Güncelleme Tarihi:
İngiltere’de yaşayan Emma Checkly, 7 yaşındayken ailesiyle birlikte Yunanistan’da yaptığı tatil sırasında ağrılı bir güneş yanığı geçirmişti. Bütün bir günü ailece havuz başında geçirmeleri sonucu, Emma'nın yüzü ve kolları çok yanmıştı. Bugün 47 yaşında olan Emma, alnının su topladığını ve vücudundaki yanıkların ağrılarını dindirmek için pansuman yaptırmak zorunda kaldıklarını hatırlıyordu.
Emma'nın bu sıradan gibi görünen olayın üzerinden neredeyse 40 yıl geçtikten sonra yaşadıkları ise inanılacak gibi değildi.
Geçtiğimiz yıl Emma'nın alnında bir türlü iyileşmeyen bir iz belirdi. Emma, izin kafasını bir yere çarpmasından kaynaklandığını düşünüyordu. Daily Mail'e yaptığı açıklamada, “Sadece küçük bir izdi ama oldukça ağrılıydı. Ancak kafamı vurduğumun farkında bile değildim” diye konuştu.
Kız kardeşi ona alnındaki yaranın kanserin bir işareti olabileceğini söylediğinde Emma büyük bir şaşkınlık yaşadı. Çünkü tam da yedi yaşında ağrılı bir yanıkla mücadele ettiği noktada şimdilerde bir yara vardı. Derhal doktora gitti ve acı gerçekle yüzleşti: Emma’ya en yaygın cilt kanserlerinden biri olan bazal hücreli karsinom teşhisi kondu.
Emma’yı tedavi eden Dr. Paul Banwell 40 yıl sonra gelen kanserle ilgili şunları söyledi:
“Çocukluk yıllarında güneşe maruz kalmak cilt kanseri gelişimine önemli bir katkıda bulunuyor. Elbette güneşte yanma, cilt tipi, ilgi alanları gibi başka faktörler de var. Ancak çocukluk yıllarında güneşe maruz kalmak önemli bir faktör ve yaşamın ilerleyen zamanlarını etkiliyor.”
‘ARTIK ÇOCUKLARIM DA KREM KULLANIYOR’
Kanseri yenmesinin 11 ve 8 yaşındaki kızlarının güneş kremine karşı bakışlarını değiştirdiğini söyleyen Emma, “Güneş kreminden şikâyet ettiklerinde bunun çok önemli olduğunu söylüyordum ve şimdi nedenini görüyorlar. Güneş kremine karşı isteksizlikleri gitti” dedi.
Cildinizin bir bölgesi hakkında endişeleniyorsanız veya bir şey değiştiyse, mutlaka profesyonel tavsiye alın.
Cilt Kanseri Uzmanı Dr Paul Banwell‘20 YILDAN FAZLADIR SÜREKLİ GÜNEŞ KREMİ KULLANIYORUM’
Emma, Yunanistan’da güneşten yandığını çok net hatırladığını söyledi.
“Sadece ben değil, birlikte oynadığımız diğer çocuklar ve ablam da yanmıştı. Güneş kremleri o zamanlar şimdiki kadar iyi değildi ve o zamanlar öneminin bu denli farkında değildik. Yetişkin hayatımda güneş kremi kullanma konusunda çok bilinçli oldum ve 20’li yaşlarımın başından beri sürekli kullanıyorum. Çok fazla güneşlenmeyi sevmem, solaryuma ise hayatım boyunca sadece bir kez girdim.”
Dünya genelinde her yıl teşhis edilen üç kanserden biri cilt kanseri. Ayrıntılara baktığımızda, 2 ila 3 milyon arasında melanom dışı cilt kanseri ve 132 bin melanom cilt kanseri vakası yaşandığını görüyoruz. Melanom cilt kanserleri skuamöz hücreli karsinom ve Emma Checkly'nin de yaşadığı bazal hücreli karsinom olarak ikiye ayrılıyor. Bazal hücreli karsinom İngiltere'deki tüm cilt kanseri türlerinin yüzde 80'inden fazlasını oluşturuyor. Ülkede her yıl 100 binden fazla yeni vaka teşhis ediliyor.
Cilt kanserinin en yaygın biçimlerinden biri olan bazal hücreli karsinom teşhisi karşısında şaşkına dönen Emma, “Doktorun, bunun önemli bir şey olmadığını ve cildim ince olduğundan yaraların zor iyileştiğini söyleyeceğini düşünmüştüm. Yaşlandığım için böyle olduğunu sanıyordum, gerçekleri öğrenince şok geçirdim” ifadelerini kullandı.
YAPILMASI GEREKENİ BİLİYOR AMA UYGULAMIYORUZ
Emma’nın başından geçenleri dünyaya anlatmasının sebebi başkalarının da benzer korkular yaşamasını önlemeye çalışmak. İki çocuk annesi kadın, kamuoyunu özellikle de ebeveynleri güneşe çıkarken önlem almaya çağırıyor.
Emma, "İnsanların çocuklarını koruma konusunda gerçekten bilinçli olmaları gerekiyor. Hepimiz şapka takmamız ve düzenli olarak güneş kremi uygulamamız gerektiğini zaten biliyoruz ama bir nedenden ötürü uygulamıyoruz" dedi.
Biz de Emma Checkly'nin hikayesinden yola çıkarak Türk Radyasyon Onkolojisi Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özyiğit, Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tonguç İşken ve Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman ile cilt kanserini tüm detaylarıyla masaya yatırdık.
Cilt kanserinde kimler risk altında? Cilt yanıkları hangi cilt kanseri türünü tetikler? Hangi cilt kanseri türü daha riskli? Bu hastalığın ülkemizde görülme sıklığı nedir? İşte tüm bu soruların yanıtları, uzmanlarımızın görüşleri ve önerileri…
HASTALIK YILLARCA FARK EDİLMEYEBİLİR
Bazal hücreli kanserin en sık görülen cilt kanseri türü olduğunu söyleyen Özyiğit, “Hastalar kanserli bölgeleri burun, göz kapağı gibi görünür alanlarda olmasına rağmen yıllarca fark etmeyebilir. Günümüzde bazal hücreli kanserlerde cerrahi ve radyoterapi gibi tedavilerle yüzde 100'e varan oranlarda tam şifa sağlanabiliyor. Bu nedenle hastalarımızın ciltlerinde giderek büyüyen, ülserleşme olan ve farklılaşma gösteren şüphelendikleri bölgeleri hekimlerine göstermeleri büyük önem taşıyor” dedi.
GÜNEŞTE AĞIR ŞEKİLDE BİR KEZ YANMAK BİLE YETERLİ
Cilt kanserinde en büyük risk faktörünün güneş ışınları olduğunu vurgulayan İşken, “Buna paralel olarak inşaat işçileri, çiftçiler, denizciler ve açık havada uzun süre spor yapanlarda güneşe daha fazla maruz kaldıkları için risk oldukça fazla. Güneşe maruz kalma süresi ile birlikte yıllar içinde risk artar ve vakalar genelde 40 yaşlarında görülür” ifadelerini kullandı.
İşken şöyle devam etti:
“Genellikle açık tenli, renkli gözlü kişilerde güneş hassasiyeti ile birlikte kanser riski de artar. Bunlara ilave olarak sık sık solaryuma girenlerde de yaşları genç olsa bile risk çok fazla. Temelde en büyük risk faktörü güneşten gelen UV ışını ve bu ışına ne kadar maruz kalındığı. Bu ışının zararlı etkisini bir bardağın damla damla dolmasına benzetebiliriz. Zararlı etkiler yıllar içinde ciltte birikir, bardak dolunca da kanserler ortaya çıkmış olur. Güneşte ağır şekilde bir kez yanmış olmak bile cilt kanserlerinde o bölge için riski çok artırır.”
Tüm bunlara ek olarak Duruman da kadınlara kıyasla erkeklerde bazal hücreli cilt kanserinin iki kat, yassı hücreli kanserin ise üç kat daha fazla görüldüğünü söyledi.
Etnik Deri Programı direktörü Doç. Dr. Crystal Aguh, “Kahverengi tenli kişilerde cilt kanserinin görülmediğine ve bunun doğru olmadığına inanan hastalar var. Açık tenli hastalara kıyasla güneşe maruz kalmanın bir sonucu olarak cilt kanserinin ortaya çıkma olasılığı daha düşük olsa da, başlıca cilt kanserlerinin üçü de tüm cilt tiplerindeki hastalarda bulunabilir” dedi.
Etnik Deri Programı direktörü Doç. Dr. Crystal Aguh, “Kahverengi tenli kişilerde cilt kanserinin görülmediğine ve bunun doğru olmadığına inanan hastalar var. Açık tenli hastalara kıyasla güneşe maruz kalmanın bir sonucu olarak cilt kanserinin ortaya çıkma olasılığı daha düşük olsa da, başlıca cilt kanserlerinin üçü de tüm cilt tiplerindeki hastalarda bulunabilir” dedi.
AİLE ÖYKÜSÜ ÖNEMLİ BİR RİSK FAKTÖRÜ
İşken, ailede kanser öyküsü olmasının tüm kanserlerde olduğu gibi cilt kanseri için de bir risk faktörü olduğunun altını çizerek, “Bu sebepten dolayı bir aile bireyinde böyle bir kansere rastlandığında mutlaka diğer bireylerinde taranması en akıllıca yol olur” ifadelerini kullandı.
ÖLÜM RİSKİ TÜRÜNE GÖRE DEĞİŞİYOR
Cilt kanserlerinde ölüm riskinin, kanserin türüne göre değiştiğini belirten İşken, “Ölüm ve rastlanma oranları anlamında cilt kanseri türleri çok farklılıklar içerir. Bazal hücreli kanserler deri kanserlerinin yüzde 80’nini oluşturur ve ölüm oranları çok düşüktür. Yassı hücreli kanserler ise yüzde 16 oranında görülür ve ölümcül seyredebilir. En çok korktuğumuz tür malign melanom olarak adlandırılan tür. Tüm deri kanserlerinin yaklaşık yüzde 4’ü oranında görülmesine rağmen deri kanserlerindeki ölümlerin yüzde 75’inden sorumlu” diye konuştu.
Özyiğit de melanoma ilişkin şu detayların altını çizdi:
“Çok hızlı seyreder ve uzak organlara sıçrama potansiyeli en yüksek olan cilt kanseri türü olarak bilinir. Bu nedenle cilt kanserleri türleri arasında en ölümcül türdür. Geçmişte 5 kez güneş yanığı gelişmiş bireylerde melanom riski ikiye katlanır.”
ÖNLEYİCİ TEDBİRLERE ODAKLANILMALI
Birçok cilt kanserinin erken evrede yakalandığı takdirde genelde lokal anestezi ile yapılan basit bir cerrahi işlem ile tam olarak tedavi edilebildiğini söyleyen İşken, “Geç kalınsa bile çeşitli tedaviler var. Fakat zaman geçtikçe tedaviler çok daha zorlu oluyor hatta bazen yetersiz bile kalabiliyor. Bu yüzden 'Erken tanı, erken tedavi yüz güldürür' diyoruz. Cilt kanserleri gözümüzün önünde olmasına rağmen ne yazık ki sıklıkla geç dönemde ancak teşhis konulabiliyor” dedi ve devam etti:
“Geç kalınmasının en önemli sebebi, ciltte çıkan lekelerin devamlı gözümüzün önünde olmasından dolayı sanki normalmiş gibi algılanması. Ciltte var olan benler ile karıştırılması ve bu sebeple göz ardı edilmesi de bir sebep. Tüm bunlara ilaveten, geç kalma konusunda önemli bir faktör de ‘bıçak değerse azar’ şeklindeki yanlış inanış.”
‘SOLARYUM BİR NEVİ MELANOM TABUTU’
Özyiğit ise cilt kanserlerinin tedavisi olduğunu ancak asıl odaklanılması gereken hususun önleyici tedbirler olduğunu vurgulayarak, “Bazal hücreli cilt kanserlerinde küçük bir cerrahi işlem veya radyoterapi ile tam kür sağlanabilirken, melanom gibi daha saldırgan seyreden türlerde kemoterapi, akıllı ilaçlar ve immunoterapi gibi ilave tedaviler gerekebilir. Güneş ışığının en yoğun geldiği saatlerde cildi güneşten korumak, önlemlerin en başında gelir. Solaryum için bir nevi melanom tabutu diyebiliriz ve tehlikeleri konusunda toplumda farkındalık çalışmaları yapılmalı” dedi.
Özyiğit şöyle konuştu:
“Tanısı erken konduğunda tedavisi olan bu kanser türlerinde aslında önlem çok basit: 'Gözünüz cildinizde olsun'. Cildinizde anormal büyüyen bir ben, bir kitle veya kanamalı hale dönüşen bir kitle fark ettiğinizde vakit geçirmeden bir doktora başvurun.”
TEK YOL GÜNEŞTEN KORUNMAK
İşken, tüm dünyada ozon tabakasındaki incelme ile birlikte UV maruziyetinin arttığını ve buna paralel olarak tüm cilt kanserlerinin görülme oranlarında devamlı artış olduğunu söyleyerek, “Bundan kaçınmanın nerdeyse tek yolu çok etkili şekilde güneşten/UV ışınlardan korunmak. Bunun için de etkili bir güneş koruyucu kullanılmalı. Güneş koruyucular güneşle temas etmeden 10 dakika önce sürülmeli ve en çok 2 saat içinde tekrarlanmalı. 2 saatten sonra etki çok azalır ve koruyuculuğu kalmaz” ifadelerini kullandı.
Amerikan Kanser Derneği ve Amerikan Klinik Onkologlar Derneği tarafından derlenen tahminlere göre, 2022 yılında yaklaşık 3,4 milyon ABD vatandaşına cilt kanseri teşhisi konacak. Büyük çoğunluğunda bazal hücreli veya skuamöz hücreli karsinom olacağı tahmin edilirken, diğerlerinde daha tehlikeli olan melanom olacağı tahminler arasında. Kanser uzmanları, bu yıl yaklaşık 8 bin kişinin melanomdan öleceğini tahmin ediyor.
SON 30 YILDA VAKALAR ARTTI
Duruman da ülkemizdeki cilt kanseri verilerini şöyle açıkladı:
“Ülkemizdeki her 100 bin erkekten 1,9’u, her 100 bin kadından ise 1,3’ünde cilt kanseri görülüyor. Yaşam kaybı oranı ise her 100 hastada 1 olarak tahmin ediliyor. İstatistikler net olmasa da son 30 yılda cilt kanserinde ciddi bir artış olduğunu söyleyebiliriz. Coğrafi konum olarak Türkiye, güneş maruziyetinin yoğun olduğu bir ülke ve bu nedenle de Türk toplumu oldukça dikkatli olmalı.”