Güncelleme Tarihi:
Çavuşoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda, İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarına ilişkin yaptığı bilgilendirmenin ardından milletvekillerinin soru ve eleştirilerine cevap verdi.
Mevlüt Çavuşoğlu, zalim İsrail'in Gazze ve Kudüs'te Filistinlilere yaptığı zulüm devam ederken bazı milletvekillerinin iç politika kaygısıyla hükümeti popülizim yapmakla eleştirdiğini ancak bu eleştirileri yapanların çelişki içerisine düştüğünü belirtti.
"Ümmetin liderliğine soyunma" gibi bir söylemlerinin olmadığını dile getiren Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Dışişleri Bakanlığında üç aylık bir aday meslek memuru bile ümmet kelimesinin Filistin'i korumak için kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı'nda yerleşik bir tabir olduğunu bilir. Bunu öğrenemediysek bu bir eksiklik ama bu bilerek iktidarı sıkıştırmak için söylendiyse durum vahim. Bu tabiri İslam İşbirliği Teşkilatı Toplantısı'nda teşkilat üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarına ve toplantıya katılanlara hitap ederken kullandık. Bunu getirip Türkiye'nin ümmetin liderliğine soyunduğunu söylemek ne kadar hakkaniyetlidir? Kaldı ki ümmetin liderliğine kimse soyunmaz ama ümmet, ümmetin davasını kimin en iyi savunduğunu bilir ve ümmetin kendisi liderini seçer. Bugün herkes şunu biliyor ki ümmetin davasına sahip çıkan ülke Türkiye'dir. Türkiye'nin lideri Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bizler sahip çıkıyoruz. Siz de Meclis olarak sahip çıktınız. Bunu laiklik ya da İslam karşıtlığı gibi yaklaşımlarla ümmete getirmek ve buradan prim yapmaya çalışmak, bizi eleştirmek doğru bir yaklaşım değildir."
Bazı milletvekillerinin, hükümetin Papa ile görüşmesine yönelik eleştirilerini anımsatan Çavuşoğlu, Kudüs'ün diğer semavi dinler için de önemli olduğunu bu nedenle de bütün semavi dinlerin ve ülkelerin temsilcileriyle görüştüklerini kaydetti.
Sorunun çözümünün kolay olmadığını ancak sürekli çaba sarf ettiklerini dile getiren Çavuşoğlu, uluslararası hukuk zemininde bir çözüm bulmaya çalıştıklarını vurguladı.
"Hükümetin hiçbir şey yapmadığı" gibi eleştirilerin hakkaniyetle örtüşmediğine dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin sadece Filistin meselesi değil, "Doğu Türkistan", Kırım Tatarları ve Ahıska Türkleri için de tüm mazlum toplumlar için de aynı hassasiyeti gösterdiğini belirtti.
"TÜRKİYE BUGÜN OYUN KURUCU BİR ÜLKE"
Türkiye'nin bugün oyun kurucu bir ülke olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Bölgemizde ve ötesinde Türkiye'siz bir oyun kurulmayacağını sahada da masada da gösterdik. Yeri geldiği zaman oyunları bozmayı başarıyoruz. Türkiye'nin haklarına göz dikenlerin oyununu bozmadık mı? Başkalarının bize yönelik oyunlarını bozmamızdan niye rahatsız oluyoruz? Yeri geldiği zaman oyunu bozacağız, yeri geldiğinde oyunu kuracağız." diye konuştu.
Bazı milletvekillerin, Türkiye'nin İsrail ile ticari ilişkilerini devam ettirdiğine yönelik eleştirileri hatırlatan Çavuşoğlu, devletlerin kendi arasında sorunlarının olabileceğini, bunun doğal olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, "Her kötü olduğunuz ülke ile ticaretinizi kesmek olgun bir tavır mı? Mantıklı mı? Siz ticareti hala devletler arasında yapılan bir alışveriş olarak mı görüyorsunuz? Bugün Türkiye savunma sanayinde kamu şirketlerinin ürettiği ürünleri satıyor ama bahsedilen ürünlerin o ülkelere ihracatını özel şirketler yapıyor. Biz Mısır ile de sorunlar yaşadık ama şimdi düzeltmek için karşılıklı adımlar atıyoruz. Aynı şekilde Bileşik Arap Emirlikleri ile de sorunlar yaşadık. Bu ülkelerin hiçbirisiyle ticaretimiz azalmadı. Ben niye kendi şirketimi, yüzbinlerce çalışanını 'bir ülkeyle' bozuştum diye cezalandırayım? Bu mantıklı mı?" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye olarak antisemitizmin de İslam karşıtlığının da insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğuna inandıklarının altını çizen Çavuşoğlu, Türk kültüründe Yahudi düşmanlığının olmadığını, tarih boyunca zorda kalan Yahudilere hep sahip çıktıklarını belirtti.
İsrail yönetiminin yaptıklarının tüm Yahudilere mal edilmesinin mümkün olmadığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Netanyahu'nun yaptıklarıyla Türkiye'nin terörle mücadelesini eş tutmak doğru değil. Burada kıyaslansa kıyaslansa Netanyahu ile PKK kıyaslanır çünkü ikisinin ortak özelliği bebek katili olmasıdır." dedi.
Çavuşoğlu, İsrail izin vermediği için Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki'nin Türkiye'ye gelemediğini dile getirerek, asıl İsrail'in bu tutumunun eleştirilmesi gerektiğini belirtti.
"MAVİ MARMARA OLAYINDA İSRAİL BAŞBAKANI ÖZÜR DİLEDİ"
Birçok ülkenin yetkilileriyle görüşmelerinin devam ettiğini aktaran Çavuşoğlu, bazı partilerin yurt dışında kardeş partilerinin olduğunu, CHP'nin ise Sosyalist Enternasyonal'e üye olduğunu hatırlattı.
Çavuşoğlu, "Ben de size bir soru sormak istiyorum. Şu anda kardeş partilerin bir çoğu ülkelerinde iktidar durumunda. Kaç tane siyasi partiyi aradınız da 'burada bir insanlık dramı var, siz de siyasi parti veya iktidar olarak bunun önlenmesi konusunda inisiyatif alın.' dediniz." ifadelerini kullandı.
Yerinden söz alan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İsrail'in Mavi Marmara saldırısı sonrası "özür dileyin, tazminat ödeyin ve ablukayı kaldırın" dediğini ancak bunun gerçekleşmediğini öne sürdü. Özkoç, buna karşı CHP'nin, İsrail sözünü tutmuyorsa "Mavi Marmara ile ilgili yapılan anlaşmayı feshedelim" dediğini ve somut adım atılmasını istediğini ifade etti.
Özkoç, CHP olarak Sosyalist Enternasyonal'i aradıklarını ve İsrail'in kınanmasını sağladıklarını belirtti.
Özkoç'un ardından tekrar söz alan Çavuşoğlu, sorunun çözümünün zor olduğunu bildiklerini bu nedenle kim katkı sağlıyorsa ona teşekkür ettiğini söyledi.
Çavuşoğlu, Mavi Marmara olayında İsrail Başbakanının hem telefonda özür dilediğini hem de yazılı özür dilendiğini, hayatını kaybeden şehit ailelerine de tazminat ödendiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanının sözünün havada kalmadığını, özür dilendiğini vurgulayan Çavuşoğlu, Engin Özkoç'un "İsrail resmi olarak 'hayır' dedi.' ifadesine karşılık, "Yazılı mektup var. Sayın Özkoç'a onu göstereyim. Demek ki hep İsrail'in söylediğine inanmak istiyorsunuz, siz niye Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanına inanmak istemiyorsunuz da İsrail'e inanmak istiyorsunuz?" diye konuştu.