Güncelleme Tarihi:
“Eşimin ailesi artık benim de ailemdir” deyip onlara hiç zorlanmadan 'anne-baba' diyen de var, bunu aşırı samimiyetsiz ve saçma bulup “amca-teyze” ya da “siz” diye hitap edenler de...
Ne olursa olsun, eşin anne babasına evlendikten sonra nasıl hitap edileceği, daha evlenmeden gerilim yaratan konuların başında geliyor. Hatta bu mesele yüzünden neredeyse yüzük atanlar bile varmış. Biz de bu konuda sıkıntı yaşayan, 'anne-baba' dememek için şekilden şekle giren, bir kere 'anne-baba' dedikten sonra 'teyze-amca'ya dönemeyen evlilerle konuştuk.
‘ANNE BABA’ YERİNE ‘BABAANNESİ DEDESİ’
E. B./ 44
Ben sevgilimle evlenmeye karar verdiğim günden beri bu konuda çok kararlıydım: Eşimin ebeveynlerine anne baba demek istemiyordum. Ondan da ne benim böyle bir talebim oldu ne de ailemin... Ama eşimin ailesi bu konuda takıntılıymış. Büyük gelinleri anne baba demiyor diye çok kırgınlarmış, benden çok umutlularmış.
Üzerimde böyle bir duygusal baskı olduğu için dememe şansım yoktu ama "anne, baba" demek hiç içimden gelmedi. Mümkün olduğunca hitap etmemeye çalıştım, yan yanayken fiziksel temasla halletmeye çalıştım. Derken bir bebek sahibi oldum ve o benim imdadıma yetişti. Artık "anne, baba" demek ya da dürtmek yerine "babaannesi, dedesi"’ diyerek sıyrıldığımı zannettim ama yanılmışım. Kimsenin sesi çıkmıyor diye önemsemiyorlar sanıyordum, meğer sadece benim yüzüme karşı söylemiyorlarmış.
Geçen gün eşimin kuzeni ile buluştum, o anlattı: “Küçük gelin de 'anne baba' demiyor, varsa yoksa 'babaannesiiiii dedesiiii'” diye taklidimi yapıyorlarmış. Duyunca önce çok sinirlendim ama sonra kendimi telkin ettim, dedim ki, "İsabetli karar vermişim çünkü kızının arkasından konuşana anne denmez…"
SİZE BABA DEMEYEBİLİR MİYİM?
Kaan G. / 36
İki buçuk yıllık evliyim. Eşim ile birbirimizin annelerine ‘anne’ diye hitap etmiyoruz. Aslında bu daha önceden konuştuğumuz ya da karar verdiğimiz bir konu değildi, durum öyle gelişti öyle ilerledi diyebilirim. Annelerimiz başlarda bunu yadırgasa da zamanla alıştılar, herhangi bir baskıları da olmadı. Fakat benim daha evlenmeden önce bile dile getirdiğim, çok hassas olduğum bir konu vardı; baba meselesi. Babamı 14 yıl önce kaybettim. Bunun detaylarına girmeyeceğim ama aklımda evlilik fikri yokken dahi bir başkasına ‘baba’ demek istemediğimi, diyemeyeceğimi çok iyi biliyordum.
Şu anki eşim ile henüz nişanlılık sürecindeyken bu duygularımı paylaştım, “Baba benim için çok hassas bir kelime. Uzun yıllardır bu kelimeyi kullanmıyorum ve kullanabileceğimi de sanmıyorum” dedim. Bunun kayınpederimi sevip sevmememle de hiçbir ilgisi yok. Dediğim gibi kararımı daha eşimle tanışmadan önce vermiştim.
Eşim bu durumu anlayışla karşıladı. Bu konunun beni çok üzdüğünü bildiği için de babası ile kendi konuşmaya karar verdi. Benim yaşadığım hassasiyeti babası ile paylaştı ve konu bir daha açılmamak üzere kapandı. Eşimin de ailesinin de bu konuda anlayış göstermesi benim için çok önemliydi. Aksi halde ilişkimiz nasıl bir şekil alırdı açıkçası emin olamıyorum.
ANNE DEMEME KENDİ ANNEM BOZULUYOR
İ.S./ 31
Evlenmeden önce arkadaş çevremde en çok tartıştığımız konulardan biriydi. Evlendim, yine her toplandığımızda bu konu açılıyor ve asla bir sonuca varamıyoruz. Ben bu durumun geleneksel ile modernin çatışmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Örneğin bundan 35-40 yıl öncesine bakacak olursak boşanmalar çok azdı. Dedelerimiz ve anneannelerimizin boşanma şansları aile baskısı nedeniyle pek fazla olmadığı için mutsuz da olsalar evli kaldılar. Öyle ya da böyle evlilik, hayat boyu süren bir olgu oldu. Dolayısıyla eşinin annesi kendi annen, babası kendi baban gibi oluyordu ve bu şekilde öğretiliyordu. Bu nedenle anne ya da baba demek doğal karşılanıyordu.
Böyle bir ailede büyüyen arkadaşlarımın hemen hemen hepsi çok keskin bir şekilde “Anne ve baba denmeli” diyor. Baskı ve gelenekselliğin ön planda olmadığı bir ortamda büyüyen dostlarım ise “Ne gerek var, şart değil, saçmalık” diye düşünüyor. Ben de anne ve baba demek istemeyenlerdenim. Çünkü anne ve baba çok kutsal ve sadece kendi öz ailem için kullanmak istiyorum.
Evlenme sürecimde dememek için adeta direndim. Anne ve baba demek yerine “efendim”, “siz”, “bey”, “hanım”, “teyze” ve “amca” diye idare ettim. Fakat her hitap ettiğimde suratlarda ekşimeleri de gördüm. Bir süre sonrasında önce eşimden sonra da eşimin annesi ve babasından “Neden?” sorusu geldi. Aslında bu tavrım ile bile anlaşılacak durumun “neden” diye sorulması büyük bir soru işareti… “İçimden böyle geliyor” diye cevap versem de memnun edemediğim kesin. Diğer yandan eşim benim aileme anne ve baba demeyi çok çabuk kabul etti. Hiçbir şekilde de konusu açılmadığı halde, tamamen kendi isteği ile… İşte konu bence yine geleneksel yapıya çıkıyor.
Ama bir gün eşimin annesine “anne” demek zorunda kaldım. Bayramdı ve o an aramam gerekiyordu, hem eşimle aramdaki bu tartışma son bulsun hem de karşı tarafın da bu konudan dolayı tavrı kırılsın istedim. Ama bu sefer de başka bir sorun çıktı karşıma… Eşimin annesine anne dediğimi kendi annem duydu. Akabinde iki gün süren trip, önüme az konan yemek, 'herkese çay var bana yok'lar. Özetle bu öyle bir konu ki kimseyi memnun etmek mümkün değil. Bu hikâyede genellikle kaybeden sanırım biz erkekler…
NEREDEYSE NİŞAN ATIYORDUK PAMUK ANNE’DE ANLAŞTIK
H. A./ 34
Gerçekten bu soruyu sorarak yarama tuz bastınız. Evlilik öncesi eşim ve ailesi ile yaşadığımız tek problem buydu, çünkü onları ilk günden itibaren çok sevdim ve değer verdim. Ancak evlenmemize altı ay kala kayınvalidem oğlu ile haber göndermiş, “Gelin kızımız bize hâlâ 'teyze, amca' diyor. Konu komşudan utanıyorum. Artık ağzını alıştırsın, olmuyor böyle” demiş. Sevgili eşim de her şeyi olduğu gibi tüm çıplaklığı ile bana anlattığı için kızılca kıyamet koptu son buluşmamızda.
Son diyorum çünkü o gün yüzüğü çıkarıp eline verdim. “İkisini de çok seviyorum ama ben böyle zoraki kimseye anne baba diyemem. Bu nasıl bir üslup? Demek ki evlenince de her şeyimize böyle karışacaklar” diye biraz gözdağı vereyim dedim aslında. Baktılar ki olay çığırından çıkacak karşı cepheden zeytin dalı uzatıldı.
Aslında sonradan ben de bu kadar öfkeli davrandığım için kızdım kendime. Eşim bize bir barış yemeği organize etti. Orada ben bir cesaret konuyu açtım ve "Uygun görürseniz size 'Pamuk Anne' diyeyim bundan sonra" dedim. Saçlarının beyazından esinlendim; bir de pamuk gibi yumuşak olur dedim ama ara ara yapıyor yine kaynanalığını, pamukluğundan eser kalmıyor.
Pamuk Anne’yi o da sevdi sonradan, hatta oğlum da 'babaanne' yerine 'Pamuk Anne' diyor, ondan duymak daha da hoşuna gidiyor. Kayınpederim pek takılmamıştı bu konuya, “Kızım sen nasıl istersen öyle seslen bana” demişti ama o da mecburen 'Pamuk Baba'mız oldu. Ara sıra takışsak da Pamuk Annem'i de Pamuk Babam'ı da çok seviyorum.
BEN DERSEM SEN DE DER MİSİN?
Ezgi K./ 40
Ben evlenmeden etrafımda evlenen pek çok arkadaşımla bu konuyu konuşmuştuk. Hatta bir arkadaşım "Anne-baba dedim, bitti gitti. Hiç uğraşamam amca ile teyze ile, siz'lerle, efendim'lerle… Anne deyince anne mi oluyor, ağzım mı aşınır" demişti ama bana çok tuhaf geliyordu başka birilerine anne baba demek. Benim annem babam var ve herkesin anne babası kendine…
Eşim ilk evlendiğimiz yıllarda benimle pazarlık yapmaya kalktı, "Ben anne-baba dersem sen de der misin?" diye… Benim annem babam varken çok sevsem bile başka birilerine "anne baba" demek onlara ihanet etmek gibi hissettiriyor bana. Eşime de aynen bu şekilde anlattım ve onun da benim anne babama istediği şekilde hitap edebileceğini söyledim.
Bu konu bizim aramızda çabuk kapandı ama pek çok arkadaşımız çok sıkıntı yaşadı. Ben daha gerçekten isteyerek eşinin ebeveynine "anne baba" diyen birini görmedim. Varsa da kendilerini tebrik etmek isterim.
BİR KERE SÖYLEYİNCE ALIŞIYORSUN
Esra K. /40
Kendi ailem dışında başka birilerine "anne baba" demek gerçekten çok tuhaf geliyordu bana. Eşim daha ilk günden "anne baba" demeye başladı benimkilere. Ben nişanlı olduğumuz zamanlar çok hitap etmemeyi tercih ediyordum. Baştan çok zorlanacağımı düşünmüştüm, nasıl söyleyeceğim diye. Gerçekten ilki çok zor ama bir kere ağızdan çıkınca gerisi kolaymış. Buz gibi denize birden atlayıp sonra soğuğa alışmak gibi… Bir kere söyleyince otomatik devam ediyor.
Açıkçası ben anne baba gibi hissettiğim için değil ayıp olmasın diye böyle hitap ediyorum. Bana kimse "İlla söyleyeceksin" diye baskı yapmadı ama toplum baskısı yetiyor bu konuda…
Ben onların yerinde olsam kendi çocuğumdan başkasının bana anne demesini istemezdim. Acaba yaşlanınca fikrim değişir mi ki? Umarım değişmez çünkü anne baba çok özel bir kelime, gerçekten hissedilmediğinde içten gelmediğinde zoraki söylenmemeli.
'ANNE' DİYENE MİRASTAN DAHA BÜYÜK PAY VERECEĞİM
M. B./ 86
Benim gelin olduğum zamanlarda eşinin ailesine anne baba demeyen yoktu, böyle bir şeyi kimse aklından bile geçirmezdi. İstemeye geldikleri gün “Öp kızım anne babanın elini” dedikleri an anne babamız olurlardı zaten. Biz böyle bir kültür ile büyüdük.
Yaklaşık 30 yıl önce bir komşumun gelininin ona anne değil de teyze dediğini duyduğumda o kadar şaşırmıştım ki... Sonradan benim başıma da gelince konu komşudan nasıl saklayacağımı bilemedim. 2 oğlum 2 kızım var. Ben gelinlerime ve damatlarıma “kızım, oğlum” diyorum ama sadece bir gelinim bana "anne" diyor, hem de öyle içten diyor ki kendi kızım gibi…
Ne yalan söyleyeyim, ben de en çok onu seviyorum her anne deyişinde kat kat muhabbet bağlıyorum. Bu benim için çok önemli, bana değer verdiğini hissettiriyor. Tabii bu değerin benim nezdimde bir karşılığı var. Kimsenin haberi yok ama bir kenara yazdım: O gelinime mirasımdan daha fazla pay vereceğim. Oğluma değil ama sadece gelinime. Onun içten bir anne deyişini benimle ilgilenmesini, üzerime titremesini dünyalara değişmem.