Güncelleme Tarihi:
Ukrayna’nın, Rus savaş gemilerine karşı Odessa açıklarına döşediği ve toplam sayısının 400'den fazla olduğu iddia edilen mayınlar, geçtiğimiz hafta Karadeniz’deki fırtına sonucu çıpalarından kurtulup sürüklendi.
Ukrayna'da döşenen mayınlar mı geldi yoksa başka mayınlar mı devreye girdi, bu konuda emin olmadan bir şey söylemek doğru olmaz. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor
Milli Savunma Bakanı Hulusi AkarÖnce Romanya ardından Bulgaristan karasularını geçen mayınlardan bazıları, Türkiye sahillerine yöneldi. Şimdiye kadar 2 mayın tespit edilip imha edildi. NAVTEX yayınlayıp gemileri uyaran Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, sürüklenen mayınlara karşı da teyakkuza geçti.
Uzmanlara göre daha uzun yıllar 'Mayın bulundu' haberlerine muhatap kalabiliriz. En ürkütücü senaryo ise mayınların bir gemiye ya da balıkçı teknesine çarpması.
Deniz mayınlarının miadı içindeki ateşleme sistemi elemanlarına göre değişiklik gösteriyor. Ortalama 10 yıl aktif kalabilen mayınların 'tehlikesi' 60-70 yıla kadar çıkabiliyor. 1940'lardan kalma bazı mayınların 'infilak etkisi' azalsa da hâlâ tehlike yaratmaya devam ettiği de biliniyor.
Peki mayınların tahribat gücü ne kadar? Her çarptığı yerde patlıyor mu? Mayınların miadı kaç yıl? Bu mayınlar nasıl temizlenecek? Tüm bu soruları ve daha fazlasını konunun uzmanlarına sorduk...
1) KARADENİZ'DEKİ MAYINLAR NASIL PATLAR?
Emekli Deniz Subayı Alp Kırıkkanat Hurriyet.com.tr'ye özel şu açıklamalarda bulundu...
Deniz mayınları demirli, manyetik, akustik ve preşer olmak üzere genel olarak 4 çeşide ayrılır. Ancak bunların kombine şekilde bir arada olanları da mevcut. Manyetik mayınlar, kendisine yaklaşan geminin oluşturduğu manyetizmanın doğal manyetik hatları bozmasını algılayarak patlarken, akustik mayınlar ise makine ve pervane sesi gibi ses sinyallerini algılayarak kendini patlatır. Preşer mayınlar ise geminin su kesimi altında yarattığı basınçtan etkilenir.
Karadeniz'de ise satha çıkmış ve yüzen demirli mayın zarflarıyla karşı karşıyayız. Sürüklenen ve serseri mayın haline gelmiş bu mayınlar ise çarpma tesiriyle patlayarak her boyuttaki tekneye zarar verme potansiyeline sahipler.
Demirli deniz mayınları, büyüklüklerine göre 20 kilodan 500 kiloya kadar patlayıcı taşıyabiliyor. Türkiye kıyılarında görülen mayınların 20 ile 50 kilo arasında patlayıcı taşıdığı tahmin ediliyor. Bu çaptaki bir mayının, 100 metre uzunluğundaki büyük tonajlı bir tankere veya yük gemisini batırması mümkün değil ancak büyük çapta hasar verebiliyor. Çarptığı geminin pervane, makine dairesi gibi kritik bölgelerine denk gelmesi durumunda ise gemideki hasarın boyutu artabiliyor. Uzmanlara göre söz konusu mayınlar küçük gemiler için tasarlanmış. Boğazlar için veya büyük gemiler için yapılmış mayınlar değil. Ama yine de tahrip gücü yüksek.
2) BU MAYINLARIN TAHRİBAT GÜCÜ NEDİR?
Tahribat gücü, ana şarjın patlama gücüdür. Oluşturacağı hasar çapı; içindeki patlayıcı madde miktarına göre değişkenlik gösterebilir. Zarf üzerindeki boynuzların, gemi su kesimi altında çarptığı yere göre verdiği zarar da farklı olabilir.
Demirli mayınlarda 8 ila 10 adet ‘boynuz’ denilen çıkıntılar bulunuyor. Bu boynuzlara geminin bir yeri çarptığında sistem tetikleniyor ve mayın infilak ediyor.
Demirli mayınlarda 8 ila 10 adet ‘boynuz’ denilen çıkıntılar bulunuyor. Bu boynuzlara geminin bir yeri çarptığında sistem tetikleniyor ve mayın infilak ediyor.
3) MAYINLARIN EŞİKLERİ NEDİR? KIYIYA VURDUĞUNDA DA PATLAYABİLİR Mİ?
İster su altında asılı ister su üstünde teli kopmuş ve sürüklenir halde olsun demirli mayınlar, büyük bir geminin ya da küçük bir teknenin mayın zarfına çarpması durumunda çarpma tesiriyle ateşlenir. Eğer kıyıya vurursa, boynuzlar üzerinde zorlayıcı bir etken oluştuğu takdirde patlayabilir.
Osmanlı da ilk kez Osmanlı-İtalya Harbi’nde (1911-1912) otomatik deniz mayınını kullandı.
Osmanlı da ilk kez Osmanlı-İtalya Harbi’nde (1911-1912) otomatik deniz mayınını kullandı.
4) MAYINLAR KAÇ YIL DAHA TEHLİKE ARZ EDER?
Mayının miadını esas olarak içindeki ateşleme sistemi elemanları belirler. Burada da en önemli ana eleman bataryadır. Batarya, ateşleme zincirinin en önemli parçalarından biridir. Bu bataryalar mayına koşulmadan önce, evsafı bozulmasın diye bakım ve muhafaza depolarında dondurucularda bekletilir. Mayının dökülmesi gereken durumlarda, mayın içinde yer alan ve ateşleme zincirini oluşturan diğer bir kısım elemanlarla birlikte monte edilmesi gerekir. Bataryaların fabrikasyon sürelerinin bilinmesi lazım diye düşünüyorum. Ancak batarya ömrünü tamamlamış olsa bile diğer önemli bir parça olan ana şarj, özelliğini kaybetmediği sürece patlayıcı bir madde olarak tehdit olabilir. Dikkatli olmak gerekir.
5) 400'DEN FAZLA MAYINDAN BAHSEDİLİYOR. BUNLAR NASIL TEMİZLENECEK?
Bu yoğunlukta sürüklenen bir durum hatırlamıyorum. Bizde iki adet, Romanya açıklarında da bir adet olmak üzere şimdiye kadar toplam üç adet tespit yapıldı. Şu an için zaman vermek doğru olmayabilir. Çünkü 400 rakamı doğru mu, bilinmiyor. Hepsi mi sürükleniyor ya da bir kısmı mı o da çok net değil gibi. Mayın döküşünün sorumluluğunu üzerine alan bir taraf da henüz yok. Döküş zamanlarını da bilemediğimizden sadece tahminlere dayalı zamanlar ve adet bilgileri üzerinden, deniz durumu, rüzgâr ve akıntı simülasyonları ile belki bir tahmin yapılabilir.
İstanbul Boğazı'na kadar ulaşan mayınların; akıntıyla Doğu Karadeniz sahillerine kadar sürüklenmeleri de yüksek ihtimal. Uzmanlara göre Rize’ye kadar olan bölüm de risk altında.
İstanbul Boğazı'na kadar ulaşan mayınların; akıntıyla Doğu Karadeniz sahillerine kadar sürüklenmeleri de yüksek ihtimal. Uzmanlara göre Rize’ye kadar olan bölüm de risk altında.
6) İSTANBUL VE DİĞER KIYILAR İÇİN RİSK NE DURUMDA?
Mayın sayısının tam olarak bilinmemesi ve döken ülkenin deklare olmaması nedeniyle tehlikenin süresi konusunda şimdilik bir öngörüde bulunulamayacağını düşünüyorum. Barış görüşmeleri başlarsa; taraflar arasında sağlanabilecek olası bir yumuşama ortamında, belki bu konunun da ayrıntıları netleşebilir diye düşünüyorum. Risk elbette var ama sahada unsurlarımız da hazır. Her karşılaşılan vaka, resmin biraz daha aydınlanmasını sağlayacaktır.
1915 Çanakkale Boğaz Savunması'nda sabit kurulan mayın hatları dışında 'serseri mayın' olarak tabir edilen mayın türü de kullanıldı. Serseri mayın, Müttefik Filo’nun en çok çekindiği unsurların başında gelmişti.
1915 Çanakkale Boğaz Savunması'nda sabit kurulan mayın hatları dışında 'serseri mayın' olarak tabir edilen mayın türü de kullanıldı. Serseri mayın, Müttefik Filo’nun en çok çekindiği unsurların başında gelmişti.
SORUMLULUK HANGİ ÜLKEDE: RUSYA MI UKRAYNA MI?
Kıyılarımızda yaşanan mayın korkusunu 'sorumluluk' açısından yorumlayan Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkez (EDAM) Direktörü ve eski diplomat Sinan Ülgen ise "Gerçekte ne kadar mayın olduğunu ve Ukrayna'dan yayılıp yayılmadığını bilmiyoruz. Mayınların Ukrayna'dan yayıldığı Rusya'nın iddiası. Şu ana kadar gördüğümüz iki tane mayın, bunların da nereden geldiğini bilmiyoruz. Ukrayna'dan gelmesi ihtimal dahilindedir evet ama teyit edilmiş bir bilgi değil. Dezenformasyona karşı dikkatli olmakta fayda var" diye konuştu.
"MAYIN DÖŞEMEK YASAK DEĞİLDİR ANCAK..."
Ülgen tespitlerini şöyle sürdürdü:
-- Ama diyelim ki, mayınlar Ukrayna tarafından yayıldı. Bu durum Ukrayna tarafına sorumluluk yükler. Buradaki ana enstrüman 1907 tarihli Lahey Sözleşmesi'dir. Bu sözleşmede taraf devletlerin deniz mayınlarına karşı sorumlulukları anlatılır. Burada ilginç olan da kara mayınlarıyla ilgili bir Ottawa Antlaşması vardır. Mesela bu anlaşmada anti-personel kara mayınları yasaklanmıştır. Ama deniz mayınları yasaklanmamıştır. Uluslararası savaş hukukuna göre ülkeler mayın döşeyebilirler, yasak değildir ama bunun kontrollü biçimde yapılması da sorumlulukları arasında yer alır.
Mayınların Rus yapımı olduğu biliniyor. Ancak bunların Sovyet döneminde Ukrayna’da kalan mayınlar olabileceği de belirtiliyor.
Mayınların Rus yapımı olduğu biliniyor. Ancak bunların Sovyet döneminde Ukrayna’da kalan mayınlar olabileceği de belirtiliyor.
UKRAYNA NEDEN BİLDİRMEDİ?
-- Eğer bir şekilde mayınlar kontrolden çıkarsa, ki bu mayınlar da ona işaret ediyor, o zaman ülkenin bunu uluslararası topluma bildirmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu iddia doğruysa Ukrayna'nın bunu bildirmiş olması gerekiyor. Eğer bildirmezse sözleşmeyi ihlal etmiş oluyor.
Sarıyer’in Rumeli Feneri köyünde 18 Aralık 1989 günü denize açılan bir balıkçı teknesinin ağına takılan mayın patlamıştı. Görgü tanıklarına göre patlama anında parçalar 60 metre kadar yukarı fırlamıştı. Teknedeki 4 balıkçının ölümü Rumeli Feneri köyünü yasa boğmuştu.
Sarıyer’in Rumeli Feneri köyünde 18 Aralık 1989 günü denize açılan bir balıkçı teknesinin ağına takılan mayın patlamıştı. Görgü tanıklarına göre patlama anında parçalar 60 metre kadar yukarı fırlamıştı. Teknedeki 4 balıkçının ölümü Rumeli Feneri köyünü yasa boğmuştu.
"KIYI ŞERİDİ BOYUNCA TEMİZLENMESİ GEREKİR"
-- Birincisi bir sorumluluk yükleyebilmek için bu mayınların kime ait olduğunu bilmek gerekiyor. Diyelim ki bir ülke tarafından konuya ilişkin uyarı yayımlandı, her devletin kendi karasularında ve eğer yapabiliyorlarsa iş birliği halinde başka devletlerin de münhasır ekonomik alanlarında bir mayın temizleme çalışmalarına girmesi gerekiyor. Türkiye'nin de sadece Boğaz çıkışında değil (çünkü tabiatı gereği mayınların nereye gideceği de belli değil) bütün kıyılarımız boyunca ve genel olarak iş birliği içinde bir mayın temizleme misyonu başlatması gerekiyor. Ancak bu şekilde bu tehlike ortadan kalkar.