Güncelleme Tarihi:
Romantik ilişkilerde tehlike sinyalleri genelde her şeyin normal gibi gittiği dönemlerde göze çarpan, ilerleyen zamanlarda çok büyük sorunlara yol açma potansiyeline sahip davranışlar olarak tanımlanıyor.
Bu sinyaller kişiden kişiye, ilişkiden ilişkiye değişiyor. Bazıları için tehlike sinyali olabilen durumlar, bazıları için olumlu bile karşılanabiliyor. Ancak ilişkinin başında bu sinyalleri iyi anlamak, ilişkinin gidişatını belirlemekte oldukça faydalı.
Tehlike sinyalleri, geçtiğimiz günlerde Jackie Li adlı ABD'li bir kullanıcının sosyal medya paylaşımıyla tekrar gündeme geldi.
Li gönderisine, “Bir keresinde kendimi gerçekten hasta hissediyordum ve erkek arkadaşıma bana soğuk algınlığı ilacı alıp alamayacağını sordum. İşlerini bitirdikten sonra benim için ilaç almaya gitti. Gerçekten nazik biri, bunu gerçekten takdir ediyorum” başlıyordu.
Ancak devamında olayın seyri değişiyordu. Li, “İlacı içtikten hemen sonra benden parasını istedi” ifadelerini kullanıyordu. Bu gönderinin altına binlerce yorum geldi, kullanıcılar kendi ilişkilerinde tehlike sinyali olarak algıladığı durumlardan bahsetti. Konu sosyal medyayı aşıp ABD basınına taşındı.
Biz de bu noktadan hareketle önce hem erkek hem de kadınlara ilişkilerinde yaşadıkları ve partnerlerinden anında soğumalarına sebep olan ‘red flag’leri sorduk. Ardından da Psikolog Berk Karaoğlu'dan bu işaretlerin nasıl ele alınması gerektiği ile ilgili bilgiler aldık.
‘SÜREKLİ YAZIM YANLIŞI YAPIYORDU, KONUŞMAYI BIRAKTIM’
Berfin B. (25)
Yakın bir arkadaşım, kuzeni ile çok iyi bir çift olabileceğimizi söyledi. Başta olumsuz yaklaşsam da bir şans vermeyi kabul ettim. Ancak büyük bir sorun vardı... Bu kişi şehir dışında oturduğu için hemen görüşmemiz mümkün değildi. Bu yüzden arkadaşımın ikimize de yaptığı baskılar sonucu sosyal medya üzerinden konuşmaya başladık.
İlk günlerde çok iyi ve kibar biri olduğunu düşünüyordum ama zamanla uzaklık dışında büyük bir sorun daha olduğunu fark ettim. Konuştuğum kişi sürekli yazım hatası yapıyordu. Yazdığı mesajlar, attığı gönderiler kısacası yazı yazdığı her mecra yazım yanlışlarıyla doluydu. Birkaç hafta sonunda telefonda da uzun uzun konuşmalar yapmaya başladık. Aynı hataları konuşurken de yapıyordu.
Patlama noktam 'şarj' kelimesi oldu. Şarj değil de ‘şarz’ yazıyor, hatta öyle söylüyordu. Günlük hayatta sürekli kullanılan bu kelimeyi bile yanlış söylüyorsa, yüz yüze geldiğimde her konuşmasından rahatsız olacağım kesindi. Bu yüzden görüşme aşamasına gelmeden konuşmayı kestim. Tabii konuşmayı bıraktığımı öğrenen arkadaşım hemen sebebini sordu. Çok fazla yazım ve konuşma hatası yaptığı için rahatsız olduğumu söylediğimde başta güldü, sonra saçma buldu. O günden itibaren arkadaş grubumun içinde adım 'TDK Berfin' olarak kaldı.
‘İÇTİĞİM BİR ÇAYI BİLE ÖDEMEDİ’
Pınar A. (28)
Uzun süredir aynı sosyal ortamda yer aldığım biriyle dışarıda da özel olarak görüşmeye başladım. İlk zamanlar her şey tek kelimeyle harika gidiyordu. Ancak tüm arkadaşlarımın aklına takılan bir konu vardı. Sevgili olduğumuz süre boyunca benim içtiğim bir çayın bile parasını ödememişti. Benim için çok önemli olmasa da arkadaşlarım sürekli dillendiriyordu bu meseleyi.
İlişkimizin üzerinden yaklaşık 2 ay geçtikten sonra benim doğum günüm gelip çattı. Kalabalık bir arkadaş grubuyla birlikte eğlendikten sonra ortamdan ayrılarak erkek arkadaşımla yemek yemeye geçtik. O zamana kadar asla hesabımı ödemesine dair bir beklentim yoktu ama doğum günüm olduğu için bunu bekliyordum.
Her seferinde olduğu gibi o gün de sadece kendi yediklerini ödedikten sonra masadan kalktı. Benim için özel olan bir günde, hem de kendi teklifiyle gittiğimiz yemekte bu şekilde davranması beni çok rahatsız etti. Aslında arkadaşlarımın bir noktada haklı olduklarını anladım ve çok uzatmadan ilişkiyi sonlandırdım.
‘BEN DAHA HESABI ÖDEMEDEN KALKIP GİDİYORDU’
Hakan Y. (29)
Herkesin ilişkide sorun olarak gördüğü şeyler farklıdır. Benimki de hesap ödeme konusu. Bazı kadınlar ‘İlk buluşmada hesabı erkek öder’, ‘Hesap ödemeyen erkekle olmaz’ gibi düşüncelerle erkeklerle buluşuyor.
Üniversitede çok beğendiğim biri vardı, nihayet cesaretimi toplayıp buluşma teklif ettim ve iki-üç defa görüştük. Derken bir baktım ki sevgili olmuşuz.
Her buluşmamızda hesabı ben ödüyor ve bundan hiç de rahatsız olmuyordum. Ta ki zamanla kullanılıyormuş gibi hissetmeye başlayana kadar… İlişkimizin ilk günlerinde benimle hesap ödemek için tartışmalara giren kadın, sonradan bırakın hesap ödemeyi daha ben hesabı öderken önden gidip arabaya oturuyordu.
Gün geçtikçe bu davranışından o kadar rahatsız oldum ki sonunda dile getirdim. Kendisi de benimle hesap tartışmasına girmekten sıkıldığını söyledi. Belki de haklıydı, durumu bu hale getiren bendim. Ancak yine de bu davranış beni çok rahatsız ediyordu. Zaten bunu dile getirdikten sonra o da rahatsız oldu ve ilişkimiz daha fazla sürmedi. Hiç sorun yapmayacağımı düşündüğüm bu konunun ilişkide itici bulduğum bir unsur olduğunu da bu sayede keşfettim.
‘YIL OLMUŞ 2022 HALA ERKEK OLDUĞU İÇİN ÖVÜNENLER VAR’
Sibel K. (32)
İlişkide en tahammül edemediğim şey ‘Ama ben erkeğim…’ diye başlayan cümleler. Bu cümleyi değil ilişkide, arkadaş ortamında bile duysam ardıma bakmadan kaçıyorum. Lise çağlarında yaşadığım uzun ilişkimde en çok duyduğum sözlerdi bunlar. Erkek arkadaşım ben ne yapsam karşı çıkar, kendisi aynı şeyleri yaparken de ‘Ama ben erkeğim’ diyerek savunurdu.
O zamanlar aptal aşık olduğum için bazı şeyleri kadınların yapmasının gerçekten riskli olduğunu düşünür, onun da erkek olduğu için yapabilmesini normal bulurdum. Yıl olmuş 2022, hâlâ ‘Ama ben erkeğim’ diyerek erkekliğiyle övünüp, her istediğini yapabileceğini düşünen kişiler görüyorum ve notlarını direkt veriyorum Hatta benim gibi aptal aşık olan bir arkadaşımı da ‘Ben erkeğim’ bataklığından kurtardım. Şimdi geriye dönüp bakınca nasıl böyle hatalar yaptığımızı düşünüp kendimize gülüyoruz.
‘OTURACAĞIMIZ EV İÇİN BİLE ANNESİNİN ONAYI GEREKİYORDU’
Sevda K. (29)
Biten uzun ilişkilerin ardından genelde hızlıca yeni bir ilişkiye başlandığını hatta evlenildiğini duyar şaşırırdım. Garip bulduğum bu olayı ben de yaşadım. Dört sene süren ilişkimin bitmesinin ardından yeni biriyle tanışıp, hızlıca evlilik yoluna girdim. Haliyle olumsuz özelliklerini görecek zaman bulamamıştım.
Buluştuğumuz günlerde sürekli ya annesi onu arar, ya da o annesini arardı. Düşünceli ve ailesini çok seven bir evlat olduğunu düşünür rahatsız olmazdım. İlerleyen günlerde bu aramalar, evden çıktıktan birkaç saat sonra eve çağırmaya döndü. Erkek arkadaşım da annesinin sözünü dinleyip hemen eve dönüyordu. Hatta bu yüzden çoğu zaman evine yakın yerlerde görüşüyorduk.
Her şey çok hızlı ilerlediğinden bunları düşünecek ve rahatsız olacak durumda değildim. Nişanı atlatıp düğünün yaklaşmasıyla tüm sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Benim giyeceğim gelinlikten, eve alınacak eşyalara kadar önce annesiyle konuşuyor, sonra benimle iletişime geçiyordu. Birlikte oturacağımız ev için ilanlara bakıyorduk ve bir tanesini çok beğenip görmek için emlakçıyla anlaştık. Evi görmeye gittiğimizde, emlakçı nişanlımın iki gün önce annesiyle oraya gittiğini ağzından kaçırdı. Benim oturacağım ev için bile annesinin onayı gerekiyordu. İşte o gün büyük bir kavga ile ilişkimiz sona erdi.
‘FUTBOL KONUŞUP, KÜFÜR EDİNCE SOĞUDUM’
İbrahim G. (36)
Bakımlı, güzel giyinen, güzel kokan kızlar her zaman dikkatimi çeker. İş yerinin yemekhanesinde sürekli karşılaştığım bir kadın da dikkatimi çekmeye başlamıştı. Yanında gördüğüm arkadaşların da vasıtasıyla adını öğrendim ve birkaç ortak arkadaş sayesinde tanışma fırsatı yakaladım.
Karşılaştıkça selamlaşıyor, bazen de ufak sohbetler ediyorduk. Dikkatini çekmek için onunla aynı saatlerde yemeğe gidiyor, bir şekilde denk gelmek için çabalıyordum. Yine böyle bir gün kahve içerken denk geldik ve beni de davet etti.
Biz sohbet ederken birkaç arkadaşı daha dahil oldu ve önceki gün derbi olması sebebiyle konu futbola geldi. Bir anda o tatlı görünen kızın içinden bir canavar çıktı. Hararetli bir şekilde futbol tartışıyor, küfürler saçıyordu. O an benim için bütün güzelliği ortadan kayboldu ve ışık hızıyla soğudum. Şimdi de onunla aynı saatlerde yemekhanede denk gelmemek için çabalamaya başladım.
RAHATSIZ OLUNAN HER ŞEY DİLE GETİRİLMELİ
Psikolog Berk Karaoğlu, durumun nasıl ele alınması gerektiğinin tehlike sinyallerinin derecesi, birey için ne kadar önemli olduğu, karşı tarafın bu yüzleşmeyi kaldırabilecek ve davranışını değiştirebilecek kapasitede olup olmadığı gibi kıstaslara göre belirlenmesi gerektiğini belirtti.
Karaoğlu, "Yine de şunu söyleyebilirim ki ilişkide karşı tarafın olumsuz bir hareketini gören kişi eğer bu durum kendisini rahatsız ediyorsa ve edeceğini düşünüyorsa duygularını mutlaka dile getirmeli" ifadelerini kullandı.
İLİŞKİNİN BAŞINDA UYUMSUZLUKLAR YAŞANABİLİR
Hoşa gitmeyen her şeyi tehlike sinyali olarak almamak gerektiğini belirten Karaoğlu, "Özellikle ilişkinin başında iki farklı yapı, iki farklı cinsiyet, iki farklı kültür, farklı yaştan, farklı yaşam standardından bireyler bir araya geldiğinden hataların ve uyumsuzlukların olması doğal karşılanabilir" dedi ve ekledi:
"Ancak bu sinyallerin oldukça fazla olması, hiçbir şekilde düzelmemesi ve düzeltmeye yönelik iyi niyetli adımların atılmaması sonucunda ayrılık da pek tabi olabilir."