ŞARKILARDAKİ gibi, bir gece ansızın gelebilirim, dercesine. Bir gece değil ama, bir gündüz, Acarkent ansızın hayatımıza giriyor. Yani, orman katliamı.
Türkiye’de sık sık başımıza geliyor. Bir şey hayatımıza ansızın girdi mi, hayatımızdan da ansızın çıkıyor. Özel ormanlarda yasayı çok ağır biçimde delen ilk örnek. Tam bir orman katliamı.
KATLİAMIN TARİHİ
6831 sayılı Orman Yasası 31.8.1956 tarihli.
1986’da, Özal’ın Başbakanlığında 56. maddesi değişiyor. "Özel alanlarda yüzde altı yapılaşmaya izin verilir" biçiminde, değiştiriliyor.
1987’de, yine Özal dönemi, aynı maddeye, "imara uygun" deyimi ekleniyor.
Ormanda katliamın başlama tarihi. Aynı anda, katliamın içine belediyeler de katılıyor.
Yapılaşma için Acarlar o tarihte başvuruyor. Sonra bugünlere geliniyor.
TEFTİŞİN ORANI
Orman Bakanlığı müfettişlerinin Acarkent’te belirlediği yapılaşma oranı yüzde 6 yerine, yüzde 94. Pes! Ölçüyü kaçırmanın da, ölçüsü var, ama burada ölçüden filan söz etmek artık anlamsız.
Bu ölçüsüzlüğün sırrı nerede? İlginç bir yöntemde. Parsel parsel tapu alınıyor Acarkent’te. Orman alanları adım adım, daraltılıyor, tek bir seferde değil.
Orman Bakanlığı şimdi oradaki kat ya da villaların sahiplerini tek tek belirliyor. Orman alanlarının çiğnendiği, aşıldığı yerler saptanıyor.
Açılması düşünülen davalar, bu aşılan alanların boşaltılması üzerine. Kritik soru, nasıl boşaltılacak? Bu henüz belli değil.
Elli yıllık Orman Yasası’nın ünlü 17. maddesi var.
"Ormanların herhangi bir suretle yanmasından veya açıklarından faydalanarak, işgal, açma veya hangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle, buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz".
DOĞRUDAN EL KOYMA
Bu kadar açık. Yüzde 6 aşılırsa, tapuya kaydı yasak. Yüzde 6 çoktan aşıldığı halde, Acarkent bugün tapularla dolu.
Yasa, tapuya kaydedilmesini yasakladıktan sonra, aynı maddenin son cümlesinde ne yapılacağını da söylüyor:
"Bu durumlarda, buralara doğrudan doğruya Orman İdaresince el konulur".
Daha da vahimi şu. Bu yasa elli yıldır var. Acarlar’ın işe girişmesi ise, yirmi yıl geriye gidiyor.
Şimdi Osman Pepe kalkıyor, bas bas bağırıyor. Bağırması, doğru bir tesbit. Ama, yasayı bugüne kadar uygulamayan, yine kendisi.
Aslında sadece dört yıllık AKP iktidarı değil, son yirmi yılın bütün siyasal iktidarları bu yasayı uygulamıyor.
Çünkü, bizim ülkemizde 6831 sayılı Orman Yasası geçerli değil.
Bizim ülkemizde geçerli olan, başka bir orman yasası. Hani, gücü gücü yetene, orman yasası.