Gözleri üstümüzde

"YASAK kardeşim" diyorlar "ısrar etmekte ne anlam var" diye başladıkları cümlelerini 1 Mayıs şiddetinin aslında sendikaların ısrarı yüzünden ortaya çıktığı yorumuyla bitiriyorlar.

Hem de en "liberal" arkadaşlarımız kuruyor bu mantığı.

O zaman ne gerek var 301’e karşı çıkmaya?

"Kanun kardeşim. Sen de diline, kalemine hakim ol." Değil mi ama?

Parti kapatma davalarının demokrasiye yakışmadığını söylemeye de gerek yok.

"Yasa böyle diyor, partiler de ısrar etmeselerdi o kadar!" denebilir o mantığa göre.

Neden kadınlar durmadan ısrar ediyor? Yok zina, yok eşitlik, yok namus cinayetleri ile ilgili yasaların değişsin diye?

"Yasalarda ne deniyorsa, uysunlar. Dırdır etmesinler!" değil mi efendim?

Türban ısrarı da gereksiz.

Kürt meselesi, sendikal haklar, ifade özgürlüğü, azınlık hakları, bütün bunlarla ilgili olarak şimdi beğenerek ortaya attığınız 1 Mayıs mantığını kurmaya başlarsanız gideceğiniz liman bellidir arkadaşlar, muhafazakarlık limanıdır onun adı.

Madem öyle istiyorsunuz, size güle güle!

MEDİZ KAMPANYASI

KADIN
haklarıyla ilgili çalışmalar yapan 20’den fazla örgütün oluşturduğu medya izleme grubu MEDİZ, ayrımcı, cinsiyetçi olmayan bir medya için harekete geçti. MEDİZ, cumartesi günü İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde uluslararası bir sempozyumla kampanyasını başlattı. Böyle bir kampanya, dünyayı ve Türkiye’yi etkileyen, rekabetin şiddetlendiği bu kriz döneminde çok yararlı. Çünkü bu dönemlerde en çabuk terk edilen değer eşitliktir.

Ötekinin hakkını gasp, meşru bir hakmış gibi sunulur bu dönemlerde.

1 Mayıs liberalleri gibi.

MEDİZ’in, dünya basın özgürlüğü gününde başlattığı bu kampanya, cinsiyetçi, ayrımcı, egemen zihniyeti her gün yeniden üreten dilin kullanımında farkındalık yaratabileceği için çok önemli.

Biz Hürriyet gazetesinin içinde böyle bir grup oluşturduk ve kendimizi eleştiriyoruz .

Hakim dili değiştirmenin, zihniyeti terk etmenin ne kadar zor bir süreç olduğunu görüyoruz. MEDİZ gibi, kadın hakları konusunda çalışan sivil toplum örgütlerinin, akademi çevresinin uyarıları biz gazeteciler için de büyük destek.

AVRUPA 301’İNDEN KURTULMAYA ÇALIŞIYOR

ULUSLARARASI Basın Estitüsü (IPI) Hukuk Komisyonu sorumlusu Uta Melzer, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü nedeniyle Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Enstitüsü Derneği’nin düzenlediği sempozyumda, Avrupa ülkelerindeki 301 benzeri maddeler hakkında konuştu. Melzer, bu maddelerin Avrupa’da var olduğunu, AKP hükümetinin getirdiği değişikliğin maddeyi teknik olarak benzerleri ile uyumlu hale getirdiğini söyledi.

Ama Avrupa artık bu maddelerden kurtulmak istiyor. Melzer, Slovenya’dan bir örnek verdi. Slovenya’da iki ay önce bir grup gazeteci hükümetin basın özgürlüğünü tehdit ettiği gerekçesiyle konuyu Avrupa Birliği’ne taşıyor. Bunun üzerine bir sivil girişim, "Slovenya’yı aşağıladıkları" için gazetecileri şikayet ediyorlar ve gazetecilerin hakkında dava açılıyor. "Avrupa ülkelerinde 301 benzeri maddeler kullanılmasalar da, var oldukça basın özgürlüğü, Slovenya’da gördüğümüz gibi her zaman tehdit altında olacaktır. Bu, yanınızda bir insanın elinde satırla dolaşmasına benzer, şimdi satırı kullanmıyorum dese de ne zaman kullanacağını bilemezsiniz" diyor Melzer.
Yazarın Tüm Yazıları