Güncelleme Tarihi:
Dün gece yapılan 94'üncü Oscar törenleri, bundan birkaç yıl sonra maalesef, ne en iyi film ödülünü alan CODA'yla hatırlanacak ne de en iyi yönetmen Jane Campion'la... Tören dünya genelindeki milyarlarca insanın hafızasında "Will Smith'in Chris Rock'ı sahnede tokatladığı gece" olarak yer edecek. (Will Smith'in aldığı en iyi erkek oyuncu ödülü de muhtemelen silik bir detay olarak bu anlatının bir parçası olacak.)
Olayın başını kaçıranlar için kısa bir özet yapmamız gerekirse, her şey Chris Rock'ın bir ödülü sunmak için çıktığı sahnede, Smith'in eşi Jada Pinkett-Smith'in alopesi (saçkıran) hastalığı nedeniyle kazıtmak zorunda kaldığı saçlarıyla ilgili pek de komik olmayan bir espri yapmasıyla başladı.
Jada Pinkett-Smith'in, Rock'ın söylediklerine gözlerini devirerek tepki vermesinin ardından Smith yerinden kalkıp sahneye ilerledi ve izleyenlerin şaşkın bakışları altında Rock'a güçlü bir tokat vurdu. Ardından yerine döndü ve Rock'a "Karımın adını ağzına alma" diye oldukça sert bir uyarıda da bulundu.
Dakikalar sonra en iyi erkek oyuncu ödülünü almak için yeniden sahneye çıkan Smith, gözyaşlarını tutamadı. Konuşmasında kendisini ailesini korumak zorunda hissettiğini söyleyen Smith şöyle devam etti:
"Bizim yaptığımız işi yapanların bu tür hakaretleri kaldırabilmesi gerektiğini biliyorum; insanların hakkınızda delice konuştuğunu, size saygısızlık ettiğini, bunun karşılığında gülümseyip her şey yolundaymış gibi davranmanız gerektiğini biliyorum. Ama sevgi insana delice şeyler yaptırıyor."
WILL SMITH O TOKATI NEDEN ATTI?
Olay sonrası yorumlara bakıldığında birçok kişi Rock'ın şakasının nahoşluğunu kabul etmekle birlikte, Smith'in aşırı tepki gösterdiğini düşünüyor. Ancak Smith'in kişisel tarihi, neden eşi hakkında söylenen sözleri ağır bir hakaret olarak algıladığına dair önemli ipuçları içeriyor.
Will Smith, Kasım 2021 yılında yayımlanan otobiyografisi "Will"de çocukluk günlerine ilişkin çok mahrem bazı detayları okurlarla paylaştı. Henüz 9 yaşındayken üç kardeşiyle birlikte babaları Willard Carroll Smith'in anneleri Caroline Bright'a uyguladığı şiddete şahit olduklarını belirten Smith, şu ifadeleri kullanıyordu:
"Dokuz yaşındayken, babamın annemin kafasının yanına attığı çok sert bir yumrukla annemin yere yıkılmasını izledim. Annemin kan tükürdüğünü gördüm. O yatak odasında yaşanan o an, kim olduğumu tanımlamak adına belki de hayatımın geri kalan her anından daha etkili oldu."
Smith sadece babasının şiddetinin değil, bu şiddet karşısında hareketsiz kalmış olmasının da kendisini travmatize ettiğini anlatıyor ve şöyle diyordu:
"O günden bu yana yaptığım her şeyde - ödüllerde ve övgülerde, spot ışıklarında ve ilgide, karakterlerde ve kahkahalarda - hep, o gün bir şey yapmadığım için üzeri örtülü bir biçimde annemden özür diledim. O an onu hayal kırıklığına uğrattığım için. Babama karşı durmadığım için. Bir korkak olduğum için.
"Bugün gördüğünüz uzaylıları yok eden 'Will Smith', o muhteşem film yıldızı, bir kurmaca - kendimi korumak için dikkatle üretip son haline getirdiğim bir karakter. Kendimi dünyadan saklamak için. Korkağı gizlemek için."
Will Smith'in çocukluğu Batı Philadelphia'nın Wynnefield mahallesinde geçti. "Daddio" dediği babası çok içen, kendi işinde çalışan bir soğutma mühendisiydi. Askeri bir disipline sahip çok çabuk sinirlenebilen bir adamdı. "Mom-Mom" diye çağırdığı annesi ise kendi azmiyle önce bir ofiste, sonra da bir okulda yöneticilik yapmış başarılı bir kadındı. Smith çocukluğunda yaşadığı "korkaklığın" hayatını belirlediğini ve ilerleyen yaşlarında korktuğu şeyleri fazlasıyla yaparak bunu telafi etmeye ittiğini anlatıyordu kitabında. (Örneğin 50'nci yaş gününü Büyük Kanyon'un üzerinde süzülen bir helikopterden ters bungee-jumping ile kutlamıştı.)
Smith'in anne ve babası o henüz ergenken ayrıldı ve 2000 yılında boşandı. Smith babasıyla yakın ilişkisini sürdürdü. Ancak kitabında anlattığına göre, Willard Smith kanser olup tekerlekli sandalyeye mahkûm olduğunda Will Smith'in baba nefreti yeniden uyandı. Babasının bakımını üstlendiği dönemde onu öldürmeyi aklından geçirdiğini de kitabında itiraf eden Smith, "Çocukken kendime hep bir gün annemin intikamını alacağımı söylüyordum" diyor ve şöyle devam ediyordu:
"Merdivenlerin başında bir an durakladım. Onu aşağı ittirip bu işi kolayca halledebilirdim. Tanrı'ya şükür, travmaların tetiklediği iç patlamalarımızla değil eylemlerimizle yargılanıyoruz."
Babasını öldürme arzusunu Richard Widmark'ın "Kiss of Death" filmindeki sahneye benzeten Smith, "911'i arayıp Oscar'lık bir performans sergileyecektim" diyordu. Her zaman sevimli ve popüler karakterlerle anılan, çevresindekilere iyi vakit geçirmeyi hedefleyen bir aktör için benzeri görülmemiş bir karanlık yandı bu...
Smith, en iyi erkek oyuncu Oscar'ını aldıktan sonra yaptığı konuşmasında sık sık kendisini "insanları sevmeye, insanları korumaya ve insanlarına bir nehir olmaya" çağıran bir üstün güçten bahsetti.
Smith aynı ödüle aday gösterilen Denzel Washington'ın da tokat olayından sonra yanına gelip, "En zirvede olduğun anda dikkatli olmalısın çünkü şeytanın seni avlamaya geldiği an o andır" dediğini de anlattı.
Şu an 53 yaşında olan Smith, ilk olarak bir rap'çi ve bir müzisyen olarak ünlendi. Ardından 22 yaşında "The Fresh Prince of Bel Air" isimli sitcom'da başrolü kaptı. Smith burada sürekli kavga eden bu nedenle annesi tarafından California'daki zengin akrabalarının yanına gönderilen bir liseliyi canlandırıyordu.
Smith'in annesinin kendisi için ne kadar önemli olduğuna dair kitaptaki bir diğer detay da annesinin evi terk etmesinden sonra yaşananlarla ilgiliydi. Babasının şiddetinden bıkan annesinin evden ayrılmasının ardından kendisini yalnız ve suçlu hissettiğini belirten Smith, bu dönemde intiharı dahi aklından geçirdiğini anlatıyordu.
Dizide rol alacağı açıklandıktan sonra Smith, müzik yapımcısı William Hendricks'e saldırdığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Smith hakkında ağır saldırı, suç komplosu, basit saldırı ve bir başkasını dikkatsizce tehlikeye atma suçlamalarıyla iddianame hazırlandı. Ancak daha sonra tüm suçlamalar düşürüldü.
30 yıldır dünyanın tanıdığı bir isim olan Smith genelde esprili tavrıyla hem kamuoyunda hem de sektörde sevilen bir yüz. Jada Pinkett-Smith'le olan ve Hollywood standartlarında uzun kabul edilen evliliği de son dönemde magazin basının gündeminden düşmüyor.
"Açık evlilik" yaşadıklarını, yani zaman zaman başkalarıyla da beraber olduklarını ilan eden Smith ve Pinkett-Smith çiftini bu nedenle diline dolayan başka komedyenler de oldu.
2000'de tamamlanan boşanmanın ardından babasının annesine olan 140.000 dolarlık çocuk yardımı borcunu kapatan Smith, "Babamın anneme ödeyecek parası yoktu, annemin de taviz vermeye hiç niyeti yoktu. Ben de babamın hapse gitmesine izin verecek değildim" sözleriyle anlatıyordu kitabında bu kararın nedenini.
Son olarak, iki hafta önce BAFTA ödül törenini sunan Rebel Wilson, "Will Smith'in geçen yılki en başarılı performansı, eşinin sevgililerini sorun etmemesiydi" esprisiyle bu kervana katıldı.
Wilson'ın bu esprisinin ardından gazetecilere konuşan Smith, "Evliliğimizde hiçbir zaman sadakatsizlik olmadı. Jada ve ben her şeyi konuşuyoruz, birbirimize bu konuda hiç sürpriz yapmadık" ifadelerini kullandı ve ekledi: "Umuyorum bizim bu konudaki açıklığımız başkalarını da tek eşlilik üzerine anlamlı konuşmalar yapmak için cesaretlendirir."
Bu konuyu espri malzemesi yapan bir diğer isim de tahmin edebileceğiniz üzere Chris Rock'tı. İki yıl önce Will Smith eski eşi ve ilk çocuğunun annesi oyuncu Sheree Zampino'nun doğum gününü bir Instagram paylaşımıyla kutlayınca Rock alta yorum olarak, "Vay be! Çok anlayışlı bir eşin var" yazmıştı. Bu sözler çiftin açık evlilik düzenine atılmış bir taş olarak kabul edildi.
Diğer yandan Rock'ın daha önce de Oscar sahnesinden Pinkett-Smith'e laf atmışlığı var. 2016 yılında Smith, "Concussion" filmiyle Oscar'a aday gösterilmeyince, Pinkett-Smith geceyi boykot etme kararı almıştı. Törende sunucu olan Rock, bunu da bir espri malzemesi haline getirerek şunları söylemişti:
"Jada sinirlendi, gelmeyeceğini söyledi. Jada'nın Oscar'ları boykot etmesi benim Rihanna'nın külotunu boykot etmem gibi bir şey. Ben de oraya davetli değildim. Ama insan sinirlenir. Will'in bu kadar iyi olup da aday gösterilmemesi adil değil. Diğer yandan Will'in 'Wild Wild West' için 20 milyon dolar para almış olması da adil değil."
Guardian'ın "‘To hide the coward’: how Will Smith’s personal history may explain his Oscars violence", New York Times'ın "The Fresh Prince of Belles-Lettres? Will Smith Has a Memoir." ve Independent'ın "Will Smith: 9 surprising things we learnt from the actor’s candid new memoir" başlıklı haberlerinden derlenmiştir.