Gothik Punk'çı Nora'dan mavi elbiseli, pusetli Nora'ya
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Bir mail aldım geçenlerde. Eski bir arkadaşımdan. Gece hayatında beraber eğlendiğim birinden. Yazıyorum:
'Selam;
Önce kendimi takdim ediyorum; Ahmet Baytar. Club 20'den... Hatırlayabildin mi? Ben seni hiç unutmadım çünkü vaktim oldukça yazılarını gazetelerden takip ediyordum ama bir türlü e-mail yazmayı düşünemedim.
Şu anda askerdeyim. Her haftasonu mutlaka yazılarını okuyorum. Geçen babalar günü çok duygulandım. Gazetendeki köşeni eşine vermişsin. Çok hoştu. Hele Sinan, çok şeker yahu!
Sana inanamıyorum. Bir anda Club ortamından elini eteğini çekiverdin ve gittin. Galiba sen o olayı aşmıştın. Yani flört derken, evlilik zamanın gelmişti ya da ne bileyim evren seni buna yönlendirdi. Bence çok iyi oldu!
Club 20'de merdivenlerde elimizde içki birbirimizin dertlerini dinlerdik. Ben senin Gothic giyimine ve makyajına hayrandım. Hatta tuhaf ama sizinkilerin senin ayak bileğindeki dövmeyi sildirtmeye çalıştıklarını bile anımsıyorum... Artık hayatına yön vereceğin bir oğlun ve yuvan var. Maşallah diyorum! Sinan bir zamanlar annesinin Gothic Punk olduğunu bilecek mi? Büyüyünce o da dövme yaptırsın da gör bakalım! Acaba anneannesi ne der?:o)))'
GERÇEK AKREP DÖVME
Bu yazı bana, beni yıllar sonra sokakta pusetle görenlerin tepkilerini de hatırlattı. Yolda bir bana bir pusete ve tekrar bana bakarak 'Noraaaa?' nidalarıyla az kişi geçmedi yanımdan...
Evet Ahmet, neyse ki evde eski günlerden kalma resimlerim var da oğlan anasının simsiyah gözlerini, Bodrum'da 40 derecede giydiği siyah topuklu botları ve düğünlere giderken bile; 'Ne var, sahte değil, gerçek aksesuvar takıyorum' diyerek boynunda taşıdığı gerçek akrepten kolyesini bilecek. Zaten dövmeleri emzirme döneminden beri biliyor.
Ona da geçici dövme yapıyorum bu aralar çünkü 18 yaşından önce dövme yapmak iyi değil. Vücut gelişimini tamamlamadığı için şekil değiştirebilir. Saçlarını kendim keserek ona ayrı bir Nora tarzı katıyorum! Küpe de çok yakışıyor ama kulağını deldirmeyi gözüm yemiyor. Zaten saçlarının uzunluğundan ve hafif bebeksi yüzünden kız zannediyorlar onu sokakta; bir de küpe tehlikeli olabilir!
Giyim konusunda henüz makul sınırlardayız. Ama yaşı ilerledikçe siyah deri mont türevi kılıklar almayı düşünüyorum ona. Şimdilik abartıp, çocuğun ruhsal yapısını etkilemek istemiyorum. Benim gibi olmayı o istemeli taktiğindeyim anlayacağın!!!
ANNEANNESİYLE BARDA
Ama bar muhabbetini seviyor. Gittiğimiz yemeklerde anneannesiyle barda oturmaya ve oradan çerez atıştırmaya pek meraklı. Hatta dondurmasını bile oraya getirtiyor.
Bak bak bak... Bazı şeyler, bazı keyifler genetik galiba...
Gothic Punk Nora'dan, saçları belinde mavi elbiseler giyen Nora'ya... Ama bir dönem öyle olmasaydım, bu dönem de böyle olamazdım, değil mi?
Bir dönem coşmasaydım, bu dönem durulamazdım. İşte benim terazim de böyle dengede kaldı. Arada eski günlerden kalma kıyafetlerimi giymiyor değilim ama ne kadar yakışıyorlar, bak ondan emin değilim.
Yine de itiraf etmeliyim ki giyimin değişmesi kilo ile çok yakın bağlantılı. Zayıflayınca tekrar eski tarzımı ucundan yakalamayı düşünüyorum. Eh, her anneye de biraz genç kalmayı önermek gerekir, değil mi?
Bebeğinize Mozart da Tarkan da dinleterek müzik öğretebilirsiniz
Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana... Bu şarkıyı söyleyeceğinizi hayatta tahmin etmezdiniz değil mi? Şimdiyse Allah bilir, sadece bunu değil, oradan buradan öğrenmeye çalıştığınız pek çok ninni ile boğuşuyorsunuzdur.
Gençliğimizde pek dalga geçtiğimiz ninniler, küçük anlamlı çocuk şarkıları bile bir bebeğin gelişiminde ne kadar da etkiliymiş. Çünkü 3-5 aylık bebeğinizin, şarkılarınıza tepki verebildiğini görüyor, heyecanlanıyorsunuz. Hem de o kart sesinize rağmen.
Ama endişeye kapılmayın. Bebek için duyduğu sesin hiçbir anlamı yok. Melodinin güzel olması ve özellikle annesinin söylemesi onu sakinleştirmeye, mutlu etmeye yetip artıyor.
Artık ninnilerle de kalmıyoruz. Piyasada bulabileceğiniz pek çok ürün sayesinde bebekleri küçük yaşta müzikle tanıştırma, haşır neşir etme fırsatına sahibiz. Ninni kasetleri olsun, klásik müzik düzenlemeleri olsun pek çok albüm sayesinde, bebeğinizin giderek, bu keman, bu piyano sesi, diye sesleri ayırt edebildiğine tanık olacaksınız.
Müziğin çocuklara eğlence dışında daha birçok şey kazandırdığını biliyor musunuz? Çocuğunuza müziği tanıtarak -bu Mozart ya da Tarkan dinleterek de olabilir, bir enstrüman çalarak da- çocuğun dil gelişimini hızlandırabilir, daha sosyal olmasını sağlayabilir, hatta matematik becerilerini geliştirebilirsiniz.
ARAŞTIRMALAR NE DİYOR?
Americanbaby sitesinde yayınlanan bir araştırma sonucuna göre, müziğin mutlaka 'daha akıllı çocuklar' yarattığını düşünmek doğru olmasa bile çocuk üzerinde ciddi etkileri oluyor.
Ses ve melodi izanı, doğum öncesi evresinde başlamaktadır. Bebeğin işitme duyusu hamileliğin son üç ayında gelişir ve uzmanlar bebeğin anne karnında 25. haftadan itibaren sesleri çok iyi duyabildiğini söylemektedirler. Ancak bu sesler onlara 'boğuk' sesler olarak ulaşmaktadır. Bu dönemde 'ninni dinlemenin' anne karnındaki bebeği rahatlattığı söylenmektedir. Bebeğin müziği en rahat algılayabileceği ortam, doğumundan sonra sizin kucağınızda bulunduğu zamandır. Bunun yanı sıra özellikle anne sesi bebeği rahatlatır, ona güven verir.
İDEAL ŞARKICI: ANNE
Dolayısıyla annenin hafif sesle söylediği şarkılar bebeği rahatlatmanın en iyi yoludur çünkü en iyi tanıdığı, bildiği sesin söylediği şarkı ona güven verir. Kanada'da, Toronto Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, annenin bebeğe söylediği şarkının, ona sevgisini direkt olarak yansıttığını ortaya koyuyor. Araştırmada anneye bir kez bebeği yanındayken, bir kez de bebeği oda dışındayken aynı şarkı söyletilmiştir. Kasete alınan her iki şarkı, odada bulunmayan insanlara dinletilmiştir ve dinleyenler ses tonundaki değişimlerden hangi şarkının bebek mevcutken söylendiğini rahatça anlayabilmişlerdir.
Ancak bebeğinize şarkı söylerken sadece duygusal bir yakınlaşma yaratmazsınız. Ona aynı zamanda dil kullanımını göstermiş olursunuz. Bebekleri bu şekilde müziğe alıştırmak onlara dinleme becerisi ile birlikte cümleleri anlama yetisi de kazandırır.
On Müzik'den çıkan yeni bebek CD'leri, bu durum için ideal. Hollandalı besteci Raimond Lap tarafından hazırlanan iki albümün birincisi doğumdan itibaren çocuğunuza dinletebileceğiniz bir tür. Bebeğin ilk melodileri, reggae söylemesi, ezgilere verdiği cevaplar, deniz sesine tepkisi gibi pek çok ses ve melodi bebek sesi ile karışmış durumda. İkinci albümde ise Beethoven, Bach, Mozart gibi bestecilerin eserleri bebeklere göre yeniden biçimlendirilmiş.
Çocukların özellikle belli bir şarkıya takmaları da çok olağan. İster Tarkan'ın bir şarkısı olsun ister bir çocuk şarkısı melodisi, hiç fark etmez. Asabi zamanında o şarkıyı devreye sokarsanız sinirinin biraz olsun yatıştığını da fark edebilirsiniz. Artık oyuncakları bırakın, oturakların bile müzikli olması bütün bunların bir göstergesi değil midir...
İleriki yaşlarda çocuğunuzun müziğe yeteneği olup olmadığını anlamanız için de onu iyi izlemeli, ritim duygusunun güçlü olup olmadığına dikkat etmelisiniz. Verdiğiniz ince ya da kalın bir sesi taklit edebilmesi kulağının güçlü olduğunu gösterir. Ayrıca pek çok oyuncak arasından müzikle ilgili olanına gitmesi de ayrı bir gösterge.
Müziğin bebeğe faydaları
Yaratıcılığını ve algı yeteneğini harekete geçirir.
Bir ortamı daha yaşanabilir kılar.
Bebekte ritim duygusu oluşur.
Müzik hafızası daha çabuk ortaya çıkar.
Daha sakin ve uyumlu bireyler olurlar.
ANNEMİN KÖŞESİ
Tatile gitmeyi planlayan bir kız annesinden neler bekler
Kaç yaşında olursa olsun, elbette ki bir kız, tatile giderken annesinden bir şeyler bekler. Mesela kalınacak yerin parasının ödenmesi bunların başında gelir. Eğer anne de o tatil programına bir şekilde katılıyorsa, kızın taşıması mümkün olmayan, ya da unutabileceği her türlü ıvır zıvırın annenin valizinde yer alması lázım. Mesela bir çanta, bir kemer ya da kulak pamuğu çubuğu, parıltılı vücut kremi gibi...
Eğer ortada bir torun varsa anneannenin zamanının çoğunu toruna ayırması gerekir. Bazılarının dediği gibi; 'Aaa, gündüzleri bakarım ama geceleri olmaz. Zaten babanı zor zaptediyorum' bahanelerine sığınmak yakışık almaz. Gündüzler ve geceler toruna adanmalı. Ki kendi kızınız da biraz tatil yapsın, dinlensin, mutlu olsun.
Ya, bu yaz aylarının tatil muhabbetleri de fazla uzadı. Ama dört senede ilk defa bir yerlere gidince havaya giriyor insan. Seneye böyle abartmayacağıma emin olabilirsiniz. Zaten seneye çocuk anneye, Nora gezmeye...