Güncelleme Tarihi:
BUGÜN İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yılı. Bu kurtuluşta imzası olan nice kahramandan biri de kuşkusuz Albay Şeref Bey.
Şerafeddin (Şeref) Bey, 1889’da İstanbul’da doğdu. Babası Kırım göçmeni, annesi ise Maçkalı’ydı. 20 yaşında Harbiye’den mezun oldu. Babası da subaydı. Onun telkinleriyle süvariliği seçti. İmparatorluğun her tarafında görev yapacak, hep çarpışmaların içinde olacaktı. İlk kez Balkan Savaşları’nda Çatalca’da savaştı. Çanakkale cephesinde ise Seddülbahir ve Kirte’deydi. 1916’da Dobruca’daydı.
KURTULUŞUN SEMBOLÜ
1917’de Filistin’e geçti. Burada yüzbaşı oldu. 1918 yılında Libya’ya atandı. 1921 senesinde ise Anadolu’ya geçerek Milli Mücadele’ye katıldı. Büyük Taarruz’da 2. Süvari Tümeni’ne bağlı 4. Alay’ın kumandanlarından biriydi. İzmir’e doğru kaçmaya başlayan düşmanı takip ediyordu. Manisa’yı hızla geçtikten sonra 9 Eylül sabahı İzmir’e ilk giren müfreze onun emrindeydi. İzmir’de sokak çarpışmalarıyla ilerledi. Yaralandı. Küçük bir Türk çocuğunun yol göstermesiyle Konak’taki Hükümet Konağı’na ulaştı. Buraya Türk bayrağını çekerek İzmir’in kurtuluşunun tarihi sembollerinden birine imza attı.
BEŞİKTAŞ’TA YATIYOR
Zaferden sonra ordudaki görevine devam etti. 1942’de ise hastalandı. Doktorları hastalığına neden olarak onu İzmir’de yaralayan şarapneli gösteriyordu. 1944’te albay rütbesinde malulen emekli oldu. Tek çocuğu olan kızını iyi yetiştirmek için elinden geleni yapmıştı. 6 Kasım 1951’de İstanbul’da vefat etti. Beşiktaş’ta Yahya Efendi Dergâhı’ndaki mezarlığa gömüldü. Tarihe geçtiği bayrağı çektiği yerden 480 kilometre uzakta yatıyor. Eşi ve akrabalarıyla paylaştığı küçük bir mezarı, mezar taşının üstünde küçük bir Türk bayrağı resmi var.
İZMİR’E DOĞRU KOŞUYORDUK
' Şeref (Şerafeddin) Bey, hatıralarında 9 Eylül günü İzmir’deki o tarihi anları özetle şöyle anlatmıştı: “Bütün süratimizle İzmir’e doğru koşuyorduk. Bir Türk şehri olan İzmir’deki kardeşlerimizi kurtarmak lazımdı. Pasaport dairesinin önünde silahlı bir sivil, elindeki bombayı üzerime atarak hayvanımı öldürdü ve beni iki yerimden yaraladı. Gümrük önünde ağlayarak bizi karşılayan bir Türk çocuğunun delaletiyle hükümet konağına vasıl olduk. Hükümetin cephe kapısı kapalıydı. Yan kapıdan girdik. Ahali tarafından güzel bir Türk sancağı getirilmişti. Hükümetin üstünde asılı olan Yunan bayrağını indirdik, yerine şanlı sancağımızı halkın, bitmek tükenmek bilmeyen alkışları arasında çektik ve dalgalandırdık.”
SOYADINI ATATÜRK VERDİ
Mustafa Kemal Paşa, Buhara Türkleri’nin gönderdiği 3 kılıçtan birini hediye ettiği Şeref Bey’e 15 Eylül 1922’de “İzmir” soyadını verdi. 1923’ten itibaren İzmir’in kurtuluşunun kutlandığı günlerde hükümet konağına bayrak çekilişi de tekrar canlandırıldı. Bazı kutlamalara Şeref Bey de katıldı.