Paylaş
Kötü film seyretmenin bir keyfi vardır.
‘B türü film estetiği’ de denilebilir buna.
‘B türü film’ aslında sanat normlarına göre film bile sayılamayacak filmlere verilen addır.
Bir zamanların ünlü yıldızı Bela Lugosi bu ‘‘B türü filmler’’ denince ilk akla gelen isimdir.
Onun Drakula filmleri öylesine kötüydü ki orijinal olarak korku filmi amacıyla planlanmış bu filmleri, bugün komedi olarak izlemekten başka çare yoktur.
Son filminin çekimi sürerken Bela Lugosi vefat etmişti.
Filmin direktörü, onun rolünü ona katiyen benzemeyen bir aktöre vererek filmi kaldığı yerden çekti.
Böylece filmin yarısına kadar Bela Lugosi’nin oynadığı rolü aniden, hiçbir açıklama olmadan başka bir aktör devam ettirir.
‘‘B türü film’’ işte bu abuklukları, bu marjinalliği, bu baştan savmalığıyla aslında sevimlidir.
***
Roger Corman ‘‘B türü filmler’’in ünlü ustasıdır.
İstediği takdirde beş günde bir filmi tamamlayabilen bu usta, ipe astığı tabakları uçan daire diye yutturmaya çalışan filmleri ile de tanınır.
Aslında o çok iyi bir direktördü, ama ‘‘B türü’’nün kendisine özgü bir seyirci kitlesi olduğunu biliyordu.
Bu seyirci kitlesi filmlerde saçmalık, baştan savma efektler, diyalog olmadığında o filmi izlemek istemiyordu.
Bu yüzden Roger Corman bilerek, isteyerek, ‘kötü film’ yapardı.
***
Hepimiz o eski kötü filmleri hatırlarız.
Hani o özel efektler gelişmeden önce sinemalarda izlediğimiz basit filmleri.
Canavarların o filmlerde içinde insan bulunan maketler olduğu gayet net bellidir.
Patlamalar sokakta atılan maytap gibidir neredeyse.
Ateş açan insanların kuru sıkı attıkları da görülür.
Uçan daireler bir tuhaf uçarlar o filmlerde. Uçan balon gibi bir halleri vardır ve büyük ihtimalle de uçan balondurlar.
Ama bu filmler bazılarımızın içini sıcaklıkla doldurur. Kimimiz hatıralar canlanıyor diye izleriz şimdilerde bunları.
Kimimiz de gerçek bir ‘‘B film’’ düşkünü olduğumuzdan bunları arayıp bulmaya çalışırız.
***
Biz ‘‘B türü film’’ düşkünlerinin en çok tutkun olduğu filmler, Japonlar tarafından yapılmış olan Godzilla filmleriydi.
Bu filmlerde hemen her şey kukla oynuyormuş gibi gelişir.
Neredeyse Godzilla kıyafeti içinde el kol sallayan adamın suratı bile bellidir kostüm içinden.
Godzilla başka canavarlarla savaşa başladığı an ise asıl eğlence başlar.
İki çocuk sokağa çıkıp tahtadan silahla kavga etmeye başlasalar bile bu canavarlar savaşından belki de daha eğlenceli olur.
Bu arada olayları uzaktan seyreden Japonların tepkileri de bir tuhaftır.
İngilizce dublajlı film, Japonların tuhaf oyunları ile birleşince ortaya bir komedi şaheseri çıkar.
İşte eski Godzillalar böyleydi
***
Şimdi Amerika’da yeni Godzillla gösterime girdi.
Bu kez dev canavar, New York’u yakıp yıkıyor.
Tabii ki özel efektler harika, tabii ki yeni canavar artık canlı gibi.
Her şey bilgisayarda mükemmel yapılmış durumda.
Ama bugüne kadar okuduğum tek bir eleştirmen filme iyi demiyor.
Hemen herkes ‘‘eski Godzilla’’yı özlüyor. Yeni Godzilla’nın eskisinin yerini tutamayacağı söyleniyor.
Anlayacağınız sinema dünyasında bir ‘‘B türü film’’ nostaljisi yaşanıyor.
***
Time dergisi son sayısında eski Godzilla filmlerinde kostüm giyerek Godzilla’yı oynayan Japon Kenpachiro Satsuma ile görüşmüş.
Eski Godzilla’yı en iyi bilmesi gereken bu aktör de yeni filmden memnun değil.
Godzilla’yı eskiden sevmiş olanların yenisini sevemeyeceklerini, sonuçta bilgisayarda yapılan Godzilla yerine kendi kostüm giyerek oynadığı Godzilla’nın tekrar popüler olacağını söylüyor Satsuma.
Ben de ona katılıp ‘‘İnşallah’’ diyorum buna, ama olacağına da pek inanmıyorum.
Çünkü George Lucas ve Steven Spielberg bizim özel efekt zevkimizi kalıcı olarak değiştirmeyi başardılar.
Uzay Savaşları ve Jurassic Park’dan sonra eski Godzilla’nın rekabet şansı ne yazık ki fazla kalmadı.
Yapılacak en iyi iş eski filmlerin videolarını bulup bir köşeye koymak galiba.
Paylaş