birinin akrebin genelde boyut olarak küçük olduğundan ve de soktuktan sonra görülemediğinden dolayı olayın akrep sokması değil de yılan sokması olarak düşünülmesi olduğunu söylüyor ve bu konuda yapılan yanlışları sıralıyor.
Evde birini ya da sizi akrep soktuysa ilk gördüğünüz böceğin ısırdığını sanmayınız. Belki evde daha büyük ve tehlikelisi vardır diye sorgulayın ve vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna gidin. Sokan akrebi, böceği aramayla vakit kaybetmeyin ve hemen sağlık kuruluşuna gidin. Çünkü o telaş içinde ikinci kez akrep sokabilir.
• Yara yerinin emilip zehrin atılmaya çalışılması. Böyle bir durumda yarayı emen kişinin ağız içindeki bir yarası, çatlağı üzerinden zehir bu kişiyi de etkiler ve olay ile alakalı yaralı sayısı 1 iken 2 olur. Bu işlem kesinlikle yapılmamalıdır.
• 15 dakikayı geçmemek üzere akrebin soktuğu yere buz uygulanmalıdır bu süreden daha fazlası yarar değil zarar getirir.
• Akrebin soktuğu yer kesinlikle ama kesinlikle kesici bir alet yardımı ile kesilmemeli, deşilmemeli, oynanmamalıdır. Bu hem enfeksiyon riskini arttırır hem de zehri genel kan dolaşımına hızlı şekilde yayarak zehrin vücuttaki etkisini arttırmaktan başka bir şeye yaramaz.
• Kol, bacak gibi uzuvlarda olan sokmalarda bu bölgelere turnike uygulanmaz. Uzun süre, gereksiz turnike uygulamasının vücuda vereceği zarar akrep zehrinden çok daha fazla olacaktır.
• Akrebin soktuğu yere metal bir cisim ısıtılarak değdirilmesi bir nevi yaranın dağlanmasıdır. Bu hareketin de enfeksiyona sebebiyet verme ve akrep zehrinin etkilerini arttırarak vücuda zarar vermekten başka bir yararı yoktur. Kesinlikle yapılmaması gerekir.
• Yaranın üzerine bitkiler, diş macunu, zeytinyağı gibi maddeler sürülmesinin de bir faydası yoktur.
• Akrep tarafından sokulan bir kişi ivedilikle hastaneye getirilmelidir. “Boş ver bir şey olmaz” “ağrı kesici al geçer” “şu kremi sürünce bir şeyin kalmaz” gibi yaklaşımlar hastaya bırakın yararı zarardan başka bir şey vermez.
KUTUAcil serviste uygun tedaviyi uygun hastaya yapabilmek ve kötü durumlara mahal vermemek için hastaların şikayetleri 4 grupta evrelenir.Evre 1: Ciltte sadece akrebin soktuğu yerde kızarıklık, şişlik ve ağrı olması. Yaranın üzerine hafifçe vurduğumuzda hastanın ağrısının daha da artması. Evre 2: Sokulan yerin dışında vücudun diğer bölgelerinde de ağrı, uyuşukluk olması.Evre 3: Zehrin vücutta dağılımının artması ile vücut kaslarında istemsiz hareketler, bulanık görme, baş ağrısı, peltek konuşma, bilinç bulanıklığı, yüksek ateş gibi daha ciddi semptomların görülmesi. Evre 4: Zehrin kalp kasına tesir ederek iltihap yapması, kalp krizi, akciğerde sıvı birikmesi, havale geçirilmesi gibi hayatı tehlikeye sebebiyet veren ciddi durumların görülmesi.
Dr. Emir Hüseyin Ağar